21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA El ele Emniyet’e İzmir’deki operasyonda 2 öğretmen çiftinin evine baskın yapıldı. Öğretmenler H.A. ve eşi P.A el ele tutuşarak Emniyet binasına girdi. İki aylık bebeği olan öğretmen S.K. ve eşi Ö.K. bebeklerini çağırdıkları bir yakınlarına bıraktıktan sonra gözaltına alındı. Tepkiler üzerine bebeğin annesi serbest bırakıldı. İzmir’de toplam 10 kişi gözaltına alındı. Çifte yıkım Ankara’da gözaltına alınan hemşire Leyla Durmaz’ın avukatı Deniz Özbilgin, müvekkilinin iki yıldır kanser tedavisi gördüğünü söyledi. Durmaz’ın hastalığı nedeniyle izinli olduğunu belirten Özbilgin, “Sağlık durumu nezarethanede kalmasına elverişli değil. Şu an ilaçlarını kullanamıyor” dedi. Durmaz’ın sakladığı hastalığını ailesi operasyonla öğrendi. Bir kişinin de hastanede solunum cihazına bağlı annesine refakat ederken gözaltına alındığı bildirildi. Operasyon eşleri ayırdı Operasyon kapsamında Antalya’da gözaltına alınan KESK Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek ve eşi Mehtap Şimşek ilginç bir muameleye tabi tutuldu. Akman Şimşek uçakla Ankara’ya gönderilirken eşi de İzmir’e gönderildi. Şimşek çiftinin sorgusunun ayrı illerde yapılacağı kaydedildi. Geçip Giderken Zaman Naçizane, yazara, çizere, aydına, entele, entelektüele, sosyoloğa, psikoloğa, THY yönetimine, köşe yazarına, sana, bana, kendime bir uyarım var. Ne olur yapmayın; siz siz olun şu menhus “zamanın ruhuna” bu kadar yüz vermeyin. Zaman geçer, devir değişir, bilim gelişir, teknoloji sizi küçük düşürür, kuantum susturur, diyalektik utandırır. Yapmayın, kestirme çözümlerinizi hiçbir şeyden haberi olmayan, yalnızca geçip giden zamana yüklemeyin. Çözümü kestirmede aramayın, çözülmez. Biliyorum kimse dinlemez. Sosyolog, gazetenin yazıişlerinde sözlerine nasıl başlık atılacağını bilemediği için saf saf konuşur. Sözleri “Türk kimliği yaratılmış bir kavram”a dönüşür. Siz sözün temelini es geçmeseniz, “Etnik temeli de var” deseniz de artık ne çare, “zamanın ve yazıişlerinin ruhu” sizi alıp götürür. ??? Bakın Başbakan da nasıl harikulade kestirmelerle, ne çok sorun çözüyor. İşte güvenilir gazetesi Sabah manşetten veriyor: “Kimse karşımıza Kürtlükle de Türklükle de çıkmasın.” Oysa biliyoruz ki Kürtlükle de çıkacak, Türklükle de. Her ikisinin de farklı istekleri, farklı özlemleri var. İkisinin de solcusu, sosyalisti, milliyetçisi, ulusçusu, ırkçısı var. Kürt, dilini istiyor, farklılığının bilinmesini, tanınmasını istiyor, kendini yönetmek istiyor. Çektiği acıların bedelini istiyor. Türk de memleketin bölünmesinden parçalanmasından korkuyor, kızıyor, ökeleniyor. Bunca zahmetle kurulmuş “ulusal birliğin” dağılmasından çekiniyor. Çağdaş uygarlık diyen Batı’ya giderken, kafasındaki Doğu’yu atamıyor, İslamcısı Sünni devlet egemenliğinin kırılmasından korkuyor, Aleviye de Kürt’e de hayat alanı bırakmak istemiyor. Bu nedenle AKP’li Türk, partisine “dur biraz” demeye başlıyor. Sorunların karmaşık dünyası, çelişkilerin çözümü gösteren muhtevası kaybolup gidiyor zamanın bu kaotik ruhunda. Peki aydın ne yapsın bu dağdağanın içinde? Çelişkilerin muhtevasına, yani sınıf özüne baksın, onun hayalini kursun, zamanın ruhunu değil, onu koklasın. ??? Demem odur ki gerçekleri görmeden sorunlar çözülmez. Kestirme yollar yoktur. Zamanın ruhu dediğiniz, sizi hep teslim olmaya çağıran şey uçup gidiveren parfüm gibidir. Peki ne yapmalı? Gerçeği görmeli, dayatmamalı, tek adamlardan, onların her şeyi bilen biricik çözücü olmasından tedirgin olmalı. “İmralı ne derse odur” diyenden de, “Erdoğan ne diyorsa o” diyenden de ürkmeli biraz. Uçağa giderken bir kere daha okudum yazdıklarımı. Yazının başında THY yönetiminden de söz etmişim de meramımı tam anlatamamışım; olsun, onlar da zamanın güdük ruhunun kurbanı ne de olsa. “Sakın yenilmeyin, teslim olmayın” diye bitireyim de bu yazıyı ey okuyucu, uçağa gideyim. Gökyüzünde hem Silivri kapılarında “duruşmalar aleni yapılır” ilkesinin geçerli olmadığı bir kere daha görülmüş olsa bile, “Beşinci pakete mi kalacak Balbay’lara yapılan haksızlığın giderilmesi, siyaset sahnesi yine baştan mı savacak” diye söyleneyim, hem “İşte çıktılar; Gülşah, Yağmur, Deniz, hep bekleyenler kavuştular sevdiklerine” diye hayal kurayım, hem de Berlin’i, Gorleben’i, atom çöplerinin bize, zamana, hayallerimize neler yaptığını, daha da neler yapacağını sizlere anlatmaya söz vereyim. Hayaldir, hayal kurmaktır çünkü her şeyi değiştiren, değiştirecek olan. Mahmet Şimşek 3 aylık bebeğe gözaltı CİHAN ORUÇOĞLU 28 ilde düzenlenen DHKPC operasyonunda KESK hedef alındı Memur dalgası Haber Merkezi Öğrenciler, sendikacılar ve avukatların ardından gözaltı dalgası dün memurlara ulaştı. Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere 28 ilde “terör örgütü DHKPC üyeliği” suçlamasıyla yapılan operasyonda 167 memur hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. KESK Genel Merkezi’nin de aralarında bulunduğu kamu sendikaları, SGK müdürlükleri, hastane, belediye binalarına baskınlar düzenleyen polis ekipleri, doktor, hemşire, sağlık memuru, öğretmenleri gözaltına aldı. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, sendikalarına yönelik baskın ve gözaltıları kınayarak “AKP hükümeti ileri demokrasi adı altında muhalefet eden herkesi gözaltına alıp tutukluyor” dedi. Son yıllarda “DHKPC” adı altında düzenlenen operasyonlar kapsamında yapılan büyük gözaltı dalgası dün yaşandı. 10 Mayıs 2012’de çoğunluğu öğrenci 100 kişi, geçen ay da aralarında ÇHD’li avukatların bulunduğu 80 kişi gözaltına alınmıştı. Ancak dünkü gözaltı sayısı ise 28 ilde toplam 167 kişi oldu. Operasyonun hedefinin DHKPC’nin yapılanması olduğu iddia edilen Devrimci Memur Hareketi’ne (DMH) yönelik olduğu bildirildi. Ankara’da 33 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Evlerinde bulunan 31 kişi gözaltına alınarak Ankara Emniyeti’ne getirildi. Gözaltına alınanlar arasında yer alan KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek’in sendikadaki odasında arama yapıldı, bilgisayar harddiskine ve bazı CD’lere el konuldu. Emniyet’ten basına sızdırılan bilgilere göre Şimşek’in “DMH’nin Türkiye sorumlusu” olduğu iddia edildi. Gözaltına alınanlar arasında 16 öğretmen, 2 hemşire ve 1 sağlık memuru olduğu, 3’ünün Çalışma Bakanlığı, 2’sinin Karayolları Genel Müdürlüğü, 1’inin İSTANBUL Operasyonda KESK üyeleri EbruÖnder Erbulan çiftinin 3 aylık bebeği de gözaltına alındı. Sabaha karşı gözaltına alınan, Adli Tıp Kurumu ve Terörle Mücadele Şubesi’nde bekletilen bebeğin hijyensiz koşullarda bulunması, sağlıklı koşullarda beslenmemesi tepki çekti. Ailenin avukatı Süleyman Gökten, 3 aylık bebeğin gözaltına alınmasının suç olduğunu belirterek gözaltına alanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Anne, gözaltındayken ihtiyaçlarını karşılayamayacağı göz önüne alınarak bebeğiyle birlikte serbest bırakıldı. Operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı çıkarılan KESK üyeleri EbruÖnder Erbulan çiftinin evlerine baskın düzenlendi. Evlerinde arama yapılarak gözaltına alınan çiftin 3 aylık bebekleri de bırakacak yerleri olmadığı için Emniyet’e götürüldü. Anne babasıyla Adli Tıp Kurumu’na götürülerek sağlık kontrolünden geçirilen bebek, Terörle Mücadele Şubesi’nde bekletildi. Süreci ‘hukuksuz’ olarak niteleyen ailenin avukatı Gökten, savcılığa dilekçe verdiklerini belirterek “Hem anne hem baba gözaltına alındığı için bebeği de gözaltına almışlar. Bu hukuki değil, suç teşkil ediyor” dedi. Gökten, “Sağlıklı bilgi alamıyoruz. Biz savcılığa dilekçe verdik. Gözaltı kararı kaldırıldıktan sonra bu işlemi yapan memurlar hakkında da şikâyette bulunacağız” diye konuştu. Gökten, gözaltı sürecinden ailenin olumsuz etkilendiğine de dikkat çekerek “Aile, şüphesiz psikolojik olarak etkilendi. Gözaltına alınırken nasıl alındı, kelepçelendiler mi? Bunları bilmiyoruz. Bunları öğreneceğiz. ‘Kısıtlılık’ kararı olduğu için aile ile görüşemiyoruz. Sağlıklı bilgi alamıyoruz. Bebeğin sağlık durumu ve ortamın hijyen durumu belli değil” dedi. 167 gözaltı kararı Fotoğraf: KAYHAN AYHAN ‘Boyun eğmeyiz, size dert olsun’ DHKPC’ye yönelik düzenlenen operasyon kapsamında gerçekleşen gözaltılar, KESK, DİSK, TMMOB, TTB öncülüğünde bir araya gelen birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü tarafından İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen yürüyüşlerle protesto edildi. İstanbul’da Taksim Meydanı’nda toplanan yüzlerce kişi “Baskılar bizi yıldıramaz, susmayacağız, direneceğiz” pankartı açıp çeşitli sloganlarla Galatasaray Lisesi’ne yürüdü. Burada yapılan açıklamada “AKP, RTE ve ABD arkadaşlarımızı bizden ayırdı, bu bize dert oldu. Ama ne olursa olsun KESK sizlere boyun eğmeyecektir bu da size dert olsun” denildi. Ankara’da ise Milli Müdafaa Caddesi’nde toplanan KESK üyeleri, Adalet Bakanlığı’na yürüdü. DSİ, 1’inin Çankaya Belediyesi, 1’inin PTT, 1’inin Yüksek Seçim Kurulu, 1’inin Devlet Malzeme Ofisi, 1’inin Maliye Bakanlığı ve 1’inin de vergi dairesinde görev yaptığı bildirildi. ODTÜ’de araştırma görevlisi olan Ozan Demirel hakkında da gözaltı kararı olduğu bildirildi. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin operasyonlarında hedefte sendikalar, SGK müdürlükleri, belediyeler ve hastaneler de vardı. Sabah saatlerinde eşzamanlı olarak çok sayıda adrese baskın düzenleyen polis ekipleri doktor, hemşire, öğretmen, sağlık memuru ve belediye çalışanlarının da aralarında bulunduğu 54 kişiyi gözaltına aldı. Polis, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İstanbul İstanbul’da 54 gözaltı Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde polisler bazı doktor ve hemşirelerin odalarında arama yaparak bilgisayarlarına el koydu. Bazı ilçe SGK müdürlükleri ve belediye binalarında da aramalar gerçekleştirildi. Operasyonlarda yakalanan devlet memurlarından bazılarının, DHKPC’nin DMH sorumlularına lojistik destek verdikleri ve istenen bilgilerin akışını sağladıkları ileri sürüldü. Gözaltına alınanlar arasında bulunan Bağcılar SGK İlçe Müdürlüğü’nde görevli bir memurun, E.E.H. adlı emekli Tümgeneral ile kızı ve oğlunun ev adreslerini, halen cezaevinde bulunan Mehmet Ağar’ın İstanbul’daki ev adresini ve İstanbul Üniversitesi’nde siyasi bir grubun öğrenci lideri olan A.Ç’nin ev adresini örgüte verdiğinin belirlendiği iddia edildi. Bu arada, emekli tümgeneral E.E.H’nin 2 ay önce eceliyle öldüğü öğrenildi. Operasyon kapsamında Antalya’da KESK Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek ile 2 kamu görevlisinin bulunduğu 7 kişi, İzmir’de 10 kişi, Bursa’da 16 memur, Erzurum’da 11 kişi, Mersin’de 8 kamu görevlisi, Malatya’da 10 kişi, Hatay’da 10 memur, Çanakkale’de 1 öğretmen ve 1 sağlık memuru Kocaeli’nde 1 doktor, Düzce’de 1 kamu görevlisi, Erzincan’da 1’i öğretmen 2 kişi, Tunceli’de öğretmen G.Ç. ile Sivas’ta öğretmen A.B, Gaziantep’te 3’ü öğretmen, 1’i doktor 4 kamu görevlisi, Kars’ta 2, Balıkesir’de 3, Konya’da 4, Eskişehir’de 1, Afyon’da 3, Kütahya’da 2, Gümüşhane’de de 1 kişi gözaltına alındı. Yurtta gözaltılar ÖZGEN: SİNDİRME OPERASYONU KESK Genel Başkanı Lami Özgen, sendikada açıklama yaparak operasyona tepki gösterdi. Bu tür operasyonların, yıllardır verdikleri mücadeleyi itibarsızlaştırma, kriminalize etme, etkisiz hale getirme amacıyla yapıldığını iddia eden Özgen, “Basın emekçilerine, Türkiye kamuoyuna ve Emniyet yetkililerine bir şey ifade etmek istiyorum; yıllardır hukuksuz bir şekilde bizi izlediğinizi, dinlediğinizi biliyoruz. Buna gerek duymayın, hangi bilgi ve belgeye ihtiyaç duyuyorsanız istediğiniz zaman çekinmeden size verebiliriz. Muhalif kesimler gözaltına alınıp tutuklanarak sindirilmeye çalışılıyor. Hazırlanan yargı paketleri koftur” dedi. TANRIKULU: İTİBARSIZLAŞTIRMA CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, KESK Genel Merkezi’ne gelerek yetkililerden bilgi aldı. Çıkışta açıklama yapan Tanrıkulu, “Bir yıldan fazla zamandır özellikle KESK’e karşı hükümetin yürüttüğü bir itibarsız hale getirme, faaliyetlerini kriminal hale getirme operasyonu var. Bugün yapılan operasyon da bunun bir parçası. KESK’i bütün kamuoyu nezdinde suç örgütleriyle veya diğer örgütlerle yan yana duran ve bunların şemsiyesi olan bir örgüt, bir sendika gibi gösterme çabası var. Bugün yapılan da bu... Türkiye’nin her yerinde operasyon var ama KESK’e bugün yapılan operasyonun anlamı da budur. İtibarsız hale getirme ve yapılan mücadeleyi boğma operasyonudur” dedi. Lami Özgen CHP’li Tanal ameliyat edildi ? İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasını takip etmek üzere gittiği Silivri’de duruşma salonuna ulaşmak isterken güvenlik barikatının üzerinden atlayarak sol ayak topuğu kırılan CHP Milletvekili Mahmut Tanal, tedavi gördüğü Yeşilköy İnternational Hastanesi’nde ameliyat edildi. Ameliyat öncesinde konuşan Tanal “Ayak topuğumda birden fazla çatlak ve kırık oluştu. Aynı zamanda da topukta çökme var. Ben bastonlarla dahi olsa yine o duruşmaya gidip izleyeceğim. Nerede bir hukuksuzluk, adaletsizlik varsa onun karşısına dikileceğiz ve mücadele edeceğiz” dedi. Hilmioğlu’nun ağabeyi Adli Tıp Kurumu’nun taraflı bir rapor vermesinden korktuğunu söyledi ‘Doktorlar yeminlerine sadık kalsın’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında 4 yıldır tutuklu bulunan ve siroz, kanser gibi ağır hastalıklarla mücadele eden Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun, mahkeme kararı gereği bu hafta Adli Tıp Kurumu’na sevki bekleniyor. Prof. Dr. Hilmioğlu’nun ağabeyi ve avukatı Hayati Hilmioğlu, “Benim doktorlardan tek isteğim yeminlerine sadık kalmaları ve görevlerini yapmaları” dedi. Avukat Hayati Hilmioğlu, mahkemenin önceki günkü “Prof. Dr. Hilmioğlu’nun cezaevinde kalmasının hayatı için kesin tehlike oluşturup oluşturmayacağı konusunda rapor düzenlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesi” kararından memnun olduğunu belirtti. Avukat Hilmoğlu, 14 Nisan 2009’da tutuklanan Prof. Dr. Hilmioğlu’nun, bir yıl süreyle hastanede tedavi altında tutulduktan sonra Adli Tıp Kurulu raporuyla yeniden cezaevine konulduğunu anımsatarak “Prof. Hilmioğlu’na, cezaevine konulmadan bir gün önce 7 Mart 2011’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yemek borusunda ölümcül bir varis teşhisi konulmuştu. ‘Kanamalı ölümcül bir varis. Kanadığı dakika hastaneye yetişemez, cezaevinde ölür’ diyorlar. 8 Mart 2011’de apar topar cezaevine götürdüler. ‘Allah’tan korkun, bunu yapmayın’ dedim. Dolayısıyla Adli Tıp Kurumu’nun taraflı bir rapor vermesinden korkuyorum” diye konuştu. Fatih Hilmioğlu’nun 2 ayrı hastaneden 5 sağlık raporu bulunduğunu anlatan Avukat Hilmioğlu şöyle konuştu: “Bu raporlara göre Prof. Dr. Hilmioğlu ileri derecede siroz hastasıdır. Karaciğerinde kanser başlangıcı teşhisi konmuştur. Kronik böbrek hastasıdır. Şeker hastasıdır. Oğlunu kaybetmesi nedeniyle ağır psikolojik depresyon geçirmektedir. Raporların tamamında ‘cezaevi koşullarında kesin hayati tehlike vardır’ diyor. ‘Ölüm kaçınılmazdır’ diyor. Bu kadar açık raporlara rağmen Adli Tıp Kurumu, ‘cezaevinde kalabilir’ derse, ne yapacağımı değerlendireceğim. Benim tek istediğim, doktorların sadece görevlerini yapmaları. Hiç kimsenin tesirinde kalmadan, yeminlerine sadık kalarak tarafsız bir şekilde görevlerini yapmaları.” ? İstanbul Haber Servisi Tutuklu olarak yargılandığı Odatv davasında 27 Aralık 2012 tarihinde tahliye edilen gazeteciyazar Soner Yalçın’ın, “Menekşe’den Önce” adlı belgeselin gösterileceği TürkiyeAlmanya Film Festivali’ne katılabilmesi için yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması istendi. Yalçın’ın avukatları tarafından İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede, 1418 Mart tarihlerinde düzenlenecek festivale belgeselin yönetmeni olarak Yalçın’ın davet edildiği kaydedildi. ‘Yurtdışı yasağını kaldırın’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle