18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 1 Kasım 2016 14 Dağlıca’da 3 şehit Akıl, bayrak, din ve Cumhuriyet 1970’li yıllarda değerli insan Prof. Suat Bilge ile dış ilişkileri konuşurken Türkiye ve Yunanistan arasındaki farkları da değerlendirirdik. Yunanistan’ın (ve insanının) Helenizm ile din (Ortodoksluk) arasında kurduğu bütünleşme ona içeride ve dışarıda yarar sağlıyordu. Kilise, Helenizm ve bayrak bütünleşmesi ulusçuluğunu (milliyetçiliğini) küresel ve evrensel hale getiriyor, içeride de birliğini güçlendiriyordu. İlginçtir Kıbrıs Türkleri camilerinde Türk bayrağı asarlar. Ulusal kimlik ve Müslümanlığı örtüştürmüşlerdir. KKTC kurulmadan, 1974’ten, Barış Harekâtı’ndan önce de bu böyleydi. Türkler üzerinde İngiliz ve Rum emperyalizmine karşı bu faktör önemli rol oynadı. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ların doğmasına ortam hazırladı. Türkiye’de az bilinir: Kıbrıs Türkleri Atatürk Devrimleri’ni Ankara ile birlikte erkenden gönüllü olarak desteklediler ve uyguladılar. Türkiye’de ise ulusçuluk, ulusallık ve din, “bütünleştirme yerine ayrıştırma ve kutuplaştırma için” hep istismar edildi. Atatürk devrimleri bu sorunu, “laiklik” ile çözerek çağdaş ve uygar dünyaya adımlarını atmaya başlamıştı ancak; önce iki bloklu dünyada sola ve Rusya’ya karşı Türkiye’de dincilik Batı tarafından kullanıldı; gericilik, tarikatlar ve cemaatçilik sola ve Atatürk devrimlerine karşı bir maşa oldu. Batı ve NATO içine sokulan Türkiye “onlar gibi olacağına, onların maşası haline dönüştürüldü”. Antidemokratik örgütlenmeler ve eylemler Batı ve içimizdeki Cumhuriyet düşmanı odaklar tarafından desteklendi. Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nda (TMGT) 5 yıl boyunca dış ilişkiler komisyonu başkanı olarak görev yaparken bunu şahsen birebir yaşama, anlama ve değerlendirme şansım (!) oldu. Olması gereken mi? Normal, uygar ve demokratik bir ülkede siyasi, iktisadi, güvenlik ve kültürel (dini) faktörler bir arabanın dört tekerleği gibi birbirlerini tamamlayarak yürürler. Bu tamamlaşmalar teknik deyimi ile, “hem bireysel hem de toplumsal olarak dışsallıklar sağlar”. Ne mi olur? İktisadi refah düzeyi artar Bireyin çıkarları ile toplumun makro yararı arasında denge sağlanır. Trafikten bireysel özgürlüklere, yaşam tarzından mimari düzene ve çevreciliğe kadar olumlu gelişmeler ortaya çıkar. Eğitim uygar ölçülerde yürür. Bu dört faktör arasında dengeler bozulduğu, tekerleklerden biri diğer üç tekerleğin önüne geçtiği zaman, “dinci faşizmden askeri diktaya ve vahşi kapitalizmin dayatmalarına kadar kantarın topuzu kaçar ve toplum çöker”. Ümmetçiliği esas alınca bunlar olur. Türkiye mi? Avrupa tarzında demokrasi ve parlamenter düzen yerine, “dine dayalı siyasi, idari, iktisadi ve kültürel dayatmalar” düzeni ortaya çıkar. Aynen 1.5 milyarlık İslam dünyasının (yüzde 95’inin) yaşadığı karmaşa ve savaş düzeni yaşanmaya başlar. İnsanı ve toplumu uygar ve çağdaş bir demokratik düzen içinde algılamak yerine El Kaide’den FETÖ’ye kadar uzanan dinci örgütlenmeler, “çağdaş demokratik örgütlenmelerin” yerini alır. Ve bu durum, yığımlı (kümülatif) olarak kendi eksilerini yaratmaya başlar. Hamamböceğinin deterjana, çocuğun uyuşturucuya alışması gibi. Bugün Türkiye’de asırlar öncesinin karanlığında sıkışıp kalan Cumhuriyet, demokrasi ve Atatürk düşmanları sonuçta FETÖ’leri ve IŞİD’leri üretir hale gelen bataklığı oluşturdular. Hele arkalarına bir de Türkiye ve bölge üzerinde hesapları olan emperyalist güçler eklenince. 29 Ekim’de kutladığımız Cumhuriyet Bayramı’mız “emperyalizme ve dinci karanlık dünyaya karşı verilen savaşın bayramıdır”. Allah bize akıl dediğimiz en değerli şeyi vermiş: aklımızı kullanıp akılcı olalım; çözüm yollarımızı aklımızla yaratalım, hurafelere gömülmeyelim diye. Sen hâlâ aklını kullanmayıp kamyonunun arkasına “Allah’a emanet” yazarsan sana verilen emanete ihanet etmiş olmaz mısın? Allah’ın verdiği aklı kullan, kamyonunu kendin emniyete al. 1 Kasım 2016 SAYI: 33263 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.00 05.44 06.06 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.28 12.55 15.41 07.10 12.39 15.28 07.30 13.02 15.53 Akşam 18.10 17.56 18.21 Yatsı 19.30 19.15 19.39 Operasyonda olan güvenlik güçleriyle PKK’liler arasında çıkan çatışmada 3 asker şehit oldu, 1 asker de yaralandı Hakkâri Yüksekova’nın Dağlıca bölgesindeki Hisar Dağı’nda operasyonda olan güvenlik güçleri ile PKK’liler arasında dün saat 11.15 sıralarında çatışma çıktı. Çatışmada 3 uzman çavuş şehit oldu, 1 asker de yaralandı. Operasyonda 9 PKK’li öldürülürken 4 PKK’li de ağır yaralı olarak yakalandı. Dağlıca’da çıkan çatışmada şehit olan 3 askerden ikisinin acı haberi Afyonkarahisar’a ulaştı. 45 gün önce nişanlandı Piyade Uzman Çavuş Fatih Ak’ın Afyonkarahisar’ın Çay ilçesine bağlı Karamık Karacaören Fatih Ak Nuri Başaran İsmail Koç beldesinde yaşayan ailesi acı haberle sarsıldı. Ak’ın 45 gün önce memleketine gelerek nişanlandığı ve 1 hafta sonra Hakkâri’deki görev yerine döndüğü kaydedildi. Babası zorlukla okutmuş Piyade Uzman Çavuş Nuri Başaran’ın acı haberi Bolvadin İl çesi Yıldırım Mahallesi’nde evine ulaştı. Sinir krizi geçiren anne Hatice Başaran’ı yakınları sakinleştirmeye çalıştı. Baba Sait Başaran’ın at arabasıyla taşıyıcılık yaparak okuttuğu Şehit Nuri Başaran’ın, 1’i kız 3 kardeşi daha olduğu belirtildi. 1 ay sonra sözlenecekti Dağlıca’da şehit olan 26 yaşındaki Piyade Uzman Çavuş İsmail Koç’un Ankara’nın Haymana ilçesindeki baba ocağına ateş düştü. Selahattin ve Halime Koç çiftine acı haberi, askeri yetkililer verdi. Şehidin 1 ay sonra sözleneceği öğrenildi. l Yurt Haberleri ‘Yangın ne zaman sönecek’CENAZE TÖRENİNDE ŞEHİDİN YAKINLARI FERYAT ETTİ Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde güvenlik güçlerinin operas yonu sırasında PKK’lilerin havanlı saldırısında şehit olan 25 yaşında ki Piyade Uzman Çavuş Selim Şe ner için Kayseri’nin Melikgazi ilçe sinde tören düzenlendi. Şehidin ce nazesi ilk olarak Şirinte pe Mahallesi’ndeki evine getirilerek helallik alındı. Anne Fatma Şener, oğ lunun Türk bayrağına sarılı tabutu helallik için eve getirildiğinde, “Ağ lamayacağım. O hainleri sevindirmeyeceğim. Be nim bir oğlum şehit ol du, binlerce evladım oldu. Oğlum vatana feda Selim Şener olsun” diye bağırdı. Şehidin baba sı Hasan ile kardeşleri de, Kalemkırdı Camii’nin avlusunda meta Şehit uzman çavuşun annesi Fatma Şener’i yakınları teselli etti. netlerini korumaya çalıştı. Bu sırada bir şehit yakını kadın, “Bu yan Kılıçdaroğlu’nun çelengi kaldırıldı gın ne zaman sönecek” diye ağladı. Şehit için daha sonra Kalemkırdı Camii’nde tören düzenlendi. Kartal Hava Şehitliği’ne götürülerek burada toprağa verildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TSK, Kayseri ve Sivas Valiliği cenazeye çelenk gönderdi. Kılıçdaroğlu’nun gönderdiği iki çelenkten biri görevliler tarafından avludan kaldırıldı. l DHA ‘Ben FETÖ’cüysem 79 milyon da FETÖ’cü!’ Yandaş basının hedef haline getirdiği Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, başına gelenleri anlattı YUSUF ÖZKAN Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, sadece bugünlerde değil, 1725 Aralık sürecinden önce de Fethullahçı Terör Örgütü’yle (FETÖ) mücadele ettiğini vurgulayarak, “Ben FETÖ’cüysem bu ülkede yaşayan 79 milyon da FETÖ’cüdür. Onlar bizim zihniyetimize düşman” dedi. Başkanlık referandumu yerine, gelecek nisan, mayıs aylarında baskın erken genel seçim olasılığına dikkat çeken Çerçioğlu, CHP’nin kentteki oylarının yüzde 44, yerel seçimde ise yüzde 51’e ulaşacağını savundu. İki dönem milletvekilliğinin ardından Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan ve “Topuklu Efe” olarak anılmaya başlanan Çerçioğlu’yla, siyaset ve yerel yönetim üzerine söyleştik. 100 milyonluk kamulaştırma Öncelikle Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerinin, başlı başına bir “kadın devrimi” olduğunu vurgulayarak, “İki dönem milletvekilliğinin ardından belediye başkanlığı yapıyorsam, Atatürk sayesindedir. Bütün haklarımızı o verdi bize. Eşitlik ve özgürlüğü aşıladı” dedi. Göreve gelmesinin ardından Aydın’a “kadın eli” değdiğini anlatarak, özellikle kadının üretime katılması ve gelir elde etmesi için projeler geliştirdiğini söyledi. Dezavantajlı bölgelerde bulunan 26 kültür merkezinde toplam 15 bin öğrencinin, ders saatleri dışında etüt çalışması yaptığını, buralarda atanamayan öğretmenlerin görevlendirildiğini söyleyen Çerçioğlu, 100 milyon liralık kamulaştırmayla, kent merkezinde yüzlerce dönümlük yeşil alan yarattıklarını anlattı. Çerçioğlu, Türkiye genelinde ol duğu gibi geçiminin önemli bölümü tarıma dayanan Aydın’da da üreticinin zorda olduğunu anımsatarak, “Büyükşehir belediyesi olarak hangi çiftçimizin malı tarlasında kaldıysa alıyoruz. Bunları yemek fabrikamızda değerlendiriyoruz, yurttaşlara dağıtıyoruz” dedi. ‘FETÖ ile mücadelem yeni değil’ Belediye danışmanlarından Erkan Karaaslan’ın FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanmasının ardından yandaş basının hedef tahtasına konulan Çerçioğlu, aynı kişinin AKP’li Denizli, Adana, Gaziantep büyükşehir belediyeleriyle, bazı MHP’li yerel yönetimler için de danışmanlık yaptığını anımsattı, Karaaslan’ın şahsi danışmanı olmadığını söyledi. Kendisinin yıllardır bu örgütle mücadele ettiğini belirten Çerçioğlu, “Sadece şimdi değil, 1725 Aralık’tan önce de mücadele veriyordum. Bunlar evimi gözetledi, Büyükşehire en son gelen 6 müfettişin 4’ü FETÖ’den açığa alındı. On Özlem Çerçioğlu ların profiline uymadığım, çağdaş, modern, Atatürkçü bir kadın belediye başkanı olduğum için uğraştılar benimle. Sorunun temeli burada. Eğer ben FETÖ’cüysem, bu ülkede yaşayan 79 milyon da FETÖ’cüdür. Bilerek isteyerek bu işi sulandırmak isteyen bir grup var. Bunlar da FETÖ’cüdür” dedi. ‘Erken seçim bekliyorum’ Başkanlık referandumu yerine 2017 nisan, mayıs aylarında baskın erken genel seçim, 2018’in aynı aylarında da yerel seçim beklediğini söyleyen Çerçioğlu, “AKP’nin, Meclis’te 330’u bulsa bile referanduma gitmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü bugün HDP’nin, MHP’nin durumu ortada olduğu için, AKP’nin de bir B planı var” diye konuştu. Aydın için oy oranı beklentilerini sorduğumuzda da, CHP’nin genel seçimlerde yüzde 44, yerel seçimde ise yüzde 51’in üzerine çıkacağını tahmin ettiklerini söyledi. l AYDIN yorum EDİTÖR: TAMER KAYAŞ ÖzAgecanr Kavşak ‘Tehlikenin Farkında mısınız?’ “Bu sıla hasreti artık bitsin istiyoruz. Bu ülke sana hasret…” sözlerini kim söyledi? 1725 Aralık 2015 bir dönemeç oldu! Sonra ne oldu? “Aldatıldık, çok safmışız! FETÖ’nün menzili (hedefi) bizimle aynı olduğu için yardım ettik. Ne istedilerse verdik. Rabbim ve milletim beni affetsin!” sözleri ile kim günah çıkarmak istedi? Sonra ne oldu? 15 Temmuz 2016 FETÖ intikam al RTEFETÖ maya kalktı. Yaklaşık 250 masum insan öldü. Ama koynunda yılan besleyen Sultan’ın ekmeğine yağ sürülmedi mi? HHH 20 Temmuz Sabah: 17 bin 138 personel açığa alındı… 23 Temmuz Haber Türk: 1 haftada 70 bine yakın görevden uzaklaştırma… 10 Ağustos Cumhuriyet: Diyanet’te operasyon 3 bin 672 personel görevden uzaklaştırıldı… 12 Ağustos Milliyet: İçişleri Bakanı Efkan Ala açıkladı: “Tutuklu sayısı 16 bin 899…” 14 Ağustos Sözcü: Başbakan Binali Yıldırım açıkladı: “76 bin 597 kişi açıkta 4 bin 897 memur atıldı…” 25 Ağustos Milliyet: 2 bin 847 hâkim ve savcıya ihraç şoku… 31 Ağustos Sabah: 101 yayınevi, müzik ve film yapımcısına FETÖ işlemi… 5 Ekim Sözcü: 12 bin 801 po Çizer Taner Özek. lis görevinden alındı… 25 Ekim Milliyet: Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz: “28 bin öğretmen ihraç edildi…” 30 Ekim Milliyet: İki yeni KHK yayımlandı 10 bin 170 personele ihraç… Peki, devletin istihbaratı, güvenliği de mi FETÖ’ye ne istediyse vermişti? Devletin istihbaratı ve güvenliği 15 Temmuz’da mı horlamadan uyandı? HHH 9 Ekim gazeteler: Başbakan Yıldırım, İstanbul Tuzla’daki lojistik destek gemisinin denize indirilmesi töreninde “Türkiye, istikrarsızlık ortamında bir istikrar adasıdır!” dedi. 31 Ekim gazeteler: Başbakan Yıldırım “Başkanlık gelmezse Türkiye bölünür!” Hani istikrar adasıydı? Bu tehdit neden? HHH Önce İlhan Selçuk’u, Mustafa Balbay’ı, Erol Manisalı’yı tutukladılar, Selçuk’un ölümüne de neden olarak Cumhuriyet gazetesine ilk “darbeyi” vurdular. Adını Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğu, Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt Cumhuriyet gazetesine ikinci “darbe” dün sabah geldi! 15 yönetici ve meslektaşımıza apar topar “gözaltına alma kararı” çıktı. Emil Gustav Friedrich Martin Niemöller bir Alman ilahiyatçısı idi. Önceleri Nazi yanlısı idi. Sonraları gerçeği gördü ve şöyle konuştu: “Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim. Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim. Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı!” Gözaltına alınan her meslektaşımla aynı görüşte olmayabilirim. Fransız aydınlanma çağının yazarlarından, Voltaire olarak tanınan François Marie Arouet’ın söylediği aktarılan şu sözleri anımsayalım: “Yazdıklarınızdan nefret ediyorum ama yazmaya devam etmeniz için canımı veririm!” Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularından İsmet İnönü ne demişti? “Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur.” Tehlikenin farkında mısınız? Bir Not: “Otomania” dizisine istemeyerek ara verdim. Devam edeceğim! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle