Katalog

10 Vefa TOKLU [email protected] Terörle mücadelede somut, akılcı stratejik çaba ve sağduyuya ihtiyaç var C S TRATEJİ Burada bir tespit ve teşekkür de zorunlu: Silahlı kuvvetlerin harekata katılan, planlayan bütün personeli, bu koşullarda gerçekleştirilmesi olağanüstü bir harekatı, çok büyük bir başarıyla uygulamışlardır. Hiç kurumadan, neredeyse uyumadan, sürekli dikkatli, kar, çamur bir yana arazi koşullarında sırtınızda, elinizde o kadar yük hep giderek ağırlaşırken ve hep hareket halinde, hatta takip ettiğiniz teröriste ulaşabilmek için durmadan, sürünerek, bir türlü ısınamadan, sanki hiç ısınamayacakmış gibi hissederek, uyuşmaya başlayan parmaklarınıza dokunamadan, teriniz defalarca soğuya soğuya vücudunuzda ayrı bir deri oluşmuşken, saçınız sakalınız kaşınmaya başlamışken, sıcak herhangi bir şeyin ne olduğunu unutmak üzereyken günlerce arazide olmanın ne demek olduğunu düşünmeden ‘ahkam kesmek’ yerine o ‘genç fidanlara’ teşekkürü, minneti unutmamalıyız. Öte yandan zaten harekatın süresi önceden bu biçimde öngörülmüş, çekilmenin bu sürede yapılacağı planlanmışsa o takdirde bırakınız ABD’nin ne dediğini, dünyanın ne dediğini ya da sonuçta kimin ne deyip ne yapacağını, çekilinmesi gerektiği, aksi takdirde istenmeyen, yüreğimizi yakacak başka sonuçlara yol açılacağı da ortadadır. İnancımız askeri açıdan, konunun inceliklerini bilenlerin de takdirle karşıladığı bu harekat sonucunda 29 Şubat 2008 tarihli Genelkurmay açıklamasında belirtildiği gibi; "... terör örgütünün tamamen etkisiz hale getirilmesi söz konusu değildir. Ancak, Irak’ın kuzeyinin teröristler için emniyetli bir bölge olmadığı örgüte gösterilmiştir. "... bölgenin teröristler tarafından kalıcı ve güvenli bir üs bölgesi olarak kullanılması önlenmiştir." Ayrıca, "Irak’ın kuzeyi terör örgütünün faaliyetleri açısından bundan sonra da yakından izlenecek ve bu bölgeden Türkiye’ye tehdit yöneltilmesine müsaade edilmeyecektir. Terörle mücadele yurt içi ve yurt dışında kararlılıkla yürütülmeye devam edecektir." I rak’ın kuzeyine düzenlenen son sınır ötesi harekata katılan Mehmetçikler, Attila İlhan’ın deyişi ile ‘Güneşten Işık Yontan’ ‘genç fidanlar’, olmazı olur kıldılar. 21 Şubat akşamı Irak’ın kuzeyine giren Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 25. sınır ötesi harekatını başarıyla tamamlayarak 29 Şubat sabaha karşı çekilmeye başladı. Sınırdan girişlerinde kameralara yansıyan yüzlerine sanki her birisini tanıyacakmış gibi baktığımız Mehmetçikler sessiz, yorgun, vakur, inançlı, kararlı ve üşümüş; insan halleriyle bizlere çok şey söylediler.‘Gitti de dönmedi canan, buna ne çare’ diyerek, mütevekkil, yalın ama yürek paralayan türküler yaktığımız, her birini gömdüğümüz yüreğimizin yaralı köşesini yeni şehit haberleriyle daha büyük ızdıraplarla kanatan, al bayrağa sarılı gelenler ise sanki sessiz anıtlar gibi ama çığlıklar bazen onların adına geçmişte pek duymadığımız, duymaya alışık olmadığımız şeyler söylüyor. Dileğimiz; 21 Şubat akşamı başlatılan her türlü tanımlamayı aşan bir çabayla, özveriyle sürdürülen sınır ötesi harekatın, en az kayıpla TSK tarafından öngörülen hedeflerine ulaşmasıydı.29 Şubat sabahı ulaştı denildi. Birden bire ulaştı. Önce belli belirsiz yabancı kaynaklardan en sonunda da Genelkurmay ve hükümetten birliklerimizin çekildiği haberlerini aldık. Geçmiş askeri operasyonlardan hayli farklı olduğu daha başlangıç aşamasından itibaren görülebilen Güneş Operasyonu askeri, siyasi yönleri kadar uluslararası boyutları ile de tartışılıyor, tartışılmalı derken hiç de alışık olmadığımız biçimde bu defa iç politikada da anayasal aktörlerin konumlarını yeniden düşündürdü. Bundan sonrası eskisi gibi olmayacak. Yıllardır ülkesinden 14.000 km uzaktaki Irak’ta ‘işgal’ci olan, bulunduğu ülkeden bizim ülkemizi tehdit eden, onca genç fidanın, insanımızın canına kasteden PKK terör örgütünü; bölge politikaları, Kürt gruplar, Barzani, Irak’ın geleceği, ABD’nin Irak’taki geleceği gibi argümanlarla bir pazarlık kozu olarak gören ABD, yıllardır terörle mücadele ediyorum diye dünyanın birçok yerinde asker bulunduran ABD, hemen harekat başlar başlamaz Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice aracılığıyla, muhtemelen ‘dünya barışı’ ve ‘terörle mücadelede dünyanın hamisi olarak’ bir an önce harekatın bitirilmesini ve TSK’nin Irak’tan çıkmasını istedi. Arkasından da Bush’un uyarısı geldi. Ve ABD Savunma Bakanın ziyaret öncesi, sonrası söyledikleri. Terörle mücadele amacıyla Irak’ın kuzeyine yapılan 25. kara harekatı, askeri açıdan başarıyla sonuçlandı. İklim koşulları, arazi koşulları düşünüldüğünde Mehmetçiğin yerine getirdiği görevin önemi tartışmaların dışındadır… imza’ teamüllerinin aksine beklettiği ‘türban’a ilişkin anayasa değişikliğini neden böyle bir günde imzaladığı tartışılırken, daha doğrusu yine buna ilişkin hassasiyeti olanlar tarafından dile getirilirken bu defa da harekatın tam da ABD’nin bir an önce çekilme uyarılarının yapıldığı sırada, hatta ABD’den gelmekte olan ‘yani hedeflere ulaşır ulaşmaz, uzatmadan’ gibi açıklamalar daha yeni yeni ajanslara düşerken, Genelkurmay Başkanının ‘kısa süre izafidir, biz 24 yıldır terörle mücadele ediyoruz’ açıklamaları henüz manşetlere bile taşınamamışken, çoğu kez görmediğimiz bir tavırla Başbakanın ‘hedeflere ulaşılıncaya kadar’ duruşu ‘nihayet’ dedirtmek üzereyken ‘flaş’ haber geldi: ‘Çekiliyoruz’. Irak’ın kuzeyinde ‘bahar...’ STRATEJİK SONUÇLAR Ancak; çekilme haberi, ABD’nin harekata istihbarat desteği veren tavrına, bölgedeki dengelere, uluslararası haklılık arayışlarının sonuç verdiğine ilişkin ipuçlarına göre stratejik bir zamanlamaya işaret eden tüm değerlendirmeleri alt üst etmiş, taktik de olsa bu harekatın stratejik sonuçlar doğurabileceği ümitlerini söndürmüştür. Televizyonlarda ardı arkası kesilmeyen yorumlarla, gazetelerdeki haberlerle birlikte yapılan değerlendirmelerle ortaya çıkan algı, ‘ÇEKİLİYORUZ’ Hatırlanacaktır, harekatın başladığı gün harekatla birlikte, gündem elverdiğince Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kısa cumhurbaşkanlığı süresinde oluşan ‘çabuk Irak’ın kuzeyine düzenlenen harekatta şehit düşenler için düzenlenen törenden... Fotoğraf: Necati SAVAŞ