Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunytı Marbaactlık ı-e Gazeıecıhk Turk Anotnm Şırketı adına
Nl*r Nadl 0 Gene! Yavın Muduru H H M Cmıl. M u a m Muduru
Eniar tMklıpl, Yazı l*kn Müdunı Ofcın Gröcnfo. # Habcr Merkezı
Muduru \alcm Bmytr, Sayfa Duzenı Yönetroenı \Ii Aar 0 Temvkıler
ANkARA AhmM T«». İZM1R Hikmn Ç«ınk«v«. ADANA (,«i. YiftrıMjhı
;, Polmka LH4 B^I»TK D» HabCTİCT Li(n M n . Ekooomı C « * ı lartaa. I; Smdıkr Şafcıu U n KuJlur C<W lKCT.
Isunbu) HaWıV- Ktaal Ka(ak, tjı'ım G m r Stfl". VUr Habcrlen N « * l Dof». Spoc Duutmnu \MalkXk Vııılan,
Du Ysuı'aı b t n Çllk»kM. Anslıımı ş«Ma 4Jpa». Düzefcme AMnflaA >«acı 0 KoordtMtor U H I f ı ı ^ M 0 Milı
Ijler Eıol Lrkal 0 Mufıavebc B«lnl l*«er 0 Bjıçc Plaolama S«*fi OsıMkHotN 0 Rrtlım \n* 1«n* 0 Ek ftyınlar
H>><> 4k-ol 0 Idarc H n . i i Gaıtr 0 Ijfctme OMtt Çflk 0 Bıljı Ijlcır \ ü U | PosonH $*
o Kurvlu Bajkan Nadir N i *
hatı Çcdak»». Ok»
Basan vt Yayan. Cuuılıurıya Maıbaacıbk tv Oafftımlıfc TjtŞ. Tttrt-Oo^ı Cid. 34/41 r
-t-t
-fh
'
343M l.ı PK 246 lıunbul 1» 512 (B 05 (20 bu). I d o 2224i. Fac (1) 5» 60 72 0
Bnxıfar Aakaa: Zıyı GöUlp Bhr Inkılap S. No l»/4. lel 13] II 41-47, Tdcs: 42344, Fn. (4) n ]
05 65 0 bak: H Zm Bh 1352 S. 2/J. H . 13 12 30, Tttac 52}». FUL (Sl) 19 53 M
:laO>»>C»d. II? S No I Ku I. W: I» 37 52 (4 k>ı>. T«ta: «2155. ftc (71) » ÎS 7»
TAKVIM: 18 ARALIK 1990 Imsak: 5.44 Güneş: 7.16 Ögle: 11.05 Ikindi. 14.24 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.11
MEB Müsteşarı Bilgen'
Disiplin
yönetmeligi
çağchşı
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Nihat
Bilgen, disiplin yönetmeliğindeki bazı
maddelerin 'çağdışı' kaldığını, değiştirilmesi
için çalıştıklarını söylüyor.
MERİH AK
İZMİR — Yasak zincirleriy-
le kuşatılan liseli gençliğin bas-
kıcı disiplin yönetmelikleri ile
değil, çağdaş yaklaşımlarla
yönlendirilmesi gerektiği vur-
gulandı. Milli Eğitim Bakanlı-
ğı Müsteşan Doç. Dr. Nihat
Bilgen, disiplin yönetmeliğin-
deki baa maddelerin "çağdışı"
kaldığı görüşu hem bakanbk
hem de eğitimciler tarafından
vurgulandı. Okul içinde oldu-
ğu kadar dışında da öğrencinin
karşısına dikılen disiplin kural-
lan, bakanük için kanayan bir
yara niteliğini taşıyor.
Disiplin kuraJlannın çağdaş
hale getirilmesi için çalışmala-
n bulunduğunu belirten Milli
Eğitim Bakanlığı Müsteşarı
Doç. DT. Nihat BiJgen, konu-
nun sürekli gündemde olduğu-
nu söyledi. Doç. Dr. Bilgen,
"Disiplin konulanna toplumsal
aniamda ve geniş ölçekte bakıl-
ması gerekli. Toplumdaki de-
ğişimlerle, öğrenci disiplin ku-
rullanndaki anlayış ve yargıla-
ma yolları da değişijor. Okul-
lar birer insan sistemi. Bu Sis-
temin girdikleri toplumdan ge-
Byor. Disiplin dedigimi* oJayın
temelinde yatan deger yargılg-
rı da toplum malı" diye
konuştu.
Bilimsel ve teknolojik gelişi-
min disipiin yönetmeliğindeki
bazı maddeleri çağın dışına it-
tiğini kabul eden Doç. Dr. Bil-
gen, kurallan değiştirerek çağa
uygun bir sistem yaratmak is-
tediklerini söyledi. Doç. Dr.
Nihat Bilgen şu görüşleri dile
getirdi:
"Şu an yönetmelikleri ve ku-
ralları yerine getirmek zorun-
dayız. O bakımdan ögretmen-
ler disiplin kurullannda karar-
larını verirken maddelere uy-
gun sonuçlar çıkarmak zonın-
dalar. Ancak bu sonuçlar de-
ğişen çagımızda insan gönişii-
mttzdeki degişmder dolayısıy-
ia biraz eskimiş olabilir ya da
biraz agır göriilebilir. Ogret-
menler bu konuda esaek olmalı
ve kararlan verirken de çocukı-
lann durumunu ve konamunu
duşünmelidir."
Disiplin kurullarının öğren-
cileri birbirlerine leblebi atma-
sına bile ceza verdiğinin hatır-
latılması Uzerine Müsteşar Bil-
gen şunları söyledi:
"Ögrencinin leblebi atması
değişik yorumlanabilir. Bunu
muziplik anlamında yapmış
olabilir ya da baskaldırının bir
işaretidir bu. Buna göre deger-
lendirip ceza verilmeli. Bu ne-
denk davranışlannı kontrol et-
mek zornndasımz. Eğitimde
çok az şey bilivoruz. Hangi
uyan, kimi nasd etkiler, bilmi-
yoruz. Bir tanesine 'yavrum
yapmasan iyi olurdu' diyorsun
anlıyor. Bazısına tokat atıyor-
sun ondan anlıyor. Eğitimde
disiplin için kullandığımız han-
gi davranış, hangi çocukta, ne
etki yapacakbr. Bunu araştın-
yoruz."
Disiplin kurallannı yönetici
gözüyle irdeleyen özel Türk
Koleji Genel Müdürü Yusuf
Kök, disiplin yönetmeliğinin
yeniden düzenlenmesi gerekti-
ği görüşunde. Yusuf Kök,
"Artık ögrenci eski öğrenci
değil" derken Türkiye'de yaşa-
nan toplumsal yeniliklerin her
konuyu her olayı etkilediğini,
ortaöğretimde de disiplin ku-
nusunun bu çerçevede ele alın-
ması gerektiğini vurguladı.
'Eğitim sistemimiz
yasaklarla dolu'
Psikolog Suna Tanaltay, "öğretmen kadın
olsun, erkek olsun önce anne olmalı" diyor.
Prof. Güler Fişek, "Öğrenciler gelişsin, daha
iyi eğitim görsün istemiyorlar. Nasıl dizgin
altında tutarız kuralı koymuşlar" görüşunde.
Haber Merkezi — Ortaoğre-
timdeki disiplin kurallanna psi-
koioglar tepki gösterdı. Psiko-
log Suna Tanaltay, "Ceza hiç-
bir zaman yenilik getirmez. Ög-
retmenin ta\n. okulun tavn an-
ne sevgisine benzemeli" dedi.
Psikolog Acar Baltaş da eğitim
sistemimizin yasaklar üzerine
kurulduğunu söyledi.
Psikolog Suna Tanaltay genç
insana bakışta, ona gösterilecek
tavırda, cezanın değil ödüllen-
dirmenin esas alınması gerekti-
ğini belirtiyor. "Biiyükler ola-
rak eteştiriye açık degffiz" diyen
Tanaltay, cezaya tepkisini şöy-
le dile getiriyor:
"Yasam ileriye gidiyor. Balo-
ya gitmek nasıl suç olabilir an-
layamadım. Aslında baloyu suç
olarak gösteren duşunceyi eleş-
tirmek gerek. Ceza hiçbir za-
man yenilik getirmez. Öğretme-
nin tavn, okulun tavn anne sev-
gisine benzemeli. Bu konu da
yani yönetmeligi yorumlamak da
yöneticilere düsuyor. Ben çeşitli
okullarda çeşitli uygulamalar
gördüm. Kiminde veli-yonetici-
ögrenci beraber her şeyi ekşti-
rip taraşabUirken kiminde bun-
lar söz konusu bile olamıyor."
"Ogreimen kadın olsun er-
kek olsun önce anne olmalı"
diyen Tanaltay, bu düşüncesini
şoyle formüle ediyor: "Öğret-
men tıpkı anne gibi bagışlayan,
destekleyen, seven olmalı, sev-
gi taşımalı. Lw) anne gibi dav-
ranmamalı. Eğitimde iivey öğ-
retmen, iivey eğitimci olmama-
lı. Bu konuyu da onlann dii-
şünmesi gerek."
Boğaziçi Üniversitesi öğretim
üyesi Prof. Güler Fişek de ya-
saklann insanlan geliştirmek
için değil kısıtlamak için konul-
duğunu, onun için amacın baş-
ka yerlerde aranması gerektiğini
söyledi. Fişek şunları söylüyor:
"Kuralı koyanlara bakmak la-
zım. Öğrenciler gelişsin, daha
iyi eğitim gorstin istemiyorlar.
Nasıl dizgin altında tutanz ku-
ralı ko>muşlar anlaşılan."
Psikolog Acar Baltaş "Oku-
dugum haber beni hiç şaşırt-
madı" diyor. Geleneksel Türk
kultürünün anti-yaşamcı oldu-
ğunu, "Kızlara ayrı. erkeklere
ayrı nedenlerle giilmeyi
yasakladığım" söyleyen Baltaş
1
ın davranış ceza anlayışına yak-
laşımı şöyle:
"Eğitim sistemimiz biitünüy-
le yasaklann uzerine kunılmuş.
Bu her yerde böyle; ailede, eği-
timde, natta iş ha'yatında. Yan-
lışlan yok etmek kolaydır, ama
sonuç vermez. Çiinkıi değişim
iterek ya da çekerek olmaz. Bir-
likte çalışarak olur. Bu da sa-
bır ve bilgi gerektirir. Bunlar-
dan yoksun oldugumuz için be-
nim için saşırtıcı değil."
Sotheby's müzayedesinde 'fıyat ve organizasyon'ayönelik eleşiirilersürüyor
Çağdaş resim tarüşması
KlM, NEDİYOR?
Şenol Yorozlu Müzayede olumlu
gelişme. Ancak kaç yabancı katıldı,
dışa açılma olmadı. Satışta fiyat
değişti. Birtakım oyunlar oynandığını
düşünüyorum.
Bedri Baykam Bu girişimi
uluslararası piyasaya giriş açısından
destekliyorum. Yoksa Türkiye'de çağdaş
resim, yapıt toplayanlarca fazla takip
edilmiyor.
Murat Morova Organizasyonda
Sotheby's standartlarının uygulandığına
inanmıyorum. Benim resmim
satılmamasına rağmen her şeyi yermek
de doğru değil.
Yahşi Baraz Fiyatlar gereksiz yere
yüksek konmuştu. Ayrıca jüri yanlış
belirlendiğinden, yanlış resimler seçildi.
Yine de sanat ortamına canlılık getirdi.
LALEFİLOĞLU
Sotheby's geldi, muzayedesi-
ni yaptı ve gjtti. Ancak tartış-
malar devam ediyor. Tartışma-
lann ana odağını alıcı bulduğu
halde istenilen fıyata erişmedi-
ği için satılamayan yapıtlar de-
ğil, müzayedenin organizasyo-
nunu hedef alan eleştiriler oluş-
turuyor. Müzayede sırasında
her resmin ardından çekiç vu-
rulması ancak yapulann bir bö-
lümünün aslında satılmamış ol-
masıyla ilgili Sotheby's uzman-
larının beklenen açıklamayı
yapmadan ülkelerine dönmesi
de ayn bir eleştiri konusu oldu.
Aslında müzayedenin sonuç-
lanna bakıhrsa, Sotheby's ku-
nıluşu da yaklaşık 500 milyon
lirayı kapsayan satıştan çok
memnun kalmışa benzemiyor.
Oysa ki Sotheby's Çağdaş Re-
sim Bölümü uzmanı Jofan Daw-
ling'in ülkesine dönmeden ön-
ceki mesajında "Ekooomik kri-
zin yaşandıgı bir döBende bu
kadar satış olması bile boyük
başan. Pek çok «ifBttiıfa ve M-
oc-
ganizasyonu başarılı
buluyonım" sözleri yer alıyor-
du.
Ülkemizde ilk kez Sotheby's
eliyle bir müzayedenin hem de
"Çağdaş Türk Resmi" müzaye-
desinin yapılmış olması ve satı-
şa sunulan yapulann halen ya-
şayan sanatçılara ait olması ne-
deniyle konuyla ilgili sanat cev-
resinden kişilerin görüşlerini al-
dık.
Müzayedeye resmi seçilen sa-
natçüardan Şenol Yorozlu, Sot-
heby's kuruluşunun müzayede-
sini olumlu bir gelişme olarak
niteledikten sonra şunları söyle-
di: "Ancak müzayedeye gelen-
lerin kacta kaçı yabanaydı. Ya-
bancılar çoğunlukta olsaydı bir
dışa açılmadan söz edüebüirdi.
Resimlerin çoğu Tnrkler tara-
fından ahndı. Kataloğun basü-
masının dışında ynrtdışuda
ilanlar veriidi mi, duyaru yete-
rince yapıldı nu? Eğer katalog-
da söytenildiği gibi 6 bin adet
basdmıssa bn da çok komik".
Yaşamını lsveç'te sürdüren res-
sam Yorozlu, Sotheby's müza-
yedesinde açüış fiyatlkrının sa-
Osman Hamdi'nin 2 tablosu 2.4 milyar ile müzayede satış rekoru kırdı
Eski resmin saltanatıTürkiye'nin ilk
armatörlerinden Saim
Birkök'ün
ftoleksiyonundan
çıkma 221 parça
antika için alıcılar
toplam 5.9 milyar lira
ödediler. 6 saat süren
müzayedeyi iki bin
kişi ayakta izledi.
CEM HAMTILOĞLU
önceki gün, The Marmara
Oteli'nin TÜYAP Sergi Salo-
nu'nu dolduran yaklaşık iki bin
antikasever, tarihi günlerden bi-
rini yaşadı. Peş pese iki Türki-
ye rekorunun kırıldığı "Maçka
Mezat" müzayedesinde, Osman
Hamdi Bey'in iki tablosu, 2 mil-
yar 450 milyon TL.'ye satıldı.
Çoğu, Türkiye'nin ilk arma-
tör ve tersane sahiplerinden olan
Saim Birkök'ün koleksiyonun-
dan çıkma 221 parça antika için
alıcılar, KDV ve komisyon da-
hil 5 milyar 969 milyon 933 bin
TL ödediler. Saim Birkök ve ai-
lesi adına kurulan eğitim-sağlık
amaçlı "Birkökler Vakfı" için
satflan eşyalara ise 3 milyar 900
milyon TL ödendi.
"Sakallı Ahmet" olarak tanı-
nan Ahmet Utlu'nun yönettiği
müzayedeye ilgi oldukça yoğun-
du. Maçka Mezat yetkilileri
yaklaşık 500 kişinin müzayede-
ye katılmak için bayrak numa-
rası aldığını söylediler. Ama
TÜYAP Sergi Salonu'nu doldu-
ran iki bini aşkın meraklı mü-
zayedeyi ayakta izledi.
Geleneğe uyularak 150 bin li-
ralık muhammen bedeli olan
pembe opalin "lokumluk"la
müzayede, oldukça ağır bir tem-
poda geçti. Ama yaklaşık 6 sa-
at süren müzayedeye olan ilgi
hiç azalmadı. Çünkü Osman
Hamdi, Şeker Ahmet Paşa gibi
"ağır toplar" müzayedenin so-
nuna saklanmıştı.
Müzayedeye katılanlar ger-
çekten "alıcıydı". Çünkü sa'n-
şa sunulan 221 parça eşyanın
yalnızca 5 tanesi satılmadı.
"Vakıf Malı" olarak sunulan
eşyalar ise muhammen bedelle-
rinin çok üzerinde satıldı.
Müzayedeyi yöneten "Sakallı
Ahmet", ilk Türkiye rekorunu
saatler 19.10'u gösterirken açık-
ladı. Çünkü Osman Hamdi
Bey'in 1881 tarihli "Çiçek Yer-
leştiren Kız" adlı 57x39 santi-
metre boyutlanndaki tuval üze-
rine yağhboya tablosu, 350 mil-
yon liradan başlayan arttırma
sonucu 700 milyon TL'ye satıl-
dı.
Tabloyu, müzayedeye tele-
* • / '
TELEFONLU SATIŞ — Osman Hamdi'nin satışa sunulan iki tablosundan biri olan "Çiçek Yer-
leştiren Kız"ı, muzayede>e telefonla katılan bir koleksiyoncu aldı. (Fotoğraf: (brahim Günel)
fonla katılan \e adının açıklan-
masını istemeyen ozel bir kolek-
siyoncu satın aidı.
Sıra 195 katalog numarasıy-
la satışa sunulan Osman Ham-
di Bey imzalı "Kaplumbağa
Terbiyecisi"ne geldiğinde ise sa-
atler 20.20'yi gösteriyordu. 850
milyon liradan arttırmaya çıkan
tablonun telefonla satın alınaca-
ğı kanısı yaygındı. Ama tablo-
yu salonda bulunan ve tktisat
Bankası adına müzayedeye ka-
tıian Gürbiiz Tiiraaj tam 1 mil-
yar 750 milyon TL'ye satın al-
dı.
Satışın ardından alkışlarla
kürsüye gelen Tümay, tabloyu
restore ettirdikten sonra belirli
bir süre için sergilenmesi ama-
cıyla Resim Heykel Muzesi'ne
vereceklerini açıkladı.
Müzayedede, 100 milyon sı-
nırını 5 tablo geçti.
• Osman Hamdi Bey
(1842-1910). 1906 tarihli 20x120
santimetre boyutlannda tuval
uzerine yağlıboya "Kaplumba-
ğa Terbiyecisi ": 850 milyon
TL'den başlayan arttırma sonu-
cu 1 milyar 750 milyon TL'ye
satıldı. (Birkökler Vakfı)
• Osman Hamdi Bey
(1842-1910) 1881 tarihü 57x39
santimetre boyutlarında tuval
üzerine yağlıboya "Çiçek Yer-
leştiren Kız": 350 milyon
TL'den başlayan arttırma sonu-
cu 700 milyon TL'ye satıldı.
(Birkökler Vakfı)
• Şeker Ahmet Paşa
(1841-1907) Latin harfleri ile
"Ahmet Ali 1903", eski Türk-
çe "Ahmet Ali H. 1319" imza-
lı, 63x45 santimetre boyutlann-
da tuval üzerine yağlıboya "Va-
zoda Manolyalar": 200 milyon
TL'den başlayan arttırma sonu-
cu 350 milyon TL'ye satıldı.
• Nazmi Ziya (1881-1937) im-
zalı, 29x40 santimetre b«yutla-
nnda kartona yapıştınlmış tuval
üzerine yağlıboya "Anadolu
Hisan ve Göksu": 40 milyon
TL'den başlayan arttırma sonu-
cu 130 milyon TL'ye satıldı.
(Birkökler Vakfı).
• HaMl Paşa (1857-1937) 1916
tarihli, Türkçe ve eski Türkçe
imzalı "Boğazicidea Peyzajlar"
konulu luval üzerine yağlıboya uç
kanatlı paravaa 80 milyon TL'den
başlayan artırma sonucu 110 mil-
yon TL'ye satıldı. (Birkökler Vak-
f!).
StipermarkeÜere özel dedektif
Der Spiegel dergisinin haberine göre Federal
Almanya'da yalnızca geçen yıl içinde büyük
mağazalann toplam cirosu ile elde edilmesi
gereken gelir arasında 7 milyar marklık bir
açık ortaya çıktı.
Dış Haberler Servisi — Sü-
permarket ve büyük mağaza sa-
hipleri, özel dedektifler ve gizli
video kameralan aracılığıyla ca-
lışanlarını gözetletiyor. Çünkü
"hırsız" personelin yol açtığı pa-
rasal kayıp, milyonlan aşrruş du-
rumda. Haberi veren haftalık
Alman "Der Spiegel" dergisine
göre Federal Almanya'da yalnız-
ca geçen yıl içinde büyuk mağa-
zaların toplam cirosu ile elde
edilmesi gereken gelir arasında
yedi milyar markkk bir açık or-
taya çıktı. Uzmanlar, bu mikta-
nn en azından uç milyar markı-
na bizzat çalıştıklan mağazalar-
da hırsızbk yapan personelin ne-
den olduğunu tahmin ediyorlar.
Almanya çapında büyük bir
süpermarketler zincirine sahip
olan "Karstadt", örneğin yıllık
70 milyon marklık kaybının
yüzde 20'sinin malın kırtlması,
bozulması, eksilmesi, yüzde
40'ının müşteri hırsızlığı, geri
kalan yüzde 40'ının da personel
hırsızlığı sonucu ortaya çıktığı
görüşunde. Bu tür mağazalarda
gerçekleşen hırsıziığın yaklaşık
yüzde 7ffinin personele ait oldu-
ğunu savunan uzmanlar da var.
Aiışılagelmiş dükkân hırsızla-
nna kıyasla içerdeki personel
pek çok avantaja sahip: Market-
te görevli sivilleri tanıyorlar, çı-
kışlardaki kontrolleri aşmanın
yollarını biliyorlar. Elektronik
güvenlik sisteminin zaafları ko-
nusunda bilgi sahibi olduklan
gibi, dükkân hırsızlannın baş-
vurduklan hileler konusunda da
özel seminerlerle aydınlatılmış
durumdalar.
Ahlaki kaygılar ortadan kal-
kınca da birkaç kutu kahveyi
çantaya indirmenin, yanm kilo
yerine bir kilo peynir tartmanın
önünde bir engel kalmıyor. Yi-
ne "karstadf'ta, örneğin geçen
yıl 40 bin müşteri ile 230 perso-
nel, hırsızlıktan yakayı ele ver-
miş. Ancak müşterilerin çaldığı
malın değeri ortalama 100 mar-
kı geçmezken hırsız personelin
neden olduğu zarar, kişi başına
10 bin markı aşıyormuş.
Ancak personel hırsızlığının
hızla yaygınlaşması, buyuk ma-
ğaza sahiplerinin çeşitli yöntem-
lerle "içteki diişmana" karşı sa-
vaş açmalaı ına yol açtı. Federal
Almanya'da tek başına bu
amaçla kurulmuş 20'yi aşkın
özel dedektif bürosu var. Bu bü-
rolar "personeldın kuşku
duyulduğu" koşullarda şirketin
isteği üzerine işyerlerine casus
yerleştirip bilgi topluyorlar. Per-
sonelin gözetlenmesi, gunlük
konuşmalarından özel yaşamla-
nnın izlenmesine kadar uzanı-
yor.
Hırsız personeli tespit etme-
nin bir başka yolu da gizli video
kameralan. Ancak bu yöntem
yasal olarak bir hayli tartışma-
lı. Işverenin, ancak personelin
caldığını kanıtlayabildiği du-
rumlarda video kameralar kul-
lanılmasına izin verildiği halde,
bu konudakı sınırlandırmalara
pek fazlasıyla uyulmuyor.
Öte yandan hırsızlık yapan
personel bu yollardan biriyle
tespit edilip işinden olsa bile ko-
laylıkla bir başka yerde yeni bir
iş bulabiliyor.
natçılann vermiş olduğu fıyat-
lann altında olmasını da eleştir-
di. Yorozlu, "Katalogda yapı-
tım, benim beUriediğbn fıyata
yakındı. 15 bin dolardı, yani ttç
ay önceki dolann kuruyia 40
milyon lira. Müzayede esnasın-
da ise yapıtunın fiyatı 20 mil-
yondan başladı. Otomatik ola-
rak sanatçıya olan güveni sars-
mış olnyorsnnuz. 23 milyona
yükseUp çekiç vunıiduğu halde
satdamayaa yapıtlar arasında
kakb. Eğerfiyatlardeğişecckse
neden kataloğa konnkln? Birta-
kım oyunlar oynandığını diişü-
niiyorum" dedi.
Yapıtının fiyatı 28 milyon li-
raya çıkan ancak satışı gerçek-
leşmeyen Bedri Baykam ise fi-
yatlann sanatçılar tarafından
belirlendiğinin açıklanmasının
bir çeşit güvensizlik yarattığını
belirterek şunlan söyledi:
"Her ressamın fiyatı kendi
sergi ve saüş taribçesinin biriki-
miyle oluşur. Bu fiyat bir gttn-
de tespit edilmez. Bendeo seç-
tikleri resim 28 milyon Uraya
çıktı. Bu benim normal bir tn-
valimin fiyatıdır. Fakat Sot-
beby's, benden en değer verdı-
ğim resimkrimden birini seçti.
Bu resmime 40 muyon fiyat ver-
miştim. Sotkeby's knmlnsanan
yapbğı bu girişimj utualararası
piyasaya giriş açısından destek-
hvorum."
Müzayedede alıcı bulduğu
halde yapıtlan satılamayan sa-
natcılardan biri olan Mıırat Mo-
rova ise "Benim bu olayda bek-
lediğim tek şey Sotheby's stan-
dartlarının uygulanmasıydı"
dedi. Sanatçııun söyledikleri
şunlar: "Müzayede, tanıtun-
dan, sanatçıyla kunüan dlyalo-
ğa kadar beni bayal luruVliğma
nğrattı. Taraf olan bir dergide,
jiiride yer alan bir kişinin belli
sanatçıian ön plana çıkaran ya-
zısı, sadece belli adlann yer al-
dığı ilanlann bastlması bana
maksath geMi. Organizasyonda
Sotheby's standarthuının uygu-
landığına inannuyonım. Ancak
benim resmim saulmamasına
rağmen her şeyi yermek de doğ-
rv değil. Müzayede Türk resmi-
ne bir şey getirmiş midir sonı-
suna şnndiden yanrt vennek çok
zor."
Galeri yoneticisi koleksiyoner
Yahşi Baraz ise olaya istatistiki
yönden bakarak şunları söy-
ledi: "Katalogdald değerûü lw-
lan resimlerin toplamı 17'dir.
Beyan edilip de değerini bulma-
yan eserlerin adeti ise 26'dır. Bu
bir başansulık anlamı taşıyabi-
lir. Çünkü fiyatlar gereksiz ye-
re yüksek konuimuştur. Çünkü
biz bu resimkri gaierikrde bu
fiyattan satanHyonız. Aynca jü-
ri yanlış belirlendiğinden yanlış
resimler seçilmiştir. Bn arada
Sotneby's firmasının Moskova
müzayedesinde toplam 3.5 mil-
yon dotariık, Hindistan'da yap-
tığı müzayedede 900 bin dolar-
lık, Türkiye'de ise yaklaşık 250
bin dolarhk satış olmnştur. Bn
da Sotheby's açısından bir ba-
şan sayılmayabilir. Diğer bir
nokta, Moskova'da resimlerin
büyük kısmının ABD ve Avnı-
palı koleksiyonerlerce alındığı
biliniyor. Bizde ise henuz ya-
bancüann pek resim almadığı
gÖrülmuştür. Her şeye rağ-
men yabancı bir firmanın bn isi
yapması Türk sanat ortamına
canhlık getirmiştir.
Kapadokya
Dılara
Vadîsi'ne
özel koruma
ANKARA (AA) — Dünya-
nın en ilginç bolgelerinden Ka-
padokya'nın, acil önlem alınma-
sı gereken önemli yörelerinin
özel çevre koruma alanlan kap-
samına alınmaması tartışma ko-
nusu oldu.
Ürgüp, Göreme, Zelve Vadi-
si, Avanos ve Derinkuyu yerine,
sadece Ihlara Vadisi'nin özel
çevre koruma alanı ilan edilmesi
tepki yarattı. Başbakanhk Özel
Çevre Koruma Kurumu Başka-
rıı Mustafa Keten, AA'ya yaptı-
ğı açıklarnada, seçimin bilinçli
yapıldjğıru bildirerek, şunları
söyledi: "Koruma itar«aıniM« al-
madığımız bolgelerde, Turizm,
Kültür, Bayındırük Iskân ba-
kanukJan ve belediyenin ortak
çalışması olacak. Bir protokol
hazıriıkian var. Biz, bu nedenle
onlann çauşmalanna müdaha-
le etmek istemedik. ODTÜ Mi-
mariık FaküHesi öğretim üyesi
ve Kültür Bakanlığı Kayseri Böi-
ge Koruma Kunılu Başkanı
Doç. Dr. Raci Bademli ise sade-
ce Ihlara Vadisi'nin korumaya
alınmasını eleştirdi. Bademli,
şunları söyledi:
"Kapadokya SOD derece özel
bir bölgedir. Doğal, tarihi ve
sosyo-ekonomik özellikleri bir
arada bulundurur. Kısa bir sü-
re önce alınan kararla, bölgede
bazı yerlerin korumaya alınıp,
bazıiannın alınmaması, bence
gizli bir af görunumu niteligi ta-
şıyor. Alınan bu karara katılmı-
yonım. Zaten, bir bölgeye sınır
çekip, konıma alanı ilan etmek-
le sorun çözülmiiyor."
Kasparovizin
kullandı
• Haber Merkezi —
Fransa'nın Lyon kentinde
devam eden Düaya Satranç
Şampiyonası'nda, dün gece
oynanması gereken 21.
oyun, Kasparov'un izin
hakkını kullanması üzerine
yanna ertelendi. Şimdiye
kadar oynanan 20 oyun
sonunda, Kasparov 11-9
önde bulunuyor. Kasparov'a
unvanını koruması için bir
galibiyet ya da iki
beraberlik yetiyor. Eski
şampiyon Karpov ise, ancak
kalan dört oyunun üçünü
kazanmak, birinde ise
berabere kalmak suretiyle
unvanı geri alabilecek.
Arabada güneş
enerjisi
• ANKARA (ANKA) —
Güneş enerjisi ile çalışan
arabalan günlük yaşamda
kullanma çalışmaJarı
surüyor. Henüz arkalannda
taşıdıkları büyük panolar
nedeniyle trafik için uygun
olmayan bu araçlarla,
yaklaşık 2500 kilo metrelik
bir mesafede yarış
düzenlendiği bildirildi.
Papolar Mecanics
dergisinde yer alan haberde,
güneş enerjisiyle çalışan
arabalann en büyük
sorunlannın, arkalannda
taşımak zorunda kaldıklan
panolar olduğu bildirildi.
Söz konusu panolann
rüzgânn etkisiyle bir yelken
vazjfesi gördüğü kaydedilen
haberde, bu nedenle aynca
panolan yönlendirecek bir
sistemin de arabaya monte
edildiği belirtildi.
Atatürk mtizesi
• ANKARA (ANKA) — -
Kurtuluş Savaşı'run
kazanılmasında ve Türkiye
Cumhuriyeti'nin
kuruluşunda önemli bir yeri
olan Sıvas Kongresi'nin
yapıldığı bina, "Kongre
Atatürk ve Etnografya
Müzesi" olarak açılacak.
Kültür Bakanhğı'ndan
yapılan açıklamaya göre 19
aralık çarşamba günü
bakan Namık Kemal
Zeybek tarafından açılacak
olan müzede, kongre
dönemine ait eşyalar ile
etnografya eserleri
sergilenecek.
"VemerpasiT
• ANKARA (ANKA) —
Milli Eğitim Bakanlığı
llköğretim Genel Müdürü
Ekrem Yangm, öğrenci
velilerinin ilkokul ve
ortaokullarda haksız
uygulamalarda bulunan
öğretmen ve idarecileri
şikâyet etmekten
korktuklannı bildirdi.
Yangın, ödevi ve öğrencileri
zorla Ünite dergisi abonesi
yapmayı yasaklayan MEB
genelgelerine karşın, bazı
öğretmenlerin buna
uymadıklannı söyledi.
llköğretim Genel Müdürü
Yangın, haksız
uygulamalarla ilgili
kanıtlann tümünün
kendilerine ulaşmadığını,
"tanıklık" kurumunun bu
gibi konularda işlemedigini
de belirterek "Veliler,
öğretmenleri şikâyet
etmekten *ya benim
çocuğuma bir şey yaparsa'
diye çekiniyor. " dedi.
Enfeksiyon
hastalıkları
• İZMİR (ANKA) — 3.
Ulusal Enfeksiyon
Hastalıklan Kongresi 22-26
Nisan 1991 tarihlerinde
Antalya'da toplanacak.
Turk Mikrobiyoloji
Cemiyeti ile Ege
Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nin ev sahipliğinde
gerçekleştirilecek kongre
kapsamında 5 sempozyum
ile 12 konferans
düzenlenecek.
(
FoçaVla kazı
stirecek
?
• İZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — tzmir Bağınuız
Milletvekili Kemal
Anadol'un Foça'nuı tarihte
12 lyon kentinin en
önemlilerinden olduğunu
belirterek Kültür
Bakanlığı'na yönelttiği
sorulan, Bakan Namık
Kemal Zeybek yanıtladı.
Zeybek, bir süre önce özel
çevre koruma alanı ilan
edilen Foça'da yapılan
kazılar sonucu ortaya çıkan
buluntulann kentin tarihsel
zenginliğini ortaya
çıkardığını belirterek
"Foça'da kaalann devam
etmesi, ilginç arkeolojik
verilerin bilim dünyasına
kazandırılmasını
sağlayacaktır" dedi. Bakan
Zeybek, takas
yönetmeliğüıden
yararlanmak isteyenlerin
başvurmaları durumunda
1991 yılı programına
alınacaklannı belirtti.