18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 1 Kasım 2016 4 PKK de olsaydı bunu yapardı Geçen gün bir dostum, biraz da sitem kokan bir şekilde anlatıyordu: Sana bizim torunun videosunu geçecektim, ama telefonun akıllı değilmiş. Değildir, dedim, ben enayi miyim akıllı telefon alayım da telefonum benden akıllı olsun? Artık telefonlarımız, binalarımız, asansörlerimiz, arabalarımız, her şeyimiz akıllı, üstelik bizden de daha akıllı; galiba yakında akılsız yalnız biz kalacağız. Ama her şeyin akıllı olduğu çevrede aklın zerresi yok. Zaman zaman yönetimde olanlara bakıyorum, uyguladıkları politika devleti köşeye sıkıştırmak isteyen karşıtların tam uygulanmasını istedikleri türden. Kürt sorununda durum aynı. Yıllardır hep düşünmüşümdür, Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü için ne yapılmaması gerekiyorsa tam da o yapıldığına göre, acaba Türkiye’yi yönetenlerin kulaklarına bu işin çözülmesini istemeyenler, bazı akıllar fısıldıyor da bizimkiler de onlara kanıp mı, bütün bunları yapıyorlar? HHH 12 Eylül döneminde Diyarbakır hapishanesinde olanları dinledikçe insanları kin ve nefret duygularıyla doldurarak dağa çıkmaya tahrik etmek isteyen PKK bu hapishaneyi yönetseydi, aynen böyle davranırdı diye düşünmüşümdür. 1980’li, 90’lı yıllarda Diyarbakır’a gidişlerimde, hemşerilerinin çoğunluğunun kendini Kürt olarak tanımladıkları kentin duvarlarındaki yanlış yerde kullanıla kullanıla, bir kısım insanımızda artık yanlış çağrışımlar yapan, “Ne mutlu Türküm diyene!” ibaresini görünce kendi kendime hep şu soruyu sormuşumdur: Acaba bu insanlar duvardaki yazıdan mutlu mu oluyorlar, yoksa ifrit mi? Ya da “Türkiye Türklerindir” ibaresini okuyanlar, “o zaman burası da bizimdir” demezler mi, diye düşünür ve sorardım. Kim yazdırıyor bunları duvarlara, bunun yerine “bu vatan hepimizin” yazılsa daha akıllıca olmaz mı? Çözüm süreci denen süreç boyunca, iktidarı kaç kez, ülkenin bir bölgesinde egemenliğin el değiştirip terör örgütüne geçmesi karşısında uyarmış, terör ile mücadelenin tavsatılması, terör örgütünün silahlı eylem hazırlıklarının görmezden gelinmesinin de hata olduğu, bir yandan Kürt sorununun demokratik çözümü için, demokrasi ile özgürlüklerin sınırlarını genişletirken silahlı eyleme karşı mücadelenin sürdürülmesi, ama bunu yaparken Kürt sorununun terör alanından siyasi alana kaydırılmasının da gerçekleştirilmesi için gereken adımların atılması gerektiği konusunda uyarmıştık. Ama iktidar ifrat ile tefrit arasında kolan vurarak, bir ucunda kendini Kürt olarak tanımlayan yurttaşlara baskı, öbür ucunda çözüm diye PKK’nin silah ve patlayıcı tahkimatına göz yumma abesliği bulunan bir çizgi üzerinde gidip gelmeyi sürdürüyordu. O zaman da hep şunu soruyordum: Bütün bu saçmalıkları bunların kulaklarına kim fısıldıyor? HHH Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Gültan Kışanak ile Fırat Anlı gözaltına alınıp ardından tutuklandıklarında da düşündüm: Tam PKK’nin hendek politikaları başarısızlıkla sonuçlanmış, eylemlerinin istediği amaçları vermeyeceğinin anlaşılmış olduğu, yerli halkın desteğini umduğu ölçüde sağlayamayacağının belirtilerinin arttığı bir dönemde, yapılması gereken en akıllıca şey, bir yandan teröre karşı önlemleri artırırken öte yandan da terör örgütünü elden geldiğince izole etmek için, sorunun ağırlığını siyasal alana kaydırmak üzere, demokratik önlemleri artırmak değil midir? Kuşkusuz, Kürt sivil siyaset kurumlarının ikircikli bir konumda olduklarını, PKK ile aralarına net bir çizgi çekmekte başarılı olamadıkları herkesin malumu. Ama dünyadaki benzer durumlarda da görülen bu olguyu aşmak için yapılacak şey baskıyı terör örgütüne yöneltirken sivil siyasetin alanını genişletecek, elini kuvvetlendirecek önlemler alması değil midir? Bunları yapmak yerine seçilmiş siyasetçilerin gözaltına alınmaları, PKK’nin ekmeğine yağ sürmek olmuyor mu?? Allah aşkına kim fısıldıyor bu akılları bunların kulaklarına? Son Cumhuriyet operasyonuna da aynı açıdan bakınca, eklenecek fazla bir şey olmadığı da görülüyor. Hükümetten ilk yorum Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında Saray’da gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamalarda Cumhuriyet’e düzenlenen operasyonu gazeteye yönelik bir soruşturma olarak değerlendirmedi. Kurtulmuş Cumhuriyet’e operasyonla ilgili sorulara şu yanıtı verdi: “Düzeltelim, Cumhuriyet’in yazar kadrosuna değil, Yenigün Haber Yayıncılık Grubuna, 18.08.2016 tarihinde başlatılan soruşturma var. Tüzel kişiliğe açılan bir soruşturmadır. Devam eden hukuki bir süreç var. Siyaset olarak şöyle böyle olsun dememiz mümkün değil.” Cumhuriyet’e darbe EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Hitler’in 21. yüzyıl versiyonu’KTGEOMAPAZLAELTNKETIMLISIÇİZINDİNAAHRKOAABTĞEILLRDUI Gazetemizin Ankara Temsilciliği’ni ziyaret eden CHP lideri Kılıçdaroğlu “Cumhuriyet gazetesi darbe dönemlerinde hep bedel ödedi, sonuçta hep haklı çıktı” dedi Meclis’e taşındı ‘İnandırıcı değil’ CHP Milletvekili Fikri Sağlar, gazetemize yönelik operas Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, gazetemize yö yonu Başbakan Binali Yıldırım’ın nelik operasyona ilişkin, “Huku yanıtlaması istemiyle verdiği so ki, adli değil, siyasi ve idari bir ka ru önergesiyle Meclis gündemine rardır” dedi. Baykal, operasyonun taşıdı. Önergede “Operasyon ba ‘FETÖ’ soruşturmalarını sulandıra sın özgürlüğüne doğrudan yapı cağını ifade ederken “Yargıyla ilgili lan saldırı olarak nitelendirilmek çok ciddi kaygı verici bir tablonun tedir” ifadesini kullanan Sağlar, bulunduğu bu operasyonla ortaya şu sorulara yanıt istedi: “Cumhu çıkmıştır. Savcılık ince bir yakla riyet Gazetesi’ne cumhuriyet ke şım içine girmiş. Diyor ki, ‘FETÖ’cü limesinden dolayı antipatiniz mi ve PKK üyesi olmamakla birlik vardır? Neden farklı görüşlere bu te onlar adına suç işleyen kişile kadar tahammülsüzsünüz? Sıra ri soruşturmak üzere’ diyor. Bunun Destekhangi muhaliftedir?” inandırıcı bir yönü yok” dedi. Kılıçdaroğlu başlık önerdi: IŞİD’i unutmuşlar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basın açıklamasını anımsatarak, gerek Nisan 2013’teki vakıf toplantısını, gerekse 15 Temmuz’daki yayınlarla darbeye zemin hazırlama suçlamalarına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Yasalarımıza göre terör örgütü sayılan örgütleri peş peşe sıralamışlar. IŞİD’i çığ gibidahil etmemekle bir istisna yapmışlar. Kokteyl suç” dedi. Siyasiler, sendika ve sivil toplum örgütü temsilcileri gazetemize akın etti CHP’liler, gazeteciler, sendika, sivil toplum örgütü ve meslek örgütü temsilcileri gazetemize destek ziyaretinde bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak: Türkiye’de bir diktatörya darbesi var ve toplumu bilgilendirecek, aydınlatacak herkesi toplayarak Türkiye’de önlerindeki tüm engelleri kaldırmaya çalışıyorlar. Eğer bir karikatürcüye kadar bu iş gelmişse Türkiye’nin vay haline. Dimdik durmak lazım. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: AKP’nin darbesi ile karşı karşıyayız. Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet’in sembollerinden biridir. Cumhuriyet Gazetesi’nde amaç kayyıma teslim etmektir. İzin vermeyiz. CHP Milletvekili Süleyman Çelebi: Cumhuriyet’e yapılan demokrasiye, Cumhuriyet değerlerine, Atatürk devrimlerine operasyondur. Bir rövanş almadır. Lafın bittiği noktadayız. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş: AKP iktidarı Cumhuriyet ile olan hesaplaşmasını bu kez Cumhuriyet gazetesi üzerinden yapıyor. Çünkü biliyor ki Cumhuriyet Gazetesi susturulursa Türkiye’deki çağdaşlık, laiklik ve modern yaşam tarzının sözcüsü susar. CHP Milletvekili Mahmut Tanal: Cumhuriyet kurulduğu günden bugüne demokrasi, hukuk devleti, özgürlükleri savundu. Gün birlik ve dayanışma günü. Faşizme karşı omuz omuza vermenin günüdür. CHP Milletvekili Enis Berberoğlu: Bu gazete bütün darbelerde mağdur olmuş bir gazete. Bu gazeteye darbeci, terörist demek akla ziyandır. ‘12 Eylül gibi...’ Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan: ‘Darbe atlatıldı’ sözleri, açıklamaları geçersizdir. Darbe atlatılmamış demek ki... Muhalif basın çok açık susturuluyor. 12 Eylülle benzer koşullarda yaşadığımızı söylemek mümkün.” İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu: Getirilen isnat Gazatemize dayanışma ziyaretinde bulunan CHP’liler, “Cumhuriyet’in susturulmasına izin vermeyeceğiz” dedi. lara baktığınızda bütün bunların bir yandan FETÖ, bir yandan PKK/KCK ile birleştirilmesi akıl tutulmasından başka bir şey değildir. Herkes yargılanabilir, önemli olan nokta nasıl yargılandığıdır. Türkiye İnsan Hakları Vakfı yöneticisi Ümit Efe: “Her gün, her sabah insan hakları ihlalleri ile uyanmak istemiyoruz. Gazeteport Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Hoş: Gazeteciliğe, özgürlüğe, gerçeğin öğrenilmesine saldırıdır ve biat etmeyini susturma ve yok etme operasyonudur. Çok sayıda kişi de Twitter üzerinden destek mesajlarını iletti. ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel: Basın ve ifade özgürlüğü için, demokrat Türkiye için, biz de muhalefete devam ediyoruz. Birkaç muhalif basın organından biri daha susturuluyor. Sessiz kalmayacağız. CHP Milletvekili Muharrem İnce: Bu baskın, Cumhuriyet gazetesinin tarihine sadece yeni bir sayfa ekler. Cumhuriyet’i size yedirmeyiz. Siz FETÖ ile kol kola yürürken Cumhuriyet gazetesi bedel ödüyordu. ‘Başkanlık hesabı’ ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş: Gözaltılar Başkanlık rejiminin önündeki engellerin kaldırılması operasyonudur. Bu dikiş tutmaz. Sanatçı Suavi: Cumhuriyeti savunduğunu söyleyen iktidar Cumhuriyet’in 93. yılında Cumhuriyet’e operasyon yaptırıyor. Sizce de ilginç değil mi? Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi: Gün, Cumhuriyete ve onun kurucu değerlerine her zamankinden daha fazla sahip çıkma günüdür. Birleşik Haziran Hareketi: Kendilerini eleştiren herkesi ‘kokteyl terör’ kolaycılığı üzerinden peşinen suçlu ilan etmeye hazır bir iktidar var karşımızda. AKP ve FETÖ aynı madalyonun iki yüzüdür. Bu gerçeği örtmek için söylediğiniz yalanlar ve yaptığınız operasyonlar sizi kurtarmayacak. Gazetemizi ziyaret edenler arasında CHP Milletvekilleri Selina Doğan, Dr. Ali Şeker, Süleyman Çelebi, Dursun Çiçek, eski CHP milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, CHP İstanbul Başkan Yardımcıları Yağmur Geygen, Muharrem Çatalkaya, Şeyma Dumrul, İsmail Polat, CHP İstanbul İl Sekreteri Dr. Hakkı Sağlam, CHP Gençlik Kolları Başkanı Kenan Otlu, CHP Üsküdar Gençlik Kolları Başkanı Mert Bahçetepe, Avrupalı Genç Sosyalistler Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, CHP ilçe örgütleri, CHP İBB Grupbaşkanvekili Ertuğrul Gülveser, gazeteci Celal Başlangıç, Yazgülü ‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI’ l İnsan Hakları Derneği: Halkın haber alma hakları keyfi ve gerekçesiz gizlilik kararlarıyla ihlal edilmektedir. Cumhuriyet gazetenin özgürlüğünü savunuyoruz. Başta iktidar olmak üzere, herkes, Cumhuriyet’in ifade özgürlüğü hakkına saygı göstermelidir. Gö zaltı kararları derhal geri alınsın. lCumartesi Anneleri: Yanınızdayız. Sesimizin kısılmasına daha fazla sessiz kalmayacağız. l TMMOB Mimarlar Odası: Hukuksuz ve baskıcı, şiddete dayalı uygulamaları reddediyoruz. l Türkiye Komünist Hareketi: Geçmişte Gülen’i eleştirdiği için yayını durdurulan Cumhuriyet’e FETÖ’den operasyon yapan iktidar sahiplerine unuttukları bir şeyi tekrar hatırlatmak istiyoruz. Bu mücadele bitmeyecek ve emekten, eşitlikten ve özgürlükten yana olanlar kazanacak. Aldoğan, Gila Benmayor, Hakan Aygün, Enver Aysever, Bülent Mumay, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Cenap Sarıalioğlu, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul SMMMO, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Gezi direnişinde yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, Gezi gazisi Erdal Sarıkaya, Evrensel ve Birgün gazeteleri çalışanları yer aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemize yönelik operasyonun ardından Ankara Temsilciliğimizi ziyaret etti. Gazetemiz muhabir ve yazarlarıyla gelişmeleri değerlendiren Kılıçdaroğlu, ardından Temsilcimiz Erdem Gül ve Haber Müdürümüz Ayşe Sayın’la birlikte İstanbul Büro ile her gün gerçekleştirilen haber toplantısına girdi. Cumhuriyet’in her darbe döneminde darbecilerin baş belası olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Uğur Mumcu’lara, Ahmet Taner Kışlalı’lara baktığınız zaman bütün darbe dönemlerinde bedel ödeyen bir gazete oldu. Ama sonuçta tarihin her döneminde en azından haklı çıkan bir gazete. Sizler de haklı çıkacaksınız. Bunu hepimiz biliyoruz ” dedi. ‘Hükümet geldi’ Muhabir ve yazarlarla gazetemize yönelik operasyona ilişkin sohbet eden Kılıçdaroğlu, “IŞİD tehdidi altındaydık, IŞİD yerine polis geldi” ifadelerine ise, “Polis değil hükümet geldi” karşılığını verdi. Gazetemizin 12 Mart’ta yaşadığı sıkıntıları anımsatan Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet böyle bir olayı daha ağır şekilde 1971’de yaşamıştı. Hitler’in 21. yüzyıl versiyonunu yaşıyoruz, Führer’e doğru...” diye konuştu. Tüm sıkıntılara karşın Cumhuriyet çalışanlarının dik bir duruş sergilediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Cumhuriyet, Cumhuriyetle yaşıt olan bir gazete, sıradan bir gazete değil.” Beraber mücadele Erdem Gül ve Ayşe Sayın’la birlikte İstanbul’daki gazetemizin genel merkezine gündem toplantısına görüntülü bağlanan Kılıçdaroğlu, gazeteler arasındaki rekabet koşullarının artık değiştiğini belirterek “Özgürlüğü savunanlar ile savunmayanlar arasında bir rekabet olacak” dedi. Kılıçdaroğlu, “Gönlümüz sizin yanınızda, sizi savunuyoruz. Çünkü demokrasiyi, özgürlügü savunuyoruz. Bu ülkeye demokrasinin gelmesi için özgürlüklerin, kadın erkek eşitliğinin, medya özgürlüğünün, bilimsel özgürlüğün yerleşmesini savunan bir gazete. Cumhuriyet’i, siyasi görüşü ne olursa olsun ülkenin tüm aydınlarının savunması gerekir. Size de, bize de büyük görevler düşüyor. Mücadeleyi beraber götüreceğiz” diye konuştu. ‘Karşı darbe’ Ziyaretin ardından gazetemiz binasının önünde açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimine karşı ortak tavır sergilediğini belirtti. “Bu bizim tarihimizde bir ilktir” diyen Kılıçdaroğlu, bunun genişlemesi gerekirken, karşı darbeyle karşı karşıya kalındığını kaydetti. Darbe fırsatçılığı yapılarak, toplumun aydın kesimlerinin susturulmak istendiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Parlamentodan alınan yetkilerle KHK çıkararak anayasal düzen değiştirilmek istendi. Anayasa hükmünde kararname çıkarıyorlar artık. Bunun sorumlularından biri de Anayasa Mahkemesi’dir. Eski içtihatında direnebilseydi, bu tablo gerçekleşmeyecekti” dedi. Cumhuriyet’in koşulu Katledilen Cumhuriyet yazarlarını anımsatan Kılıçdaroğlu Cumhuriyet’in her darbe sonrası en ağır bedelleri ödediğine dikkat çekti. CHP lideri şöye seslendi: “Demokrasiye ve özgürlüklere hep birlikte sahip çıkmak zorundayız. Bunun önkoşulu da Cumhuriyet’e sahip çıkmaktan geçiyor. Bütün gazetecilere seslenmek istiyorum; eğer baskılara ortak direnç gösterebilirsek o zaman, demokrasiyi de ortak savunma durumuna gelmiş oluruz. Cumhuriyet gazetesine baskı yapıldı ses çıkarmayalım, bir başka gazeteye baskı yapıldı ses çıkarmayalım. Bir gün sıra onlara da gelir.” l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle