Katalog

22 GEZGİN AİLESİ GÜNCEL GÖRSEL BULMACA MUTFAK KÜLTÜRÜ Antakya yemekleri geziyor Antakya’nın köklü geçmişinin izleri günümüzün getirdikleriyle birleşince Anadolu’nun yemek kültürü açısından en zenginlerinden diyebileceğimiz bir yöre mutfağı çıkmış ortaya. Yemekler bol baharatlı, acılı, yağlı... Baklagiller, bulgur, et, hamur işleri yörenin ana yemek malzemeleri. Soğuk mezeler, pilav ve dolmalar; balık, etli ve sebzeli yemekler, ekmek ve börekler, oruklar, tatlı ve kurabiyeler şeklinde bölümlere ayrılan Antakya mutfağı çeşitlilik açısından zengin. Pilav ve dolma çeşitleri birbiriyle yarışır nitelikte. Biberli kimyonlu bulgur pilavı, baklalı bulgur pilavı, pirzolalı yaprak sarma, tuzlu yoğurtlu kabak dolması, firikli aş, kuru dolma, mercimekli bulgur pilavı yöre mutfağının başlıca yemekleri. Ana yemek gruplarından Arap kebabı çiğ köfteyle birlikte servis yapılıyor. Tatlı denince Antakya’da akla künefe ve kadayıf gelir... Ağızlı kadayıf, burma künefe ve kaymaklı künefesi çok ünlü. Özellikle Antakya’da Harbiye’deki restoranlara uğrayıp yöresel yemeklerden tatmalısınız. Bunlardan biri Venedik Restoran. Hangi mevsimde giderseniz gidin Yalçın Eskioacak ustanın hazırladığı nefis Antakya yemeklerini tadabilirsiniz. Geçen günlerde İstanbul’a gelen Yalçın usta Antakya yöresel yemeklerini Swiss Otel’de meraklılarıyla buluşturdu. Naz Restoran’da üç gün sergilenen Antakya yemekleri; mezeleri, kebapları ve ünlü künefesiyle İstanbul’da yaşayan Antakyalıları ve her ilden çok sayında yöresel yemek meraklısını bir araya getirdi. Humus, zahter salatsı, semirsek, küflü çökelek, patlıcanlı yoğurtlama gibi Antakya mezeleri Naz Restoran konuklarına değişik lezzetler olarak sunuldu. Fotoğraftaki yerin adı ne ve hangi ilimizde? Fotoğrafta gördüğünüz yere sadece deniz yolu ile ulaşılabiliyor. Çam ağaçları ile çevrili büyük bir koyda, Roma döneminden kalan bu yapının kalıntılarının bir kısmı denizin içinde kalmış. Miteolojide güzelliğiyle ünlü olan bir kraliçenin Anadolu kıyılarını ziyaretlerinden birinde, yakın arkadaşları ona bu yapıyı hediye olarak inşa ettirmişler. Buradaki su, koyun kuzeyinde görülen dağın ardında bugün kurumuş olan bir krater gölünden gelir ve sıcaktır. İçerdiği kalsiyum, magnezyum gibi mineral ve elementlerle cilde iyi geldiği söylenir ve güzellik dağıtan bir yer olarak bilinir. Eski inanışlara göre bu hamama giren kadınların dokuz on yaş gençleştiğine inanılıyormuş. Kimilerine göre kraliçenin güzelliğinin sırrı bu sularda gizliymiş. Ayrıca adanın arkasında yaklaşık iki bin kişilik tarihi bir Roma kentinin kalıntıları bulunuyor. Doğru yanıt veren okurlar arasında yapılacak çekilişle üç kişiye Cumhuriyet Kitap’tan kitap armağan ediyoruz. Yanıtları, 30 Temmuz Çarşamba saat 17:00’ye dek adres ve telefon numaranızı yazarak faks ya da eposta ile bekliyoruz. Geçen sayı Yanıt: Rızvaniye Cami, Şanlıurfa Kazananlar: Zehra Pınar (Kars), Mustafa Yazıcı (Elazığ), Hatice Dağlar (Kahramanmaraş). KAYTAZ BÖREĞİ Malzemeler: Bir kilogram un, bir çay bardağı sıvı yağ, bir su bardağı yoğurt, bir çay kaşığı karbonat, bir su bardağı sıvı yağ. İçi için: 350 gram yağsız kıyma, iki adet soğan, bir tatlı kaşığı domates salçası, yarım demet maydanoz, tuz, karabiber. Yapılışı: Un, bir çay bardağı sıvı yağ, yoğurt, tuz, karbonatla yoğurularak elde edilen hamur yarım saat dinlendirilir. Diğer tarafta kıyma, ince doğranmış soğan, salça, tuz, karabiber, arzu edilirse ince kıyılmış maydanoz ve çam fıstığı karıştırılır. Dinlenerek mayalanmış hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartılır ve yağlanmış hamur tahtasının üstüne konur. Yumağın ufak halkalar şeklinde açılır. Yağlanmış tepsiye dizilerek yüzlerine kıymalı harç konur. Üstüne yağ sürülerek orta ısıdaki fırında pişirilir.