02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 Barış ADIBELLİ Ankara Üniversitesi SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Chirac’ın Pekin ziyareti yeni yaklaşımları gündeme getirdi… C S TRATEJİ yakında bağlanacak olan Kazak petrolü ile daha da işlevsel bir hâle gelecek olan alternatif bir dağıtım terminali olarak ortaya çıkması Fransa’yı sıkıştırmıştır. Fransa açısından BakuTiflisCeyhan petrol boru hattı da ABD’nin kontrolünde olması nedeniyle ulusal çıkarlarına ters düşmektedir. AB’nin geçtiğimiz günlerde enerji konusunda Rusya ile yaptığı zirveden bir sonuç çıkmaması Fransa’nın kendi politikalarına hız vermesine neden olmuştur. Bu zirvede, Rusya, kendisinden Avrupa’ya sevk edilen enerjinin güvencesinin uluslararası bir anlaşma ile teminat altına alınması istemini reddetmişti. Fransa’nın İran’la geçmişe dayanan yakın ilişkisi, yaşanan son nükleer kriz nedeniyle bozulmuş durumdadır. Aslında bu durum Fransız dış politikasının yanlış hamlesinin bir sonucudur. 2003 yılında Irak işgaline karşı en fazla direnen ülke Fransa olmasına rağmen, ABD Irak’ı işgal etmiş ve işgal sonrası Irak’ın yeniden inşasında ve enerji sektöründe sadece işgal sürecine katılan ve destek veren ülkelerin faaliyet gösterebileceği ve diğer ülkelerin dışlanacağını ilan etmesi, Paris için politik ve ekonomik darbe olmuştur. İran konusu gündeme geldiğinde ise, ABD’nin askeri bir müdahalede ısrarlı olması, geçmişte Irak nedeniyle yaşanan olumsuz bir tecrübenin tekrar yaşanmaması için Fransız yönetimini bu sefer İran konusunda ABD’nin yanında yer almasına itmişti. Fakat hesaplamalar umdukları gibi gitmedi. Bu sefer, ABD, İran’a müdahale edemedi. Irak’taki uluslararası konjonktür İran konusunda oluşmamıştı. Tabii ki bu durum Fransaİran ilişiklerine darbe vurdu. Fransa’nın İran’la her alanda olan işbirliği ve ilişkileri zedelendi. Fransa, RusÇin eksenin yanında yer almamasının nelere mal olduğunun farkına vardı. Bugün bu yaşanan olumsuz tabloyu tekrar lehine çevirmek için Fransa yeniden Uzak Doğu’dan ve Çin’den bir başlangıç yapmak istemektedir. F ransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, geçtiğimiz hafta Çin’e düzenlediği dört günlük ziyaretinde on dört büyük anlaşmaya imza attı. Çin Devlet Başkanı Hu Jintao ile Chirac Pekin’de görüşmelerinden sonra iki ülke arasında nükleer, demiryolu taşımacılığı ve havacılık alanlarında çeşitli anlaşmalar imzaladılar. Bu anlaşmaların başında Airbus uçak şirketi ile yapılan anlaşma geliyordu. Airbus şirketinin başkanı Louis Gallois, 150 adet küçük gövdeli A320 serisi uçağın Çin’e satılması ve Çin’de üretilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı. Böylelikle Airbus uçakları Avrupa dışında ilk üretileceği ülke de Çin olmuş oldu. A320 uçaklarının Çin’de üretilmesi için Pekin uzun süredir diplomatik bir mücadele sürdürmekteydi. Bu kapsamda, Çin Başbakanı Wen Jiabao, Aralık 2005’te Fransa’ya yaptığı ziyarette 10 milyar dolarlık 150 Airbus siparişi vermişti. Bu arada, Fransız şirketlerinden Alstom ile Çin, 400 milyon Euro değerinde demiryolu ve hidroelektrik santralı anlaşması imzaladı. Anlaşma uyarınca, Alstom, Çin’den yük taşımacılığında kullanılmak üzere 300 milyon Euro değerinde 500 lokomotif alacak. Şüphesiz, HuChirac görüşmesinde en önemli konu başlıklarını İran ve Kuzey Kore’nin nükleer sorunu işgal etti. Chirac ikinci kez ziyaret ettiği Pekin’e gitmeden önce yaptığı açıklamada ÇinFransa işbirliğini güçlendirmenin Paris’in dış politikasının merkezini oluşturduğunu söyledi. Fransa’nın Avrasya’da ittifak arayışı Avrasya’daki gelişmeler Fransa ile Çin’i birbirine yakınlaştırıyor. Chirac’ın Pekin’e yaptığı ziyarette alınan kararlarla yeni ittifak arayışları ön plana çıktı. Çin, ekonomik imtiyazlar vererek ülkeleri etkileme politikasını sürdürüyor. coğrafyasında etkin olmak istemesidir. Fransa, Avrasya’da var olabilmenin Çin ile yakın ilişkisine bağlı olduğunu biliyor. Fransa’nın Avrasya politikasının temel unsuru enerji güvenliğidir. Avrupa’nın enerji ihtiyacının büyük bir bölümü Rusya tarafından sağlanıyor. AB’nin lokomotif ülkesi ve dünya politikasında bağımsız bir duruş sergileyerek etkin olmak isteyen Fransa için enerjinin, rakibi Rusya’nın elinde olması ulusal çıkarlarına en büyük tehdittir. Hemen hemen buna benzer sorunlar yaşayan Çin, geliştirmiş olduğu stratejilerle şimdilik enerjisini güvence altına almış durumda. Bu durum, Fransa’nın dikkatinden kaçmıyor. Fransa, Orta Asya ve Hazar enerji havzalarının bulunduğu Avrasya’da Çin ile birlikte hareket etmek istiyor. Azerbaycan’ın TürkAmerikan ekseni içerisinde hareket ederek elindeki enerji rezervlerini BakuTiflisCeyhan petrol boru hattından dünya piyasasına ulaştırması ve FRANSA’NIN AVRASYA HEDEFLERİ Fransa, Uzak Doğu bölgesine yönelik köklü politikalara sahip Avrupalı ülkelerden bir tanesidir. Fransa yüzyıllarca Hindiçini bölgesini elinde tutmuştur. Çin, ise, geçmiş iki yüzyıl boyunca Fransa ile çeşitli zamanlarda savaştı. Fransa uzun süre Çin’de sömürgeci bir Avrupalı güç olarak görüldü. Geçmişte, Fransa’nın Uzak Doğu’daki varlığı ve politikaları tamamen sömürgecilik üzerine dayalıydı. Ancak bugün gelinen noktada Fransa bölgeye üstün, sömürgeci bir güç olarak değil, aksine Çin ile eşit statüde bir devlet olarak gelmiştir. Kuşkusuz, son Chirac’ın Çin yıllarda Çin’in Avrupa’da en ziyaretinden... sadık müttefiki Fransa’dır. Fransa’nın geleneksel Avrupa’ya ve ABD’ye bakışı da bu politikanın şekillenmesinde en büyük etkendir. Fransa’nın Çin dış politikasını şekillenmesinde en önemli nedenler şu şekilde sıralanabilir: ? Fransa’nın Avrupa’da ABD ile yaşadığı üstü kapalı rekabet ve birleşik ve büyük Avrupa hayali, ? Almanya’da iktidara gelen Merkel’in Irak’ın işgalinden bu tarafa ABD ile soğuk bir dönem yaşayan AlmanyaFransa mihverini bozarak, ABD ile dünya politikasında daha uzlaşmacı bir politika benimsemesi, ? Enerji güvenliği. Fransa’nın Çin’e yakınlaşmasının aslında ardında yatan en önemli neden Fransa’nın Avrasya ŞİÖ VE FRANSA Fransa’nın böyle arzulu bir şekilde Avrasya’ya yerleşme çabalarının ardında şüphesiz Merkel’in iktidara geldiği Almanya’nın eskisi kadar bu coğrafyada bağımsız politikalar geliştirmek istememesi de rol oynuyor. Hatırlanacağı üzere, Almanya’nın önceki Başbakanı Schröder de Pekin’i ziyaret etmiş, kârlı anlaşmalar imzalamıştı. Bugün ise, Almanya’daki Hıristiyan Demokratlar, Soğuk Savaş’ın anılarının da etkisiyle ABD ile birlikte hareket ederek Çin’den uzaklaşmış durumda. Almanya’nın arenadan çekilmesi Fransa’nın işine yaramıştır. Orta Asya devletlerinin AB’nin önde gelen ülkesi Fransa ile yakın işbirliği sürecine girmesi olağan görülmektedir. Tam da böyle bir durum Orta Asya devletleri için bulunmaz bir fırsattır. Fransa, Çin aracılığıyla sadece bu devletlerle temasa geçmiş olmayacak aynı zamanda Pakistan ve İran ile ilişkileri daha da geliştirecektir. Şanghay İşbirliği Örgütü de Fransa’nın dikkatinden kaçmayan diğer bir önemli gelişmedir. Bilindiği üzere Fransa, NATO’nun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle