Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
IRKÇILIK TEHDİDİ Prodi’nin bu varsayımını Bossi’nin soğuk duş etkisi yapabilecek sözleri ne ölçüde etkiler bilmem ama Bossi "Kuzey Birliği işçilerin (çalışanların) yeni partisidir" derken kendinden emin gözükmektedir. Özellikle kuzeyden, bir başka deyişle sanayi bölgesinden aldıkları yoğun ve seçim sonuçlarını etkileyici oyların ardından bu sözleri söylemiş olmasını da yadırgamamak gerek. Yalnız kuzeyden değil, yoksul olduğu varsayılan güneyden bile oy alamamış sol partilerin faşizmin yıkılışından bu yana her seçim sonrası girdikleri meclise girememiş olmalarıdır bu sözleri Birlik’e söyleten. Ne ki, işçisinin de, halkının da belki önümüzdeki günlerde yavaş yavaş karşılarına sürülecek olan acı reçetelerden ne kadar hoşnut olacaklarını göreceğiz. Gene Bossi’nin daha şimdiden (hükümet kurulmadan) gözdağı vermesi ve programdan sapılmaması gerektiğini anımsatması pek de kolay kolay yutulacak bir lokma olmadığını gösteriyor. Birlik’in önde gelen bir başka adı Calderoni, sorunları ulusal boyutta düşündüklerini ve güney İtalya’nın sorunlarını çözmeden kuzey İtalya’nın sorunlarının çözülemeyeceğini söylüyor. Ancak bir zamanlar kuzey İtalya’nın sorunlarını kuzeye gelen güneylileri evlerine göndermekle çözmeye çalışmışlardı. Bizde de İstanbul’a girişi engellemek için vize koymaya çalışanlar olmadı mı? Daha bugünden, Verona’daki cinayeti düşünecek olursak, neofaşistler ya da dazlaklar sahneye çıkmaya başladı. Göçe karşı olduğunu ilan eden Birlik’in bu tavrının yarın göçmenlere karşı da şiddet uygulanmasına geçileceğinin bir işareti olabilir. Tıpkı Almanya’da yurttaşlarımızın karşı karşıya kaldığı şiddet, baskı,cinayet uygulamaları gibi. C S TRATEJİ 15 getirdiği Birlik, öte yandan ulusal düşünmek zorunda olan Berlusconi ve karşılarında eşitlikçi, sınıf ayrımı gözetmeden hakça bir paylaşımdan yana olması gereken sosyaldemokrat bir parti. Gerçekte kuzeyli yalnız göçmenlerden değil, turistlerden de bıkmış. Venedik’in dar sokaklarını düşündükçe o kalabalığın içinden geçmek için omuz güreşi yapmak zorunda kalıyor insanlar. İtalyanlar işleri gereği koşuşturmak zorundayken turistler alacalı vitrinlerin önünde durarak göz Berlusconi, parlamentoda zevklerini doyurmak yemir ediyor... peşindeler. Ellerini pek uzatamadıkları için dükkânlara giremiyorlar ve yol boyunca İtalyanlara geçişlerinde engel oluyorlar. Bizim bile zaman zaman bu girdabın içine düşünce umutsuzluğa kapıldığımız oluyor. İtalyanlar bu sıkıntıyı tüm yıl çekiyorlar. Küçük bir hesapla her ay dört milyon insan geliyor Venedik’e. Çünkü İtalya’ya gelen turistlerin çoğunluğu Venedik’ten de geçiyor. Ben İtalyanlar adına seviniyorum ama kendi adıma üzülüyorum. Keşke ülkemize de bu kadar turist gelse! İtalya turizmden çok kazanıyor. Ama kuzeyli bundan da yorgun… Biraz şımarmışlar gibi geliyor bana… İtalya’da Prodi’nin kaybetmesinin nedeni olarak görülen Papa’nın ABD ziyaretinin, aynı zamanda bu ülkedeki muhafazakarlara destek anlamına geldiği savunuluyor. İtalyan basını Bush’un da Blair gibi başkanlık görevinin ardından Katolik olacağı yazılıyor. federalizmi ve iki partinin (BerlusconiBossi) siyasal çizgi birlikteliklerine karşın farklı amaçlı kalkınma planlarının olması gereğidir. Bossi’nin planı bölgeseldir; Berlusconi’ninki ulusal olmak zorundadır. Bossi kendisini ideolojisi gereği bölgeci ilan edebilir ama Berlusconi’nin öyle bir lüksü yoktur. Dahası, Bossi kendisine iyi bir kılıf bulmuşken bunu kullanmak ister. O da ‘kalkınma bölgeden başlar’ sözüdür. Ne yani kuzey kalkınmak için on yıl boyunca vergi gelirlerini (şimdilik on yıl) kendisine saklayacak, kalkınacak, daha sonra güneye el uzatacak, öyle mi? Bunun ayrımına salt kuzeyde çalışan güneyli işçi değil, kuzeyli işçi de siyasal olarak şartlanmışlığı gereği karşı çıktığında o zaman kıyamet kopacaktır. Çünkü işçi sınıfı bu gidişin İtalya için çok tehlikeli olduğunu algılayacaktır. Çünkü İtalya ulus olalı aradan yüz elli yıl geçmiştir. Bölgecilik çok yaygındır ve yalnızca kuzeygüney arasındaki bir ayrımcılık da değildir. Bu iki partinin uzlaşmasını komünistlerle Hıristiyan demokratların uzlaşması gibi tarihsel olarak değerlendirmek olanaklı değildir, ama bu birleşmenin de öyle ya da böyle birinin başını yeme olasılığı bize göre fazladır da. Yenilecek baş da büyük baş olur diye düşünüyoruz. Berlusconi sorunları ulusal boyutta düşünmek zorundadır. Ama Bossi’nin tekeline girip bölgesel düşünmeye başlar ve vergi konusunda Birlik’in beklentisi çizgisinde davranırsa karşısında yalnız solu değil, kendisine oy veren kitleleri de bulur. Çapraz ateş altında kalınca kurtuluşu olmaz diye düşünüyorum. Özellikle bir de güneyde mafya ile gireceği savaşımı düşünecek olursak (programda o da var) o zaman Bush İtalya’ya ağzı kulaklarında değil, burnu ve kulakları düşmüş olarak girer bir dahaki İtalya ziyaretinde. İtalya’nın işi zor... Bir yandan kuzeyin vergi gelirlerinin kuzeyde kalmasını isteyen varsıl sanayici ve iş adamları ve onların seçip iktidara MUHALEFETİN SEÇENEĞİ Kuzey Birliği’nin etkin tutamağı sanayidir aynı zamanda. Dışa daha çok açılmayı ve o parayı kuzeyde harcamayı istiyorlar. Demokratik Parti’nin işlevi çok önemli meclis içinde... Kimilerine göre Veltroni sağın iki kanadını birbirine düşürmek için bir erken seçim olasılığını artırmak anlamında manevralara girmekten çok mecliste alınacak kararları ulusal çıkarlara yönlendirmek için çaba göstermelidir. Ardından özellikle güneyden gelen milletvekillerini hangi partiden olurlarsa olsunlar, özellikle iktidar partisinden, örgütleyerek güneyin aleyhine olabilecek yasaların çıkmasını engelleyecek yollar aramasıyla daha etkin ve daha etkileyici bir siyasa yapmış olacaktır. Bu yazıyı Corriere della Sera’da çıkan bir karikatür ile noktalamak istiyoruz. Karikatür dört kareden oluşuyor. Karikatürün adı: fikir alışverişi. Berlusconi ile Napolitano (cumhurbaşkanı) oturmuş karşılıklı konuşuyorlar. Berlusconi "Seçimlerin galibi olarak buradayım". Sürdürüyor konuşmasını: "Yeni hükümetin başıyım ve gelecekteki cumhurbaşkanı". Bu arada masanın arkasından bir değnek çıkartır. Bunu gören Napolitano: "İndir şu değneği" der. Değneğin ucu ışıl ışıl yanmaktadır. Bizde de böyle hesaplar yapanlar vardır herhalde. Kaçırdıkları fırsatı yakalamak anlamında… BERLUSCONİ’NİN AÇMAZI İlginçtir Berlusconi’nin sağlamış olduğu utkuya karşın gülümsemesinde bir burukluk var. Bunu Milanİnter maçını izlerken Milan’ın golüne karşın gene yüzündeki gülsem mi yoksa gülmesem mi ikileminde yakalamak da olanaklı gibiydi. Kendisini nelerin beklediğini çok iyi biliyordur. Berlusconi için hep rahat adamdır derler ama bu kez pek rahat olmadığı belli. Bossi’nin programının temel maddeleri ortada. Vergi federalizmi, işsizlik, kamu harcamaları, ücretler ve daha başka başka sorunlara çözüm aramak için programa yerleştirilmiş maddeler ama bunların içinde önemli olanlar geçen yazıda da sözünü ettiğimiz vergi