02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Herkes İçin Sağlık MART 2011/ 3 Gündem Sağlıkta piyasacı tahribatın son halkası: AKP Dr. Eriş BİLALOĞLU sım 2010 tarihli konuşmaTürk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı er işin başı sağlık, deriz. Bizler yani hekim, eczacı, hemşire, diş hekimi, laboratuvar çalışanı... kısacası bütün ekip olarak (sözüm ona) "işin başındakileriz". Herkes böyle bilir, biz de sıklıkla böyle zannederiz. Gerçek ne kadar böyledir tartışmaya değer. Çünkü "işin" niteliğini, hedefini sağlık politikası belirler. Sokaktaki insan bunun farkında olarak şöyle bir kanaate/yakınmaya sahipti: Her değişen hükümetle, her değişen sağlık bakanı ile sağlık politikaları değişiyor, bu ne biçim iş! Uzun bir süredir hükümet aynı hükümet, iktidardaki parti aynı ak parti. Yaptığı icraata bakarsanız kimi zaman bir dediği bir dediğini tutmayan, sanki bir o yana bir bu yana giden icraatı varmış gibi değerlendirebilirsiniz. Oysa hiç de böyle değil. Hatta daha ötesini söyleyebilirim: Neredeyse son 30 yıldır sağlıkta aynı politika uygulanmaktadır! Hedefi net, gittiği yol bellidir. Fotoğrafta olduğu gibi 24 Ocak 1980 kararları ışığında 12 Eylül'cülerin sağladığı zeminde, onların koruma ve kollamasıyla, değişen hükümetlere ve sağlık bakanlarına rağmen aynı politika. Sağlık Bakanı Recep Akdağ da Cumhuriyet tarihinin sağlık politikalarını tarihlerle bölümlediği 23 Ka H sında* böyle söylüyor zaten: "19802002: Teorik reform çalışmalarının yapıldığı dönem. 2003..... : Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programı Dönemi" Bu değişmeyen politikanın yapıcısı kim, özü ne, bünyeye uygun mu derseniz, o da malum: Dünya Bankası. Dünya Bankası kar daha çok kar diyenlerin emrinde bir banka olarak, gözünü para bürümüşlerin 1970'lere doğru giderek düşen kar oranlarını nasıl arttırabiliriz diye sağa baktı sola baktı, eğitimle sağlığı (da) buldu! para bulabilen özel ders aldırıyor. Kısacası 1970'lere göre artık çocuklarımızın çok daha fazla vakti "eğitim"de geçiyor ve vatandaş yine 1980'lere göre eğitime cebinden çok daha fazla para harcıyor, birileri kar elde ediyor, sektör dönüyor, çark işliyor. Peki 1970'lere göre daha "eğitimli", eğitim seviyesi daha yükselmiş bir halde miyiz? Vatandaş memnun, öyle deniyor. Çocuğuna (niteliği ve gereği tartışılır) bir "eğitim" aldırıyor, başarısız olursa çocuğuna kızıyor, rum daha "sağlıklı" değil! Daha ötesi piyasanın acımasız rekabetinin faturası Afyon’daki gibi göz kaybı vakalarında... buz dağının su üstündeki kısmı misali görünür olarak ortaya çıkıyor. Elbette "eğitim sektörüyle" fark var: Çocuk başarısız olunca doğruyanlış, kabahat “çocuk az çalıştı/çalışmıyor, kapasitesi bu” diye izah edilirken, sağlık alanında sonuç başarısız olunca (başarısız olunması kabul edilemeyecek bir alan olarak) suçlu hekim oluyor. Dr. Eriş Bilaloğlu kü özelleştirme budur, yoksa günümüzde muayenehane açmanın özelleştirme ile bir ilgisi olmadığı gibi muayenehane sahibi hekimler, küçük poliklinik hatta hastaneler özelleştirmenin mağdurlarıdır bile. Kamuoyunda çok tartışılan tam gün yasasının amacı da sağlık emekçileri arasında görece en yüksek maliyet unsuru olarak görülen hekimlere düşük ücretle, güvencesiz, uzun süre çalışma dışında bir seçenek bırakmamak, bu yolla bütün sağlık çalışanlarını da emek mücadelesinde teslim almaktır. Seçimlere giden Türkiye'de sahici ve yanıt arayan soru şudur: Bu ülkede yaşayan insanların sağlığını düşünen, aklını ve vicdanını piyasanın emrine vermeyen, bugünkü hükümet gibi Dünya Bankası'nın "emirkomutasına" girmeyen, hekiminden hemşiresine, taşeron çalışanından işsizine bütün sağlıkçılara güvenceli iş temelinde emeğin değerini koruyup sağlık ekibine güvenerek önce hastalık değil sağlık diyen, politikasını bunun üzerine kuran, sosyal yönelimli/sadaka yönelimli her türlü piyasacı mantığı reddeden programla önümüze çıkacak parti/partiler var mı? Türk Tabipleri Birliği Tıp Dünyası Dergisi Mart 2011 Özel Sayısı Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Türk Tabipleri Birliği adına Dr. Eriş Bilaloğlu Genel Yayın Yönetmeni: Mutlu Sereli Kaan Katkıda bulunanlar: Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, Dr. Arzu Erbilici, Dr. Tufan Kaan, Dr. Cavit Işık Yavuz BASKI YERİ: DPC DOĞAN MEDYA TESİSLERİ HOŞDERE YOLU 34850 ESENYURTİSTANBUL Yüzlerce kitap, binlerce rapor, on binlerce sayfa yazı yazıldı ama özde iki hedef konuldu. Eğitim ve sağlığı olabildiğince piyasalaştırın, olabildiğince kullanıcı ödentisi alın. Sonrası geldi:"devletin kıt kaynakları, her şeyi devlet yapamaz, vatandaş da katkı sunmalı..ıvır zıvır". İki cümle eğitime dair edelim. Artık devlet okulu dahil herkes mutlaka ama mutlaka para veriyor cebinden. Herkes ama herkes bu eğitimin yeterli olmadığını biliyor ve tanrı buyruğu gibi çocuğunu dershaneye yolluyor; herkesin kesesine uygun nitelikte dershane var, parayla özel okula giden bile dershaneye yollanıyor, yetmiyor daha hocalar kötüydü demiyor. Böyle düşünürse bile daha çok para verip daha iyi hocaların(?!) olduğu dershanelere yollamaya çalışıyor. Sağlıkta durum nedir? Artık herkes(?) sağlık (?; hastalık) hizmetine özel, üniversite, devlet daha fazla ulaşıyor, cebinden daha çok para harcıyor. Eskiden sadece vergi verirken şimdi verginin üzerine prim, hizmet alırken katkı payı, ilaçta katılım payı, fark ücreti, daha iyisi olsun derse tamamlayıcı sigorta, eskiden bıçak parası denilenin çok daha ötesinde boyutu artmış tezgah altıüstü ödemeler... Sonuç; tıpkı eğitim gibi daha "eğitimli" ol(a)madığımıza benzer sağlıkta da du Eh, Sağlık Bakanlığı’nın hedef göstermedeki başarısını da eklemek yerinde olur. Başa dönerek şunu söyleyebiliriz: Türkiye'de sağlık alanındaki politikalar son 30 yıldır tutarlı bir şekilde piyasacı bir anlayışla sürdürülmektedir. Bu politikaların hedefi önce sağlık değil, önce "sektörü" büyütmek, harcamaları arttırmak, uluslararası ölçekte tıbbiendüstriyel komplekse para aktarmaktır. O nedenle ilaçta dünyada 13. büyük pazar olduk ak iktidar döneminde ve 10. büyük pazar olmaya doğru koşuyoruz. Seçim sonrası kamuözel ortaklıkları, kamu hastane birlikleri projeleriyle uluslararası ölçekte büyük sermayeyi sağlık hizmet sunumuna çekme adımı atılacak, atılan adımlar hızlandırılacak. Çün 13 Mart'ta herkesi Ankara Sıhhiye'de yapacağımız buluşmaya kendileri için, sağlık hakkı için katılmaya, yer almaya çağırıyoruz. *TBMM Plan ve Bütçe Komisyonun'da yapılan 2011 Mali Yılı Bütçesi sunumu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle