02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 ST R A T E J İ c Cumhuriyet Strateji 12 Ocak 2009/237 Rusya ve İran’ın ardından Çin’le de yakınlaşmaya çalışıyor… Rang Corporation Ermenistan’ın müttefik arayışı Ekonomik ve jeopolitik açıdan bölgesinden soyutlanmış durumda olan Ermenistan, bu yalnızlığını gidermek için yöntem bulmaya çalışıyor. Çin’e yönelik askeri açılım bu kapsamda değerlendirilebilir. Cavid VELİEV TUSAM Kafkasya ve Yakındoğu Masası [email protected] rakibi Azerbaycan’ın Çin’le olan ticari hacmi 2004’te 200 milyon dolarken, 2006’da 368 milyon dolara yükselmiştir. Aralık 2008’de Çin’i ziyaret eden Ermenistan Savunma Bakanı Seyran Ohanyan Çin Savunma Bakanı Liang Guanglie ve Çin Merkezi Askeri Komisyonu Başkan yardımcısı Guo Boxiong’le görüşmeler gerçekleştirdi. Liang, askeri ilişkilerin gelişmesinin iki ülkenin ikili ilişkilerinin gelişmesinde büyük rol oynadığını ifade etti. Ohanyan, Ermenistan ordusunun kuruluşunda Çin’in yaptığı yardımlara teşekkür ederek, bundan sonra da işbirliğinin artacağı sözünü verdi. Ohanyan’ın Çin ziyareti taraflar arasında 2008 yılında gerçekleşen ilk ziyaret değildir. 21 Temmuz’da Çinli General Den Czyngun yönetiminde bir askeri heyet Ermenistan’ı ziyaret etmiştir. 15 Aralık’ta ise Ohanyan Ermenistan parlamentosu Başkanı Ovik Abramyan, Çin’i ziyaret etmiş ve iki ülkenin parlamentoları arasında memorandum imzalanmıştır. 29 ASKERİ İLİŞKİLER ÇinAzerbaycan arasında zaman zaman yaşanan bazı sorunlar ErmenistanÇin askeri ilişkilerinin gelişmesine doğrudan katkıda bulundu. Çin dış politikasında Ermenistan doğrudan bir ilgi odağı olmamakla birlikte Rusya’nın desteği ve Azerbaycan’da Ebülfez Elçibey dönemi milliyetçi politikaları nedeniyle önem kazandı. Çin’in Güney Kafkasya ülkelerinden Gürcistan ve Azerbaycan’la askeri işbirliği bulunmamakta; bu türden bir ilişki Güney Kafkasya’da sadece Ermenistan’la bulunmaktadır. İki ülke arasındaki askeri ilişkiler Ermeni subayların Çin’de eğitim görmesi ve Ermenistan’a doğrudan silah yardımı yapılması gibi iki alanda gelişmiştir. 26 Ağustos 2004’te Çin Savunma Bakanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Qian Lihua başkanlığındaki heyet Ermenistan’ı ziyaret etmiş ve Ermeni subayların eğitiminin Çin’de sürdürüleceğini vurgulamıştır. Bu çerçevede Çin askeri akademilerinde 10 Ermeni askeri personeli eğitim almaktadır. Çin’den Ermenistan’a ilk silah desteği 1999 yılında yapılmış ve bu olay Azerbaycan’ın ciddi tepkisiyle karşılaşmıştır. Dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı Danışmanı Vefa Kuluzade’nin iddialarına göre, Ekim 1998’de Rusya Federasyonu Savunma Bakanı İgor Sergeyev Çin’i ziyaret ederken Ermenistan’ın Savunma Bakanı Vazgen Sarkisyan’ı da beraberinde götürmüş ve bu ziyarette ErmenistanÇin arasında anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmanın gereği olarak Çin’den Ermenistan’a sekiz adet Typhoon füze sistemleri verilmiştir. Azerbaycan’ın itirazları üzerine Çin hükümeti bu olayla hiçbir bağlantısının olmadığını füzelerin bir Çin şirketi tarafından verildiğini ve bir daha tekrarlanmayacağını ifade etmiştir. 1997’de Rusya’nın Ermenistan’a yapmış olduğu silah desteğinden sonra bu füze sistemi desteğiyle Çin, Ermenistan’a silah desteği veren ikinci ülke olmuştur. Azerbaycan’ın ciddi itirazlarından sonra Çin bir daha silah anlamında Ermenistan’a destek vermeyerek Azerbaycan’la enerji ilişkilerinin zarar görmesini istememiştir. Ekonomik olarak yalnızlıktan kurtulmak ve askeri olarak Azerbaycan’ı dengelemek isteyen Sarkisyan, dış politikasının ana hedeflerinden biri olduğu için yeni ilişkiler geliştirmeye eski ilişkilerini de pekiştirmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda Rusya’nın yanı sıra İran ve Çin gibi ülkeler Ermenistan dış politikasında önceliğe sahip olacaktır. ÇinErmenistan ilişkilerinde askeri boyut ön plana çıkmaktadır. Çin’in Ermenistan’la ilişkilerini geliştirirken, enerjiye bağımlılığı ve sahip olduğu jeopolitik önemi nedeniyle Azerbaycan’ı dikkate alması gerekecektir. Fakat Çin enerji ihtiyacının büyük bölümünü Türkmenistan, Kazakistan ve Ortadoğu ülkelerinden karşıladığı için Azerbaycan dış politikasının yön değişikliği ÇinErmenistan ilişkilerini de etkileyecektir. Dinsel gerilim hatları Ilımlı Müslüman ağı programı ve Türkiye… R Prof. Dr. Nadim MACİT TUSAM Danışmanı ÇİNERMENİSTAN İLİŞKİLERİ Ermenistan Çin’le ilişkilerini geliştirerek bir taraftan düştüğü yalnızlıktan kurtulmanın yollarını ararken diğer taraftan Dağlık Karabağ konusunda da destek beklemektedir. Ermenistan, Tayvan ve Tibet konusunda Çin’in “Tek Çin” politikasına açık desteğini ifade ederek bu tutumuyla kendisinin Dağlık Karabağ politikasında “halkların kendi kaderini tayin hakkı” tutumuna ters düşen bir davranış sergilemektedir. Çin, Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü desteklemektedir. Çin’in Dağlık Karabağ konusundaki tutumu Ermenistan’a karşı gelmek veya Azerbaycan’ı desteklemekten ziyade kendisinin karşı karşıya kaldığı toprak bütünlüğü sorununa yöneliktir. Bu çerçevede davranan Çin, müttefiki Rusya’nın ısrarlarına rağmen Abhazya ve Güney Osetya’nın da bağımsızlığını tanımamıştır. Ekonomik, siyasi ve ticari alandaki ilişkiler iki ülke arasında karşılıklı ziyaretler ve anlaşmalara rağmen askeri ilişkilerin çok daha altındadır. Ekonomik ve siyasi anlamda ÇinAzerbaycan ilişkileri tarafların karşı karşıya kaldığı toprak bütünlüğü sorunu ve Çin’in enerji ihtiyacı nedeniyle daha iyi düzeydedir. Çin Ermenistan’ı izole eden KarsAhalkelekTiflisBakü Demiryolu Projesi’ne de destek vermektedir. Açık denizlere çıkışı olmayan Ermenistan’ın Çin’le karasal bağlantısı olmadığı gibi bu bağlantıyı dolaylı yoldan kurabilmesinin önünde engellerinin olması iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri etkilemektedir. Bu nedenle Ermenistan bölgeden izole edildiği sürece diğer müttefikleri gibi ÇinErmenistan ticari ilişkileri arzu edilen düzeyde olmamaktadır. En son 2005 ekonomik verilerine göre taraflar arasındaki ticaret hacmi 17 milyon dolar civarındadır. Oysa Ermenistan’ın AND Corporation tarafından yayımlanan The Civil Democratic İslam: Partners, Resources and Strategies(1) adlı çalışmada yer alan Önerilen Strateji ve Derindeki Strateji başlıkları altında “Ilımlı Müslüman Ağı İnşa Etme”de izlenmesi gereken yöntem ve unsurlar sunulmaktadır. Yine aynı düşünce kuruluşu tarafından Building Moderate Muslim Network(2) adıyla yayımlanan çalışmada ise Ağ İnşa Etmenin Yol Haritası başlığı altında son derece dikkat çekici hususlar yer almaktadır. İki çalışmada yer alan teostratejik modelin dünya sistemi ve ülkemiz açısından anlamını analiz etmeden amacını, ortaklarını, potansiyel hedef gruplarını, anahtar kavram ve tanımlarını, uygulamaya dönük olarak belirlenen esaslarını sunmakla yetineceğiz. Şimdilik şu kadarını ifade etmek isteriz ki iki çalışmada belirlenen ve izlenen yöntem, ortaklar ve seçenekler üzerine geliştirilen stratejiyle ülkemizde olupbitenler arasında bir benzerlik göze çarpmaktadır. Her şeyi dış müdahale ile açıklamak yetersiz ve kendi gerçekliğini, sosyal ve politik dinamiklerini yok saymak anlamına gelir. Böyle bir zaafiyeti askıya alarak şu gerçeğin altını çizmek isteriz: RAND tarafından geliştirilen bu strateji önce laik ve antilaik cephe oluşturmak, ardından bütün diniideolojik yapıları Ilımlı Müslümanlar etrafında toplamak, bunu da küresel sistemin ekonomik, politik ve stratejik hedeflerine eklemek istiyor. Ülkemizde gelenekçilerin belli bir ölçüde tasfiye edilmesi, belli bir ölçüde de dönüştürülerek Ilımlı İslam halkasına dahil edilmesi bir rastlantı değildir. Din üzerinden ayrışma hatları üretmek, birilerini ötekileştirmek birilerini de öne çıkarmak esasına dayanan bu modelin ülkemizde önemli bir yol aldığı ortadadır. Gazetelerde ve medyada yer alan tartışmalarda sürekli olarak belli görüşü savunanların öne çıkarılmasının, ekonomik, politik ve eğitim alanında bize yüceltilen grubun bir baskı unsuru haline getirilmesinde sağlanan desteğin bunda önemli bir payının bulunduğu ortadadır. Dinin uluslararası ve bölgesel düzeylerde küresel politikanın, dönüştürmenin ve hakimiyet alanı oluşturmanın aracı yapıldığı şu tarihi ufukta kendi tarihi tecrübemiz ve siyasi geleneğimiz dikkate alınarak bir İslam anlayışı geliştirme, laik ve demokratik devlet modeline zarar vermeden toplumu aydınlatma konusunda çekimser ve ürkek davranmanın önümüzdeki süreçte bedeli ağır olacaktır. Tarihi ufkun etkinlik alanını anlama konusunda gevşek ve inatçı davranmanın çözüm olmadığı bir gerçektir. İki çalışma çerçevesinde egemen gücün bütün İslâm coğrafyasında ve ülkemizde inşa etmek istediği ağın/şebekenin amacı ve ana noktaları şöyledir: STRATEJİNİN AMACI Geliştirilen stratejinin amacı şöyle ifade edilmektedir. • Bu yaklaşım sivil demokratik İslâm’ın modernleşmesini ve geliştirilmesini hızlandırmanın ve güçlendirmenin yollarını arar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle