21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ŞUBAT 2013 PAZAR CUMHURİYET [email protected] SAYFA Prince Montreux yolcusu KÜLTÜR 19 n Kültür Servisi Montreux’de en son 2009’da konser veren Prince, bu yıl üç konserle Montreux Caz Festivali’nin konuğu. Prince, 520 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek etkinlikte 13, 14, 15 Temmuz’da konser verecek. 47. kez düzenlenen etkinlik, festivalin kurucusu Claude Nobs’un geçen ocak ayında ölümünün ardından kapılarını ilk kez açacak. Alman sanatçı Christoph Schäfer kentsel dönüşüme karşı mücadelede sanatın işlevini ve önemini anlattı Rüştü Onur kitabına ‘sürpriz’ önsöz n Kültür Servisi Zonguldaklı şair Rüştü Onur’un mektuplarının, şiirlerinin ve resimlerinin ilk kez bir araya geleceği ve Kaynak Yayınları tarafından yayına hazırlanan “Rüştü Onur: Mektubun Avcumda” kitabına oyuncu yönetmen Yılmaz Erdoğan önsözüyle katkıda bulundu. Rüştü Onur’un kısacık hayatı ve Mediha’ya olan derin aşkını beyazperdeye taşıyan, Yılmaz Erdoğan’ın “Kelebeğin Rüyası” filmi 22 Şubat’ta gösterime girecek. Davetsiz şehir planlamacısı CEREN ÇIPLAK ‘Armağan’ın Penceresi’ açıldı n Kültür Servisi Gelirinin Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı’na bağışlanacağı Ar mağan Portakal’ın “Armağan’ın Penceresi” fotoğraf sergisi Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi’nde 24 Şubat’a kadar açık kalacak. Portakal’ın 60 fotoğraftan oluşan ilk kişisel sergisinde fotoğraflar dışında, görme özürlüler için seslendirilen Armağan Portakal’ın “Tesadüf” ve haber spikeri Fatih Portakal’ın “Sessiz” adlı kitaplarının bulunduğu bölüm de yer alıyor. Sanat, kentsel dönüşüme doğrudan müdahale etme gücüne sahip mi? Hamburg’un St. Pauli Mahallesi’nden bir grup, kentsel dönüşüme karşı mücadelesine sanatı da katarak bunu başardı, nehir kenarındaki bir parkı, emlak spekülatörlerinin pençesinden kurtardı. Bu 11 yıllık mücadeleyi, Park Fiction Project inisiyatifinin üyeleri arasında yer alan, kentsel alanla ilgili sorunlar üzerine yapıtlar üreten Alman sanatçı Christoph Schäfer’dan dinledik. Schäfer, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV) “Kamusal Simya” başlığını taşıyan bienal öncesi etkinliği kamusal program kapsamında İstanbul’daydı. “Olasılıklar Makinesi: Kentselleşme Tartışmalarında Dönüm Noktası, Sanat ve Kent Hakkı” başlıklı panel sonrası, Schäfer’la bir araya geldik. Kendisini, kavramsal sanatçı, harika tasarımcı, eğitim şovmeni, kent yazarı ve davetsiz şehir planlamacısı olarak tanımlayan Schäfer’a sorduk: Konuşmanızda İstanbul’dan biraz ürktüm dediniz. Neden? İstanbul’un büyüklüğü ve güzelliği ürküttü beni. Burada etrafıma baktığım zaman insanlar birbirleriyle nasıl iletişim kuruyor anlamadım. “Davetsiz Şehir Plancısı” olarak sizce İstanbul’un nasıl bir tasarıma ihtiyacı var? İstanbul’a sanatçı gözüyle bakılamaz çünkü daha büyük çapta bir problemi var. Bu probleme herkes dahil olmalı. Zekice ve müthiş projelerle değil, otoritelerle halk uzlaşarak bir çözüm bulmalı. Şehir, biriktirilmiş farklılıklardır. Karşıtlıklar olmadan yaşamak mümkün değil, karşıtlıklardan kaçınmak da. Peki sanat, kentsel dönüşüme doğrudan müdahale etme gücüne sahip mi? Evet, dolaysız olarak hem de. Sanat aracılığıyla düşünceler ortaya çıkar, hatta bazen beklenmedik çö uChristoph Schäfer “Sanatçılar kendi faaliyetlerini sosyal meselelerle nasıl ilişkilendirebileceklerini düşünmeliler. Sanatın olanlara kavramsal açıdan yaklaşması, olacakları görsel bir şekilde sunması, politik bir karmaşaya neden olabilir. Sanat yoluyla her küçük hareket bile mücadeleye değer katar” diyor. zümler de sunabilir. İnsanların birey olarak kendi çevrelerini değiştirebilme potansiyeli var. Sanatçılar kendi faaliyetlerini sosyal meselelerle nasıl ilişkilendirebileceklerini düşünmeliler. Sanatın olanlara kavramsal açıdan yaklaşması, olacakları görsel bir şekilde sunması, politik bir karmaşaya neden olabilir. Sanat yoluyla her küçük hareket bile mücadeleye değer katar. Sizlere gösterdiğim çizimler bile teker teker büyük şeyler ifade ediyor. gulanabilir. Deneyimle ve ihtirasla olabilecek şeyler bunlar. Farklı sınıflardan gelen, farklı altyapıya sahip kişiler buluşup tartışma platformu oluşturmalı. Aslında önemli olan dil. Problemi çözerken ortak bir dil oluşturmak gerekiyor. Şehir de bu farklı grupların etkileşimiyle oluşturulmalı. Oysa bir politikacıya sorsak sanatla çözümün kesinlikle yararlı Sahte katılım platformu Hamburg’da sanatçıların 15 evde sergi açarak, bu mekânları dönüşümden kurtardığını söylediniz. Bu yöntem burada sanki ütopik kaçıyor... Her ülkede farklı yöntemler uy olmayacağını söyler... Bu bizim umrumuzda değil! Biz mücadelemizde sanatı da kullandık ve başarılı olduk. Sebzelerden küçük bir park yaptık, dileklerin yazıldığı afişler astık, logomuzu bayrak yapıp her yere astık. Politikacılar önce insanlara “ne istersiniz” diye soruyor, sonra kendi bildiklerini yapıyorlar. Sahte katılım platformu oluşturuyorlar. Kurtardığınız bölgedeki insanlar sanatla ne kadar iç içe? Onlar zaten sanatı da ‘bölgeyi nezihleştirme’nin bir parçası olarak görmüyor mu? Orada yaşayan insanlar da sanattan anlamıyordu ama katıldılar, bir parçası oldular çünkü bir çağrı atmosferi oluşturduk. Oyunlaştırarak kazandık. Dağlara gel dağlara... Kültür Servisi Bu yıl “Sınırlarını Keşfet” temasıyla yola çıkan 8. Dağ Filmleri Festivali, 28 Şubat3 Mart tarihleri arasında doğa, keşif, macera ve belgesel sinema tutkunlarıyla buluşuyor. Festivalde ödüllü filmlerin yanı sıra macera ile adrenalin dolu toplam 41 film ücretsiz gösterilecek. Dağ Kültürü Derneği tarafından düzenlenen festival filmleri Fransız Kültür Merkezi, Galatasaray Aynalı Geçit’te izlenebilir. Seçkide rafting, dalış, dağcılık, kaya tırmanışı, base jump, kayak, dağ bisikleti gibi doğa sporlarıyla birlikte, çevre ve doğa belgeselleriyle gezi, keşif ve insan hikâyeleri de yer alıyor. 28 Şubat gecesi Fransız Kültür Merkezi’ndeki açılış gecesi filmi ise “Buzu Aşmak”. www.dagfilmfest.org 8. Dağ Filmleri Festivali’nde ‘Sınırlarını Keşfet’ Bağımsız toplulukların mekânı n Kültür Servisi İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO), şef Antonio Pirolli yönetiminde önceki akşam Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda konser verdi. Konserde, İDSO’ya, Beethoven’ın “4. Piyano Konçertosu”nu yorumlayan Muhiddin Dürrüoğlu Demiriz eşlik etti. Ardından Çaykovski’den “5.Senfoni”yi seslendiren İDSO ve Pirolli sanatseverler tarafından dakikalarca alkışlandı. İDSO Dürrüoğlu’na eşlik etti Hayal’in perdesi açıldı Kültür Servisi Beyoğlu Hayal Kahvesi, alt katında Hayal Perdesi adlı bir sahne açtı. Salonda, tiyatro, dans ve gösteri alanlarında bağımsız toplulukların performanslarına ev sahipliği yapacak. Hayal Perdesi, İstanbul’un kültür sanat hayatına yeni bakış açısı getirmeyi, sahnelerde ‘farklı bir şeyler arayanların derdine derman’ olmayı hedefliyor. Değişebilen sahne ve seyir düzeniyle 40 ile 150 kişilik seyirci kapasitesine sahip salonda gösteriler hafta içi saat 20.00’de başlayacak. Hayal Perdesi’nin şubat ayı programı ise şöyle: 18 Şubat’ta Tiyatro Siyah Beyaz ve Renkli’nin “Annemin Cinayet Listesi”, 21 Şubat’ta Fiziksel Tiyatro 45’in “Cam Adımlar///Glass Steps” oyunu, 22 Şubat’ta Fiziksel Tiyatro 45’in “Happy Happy Together” oyunu, 25 Şubat’ta Tiyatro Kartela’nın “Peri Devden Korkuyor”u, 27 Şubat’ta Tiyatro Baykuş’un “Gece O Kadar Kirliydi ki İkisi de Kayboldu” oyunu, 28 Şubat’ta da Kara Kabare’nin “Meymenetsiz Musibet” oyunu sahnelenecek. (0 212 245 10 48)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle