21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 18 KÜLTÜR [email protected] CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2013 PAZAR ASLI ERDOĞAN’IN KİTABI Stravinsky’nin ünlü “Bahar Ayini” balesi 100. yılını kutlamaya hazırlanıyor ‘Taş Bina’ iki dilde daha... Kültür Servisi Aslı Erdoğan’ın 2010 yılında “Sait Faik Ödülü”nü kazanan kitabı “Taş Bina” İsveç’ten sonra Fransa ve Norveç’te aynı günlerde yayımlandı. Ulla Lundstrom’un çevirisiyle ekim ayında İsveçceye kazandırılan kitap, Ramus Yayınevi tarafından yayımlandı. Gunvald Ims’in Norveçce çevirisi ise önde gelen yayınevi Gyldendal tarafından basıldı. Her iki dilde de yazarın “Kırmızı Pelerinli Kent” ve “Mucizevi Mandarin” isimli kitapları büyük başarı kazanmış, “Mucizevi Mandarin”, yılın kitapları arasına seçilmişti. Jean Descat’ın “La Batiment de Pierre” başlığıyla Fransızcaya çevrilen ve Actes Sud tarafından yayımlanan “Taş Bina”, yazarın Fransızcadaki beşinci kitabı. “Kırmızı Pelerinli Kent” ile Lire dergisince “Geleceğe Kalacak 50 Yazar” arasına seçilen Erdoğan’ın, romanları kadar öyküleri ve makaleleri de Fransızcaya aktarılmış, sinema ve tiyatroya uyarlanmıştı. 100 yıl önce ıslıklanmıştı Odakta Türkiye ve Sanat Madrid’de şu son birkaç gündür, nabızlar sadece çağdaş sanat için atıyor. ARCO Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, 13 Şubat’ta açıldı, bu akşam kapanıyor. 30 ülkeden 200’ü aşkın galeri katıldı. Dünyanın her yanından gelmiş küratör, galerici, koleksiyoncular olsun, Madrid sakinleri olsun, geçici bir süre için ekonomik krizi de yükselen işsizliği de unutur gibi yaptılar. Oysa ikisi de can alıcı boyutlarda. Resmi raporlara göre, ülkede işsizlik yüzde 22.8. Ekonomik her krizde olduğu gibi en büyük darbe önce sanata ve kültür etkinliklerine... Son dört yıl içinde kültür bakanlığının bütçesi yarı yarıya kesilmiş. Ancak buna karşın, özel sektör, sanata her zamankinden daha çok yatırım yapar olmuş. Her şeyi devletten bekleyenlere duyurulur! 32. ARCOmadrid Fuarı’nın bu yılki özel konuğu Türkiye. “Focus Turkey” yani fuarın odak noktası Türkiye. Vasıf Kortun’un seçtiği 10 galeriye fuar alanının iki dev salonunda önemli bir yer ayrılmış. 10 Galeri: NEV, Maçka Sanat, Galeri Xİst, Dirimart, Rampa, Manâ, Elipsis, Pilot, Rodeo, NON. Hangi galeriden, hangi sanatçının, hangi eserinin seçileceğine karar veren Vasıf Kortun. Bence muhteşem bir seçim yapmış. Çok yönlü, geniş bir yelpazeye yayılan, farklılıkları vurgulayan tercihler... Diyelim Maçka Sanat’tan Nur Koçak’ın 1976’da yaptığı “Kırmızı ve Siyah” adlı tablodan, Manâ Galeri’den Kutluğ Ataman’ın en yeni video işlerine uzanan bir çeşitlilik... Türkiye’den galeri ve sanatçıların etkinliği fuar alanı dışına da taşıyordu. Madrid’in önemli kültür mekânlarından CA2M’deki (Centro de Arte de Does Mayo) Halil Altındere sergisi bunlardan biriydi. Türkiye’ye odaklanan fuarda ayrıca Latin Amerika’ya da özel bir bölüm ayrılmıştı. Ancak oradan 20 sanatçının 20 işi “Solo tasarımlar”, “Solo Nesneler” adı altında seçilmişti. Çağdaş sanatı desteklemek, genç sanatçılara özgür bir “saha açmak” için iki yıl önce kurulan SAHA Derneği olsun, ARCOmadrid’e katkıda bulunan Toronto Sanat Danışmanlığı olsun, Türkiye’den çeşitli koleksiyoncuları fuara davet etmişti. Dünyanın dört bir yanından eser satın almak üzere fuara gelen yabancı koleksiyoncularla çok konuştum. En çok duyduğum şu oldu: “Sanatçılarınız harika, galerilerinizin çabası muhteşem ama fiyatlarınız uçmuş!” Kullandıkları sözcükler değişti, kimi daha nazik ve kibar, kimi şaşkınlıkla, kimi üzülerek söyledi ama tümcenin ana fikri değişmedi. Her sabah İspanyol gazetelerinde “Türkiye’nin Zaferi”, “Genç Türkler ARCO’yu ele geçirdi”, “Klişelerin ötesinde Türkiye’de Sanat”, “Türkiye Tutkusu” gibi başlıklarla uyanmak... Fuarda iki ödül kazanmak... Elgiz Galerisi “Uluslararası Koleksiyon Ödülü”nü alırken Sevda ve Can Elgiz’in yaptıkları kısa ama özlü konuşmaları alkışlamak... “Collectorspace” adlı girişimleriyle “Koleksiyon İnisiyatifi Ödülü”nü kazanan Bilge ve Haro Cümbüşyan’ın mütevazı duruşlarına hayran olmak... Tüm engellere ve olumsuzluklara karşın emekle, çabayla, varlığını sürdüren galerilerle dayanışma içinde olmak... İnanın bunlar insana çok iyi geliyor! Bir kez daha ne varsa sanatta var, sanatçıda var diyorsunuz! SALT Direktörü Vasıf Kortun’u, ARTER Direktörü Emre Baykal’ı, katılan galerileri, sanatçıları, İspanya Büyükelçimiz Ayşe Sinirlioğlu’nu ve katkıda bulunan, emek veren herkesi kutluyorum. Muhteşem seçim Maurice Béjart’ın ‘Bahar Ayini’ Kültür Servisi ‘Parisliler fisini temel alarak “Bahar yeni baleyi ıslıkladı’, ‘Tiyat ‘Bahar Ayini’ 1913’te Paris’te ilk kez sahnelendiğinde yenilikçi Ayini”ni Los Angeles’ta yeronun müdürü, protesto gösniden sahneleyen ünlü Joffyapısı yüzünden protestolarla karşılanmıştı. Daha sonra pek terilerini durdurmak için dans rey Balesi, yapıtı önümüzçoklarınca bir ‘devrim’ olarak nitelenen ‘Bahar Ayini’ 20. devam ederken ışıkları açmak deki mart ayında Teksas’ın yüzyılın en etkileyici yapıtlarından biri oldu. zorunda kaldı’... Austin kentinde bir kez daRus besteci Igor Stravinsky’nin ha sahneye taşıyacak. yirciler arasındaki ilk homurtuların mü“Bahar Ayini” balesinin 29 MaMaurice Béjart’ın ilk kez yıs 1913’te Paris’teki ChampsÉlysées ziğin hemen başlarında çıktığında, per 1959’da Brüksel’de erotik yanı ağır basan Tiyatrosu’nda Diaghilev’in Rus Balesi de açılıpta “Bahar Kâhinleri” bölümün bir koreografiyle sahnelediği yapıt, beltarafından genç Nijinsky’nin koreogra de dansçılar sahnede belirdiklerinde ise leklerden silinmeyecek bir etki uyandırfisiyle ilk sahnelenişini, New York Ti protestoların doruğa yükseldiğinde gör mıştı. 1962’de Kraliyet Balesi’nde Kenmes gazetesi bu başlıklarla duyurmuştu. gü tanıkları da yorumcular da birleşi neth MacMillan’ın koreografisiyle sahO günlerde, Paris’in bale seyircisi iki yorlar. Sahnedeki müziği duymak ola nelenen “Bahar Ayini” ise 50 yıldır topkarşıt topluluktan oluşuyordu: Çok güzel naksızdı artık. luluğun repertuvarında. bir müzik eşliğinde geleneksel bir gösteri Yenilikçi ve yaratıcı yorumlarıyla taSahnede bir devrim izlemeyi uman sosyetik seyirciler ve şanınan Pina Bausch da “Bahar Ayini”ni Yenilikçi yapısı yüzünden başlangıç 1975’te Wuppertal Dans Tiyatrosu’nda ir Jean Cocteau’nun deyişiyle “locadata tepkiyle karşılanan “Bahar Ayini”nin toprakla kaplanmış bir sahnede sergilekilerden nefret ettikleri için yeni olan ilk sahnelenişinin üstünden 100 yıl geçti. yerek bale ve dans dünyasında olay yaher şeyi alkışlamaya hazır bohemler”. Stravinsky’nin pek çoklarınca bir “dev ratmıştı. 29 Mayıs akşamı salon tıklım tıklımdı. Akşam, “Les Sylphides”le açıldı; rim” olarak nitelenen yapıtı 29 Mayıs Ünlü koreograf Martha Graham’in başrollerde Vaslav Nijinsky ve Tama 2013 günü pek çok ülkede yeniden sah 1984’te New York’ta sahnelediği “Banelenecek. ra Karsavina. har Ayini” ise bale sanatının bir zaferi 1987’de Nijinsky’nin 1913 koreogra olarak nitelenmişti. Sıra “Bahar Ayini”ndeydi şimdi. Se ‘Uçuşan fiyatlar’ Kıvanç kaynağı Bora Çeliker ‘Borabook’ (Equinox Music) “Borabook” albümü gitarcı Bora Çeliker’in müzikal yaşamının şu noktaya kadarki yaşanmış bölümünün özeti gibi. Nereden başladığı ve nereye vardığı, hatta bir ya da birkaç adım sonrasında nerelere gideceğinin müzikal hikâyesi de denebilir. Bu nedenle adının “Borabook” oluşu son derece isabetli bir tercih. Albüm tıpkı Bora’nın hikâyesinde olduğu gibi, güzel bir blues parçasıyla “Weird Blues” ile başlıyor; müzisyenin Ankaralı blues topluluğu King Bees döneminde gençlik günlerini anımsatırcasına... Parçalar giderek kabuk değiştiriyor; saykodelik rock’tan modern mainstream caza, post bop’ta, avangarda değin uzanıyor. Bora’nın sahne hayatı bir film şeridi gibi akıyor notalar üzerinden. Farklı ruh halleri var parçaların; bazen keyifli, bazen endişeli ama her zaman ustaca. Bora’nın tüm birikimini özetleyen bu külliyat, aslında 2010 yılında kaydedilmiş. Kayıtlarda altyapı sağlam tutulmuş, davulcu ve basçı işin Kâbe’sinden transfer edilmiş; New York ile İstanbul buluşmasında Amerikalı davulcu Ted Poor ile basçı Eric Revis’in yanına piyanist Burak Bedikyan oturmuş. İki parçaya da usta trompetçi İmer Demirer eşlik etmiş. Bu güzel karenin çoğalarak artması, filmin mutlu sonla bitmesi dileğiyle… [email protected] Darkstar ‘News From Nowhere’ (Warp Records) Londralı iki müzisyen, James Young ile Aiden Whalley, 2007’den beri Darkstar adıyla müzik yapıyor. 2010’da “North” adlı albümlerinde James Buttery vokalist olarak aralarına katıldığından beri üçlü olarak yola devam ediyorlar.Bu yıl çıkan ikinci albümleri “News from Nowhere” yayımlanınca gördük ki, Darkstar, dubstep etkisinden çıkıp indie elektronika ve saykedelik pop’a yoğunlaşmış. Albüm, Brian Eno’yu anımsatan bir ambient soundunu Buttery’nin insanı usulca adeta bir rüya âlemine sürükleyen vokaliyle buluşturan “Light Body Clock Starter” ile başlıyor. Fakat aynı şekilde akıp gitmiyor şarkılar. Sample’lar, ses tekrarları elektronik altyapıda işlenmiş vokallerle bir araya gelince Matthew Dear ile Animal Collective benzeri bir hava hâkim oluyor. Darkstar, yeni bir plak şirketine geçmekle kalmadı, aynı zamanda ilk albümde beğeni alan soundunu da geride bıraktı. Kapaktaki rengârenk çiçek fotoğrafları da bunun görsel metaforu diye yorumlanabilir. Müzikte yenilenmek için cesur adımlar atmak gerekli. Grup, her anlamda yenilenmiş ve yine güzel bir albüm ortaya çıkarmış. www.zulalkalkandelen.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle