11 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 G C S üney Amerika’nın yeni Castro’su: Şili Devlet Başkanı Salvador Allende’nin Amerikan destekli bir askeri darbe ile öldürülmesinden bu yana ilk kez bir Latin Amerika lideri uluslararası camiada bu denli rüzgar estirip, bütün Güney Amerika’da hayran topluyor. Buna paralel olarak, 1960’da Kübalı lider Fidel Castro’nun Amerika’nın yanlış politikası nedeniyle Sovyetler Birliği’nin yanına geçmesinden bu yana da hiçbir Latin Amerikalı lider ABD’yi bölgede bu denli kuvvetli bir Amerikan karşıtı hareketle muhatap etmemişti. Bunda ABD’nin küresel gücüne dayanarak uyguladığı keyfi politikalara karşı dünyada oluşan tepkinin büyük etkisi var. Öte yandan, Latin Amerika halklarının ekonomik sıkıntılarının temelinin giderek Amerikan kökenli olduğuna inanmaları ve Chavez’in şansına güç olarak kullanabileceği yüksek petrodoların elinin altında bulunması da süreci etkilemiştir. Taraftarlarının “Kumandan” diye çağırdıkları Chavez, bundan 3 yıl öncesine kadar şimdiki yükselen çizgisinin tam tersine ciddi sıkıntılar yaşıyordu. Nisan 2002’de kıl payı bir askeri darbeden kurtulmuş, sonra iki ay kadar süren bir genel grevle yüz yüze gelmiş ve sonrasında ülkesi son yıllardaki en kötü ekonomik gerileme devrini yaşamıştı. Ancak petrol fiyatlarının 2004 yılı ortalarında artmaya başlaması, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yaradığı kadar ve hatta fazlasıyla Kumandan Chavez’in önünü açmıştır. Kumandanın yol çizgisi 7 Yaşında Venezuela Ordusu’na giren Hugo Chavez paraşüt birliklerinde görev yapmış ve Carakas Askeri Akademisi’nde sosyal bilimler eğitimi aldıktan sonra 1990’da Simon Bolivar Üniversitesi’nde de siyaset bilimi okumuştu. 1983’te kısaca MBR200 olarak da adlandırılan “Bolivya Devrimci Hareketi 200” isimli milliyetçisol yarı askeri bir direnişçi örgütü Kolombiya sınırları yakınlarında kurmuştu. Sosyal demokrat, AD “Demokratik Hareket” ve COPEI “Hıristiyan Demokrat” partileri arasında iktidarın el değiştirdiği Venezuela’da petrol TRATEJİ Hugo Chavez Ali KÜLEBİ TUSAMUlusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili [email protected] enezuela Silahlı Kuvvetleri Harp Okulu öğrencilerine yaptığı konuşmada, kendisine 24 Haziran tarihinde gerçekleştirilmek üzere bir suikast planlandığını öne süren Devlet Başkanı Hugo Chavez, bu suikastın planlayıcılarının köklerinin dışarıda aranması gerektiğini, ama esas tehlikenin içerdeki işbirlikçiler olduğuna işaret etmişti, mensubu bulunduğu Silahlı Kuvvetler ve Venezuela halkının büyük çoğunluğunun uyanık durması sayesinde bu komplonun engellendiğini de belirtmişti. Daha sonra, fırsat buldukça Amerika’ya sözlü saldırılarda bulunarak kendisine yöneltilen tehlikelerin ABD’den geleceğine işaret eden Chavez, kendisinin düşürülmesi halinde, ABD’nin petrolünün yüzde 15’ini sağladığı Venezuela’yı istila veya ablukaya alma teşebbüsü durumunda, bu petrolün de kesileceği ve petrol fiyatlarının daha da yükseleceği tehdidinde bulunmuştu. Amerikan aşırı muhafazakar kanadına mensup televizyon vaizi ve eski Başkan adaylarından Pat Robertson’un, Chavez’in öldürülmesini kastederek “Onu saf dışı edecek gücümüz var ve bu yeteneğimizi kullanacak zaman gelmiştir” şeklindeki konuşması, Amerikan yönetiminin yalanlamasına ve böyle bir düşünceleri olmadığına dair açıklamalar yapmasına karşın bütün Latin Amerika’da öfke uyandırmış ve Amerika’nın dünya politikasından özellikle rahatsız olan bir kısım Latin dünyasında Chavez’e puan kazandırmıştır. atin Amerika’da ABD karşıtı Küba lideri Castro’nun L ardından Chavez efsanesi yükselmeye başladı. Solulusalcı düşünceleri ile bilinen Bolivar’dan etkilenen Chavez askeri eğitim aldı. Bir ara gerilla hareketlerini örgütleyen daha sonra legal alana geçen Chavez, ülkesindeki uygulamalarla dikkat çekiyor. fiyatlarının düşmeye başladığı 1983’den sonra baş gösteren ekonomik durgunluk ve dış borçlardan kaynaklanan sıkıntılar, özellikle fakir halk tabakasının şiddet gösterilerine sebebiyet verdi. Bunu fırsat bilen Chavez 4 Şubat 1992’de MBR200 ile 12 saat süren bir hükümet darbesi girişiminde bulundu. İki yıl hapiste kalan Chavez, MVR (Beşinci Cumhuriyet Hareketi Partisi)’ni kurarak aktif legal politikaya adım attı. 6 Aralık 1998’de fakirlik ve yolsuzluğa ağırlık verdiği seçim kampanyası sonunda yüzde 56 gibi Venezuela için çok büyük bir çoğunlukla Devlet Başkanı seçildi. 1999’da yapılan referandumla tüm sistemi reformlarla değiştirme onayını aldı. Bilahare yapılan parlamento seçimlerinde temsilciliklerin yüzde 90’ını Chavez’in MVR Partisi elde etti. 12 Ağustos 1999’da olağan üstü hal ilan etti, bütün yetkileri üzerinde topladı, parlamentoyu da tasfiye etti. 14 Kasım 1999’da, 1961’den beri yürürlükte olan Anayasa’yı halk oyuyla değiştirdi. Bu anayasa Chavez’in en başarılı eserlerinden biri olarak kabul edilir. Bu bağlamda, temel demokratik hakların Venezuela siyasetine girmesi sağlanmış, devletin petrol kaynaklarının hiçbir şekilde özelleştirilemeyeceği esasa bağlanmış ve Silahlı Kuvvetler mensuplarının seçim hakkı elde etmeleri sağlanmıştır. 30 Haziran 2000’de oyların yüzde 60’ını alarak 2006 yılına kadar başkan seçilen Kumandan Chavez ile beraber partisi MVR de Meclis çoğunluğunu elde etmiştir. Şubat 2002’de Devlet Petrol Kuruluşu’nun yöneticilerini değiştirmek isteyen Chavez, ekonominin oligarkları, Katolik Kilisesi, İşçi Sendikaları Federasyonu, muhalefet partileri ve özel televizyonların birlikte hareket etmeleri neticesinde 9 Nisan 2002’deki genel grev sonunda tutuklandı. Ancak bu olayı izleyen ve büyük kitlelerce organize edilen protestolar sonunda darbe bastırıldı ve Chavez kurtarıldı. V 1 2 Aralık 2002’de işçi ve işveren sendikalarının da başlattıkları Genel Grev Venezuela’ya dört milyar dolara mal olduktan sonra sona erdi. Ardından yapılan ve Chavez’in görevine son vermeyi amaçlayan referandumda muhalefet başarı sağlayamayınca Chavez’in pozisyonu güçlenmiş oldu. Burada Kumandan’ın imdadına artan petrol fiyatları nedeniyle ülke ekonomisinin rahatlaması ve 2004 yılının ilk çeyreğinde yüzde 30’luk, ikinci çeyreğinde yüzde 14’lük bir kalkınma hızının elde edilmesinin önemli rolü olmuştu. Chavez ve Bolivarcılık ençliğinde itibaren Güney Amerika’nın özgürlük kahramanı Simon Bolivar’ın hayranı olan Chavez, MBR200 isimli hareketi de Bolivar’ın 200. doğum gününde kurmuştu. Öğrenciliğinde ve sonraki yıllarda Chavez MilliyetçiSol doktrin olan Bolivarcılık doktrinini geliştirdi. Chavez’de, Fidel Castro, Salvador Allende, Che Guevera ile Marksist tarihçi Federico Brito Figueroa’dan etkilenmeler gözükür. Bolivarcılığın temel prensipleri : ? Ulusal Bağımsızlık, ? Halkın, referandum ve oylamalarla katılımcılığının sağlanması, ? Ekonomik yeterlilik ve bağımsızlık, Le Monde 10 Kasım G ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle