Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 Mustafa ÖZBEK Türkiyem Topluluğu Sözcüsü "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir... Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir." Mustafa Kemal Atatürk ürkiye’nin bugünlerinde gerek gazete manşetlerinde gerekse televizyon ekranlarında Türk kamuoyunu kendilerinin etkili ve yetkili olduğuna inandırmak isteyen birtakım kişilerin açıklamaları sıklıkla yer almaya devam ediyor… Hükümet çevreleri, bu kişilerin küstahlık boyutuna varan açıklamalarına, tepki gösterenlerin arasında ne yazık ki yer almıyor. Bu tepkisizlik, bu kişileri konuşturanların arasında bugünkü siyasi iktidarın olabileceği ihtimaline de ağırlık kazandırıyor. Türkiye’yi yerden yere vuran, ulusal kimliğini ve kişiliğini hiçe sayan bu kişilerin arasında Lagendijk, Barroso ve Rehn önde geliyor.. Bu yazımızda bu üç yalancının çelişkilerini dile getirmeye çalışacağız… Joost Lagendijk, "Obama, Demokratlar ile Cumhuriyetçileri biraraya getirebilecek tek aday. Türkiye’de de benzer bir resim var. Kutuplaşmış bir durum söz konusu. Türkiye’nin de ihtiyacı kendi iki kutuplaşmış grubunu biraraya getirebilecek bir lider. Erdoğan bunu yapamadı" demiş. AKP’ye kapatma davası açıldığı günden bu yana ağzını hayra açtığına şahit olamadığımız "Avrupalı" Lagendijk yine açmış ağzını. TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Lagendijk, Türkiye’nin içişlerine müdahale etmekten hiç çekinmiyor. Türkiye’nin iç siyaseti hakkında yorum yapan ve yargı bağımsızlığını çiğneyen inanılmaz açıklamalar yapan Lagendijk şimdi de Türkiye’de iktidarı kimin elinde bulundurması gerektiğini bildirircesine açıklamalar yapıyor. Diplomatik nezaketten uzak kabul edilemez açıklamaları ile Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletini küçük düşüren Lagendijk şunu unutuyor: Türkiye Cumhuriyeti kabile devleti değildir. AB’nin sömürgesi hiç değildir. Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasını devralan Türkiye Cumhuriyeti emperyalist işgalcilere karşı bağımsızlık savaşı vermiş yoktan var olmuş bir devlettir. Tarihi ve kültürel zenginlik ile yoğrulmuş Türk milleti Kurtuluş Savaşı’nda topraklarını işgal eden emperyalist güçlere direnmiş ve haddini bildirmiştir.. Gerekirse bir kez daha bildirmekten kaçınmaz, kaçınmayacaktır.. Avrupalıların ikiyüzlülüğünü çok iyi bilen Türk milleti Lagendijk’in ülkemizin itibarını zedeleyen sözlerini unutmayacaktır. Bu küstah Avrupalı Türk milletine ve yargıya akıl verme cüretinde bulunarak güçler ayrılığı ilkesini çiğnemiştir. Lagendijk, AKP’nin kapatılması halinde Türkiye için bazı sonuçları olacağını buyuruyor... Lagendijk, "Türkiye’de kamuoyunun AKP’ye yönelik kapatma davasının Avrupa’da nasıl algılandığını bilmesini istiyorum. Buradaki havayı Türkiye’ye yansıtmaya çalışıyorum. Çünkü eğer gerçekten AKP yasaklanırsa bunun sonuçları olacak. Benim Türkiye’ye bunu anlatmam şart" diyor... "Tehdit değil, haber veriyorum" diyen Lagendijk’e teşekkür mü etmeliyiz? Bunları kim konuşturuyor? Ne yapacağız Avrupa’yı kızdırmamak için? "Milli hassasiyetlerimizi" dayatmaktan vazgeçip Türkiye’nin "taahhütleri yerine getireceğini" söyleyerek "Boynumuz kıldan ince mi?" diyeceğiz? Lagendijk, "Kapatma olursa neler olabileceğini söylüyorum. Çünkü parti kapatıldıktan sonra gerçekten müzakereler askıya alınırsa bana gelip "Niçin bizi uyarmadın?" denmesini istemiyormuş... Lagendijk, alameti kendinden meçhul bu "Avrupalı" tüm iyi niyeti(!) ile bizi uyarmaya çalışıyor... Ne yapalım Lagendijk’in gözüne girmek kendimizi Avrupa’ya beğendirmek için? Laik devletten mi vazgeçelim? Bağımsızlığımızı bir kenara bırakıp kendimizi Avrupa’nın "sihirli" ellerine mi terk edelim? İktidar partisini allayıp pullayan Türkiye’nin yabancı damadı, AKP’nin yabancılarından Lagendijk, AKP kapatılır ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gider Mahkemenin kararı ne olur sorusuna şöyle cevap veriyor: "Venedik kriterlerine baktığım zaman ki AİHM’nin kullanacağı kriterler de sanıyorum bunlar olacak, Mahkeme’nin AKP hakkında RP’ninkine benzer bir görüş bildireceğini sanmıyorum." AKP’nin lejyoneri Lagendijk, AKP’nin akıl hocalarından. Bizim göremediğimizi(!) Lagendijk görüyor: "AKP eski bir İslamcı parti, ama Refah C S TRATEJİ Partisi tam bir İslamist partiydi" diyor. İşte AKP’nin AİHM’deki yeni avukatı.... Joost Lagendijk! AKP’nin kapatılması davasını Lagendijk, "Avrupalı" dostlarına böyle anlatıyor... Avrupalı dostları zaten neyi görmek istiyorlarsa onu görmüyorlar mı? Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar konusunda "kehanette" bulunan Lagendeijk "kehanetlerine" bir yenisini eklemiş: AKP’nin kapatma davası hakkında AİHM, Refah Partisi kararının aksine görüş bildirirmiş. Lagendijk’e Anayasa Mahkemesi’ni "terbiye etmek" yetmedi... Şimdi de Lagendijk, AKP’yi kurtarmak için AKP kapatılır da davayı AİHM’e götürür ise AİHM ne karar verir biliyor. "Kehanet" konusunda işin erbabı olmuş Yabancı Damat. "Yabancı Damat" Lagendijk AKP’nin "Yağcı Damadı" rolünü sevmiş görünüyor. "AKP, demokrat olduğunu size nasıl kanıtladı?" sorusuna bakın nasıl cevap veriyor: "Bu aslında AKP’nin doğuşunda yatıyor, çünkü Refah sürecini yaşayan zeki politikacılar, yani Erdoğan ve Gül, bu geçmişle bağlarının kırılması gerektiğini gördüler ve bölünerek AKP’yi kurdular. Yani, yeni bir yola girdiler. Dolayısıyla bu sürecin kendisi AKP’yi demokrat yapıyor. Şüphesiz, muhafazakâr bir parti. Ama ben "AKP demokratmış gibi konuşuyor, fakat başka şeyler yapmak istiyor" analizine katılmıyorum." Ey Lagendijk! Madem sen AKP’nin Türkiye’yi Avrupa’ya yaklaştırdığını, bu nedenle gizli bir gündemi olmadığından bu kadar eminsin, AKP’ye "Yapacağız" dediklerinin yalnızca yüzde 8’ini yaptıklarını neden sormuyorsun? Madem AKP, AB reformları konusunda samimi 301. Maddeyi neden kapatma davası açıldıktan sonra değiştirdi? Madem AKP, AB reformları konusunda o kadar hevesli, neden tüm mesaisini Türkiye’nin Avrupa Birliği hedefi için ayırabilecek bir kişi Başmüzakereci değil? Eyyy... "Yalancı Damat"!... TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı olarak Türkiye’nin içişlerine karışma hakkını sana kim veriyor? Lagendijk, "AB’ye katılmak istiyorsanız, içişlerinize karışmak benim görevim. Çünkü Türkiye’nin içişleri, Türkiye katılım sürecindeyken Avrupa’nın politikaları anlamına geliyor" diyorsun. Madem öyle "Her şeye karışacaksın!". Yalnızca kendi çıkarına ters düşen konulara karışmayacaksın. Koruyup kolladığınız, besleyip büyüttüğünüz PKK’ya sahip çıkmayacaksın "demokrasi" gerekçesi ile. İspanya’yı kana bulayanlara Paris’te metroya bomba koyanlara karşı ne yaptıysan Türkiye’de de aynısını yapacaksın! Eğer yapamıyor isen burnunu her şeye sokmayacaksın! T Rehn Barroso AKP’NİN TETİKÇİLERİ: BARROSO VE REHN AKP’nin kapatılmasını engellemek için elinden gelen ne varsa ardına koymayan AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Genişlemeden Sorumlu Komiser Olli Rehn… Artık ağzına geleni söyleyen Barroso için Vatan Gazetesi yazarı Yiğit Bulut güzel bir isim bulmuş: Barbaros. Artık bizden biri(!) haline gelen Türkiye ile ilgili olarak hiç çekinmeden yorum yapan Barbaros çizmeyi aştığının farkında değil… Barroso, Türkiye Büyük Millet