02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 Cihangir DUMANLI [email protected] Çatışmaları kazanıp, savaşı kaybetmek… C S TRATEJİ tutacaktır. Bu maksatla en elverişli bölge Irak’ın kuzeyidir. Bunun için ABD Barzani ile anlaşamasa bile yerine başka bir "Barzani" bulabilir ancak Irak’ın kuzeyinden vazgeçemez. Buradan vazgeçmek ABD’nin Irak’ta kendisine göre en başarılı olduğu bölgeyi terk etmesi anlamına gelir ki, Bush seçim yılında Cumhuriyetçilerin aleyhine olabilecek böyle bir şey yapmaz. Bu nedenle ABD’nin Kürtlere desteği ile Irak’ın kuzeyinde bağımsız bir Kürt devleti kurulması tehdidi devam etmektedir. Türkiye’ye anlık istihbarat temini (şayet yapılıyorsa) bu asıl tehdidi görmezden gelmemizi gerektirmez. ABD’nin İran–Irak savaşında da İran ordusu hakkında Saddam Hüseyin’e istihbarat desteği sağladığı hatırlanmalıdır. Ü lkemizde gündem sürekli değişiyor, hatta değiştiriliyor. Bir yandan en önemli gündem konusu haline getirilen türban ve Anayasayı hararetle tartışırken, diğer yandan ağır kış koşullarında Silahlı Kuvvetlerimiz ülkenin bölünmez bütünlüğü için mücadeleye devam ediyor, zaman zaman yapılan hava operasyonları ile bölücü terör örgütüne darbeler vuruluyor. Bu operasyonlarda 5 Kasım Erdoğan–Bush mutabakatında kararlaştırılan ABD istihbarat desteği ve ABD’nin Irak hava sahasını açması ABD’nin bir lütfu olarak sunuluyor. TV’lerde yayınlanan darbe görüntüleri örgütün sabit hedeflerinin vurulduğunu gösteriyor. Oysa sıcak veya anlık istihbarat, sabit hedefler hakkında değil, hareketli ve her an değişen hedefler hakkında sağlanan istihbarattır. Vurulan sabit hedeflerin yerlerinin tarafımızdan bilinmemesi, ABD tarafından bize gösterilmesi mümkün değildir. Şayet gerçek durum bu ise önemli bir istihbarat zafiyetimiz var demektir. Oysa yıllardan beri bölgede görev yapan TSK çeşitli istihbarat vasıtaları ile ABD’ye muhtaç olmadan örgüt hakkında her türlü istihbaratı elde etme olanaklarına sahiptir. Bu durumda ABD desteğinin neden abartıldığının sorgulanması gerekiyor. Bunun nedeni, ABD’nin yıllardır PKK terör örgütünü koruması ve Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde örgüte karşı yapılması gereken askeri harekatı geciktirerek Türkiye’yi oyalaması nedeniyle Türk kamuoyunda gittikçe yükselen ve yüzde 90’lara varan ABD aleyhtarlığının azaltılmasının istenmesidir. Ekim ayındaki iki olayda 27 askerimizin şehit edilmesi ve sekiz askerimizin kaçırılması bardağı taşıran son damla olmuştur. Bu olay karşısında hükümet artık terörün kaynağı olan Irak’ın kuzeyine müdahale etme gerektiğini anlamış, Başbakan "önce içeriyi halletmedik ki dışarıyı halledelim" söyleminin aksine, TSK’nin geçen Nisan ayında açıkça ihtiyaç olarak belirttiği sınır ötesi harekat için düğmeye basmıştır. Ancak düğmeye basmadan önce ABD’nin şalteri açması beklenmiştir. ABD de bunu Türk kamuoyundaki tepkileri azaltmak için bir fırsat olarak değerlendirmiştir. Ancak ABD TSK’nin Irak’ın kuzeyine yapacağı harekatın kendi koyduğu sınırlar içerisinde kalmasını istemiştir. Bu nedenle TBMM’den alınan yurt dışında kuvvet kullanma yetkisi hükümet tarafından 42 gün sonra TSK’ye devredilmiş, bu suretle ABD’nin istediği gibi, kışın gelmesi beklenerek kara harekatının yapılması önlenmiştir. Askeri başarı siyasetle tamamlanmalı A Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine SIL TEHDİT! harekatlarının örgüte fiziki ve moral yuvalanmış teröristlere yönelik hava Hava bakımdan önemli zararlar verdirdiği yadsınamaz. harekatların ve alınan diğer tedbirlerin kesin harekatları beklenen etkiyi göstermiş Bu sonucu önümüzdeki baharda belli olacaktır. Örgüt yeniden eyleme geçme gücünü ve durumda. Örgütün durumu bahar baharda cesaretini bulamazsa harekat amacına ulaşmış Ancak PKK’nın etkisiz hale getirilmesi aylarında tam netlik kazanır. Ancak olacaktır. asıl tehdidin bertaraf edilmesi anlamını taşımaz. tehdit (bağımsız Kürt Devleti) siyasi yollardan her türlü görevi her türlü koşulda Asıl geçekleştirilmek istenmektedir. Clausewitz’in ünlü siyasetin başka yollardan devamıdır" tezi yapabilecek durumda olan askeri "savaş adeta tersine çevrilmiş, siyaset silahlı mücadelenin devamı haline getirilmektedir. Başka bir deyişle, birimlerin başarılarının siyaset askeri yöntemlerle başarılamayan Türkiye’yi girişimi siyasi yöntemlerle sürdürülmek tarafından tamamlanması gerekiyor. bölme istenmektedir. Terör örgütünü açıkça destekleyen Barzani ve Talabani’ye karşı hiçbir tedbir alınmaması, Talabani’nin Türkiye’ye davet edilme ŞIMARMA NEDENİ ABD’nin sınırlı da olsa Irak’ın kuzeyinde bir askeri harekata olanak sağlaması; Kerkük referandumunun ertelenmesi ve Barzani ile ABD arasında son günlerde esen soğuk rüzgarlarla birlikte düşünüldüğünde, "ABD Irak Kürtlerini bıraktı, Irak’ın kuzeyinde bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını da öngören Büyük Ortadoğu Projesinden vazgeçti, Kürtlerle Türkiye’yi aynı anda idare edemeyeceğini anladı ve Türkiye’nin yanında yer aldı" şeklinde değerlendirmelere yol açmıştır. Bu konuda kesin bir yargıya varmak için yeteri kadar kanıt yoktur. ABD ile Barzani arasındaki soğukluğun esas nedeni, ABD’nin desteği karşısında Barzani’nin şımarması ve Irak petrol yasasının çıkartılmasını engellerken kendi bölgesindeki petrollerin çıkartılması için ABD kontrolü dışında yabancı şirketlerle anlaşmalar yapmasıdır.(1) ABD BOP’tan vazgeçmemiştir. ABD uzun vadede de olsa Irak’taki 160 000 askerinin, 1000 tankının, 10 000 ağır ve 20 000 hafif aracının bir kısmını çekecek fakat önemli bir kısmını İran’a karşı denge unsuru olarak Irak’ta Güvenlik önlemleri ... işaretleri, Türk Ceza Yasasının 221. maddesinin genişletilerek teröristlere af getirme çalışmaları, Başbakan’ın "Dağdan inin siyaset yapın" çağrıları ve açıkça bölücülük yapan bir siyasi partiye demokrasi sınırlarını aşarak hoşgörülü davranılması, "silahla bölücülük yapmaya hayır ama siyasetle bölücülük yapmak serbest" anlayışının benimsendiğini göstermektedir. Böyle olacaksa TSK’nin yıllardan beri verdiği binlerce cana ve büyük ekonomik bedele mal olan mücadelenin ne anlamı kalacaktır? Silahlı Kuvvetlerin profesyonelliğinden, eğitimi ve disiplininden, modern teknolojiye hakim olarak verilen her görevi ne pahasına olursa olsun yerine getirme azminden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Ancak tarihte de pek çok örneklerini yaşadığımız gibi, muharebeleri (çatışmaları) kazanmak mutlaka harbi kazanmak anlamına gelmemektedir. Askeri başarıların siyasi başarıya dönüştürülmesi siyasetçilerin işidir. Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de, KutulAmare’de, Kafkas Cephesinde askeri alanda taktik ve operatif düzeyde büyük başarılar elde edilmesine rağmen Almanya’nın teslim olmasıyla bu başarıların siyasi yenilgiye dönüştürülmesi, Kıbrıs’ta askeri zaferi kazandığımız halde aradan geçen 34 yıldır bunu siyasi bir zafere dönüştürmek bir yana, kazanımlarımızdan vazgeçmemiz, PKK’yı 1999 yılında askeri bakımdan bitirmişken gerekli ekonomik ve siyasi önlemler alınmadığından 2004 yılında yeniden ortaya çıkması, sadece askeri başarılar kazanmanın istenen sonuca götürmeye yetmediğinin örnekleridir. Askeri güç, arkasında yeterli bir siyasi güç varsa anlam kazanmaktadır. Silahlı Kuvvetlerimizin başarılarından ulusumuz gurur duymaktadır fakat bunca fedakarlığa rağmen, siyasilerin yetersizliği ve ABD/AB’ye bağımlılıkları nedeniyle Irak’ın kuzeyinde bağımız bir Kürt devletinin oluşması ve buna koşut olarak içerideki bölücü siyaset önlenemeyecekse bu çabalar boşa gidecektir. Bunun da sorumlusu, bunca ciddi tehditler sürerken ülkenin en öncelikli sorunu türban sorunuymuş gibi yapay gündemler oluşturan, BOP’un eş başkanı sıfatıyla Türkiye’yi ılımlı İslam ülkesi yaparak karşı devrimi gerçekleştirmeyi öncelikli görev sayan siyasilere aittir. Dipnot: 1 Bahadır Selim DİLEK, "Kürtlerle Buraya Kadar", Cumhuriyet Strateji, 28 Ocak 2008 Erdoğan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle