Katalog

4/MART 2011 Sağlık Politikaları Herkes İçin Sağlık Herkes İçin Sağlık MART 2011/ 5 Sağlık Politikaları Çok ses tek yürek/Haydi, 13 Mart’ta Ankara’ya Sağlık çalışanları, 16 sağlık örgütünün organizasyonu ile 13 Mart 2011 Pazar günü, Ankara’da sağlıkta özelleştirmeye karşı “Çok Ses Tek Yürek” mitinginde bir araya geliyorlar. Miting, Pazar sabahı saat 11.00’de Türkiye’nin her yerinden gelen sağlık çalışanlarının Gar’da toplanmasıyla başlayacak. Sağlık çalışanları buradan Sıhhiye Meydanı’na yürüyecekler. Sıhhiye Meydanı’nda saat 13.00’de başlayacak olan miting, Ankara Tabip Odası tarafından düzenlenen Ezginin Günlüğü grubunun saat 14.30’da vereceği konserle sona erecek. Son yılların sağlık alanındaki en büyük etkinliği olmaya aday miting için hazırlıklar aylar öncesinden başlatıldı. Etkinliğin düzenleyicisi/destekleyicisi olan örgütler, temsilcileri, bu mitinge neden katıldıklarını ve neden 13 Mart’ta Ankara’da olacaklarını anlattılar: Hakları”, "Uzmanlık Politikalarındaki Yanlışlıklar" ve “Asgari Muayene ve Tedavi Ücret Tarifesine Yönelik Dayatmacı ve Haksız Kararlar” , Sağlık Bakanlığı’nca “Toplum Ağız Diş Sağlığına Yönelik Koruyucu Uygulamaların Yapılmamış” olması ve sağlığı ilgilendiren hiçbir konuda görüş alınmadan uygulamaya geçilerek, “sağlık meslek birliklerini önemsememe” alışkanlığının duraksamadan devam etmesi, halkımızın yüzde 90’ının ağız diş sağlığı sorunları varken dişhekimliği hizmetlerinin genel sağlığın bir parçası olarak görülmemesi gibi keyfi uygulamalar karşısında bizlerin tek taraflı ve iyi niyetli diyalog arayışlarının yeterli olmadığı görülmüştür. Seçim meydanlarında “...Yapacağımız tüm uygulamalarda sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşlarının görüşlerini mutlaka alacağız...” diyen siyasi iktidara bu taahhüdünü hatırlatarak, haklarımızın verilmesini sağlamak üzere, Türk Dişhekimleri Birliği, Dişhekimleri Odalarımız ve meslektaşlarımızla birlikte 13 Mart 2011 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilecek mitinge katılma kararı aldık. sürüklenmiş durumdayız. Henüz devrilmemişken, kalan son gücümüzü sesimizi yükseltmekte kullanacağız. Yaşanan yıkımı sona erdirmek ve mesleğini onurlu bir şekilde sürdürmek adına yüreğinin bizden farklı atmadığını bildiğimiz tüm meslektaşlarımızı, bu onurlu mücadelede seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Eczacıların da yüreği 13 Mart Günü Ankara’da atacak. hizmeti alma haklarını savunmak için çok ses tek yürek olarak 13 Mart’ta alandayız. Bu amaçla başta sosyal hizmet uzmanları olmak üzere tüm sağlık çalışanlarını 13 Mart’ta Ankara’da birlikte olmaya çağırıyoruz. Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği: Ekmeğimizi elimizden alan anlayışa, kölece çalışmayı dayatan ‘’Torba Yasa’’ya da ‘’Tamgün Yasası’’na da, sermayenin çıkarlarına göre hareket eden taşeronluğunu yapan AKP’ye de, HAYIR! diyoruz. İnsanca ve onurluca bir yaşam için 15 meslek örgütü ve sendika el ele, omuz omuza verdik. Çok Ses, Tek YÜREK! dedik. Güvencesizliğe karşı iş güvencemiz için, paralı sağlık ve eğitime karşı parasız, nitelikli sağlık ve eğitim hakkı için, performans sisteminin kışkırtmalarına karşı iş barışı için, daha demokratik bir düzen ve sağlıklı çalışma ortamının sağlanması için, 13 Mart 2011 tarihinde alanlara çıkıyoruz. Gelecekten yana kaygısı olan tüm radyoloji teknisyenlerini Ankara Mitingi’ne davet ediyoruz. Sağlık Hizmetleri Sınıfı Çalışanları Derneği ve Tıbbi Laboratuvar Teknisyenleri Ve Teknikerleri Derneği: • Sağlık hizmetlerini üreten biz sağlık çalışanlarının Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın mağduru olmaması ve Sağlık Çalışanı Meslek Odası Kanunu’nun yasalaşması için, • Şirketler tarafından özel hastanelerde ve kamuda taşeron adı altında sosyal güvencesiz ve ucuz emek karşılığı çalıştırılmamak için, • Eğitimini aldığımız meslekleri; meslek alanlarında icra etmek için, • Alanlarımızda sağlıkla alakası olmayan kişilerin çalışmasına; sağlığın sağlıklı yürütülmesi, sağlık alanında sağlık eğitimi almış kişilerin çalıştırılmasının sağlanması, bunun dışında çalışanlara dur denilmesi için, • Unvan tanımlarının eksikliği ve muğlak olarak kullanılan “gereğinde, icabında, ita amirinin vereceği diğer görevleri yapar gibi” ifadelerden kurtulmak için, • Yetki ve sorumlulukların belirsizliğinin tam olarak tanımlanması için sağlık mesleklerinin standartlarının oluşturulması için, • Emekliliğe yansımayan ve adil dağıtılmayan döner sermayeye dur demek için, • Eş durumları tayinleri sağlanmış, kadrolu olmaları sağlanmış özlük haklarının düzenlenmesi, Sağlık Bakanlığı’nın sözleşmeli ve diğer adlarda yapılan görevlendirmelere son verilmesi için • Sağlık çalışanlarının mesai saatlerinin değiştirilmediği kanunla verilip yönetmelikle alınmayan çalışma saatlerini ortamını talep etmek için, • AKP’nin seçim beyanında belirttiği sözlere sadık kalması ve sivil toplum örgütlerini desteklemesi için 13 Mart’ta Ankara’dayız. Sağlık Teknisyen ve Teknikerleri Derneği: Sağlık Teknisyen ve Teknikerleri Derneği olarak, “Tam Gün” Yasası ve bundan sonra bizi bekleyen yasalara karşı biz de 13 Mart Mitingi’nde Ankara’dayız. Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği: Dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık hizmetini üretenlerin sağlığı, çalışma yaşamlarından kaynaklanan bildik tehlike ve risklerle tehdit altında. Hastanelerdeki tüm risk faktörlerinin yanı sıra bir de iyonizan radyasyona maruz kalan iyonizan radyasyon emekcileri, Nükleer Tıp, Radyoterapi teknikerleri, Radyoloji teknisyen /teknikerleri bu olumsuz koşullardan en çok etkilenen meslek gruplarıdır. Sağlıkta dönüşüm programı ile başlayan bu alanda çalışanların özlük hak kayıpları her geçen gün artmaktadır. Biz İyonizan Radyasyon çalışanları 13 Mart 2011’ de alanlara ineceğiz çünkü; meslek tanımımız yok, meslek standartlarımız belli değil, iş yüküne ve iş yoğunluğuna göre yeterince ücretlendirilmiyoruz, çalışma alanlarımızda uygulanabilir yeterli ve güvenli bir denetleme sistemi yok, mesai saatlerimiz hiçbir düzenleme ve iyileştirme yapılmadan artırılarak günde 2 saat daha fazla süre radyasyona maruz bırakıldık. Emeklilik süremiz uzatıldı, fiili hizmet süremiz yasada 90 gün iken uygulamalarda 3035 güne indirildi. Sağlık taramaları takiplerimiz yapılmamakta ve kanserli meslektaşlarımızın sayısı ne yazık ki her geçen gün artmaktadır. DİSK Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası: Yıllardır “insan ihaleyle çalıştırılmaz, sağlıkta taşeron olmaz” diyerek Türkiye’nin dört bir yanında ortak bir mücadele yürütüyor, örgütleniyoruz. Örgütlülüğümüz büyüdükçe yolumuza yeni kazanımlarla devam ediyoruz. Bizler taşeronun kader olmadığını bilen ve bu kaderi bize reva görenlere mücadeleyle cevap verenleriz. Biliyoruz ki, onbinlerce sağlık emekçisini tek bir gün yıllık izin kullanmadan, fazla mesai, kıdem tazminatı ve emeklilik gibi en temel kazanılmış haklarını gaspederek çalışmaya mahkum eden sağlık hakkını ortadan kaldıran politikaların kendisidir. Biliyoruz ki, devletin kendi kurumlarının belirlediği açlık sınırının bile altında bir asgari ücreti bize reva gören, emeğimizi ve kimliğimizi yok sayan yine bu sistemdir. Evet bizler biliyoruz ki, taşeronlaştırma işsizliktir, güvencesizliktir, kölece çalışma ve yaşam koşullarının adıdır. Ve artık mücadele mizle öğrendik ki, sağlığın piyasalaştırılmasına, sağlık çalışanlarının güvencesizleştirilmesine karşı mücadele etmek, emeğimize, geleceğimize, onurumuza ve çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmaktır. Tüm sağlık çalışanları için iş güvencesi, eşitlik ve adalet istiyoruz. Güvenceli iş, insanca yaşam yürüyüşümüzü ortak mücadelemizden aldığımız güçle büyütmek için 13 Mart’ta Ankara’dayız! Türk Eczacıları Birliği: 13 Mart günü, sağlık çalışanlarının gün geçtikçe içine sürüklendiği güvencesizliğin ve belirsizliğin egemen olduğu çalışma hayatımızda karşı karşıya kaldığımız yıkıma “Dur!” demek için çok ses tek yürek olarak bir araya geliyoruz. Hastaların ilaca erişimi noktasındaki bürokratik ve ekonomik engelleri tek başına sırtlanarak hastaların tedavisini her surette sağlayan bir mesleğin üyeleri olarak, bunca zamandır yaşadığımız hak kayıpları sonucunda mesleğimizi sürdüremeyecek bir noktaya Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası: Sağlık hizmetleri önemli ölçüde özelleştirildi. Tıp fakülteleri başta olmak üzere kamuda kalanlarda da hızla özelleştirilmeye çalışılıyor. Aile hekimliği ile birlikte 100 bine yakın sağlık emekçisi iş güvencesini kaybederek sözleşmeli oldu. Taşeron çalıştırma temel istihdam politikası haline geldi. Özelleştirme ile sağlık hizmetleri paralı ve pahalı oldu. Vergi, sigorta primi, katılım payı ve ilave ücret başta olmakta en az dört kalemde para ödemeden sağlık hizmeti almak mümkün değil. Özelleştirme ile biz sağlık emekçileri adım adım iş güvencemizi ve ücret güvencemizi kaybediyoruz. Bu da yetmiyor her gün baskı ve sindirme politikaları ile karşı karşıya kalıyoruz. Artık yeter; onlar bizi sürekli parçalıyor biz ısrarla birleşmeli, yeniden ‘ekip’ olmalı, haklarımızı örgütlü mücadeleyle geri almalıyız. İş güvencemize, ücret güvencemize, demokratik haklarımıza sahip çıkmak, sağlıkta özelleştirmeyi durdurmak ve yerine kamusal bir sağlık sistemi kurmak için 13 Martta Ankara’dayız. ve gerekçelerle başka bakanlıklara geçiş yaptırılmış, yetkileri sınırlanarak pasif personeller haline dönüştürülmekle beraber başka görevlerde çalışmak zorunda bırakılmışlardır. Ayrıca dışarıda atama bekleyen binlerce mezun da, kadro istihdam yaratılmayarak, işsiz bırakılmış ve unutulmuşlardır. Gelin tek ses olup haklarımızı savunalım, sorunlarımızı ve isteklerimizi dile getirelim. 13 Mart’ta alanlardayız, tüm meslek mensuplarını sesimizi duyurmak için aramıza davet ediyoruz!!! Türk Hemşireler Derneği: 13 Mart 2011 günü sağlık meslek örgütleri ve sendikalar ile; • Toplumumuzun sağlıklı olma ve sağlıklı kalma hakkını savunmak, • Genel sağlık sigortasına, “tam gün” yasasına, “kamu hastane birlikleri kanun tasarısına karşı çıkmak, • Sağlık çalışanlarının insana yaraşır koşullarda çalışmasını istemek, • Sağlık çalışanlarının emeklerinin karşılığını alması gerektiğini haykırmak, • Üzerimizdeki baskıyı, sürülmekle, işten atılmakla korkutulduğumuzu haykırmak, • Sağlık çalışanları birbirini, hemşire hemşireyi acımasızca hırpalayabiliyor. Buna yol açan düzeni reddettiğimizi haykırmak, • Sağlığın bir hak olmaktan çıkarılmasına tepkimizi göstermek ve hemşireleri ucuz emek gücü haline getiren, taşeronlara teslim eden düzeni ret ettiğimizi haykırmak için bir araya gelelim. Türk Tabipleri Birliği: “Sağlıklı bir toplumda yaşamak istiyoruz" diye başlıyor taleplerimiz, sağlıklı bir toplumun eşitlikten, özgürlükten, bağımsızlıktan, savaşsız, sömürüsüz olmaktan geçtiğini bilerek… “Nitelikli bir sağlık hizmeti sunmak”'tır talebimiz: Emeğe/emeğimize değer verilen, hürmet edilen bir yönetim anlayışıyla özlük haklarımızın (sürekli geriletilmesi değil) korunması, kayıplarımızın telafisi, düzeltilmesi, geliştirilmesini istiyoruz. Bunun için muhatap arıyoruz! Mevcut hükümet ve olası iktidar adaylarına; Biz buradayız, taleplerimiz bunlar, muhataplar nerde? demek için Ankara'dayız. Kendine, mesleğine, insanlarımıza, geleceğine sahip çıkanlarla birlikte. Türk Dişhekimleri Birliği: Mesleğimiz ve meslektaşlarımızın devam eden sorunlarına yönelik yıllardır devam eden diyalog çabalarımız “iktidar” tarafından ne yazık ki şimdiye kadar hiçbir şekilde karşılık bulmamıştır. “Tıp Hizmetlerinde Olduğu Gibi Dişhekimlerine Ait Özel Sağlık Kuruluşlarından da Hizmet Alınması”, “Kamudaki Çarpık İstihdam” ve “Dişhekimlerinin Özlük Çevre ve Sağlık Derneği: Sağlıkta dönüşümün başladığı andan beri herkesin göz ardı ettiği alandır halk sağlığı. Halk sağlığı alanında çalışan meslek gruplarının sorunları ise ayyuka çıkmış ve meslek görev ve yetkileri dâhil olmak üzere maddi, manevi birçok kayıplarla mağdur edilmişler ve edilmeye devam edileceklerdir. Bu meslek gruplarının yegâne günah keçisi ise Çevre Sağlığı Teknisyenleri ve Teknikerleridir. Saçma mazeretler Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği: Sağlık hizmeti bir bütündür. Ekip çalışması temeldir. Mesleğimizi bağımsız ve tarafsız olarak yürütebilmemiz için gerekli olan "Sosyal Hizmet Uzmanları Meslek Odası Kanunu"nun yasalaşmasını istiyoruz. İnsana insanla insanca hizmet eden sosyal hizmet uzmanları insanca yaşamak, sağlıklı ve güvenceli iş ortamında çalışmak, halkın haklarından ücretsiz sağlık