Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 c Gençlige armagan 19 MAYIS 2010 ÇARŞAMBA Türk devriminin ilk adımı Nutuk Vatan boylu boyunca vurulmuş İki gözü iki çeşme derelerin Dağlar kapkara yasından Ovalar tüm kavrulmuş Düşman kan içinde parmaklarıyla Ta Kars’a kadar Menderes Ovası’ndan. Geldi geçti, ama hatırlanmalıNeler çektik o günler milletimle ben Bir bir yollara düştüler perperişan Aç susuz ama aşk içinde Yanmış yıkılmış damları koyup Sessiz sedasız köylerden.... İşte böylece efendiler Aşk istediler verdim Ateş istediler verdim Ekmek istediler verdim Güldüler, yalan dediler, olmaz dedilerUğraştım sonunda en güzel boyalarla Önümüze bir bütün harita çıkardım... Ben, Atatürk’üm öldüm demiştim zatenİşte nutkumu da baştan sona okudum. Öldüm ama gözüm arkada değil Kitabım bir uzun bir güzel oldu Hem ne iyi ettim, ne iyi ettim de efendiler Sonunda “EY TÜRK GENÇLİĞİ” dedim. 13 Kasım 1918 günü 55 savaş gemisinden oluşan donanma İstanbul Boğazı’na demirledi ve toplarını şehre çevirdi. Bir Fransız uçağı havadan şehri kontrol ediyor. Dr. Handan DİKER Yeditepe Üniv. 14 Mayıs 1919 Çarşamba akşamı Mustafa Kemal Paşa, Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın konağına akşam yemeğine davetlidir. Aynı akşam Genelkurmay Başkanı olan Cevat Çobanlı Paşa da orada davetli olarak bulunmaktadır. Yemek sırasında Damat Ferit, Mustafa Kemal Paşa’ya Samsun’da ne yapacağını sorar. Yanıt: Yerinde incelemeler yaptıktan sonra karar vereceği şeklinde olur. Yemek sonrasında ise bu kez Cevat Paşa, Mustafa Kemal’e ‘Bir şey mi yapacaksın Kemal’ diye sorunca Mustafa Kemal bu soruya şöyle yanıt verir: ‘Evet Paşam bir şey yapacağım’(1) Gerçekten de Mustafa Kemal Samsun’a giderken bir şey değil, aksine birçok şey yapmaya doğru ya da başka bir deyişle bir devrimi başlatmaya doğru yola çıkıyordu. Türk devriminin düşünsel yönünün çoktan hazırlanmış ve tamamlamış bulunan Mustafa Kemal, Samsun’a artık bir ihtilalin adımlarını atmaya gidiyordu. İşte bu nedenle 19 Mayıs 1919 tarihi Türk devrim tarihinde ilk adımın, yani Anadolu ihtilalinin ilk adımının başlangıcıdır. Bundan sonra Mustafa Kemal yayımladığı Amasya Genelgesi ile ilk kez bir ihtilal beyannamesini halka duyurarak Erzurum ve Sivas kongrelerini toplamıştır. Amaç bellidir: Bir ulus devlet yaratmak. Tüm bu eylemler de padişahlık düzenine karşı bir hareket olarak ortaya çıkmıştır. Varılan sonuç ise 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile neticelenmiş ve “Yeni Türk Devleti” böylece kuruluşunu tamamlamıştır. Mustafa Kemal, bu süreçte ulus ve ulusal iradenin önemine değinerek bunu “Nutuk”ta şöyle açıklar: “Ve geleceği egemen bir ulusal iradenin, ancak Anadolu’dan çıkabileceğini açıkladım. Ulusal iradeye dayanan ulusal bir kongre kurulmasını ve gücünü ulusal iradeden alacak bir hükümetin meydana getirilmesini çalışmaların ilk hedefi olarak gösterdim.” Kuruluşun tamamlanmasının ardından bu kez kurtuluşa geçilmiştir. Yapılan kurtuluş savaşı ile sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması, yeni devletin uluslararası alanda tanınmasını sağlayan önemli bir anlaşma olmuştur. Ardından da yapılan bir dizi reformlarla amaçlanılan çağdaş, tam bağımsız bir ulus devlet, yani Türkiye Cumhuriyeti devleti kendisini tüm dünyaya kanıtlamıştır. 4 Aralık 1923’te Mustafa Kemal’in geleceğe ilişkin şu sözleri oldukça önemlidir. Sözler 1923’te söylenmiştir. Ama görüyoruz ki günümüz için de bu sözler son derecede önem taşımaktadır. İlerlemek, yenileşmek dünyaya uyum sağlamak modernleşmek. Tüm bunlar bir tek sözcükle örtüşmektedir: Çağdaşlaşmak. İşte yapılması gereken budur, biricik hedef de bu olmalıdır. O şöyle diyor: “Ülke, hemen çağdaş, uygar ve yenilenmiş olacaktır. Bizim için bu yaşam kavgasıdır. Tüm özverilerimizin ürün vermesi buna bağlıdır. Türkiye ya yeni görüşlerle bezenmiş namuslu bir yönetim olacaktır ya da olmayacaktır… Halk refah içinde, bağımsız zengin olmak istiyor. Komşularının refahını gördüğü halde fakir olmak pek ağırdır. Gerici düşünceleri besleyenler belirli bir sınıfa dayanabileceklerini sanıyorlar. Bu kesinlikle bir kuruntudur, bir sanıdır. İlerleme yolumuzun önüne dikilmek isteyenleri ezip geçeceğiz. Yenileşme yolunda duracak değiliz. Dünya korkunç bir akışla ilerliyor. Biz bu dalganın dışında kalabilirmiyiz.” Turgut UYAR (1) Hıfzı Topuz, ‘Nişantaşı Anıları’ sayfa 25. C MY B C MY B