02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 ST R A T E J İ c Cumhuriyet Strateji 12 Ocak 2009/237 ‘Yardımcım Gagavuz olacak’ ‘Halkımızın büyük bölümü, yüzde 68’i AB ile bütünleşme taraftarı. Ama öte yandan daha fazlası, yüzde 75’i Rusya ile ilişkilerin daha da geliştirilmesini istiyor. Bunu dikkate alıyoruz.’ Eski Moldova Başbakanı Tarlev’in vaadi: Gazzeli çocuk... M Dr. Barış DOSTER Öğretim ÜyesiYazar oldova’nın eski başbakanı Vasile Tarlev, ülkesiyle Türkiye arasındaki ilişkileri çok önemsediğini belirterek, 6 Mart 2009 tarihinde yapılacak genel seçimlerde partisinin iktidara gelmesi halinde, iki ülke ilişkilerinin her alanda çok daha hızlı gelişeceğini söyledi. İşadamıyken siyasete atılan, iki kez başbakanlık yapan ve istifa ettikten sonra seçimlere ilk kez bir parti genel başkanı olarak giren Tarlev’le ülkesindeki seçimler üzerine söyleştik. Tarlev’in sorularımıza yanıtları şöyle: Seçimleri partiniz Avrupa Merkeziyetçiler Birliği kazanırsa, cumhurbaşkanlığı için en güçlü aday siz olacaksınız. Dış politikaya, bölgesel gelişmelere, AB üyeliğine nasıl bakıyorsunuz? Biz kendisini merkezde konumlandıran bir partiyiz. AB üyeliği elbette öncelikli amaçlarımızdan biri ama bu konuda aceleci değiliz. Belli bir altyapı oluştuktan sonra tam üyelik yanlısıyız. Çünkü ne AB’nin kendisi bizi kabul etmeye hazır, ne de biz şu an için tam üyeliğe hazırız. Aynı şekilde AB’nin Türkiye’yi içine almaya hazır olmadığını da düşünüyorum. Biz, öncelikle AB’ye tam üye adayı olmaya çalışan bir ülkeyiz Tarlev ve iyi komşuluk ilişkileri geliştirmeye çalışıyoruz. Moldova, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı üyesi bir ülke olarak bölgesel işbirliği ve istikrarı çok önemsiyor. İki komşunuz Ukrayna ve Romanya ile ilişkileriniz nasıl? Ukrayna ile ilişkilerimiz mükemmel düzeyde. Romanya ile de o kadar olmasa bile ilişkilerimiz iyi. Ayrıca Rusya ile de son derece iyi ilişkilere sahibiz. Halkımızın büyük bölümü, yüzde 68’i AB ile bütünleşme taraftarı. Ama öte yandan daha fazlası, yüzde 75’i Rusya ile ilişkilerin daha da geliştirilmesini istiyor. Bunu dikkate alıyoruz. NATO üyeliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Çünkü Rusya’nın bölge ülkelerinin NATO üyeliğine sıcak bakmadığı biliniyor. Askeri yapılanmalara girme taraftarı değiliz. Aynen İsviçre’nin yaptığı gibi daimi olarak tarafsız kalmak istiyoruz. Hem ülkemizin konumu, hem de bölgesel dengeler tarafsız kalmamızı gerektiriyor. Bu konuda halkımızla ters düşemeyiz. Örneğin Ukrayna’da halkın yüzde 88’i NATO üyeliğine karşı ama cumhurbaşkanı ısrarla NATO üyeliğini savunuyor. Biz Moldova’da böyle bir çelişki yaşamak istemiyoruz. Moldova’da halkın Türkiye’ye ve Türklere bakışı nasıl. Ülkenizdeki en büyük azınlık olan Gagavuz Türkleriyle ilişkileriniz ne düzeyde? Moldova halkı Türkleri çok sever, yakın, dostça duygular besler. Türkiye’de çok sayıda Moldovalı çalışıyor, hem ekonomimize önemli katkıda bulunuyor, hem de Türkler ile aramızdaki bağı güçlendiriyorlar. Siyasal ilişkiler sürekli gelişiyor. Son yıllarda Türk işadamlarının yatırımları da arttı. Nüfusumuzun yüzde 4’ünü oluşturan Gagavuzlar ise son derece mutlular. Moldova, Gagavuzların özerk oldukları tek ülkedir, Türk TV’leri bile var. Gagavuzlar seçimlerde bizi destekleyecekler. Gagavuzların statülerini ilk geliştiren, onları resmen tanıyan, onlarla çok sıcak iletişimi olan bir politikacıyım. Parlamento seçimlerini kazanır sonra da cumhurbaşkanı olursam, Gagavuzlar tüm bakanlıklarda birer başbakan yardımcısı ile temsil edilecekler. Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri Gagavuz olacak. Ayrıca Türkiye’deki Moldova Büyükelçisi de Gagavuz olacak. Bunu savunan tek parti biziz. Rusya ile Gürcistan arasında yaşanan kısa süreli savaş hakkında ne düşünüyorsunuz? Gürcüler, ülkelerinin toprak bütünlüğünün korunmasını istiyorlar ve bu konuda da haklılar. Ama haklı oldukları bir konuda kullandıkları araç ve yöntemler yanlıştı. Saldırgan tutumları, ülkelerinin toprak bütünlüğünü kaybetmesine neden oldu. Saldırgan bir tavır takınarak, haklıyken haksız duruma düştüler. Ayrıca askeri olarak da Gürcistan savaşı başlatan taraf olmasına rağmen, kötü hazırlanmıştı ve yanlış yaptı. Askeri çözüme başvuran bir ülke bunu yapmamalıdır. Ordu birlikleri bir gecede sınıra ulaşsaydı, Rus sınırına dayansaydı, Rusya karşı hamleyi bu kadar kolay yapamazdı. Gürcü ordusu hazırlıksız halde bir savaşa girdi ve başarısız oldu. Siyasi olarak Gürcistan ABD ve AB desteğini alarak sorunu çözmeye çalışsa, daha etkili olabilirdi. Ama şimdi öyle bir noktaya gelindi ki, önümüzdeki 50 yılda bile Gürcüler bu sorunu çözemezler. 6 Mart seçimlerinde en büyük rakibiniz kim? Seçime 10’dan fazla parti katılıyor. Halkta, özellikle de yaşlılarda SSCB dönemine karşı nostaljik, özlem dolu duygular var. En büyük rakibimiz olan Komünist Parti de bunu kullanıyor. Soros’un örgütü de dahil olmak üzere 6 bine yakın hükümet dışı örgüt var Moldova’da. Ayrıca Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı (AGİT) halkın ve devletin saygı duyduğu bir kurum. Nüfusun yüzde 96’sı Hristiyan. Çok sayıda politik ve dini akım var. Evanjelistler nüfusun yüzde 2’sini, Müslümanlar ise yüzde 1’ini oluşturuyor. Seçimlerin iddialı partilerinden biriyiz. İsrail’in Gazze’ye yönelik ‘ağır’ harekatının olası nedeni: Örtülü hedef İran Ali ER S ekiz gün süren hava ve deniz bombardımanın ardından 500’ü aşkın çoğunluğu sivil, çoluk çocuk can kaybı yetmiyormuş gibi, üç Ocak Cumartesi gecesi de Gazze’ye kara taarruzu başlamıştır. Bu harekâtın uzun süreli olacağı bizzat İsrail Savunma ve Dışişleri bakanlarınca açıklanmıştır. Aralık ayında sona eren ateşkesin ardından, sınıra yakın bölgelere yönelik tehdit oluşturan Hamas’ın füze rampalarının ortadan kaldırılması harekâtın hedefi olarak açıklanmıştır. Harekât başlangıçta ortaya konan bu gibi makul ve kabul edilebilir taktik hedefler ile sınırlı kalsa ve kullanılan güç de bu hedeflerle sınırlı olsa idi; İsrail Devleti’nin kendini savunma hakkı üzerinde kimseye söz düşmezdi. KURMAY VEYA BAKKAL HESABI Ancak bu harekât insani duyguları olan herkesi isyan ettirecek ve makul düşünme yeteneğini esir alabilecek kadar kanlı ve ölçüsüz güç kullanma sınırlarını zorlayacak şiddette gelişmektedir. Acaba taktik seviyede ortaya konan bu hedefler için Dünya’yı ayaklandırmaya gerek var mıydı? Aslında BM anlaşmasında imzası bulunan, kendini uluslararası hukuka ve savaş hukukuna bağlı gören ciddi bir devletin, metrekareye dört kişi, kilometre kareye ise 4166 kişi düşen ve yüzde 45’i 15 yaşın altında olan yüzde 49’i işsiz yoğun nüfusun yaşam mücadelesi verdiği bir bölgede askeri harekâta girişmesi düşünülemez. En azından böyle bir harekâtta uygulanması gereken çatışma kurallarının, sorumlu devletler ve karar vericiler için başlı başına bir engel teşkil etmesi gerekir. Ya da o
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle