22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19 Mayıs 1919’dan bugüne Türkiye Ali Ulusoy* İnsanlık tarihinde üç büyük devrimci dönüşümden söz edilmektedir. İlki aristokrasiye karşı kazanılan Fransız Devrimi, ikincisi feodalizme ve oligarşiye karşı kazanılan Sovyet Devrimi ve üçüncüsü emperyalizme karşı kazanılmış Türk Devrimidir. Baskıya, sömürüye, dogmatizme, eşitsizliğe, Emperyalist işgallere karşı verilen mücadeleler sonucunda meydana gelen devrimler, insanlığın daha özgür ve eşit bir dünyada yaşama isteğinin haklı ve meşru talebiydi. Bizim kurtuluş serüvenimiz hem işgallere karşı bir bağımsızlık ve özgürlük hareketi hem de yeni, çağdaş bir ulus olma amacına dönük çoklu bir karakter taşımaktadır. Gazi Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında yeni bir dünyaya ilk adımı atmaktaydı. Bu yeni dünyaya ulaşmak her şeyden önce işgale son vermek, bağımsızlığı kazanmak sonrada çağdaş insanlık ailesinin bir parçası olmak için Cumhuriyet idaresini kurmak, demokratik, laik ve hukuka dayalı bir düzene geçişi sağlamakla mümkün olabilirdi. Mustafa Kemal bütün bu sürecin yol haritasını zihninde oluşturmuş, insanlığın ve ulusumuzun bu büyük yolculuğuna öyle çıkmıştı. Ulusumuzun bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin dünya tarihinde bir eşi bulunmamaktadır. Bu mücadeleyi eşsiz kılan, onun demokratik ve özgürlükçü karakteridir. Kurtuluş Savaşı öncesinde kongrelerin toplanması ve sonrasında meclisin oluşturularak mücadelenin kolektif, toplumsal, dayanışmacı bir temelde örgütlenmesi örneği olmayan bir kurtuluş açlığa, yokluğa, yoksunluğa ve kimsesizliğe karşı olmuştur. Mustafa Kemal’in büyüklüğü ve eşsiz bir lider oluşu onun kendisini bir yok oluşa terk eden halkı ayağa kaldırması, kimlik ve kişilik kazandırmasıdır. Bu devrimci atılımın, değişimin ve dönüşümün mimarı olan Mustafa Kemal, yaşamı boyunca halkının iyiliğini ve geleceğini düşünmüş ve bu uğurda büyük bir çaba ortaya koymuştur. 19 Mayısın 91. yılında dünya bildiğimiz dünya. Bu dünyada var olmak, bağımsız ve özgür yaşamak, kendi kendine yetebilmekle orantılı bir durum. Dünya kapitalizminin emperyalist karakteri, 1919’da ve 2010’da da aynı içeriğe ve yönteme sahip. Başka ulusların, halkların ve toplumların sömürüsü üzerine kurulu bu düzen, ülkelerin işgal edilmesi dahil her türlü ekonomik, askeri, siyasal, sosyal ve kültürel aracı kullanarak bir bağımlılaşma yaratmaktadır. Bugün dünya üzerinde özellikle ülke içi çatışmalar klasik “bölparçalayönet” politikası, emperyalist siyasetin vazgeçmediği bir yöntem olarak ülkemizde de uygulanmaktadır. Etnik, dinsel ve mezhepsel farklılıklar emperyalist siyasetler ve devletler tarafından kışkırtılmakta; birlikte yaşama istenci kırılmaya çalışılmaktadır. 19 Mayıs 1919 öncesinde ve sonrasındaki isyan ve ayaklanmalara bakıldığında Anadolu coğrafyasında yüzlerce yıldır bir arada yaşamış halklar birbirlerine karşı kışkırtılmış ve çok büyük acılar yaşanmıştı. Bu gün aynı acıların ve gerilimlerin tekrar yaşanmaması için kardeşlik, barış, dostluk ve dayanışma duygusunu öne çıkarmak, inadına demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri savunmak karanlık güçlerin oyununu bozmanın en önemli anahtarıdır. VAZGEÇİLMEZ BİR REHBER Mustafa Kemal’in başlattığı kurtuluş mücadelesi en nihayetinde bir ulus yaratmak ve yurttaşlık bağını esas almak kurgusu üzerine inşa edilmiştir. Bu kurgu bugün hala geçerliliğini koruyan, bir arada yaşamamıza imkân sağlayan devrimci ve ileri bir nitelik taşımaktadır. Cumhuriyet, demokrasi ve yurttaşlık olguları bugün hala aşılamamış, yeni türevleri üretilememiş kategorilerdir. Bu noktada 19 Mayıs ve bunun sonucunda ortaya çıkan bağımsız ve özgür bir ülke tablosu bu topraklarda yaşayan bütün toplumsal kesimler için vazgeçilmez bir rehberdir. Mustafa Kemal, kurtuluş mücadelesi örgütlerken hiçbir etnik, dinsel, mezhepsel, sınıfsal ve cinsel ayrım gözetmemiş ve herkesi aynı amaç etrafında birleştirmişse; bugün de birlikte yaşamak konusunda hiçbir ayrım söz konusu olamaz. Herkes bu ülkede eşit derecede yaşama imkânına sahip olduğunun bilincinde ve kararlılığında olursa ülkemizdeki dostluk ve kardeşlik daha da pekişecek ve ülkede farklı bir iklim yaşanmaya başlayacaktır. 1919; bizlerin birlikte, eşit ve özgür biçimde yaşamamıza imkan sağlayan kurtuluş serüveninin başlangıç tarihidir. Bu tarihi sürekli akılda tutmak, onun anlam ve öneminin farkında olmak bizlerin ulus olarak büyük acılar yaşamamıza engel olacaktır. Mustafa Kemal’i ve 1919 Mayısla başlayan ve bugünlere kadar süren, bundan sonra da sürecek olan bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine adanmış bütün hayatlara sevgi ve şükranlarımı sunuyorum. serüvenine işaret etmektedir. Mustafa Kemal’in “Milletin istiklal ve istikbalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözü aslında mücadelenin ruhuna ve metodolojisine ilişkin sağlam ve tutarlı bir siyasetin temel felsefesini ortaya koymaktadır. Mustafa Kemal’in en büyük başarısı milletin azim ve kararlılığını ortaya çıkarmak, onu örgütlemek ve kurtuluş için seferber etmektir. Kendi milletine verdiği inanç bağımsızlığın ve Cumhuriyetin en temel dayanağı ve gücü olmuştur. Sanıldığı gibi bizim en büyük savaşımız düşmana karşı değildir. Bizim en büyük savaşımız kendimize, yüzyılların verdiği yılgınlığa, *Mimar, Çankaya Belediyesi Başkan Yardımcısı C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle