Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÖZEL GÖSTERİM: TÜRK KLASİKLERİ YENİDEN Eski unutulmazlar yeniden Daha çok Aragon’un dünyanın en güzel aşk hikayesi dediği “Cemile”yle ünlenmiş, Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov’dan uyarlanan senaryosunu Ali Özgentürk’ün yazdığı, sinemamızın hemen hemen her türü denemiş ama özellikle köy, kasaba çevrelerinde geçen konularda ustalaşmış Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Selvi Boylum, Al Yazmalım”(1977), yenilenmiş haliyle seyirciyle buluşuyor festivalin Özel Gösterim bölümünde.Kuşağının en üretken temsilcilerinden Yılmaz’ın, birbirlerine delicesine sevdalanıp hemen evlenen, çevresinde baraj yapılan bir dağ köyünde yaşayan Asya’yla (Türkan Şoray) kamyon şoförü İlyas’ın (Kadir İnanır) aşkıyla başlayan bu tanınmış filmi, aşk emek gerektirir mesajıyla akıllarda yer etmişti vaktiyle.Kendini içkiye verip sekreter Dilek’le (Hülya Tuğlu) kırıştıran İlyas’dan ayrılıp kucağında bebesiyle yollara düşen Asya, karısıyla çocuklarını bir depremde yitirmiş, bir iyilik meleği gibi davranan yolyapı ustası Cemşit’e (Ahmet Mekin) sığınır.Sevgi emekçisi Cemşit, filmin gereksizce SİNEM A ÖDÜLL R U N O ERİ uzatılmış, gözyaşlarına açık, duygulu finalinde, baba olduğunu hatırlayarak yeniden devreye giren İlyas’a karşın, hikayenin Asya’ca tercih edilen ve mutluluğu hak eden olumlu kahramanıdır.Canlı anlatımı, dinamik görselliği, ayrıntıların hakkını verişi ve sevgiemek ilintisini vurgulayışıyla Atıf Yılmaz filmografisinin kuşkusuz en önemli parçalarından biridir “Selvi Boylum, Al Yazmalım”. SUNGU ÇAPAN YILLARA MEYDAN OKUYANLAR Yabani Otlar Festivalin bu yılki ‘Yıllara Meydan Okuyanlar’ında, birlikte yaşlandığımız usta yönetmenlerden, bugün 88 yaşına rağmen hala film çekmeyi sürdüren, vaktiyle “Hiroşima Sevgilim”, “Geçen Yıl Marienbad’da”, “Muriel” gibi zamanbellek kavramlarını acayip mıncıklayarak yedinci sanata yeni kapılar açmış, “Savaş Bitti”, “Providence”, “Amerika’daki Amcam” gibi kimi namlı filmlerin yaratıcısı, belgeselden yetişme Alain Resnais’nin 2009 Cannes festivalinde jüri özel ödülü kazanmış yeni filmi “Les Herbes FollesYabani Otlar” da yer alıyor. Yine iki gözde oyuncusu Sabine Azema’yla Andre Dussollier tarafından canlandırılan,Marguerite’le Georges adındaki orta yaşlı bir çiftin, kaybedilip yeniden bulunan bir cüzdan aracılığıyla kendilerini romantik bir serüvenin içinde buldukları “Yabani Otlar”, nerdeyse 70 yıllık bir kariyeri geride bırakmış Resnais’de hala iş var dedirten bir ustalık gösterisi. 36 Dağ Manzarası Yeni Dalga’nın, Cahiers du Cinema eleştirmenliğinden gelen ‘ağır ağbi’lerinden, 1928 doğumlu Jacques Rivette’in malum tiyatro 6. SAYFA takıntısını yine sürdürdüğü son filmi “36 Vues du Pic Saint Loup36 Dağ Manzarası“, Jane Birkin’in bu kez telde yürüyen bir cambaz olduğu bir sirkte geçiyor.Godard’la birlikte halen hayatta kalan son Yeni Dalga ustasının son filmini öncelikle meraklısının es geçmeyeceği kesin.İtalyan aktör Sergio Castelitto’yla Andre Marcon da Jane Birkin’e eşlik ediyorlar. Yenmek Yıllar önce Sinematek’te görüp resmen çarpıldığımız “Cepteki Yumruklar”ıyla (1966) adını bellediğimiz, Centro diplomalı, 1939 doğumlu, ünlü İtalyan yönetmen Marco Bellocchio da ödüllere boğulan yeni filmi “VincereYenmek”le yıllara meydan okuyor festivalde.Zamanında Benito Mussolini’ye ve faşist ideallerine yürekten bağlanan ama Mussolini’yi karşılıksız, kalpten sevmesine karşın bir çırpıda zalimce harcanan ve Mussolini’nin resmi biyografisinde hep görmezden gelinen Ida Dalser’in (Giovanna Mezzogiorno) gerçek hikayesini anlatıyor Bellocchio “Yenmek”te. Zulüm İşe tiyatro ve opera yönetmenli Yenmek Kuyucaklı Yusuf Bu yılın Sinema Onur ödülüne layık bulunan, emektar yönetmenlerimizden Feyzi Tuna’nın, edebiyatımızın 1948’de alçakça kim vurduya gitmiş, önemli yazarı Sabahattin Ali’nin 1937’de yayımlanmış ilk romanından 1985’de perdeye uyarladığı “Kuyucaklı Yusuf”un kahramanı, ailesi eşkiyalarca öldürülünce yetim kalmış Yusuf.Bir Ege kasabasındaki hayatın ince ince işlenmiş ayrıntılarıyla bezendiği,Yusuf’un ruhsal atmosferini de yansıtan “Kuyucaklı“da onu evlat edinerek kızı Muazzez’le birlikte büyütmüş idealist kaymakam Selahattin beyin ölümü üzerine yalnız kalıp sorunlara boğulan Yusuf’un başına taşrada örülen ağlar, kaderin değil, kasaba eşrafıyla çarpık düzenden kaynaklanıyor.7580 yıl öncesinin tekniğiyle yazılmış romana sadık kalan Feyzi Tuna’nın arka planda, dönemin sosyal, siyasal ve ekonomik yapısındaki çalkantılara, yozlaşmaya da değinerek etkileyici bir taşra ve eşraf tasviri yaptığı film, yer yer durgunlaşan, düz anlatımına karşın zengin görselliğiyle göz alıyor.Asistanlıktan yetişip 1960’ların başında asi gençlik üstüne çektiği ilk iki filmiyle (“Aşka Susayanlar”, “Yasak Sokaklar”) dikkati çekmiş ve her türde eser vermiş,”Kızgın Toprak”(1973),”Seninle Son Defa”(1978), “Seni Kalbime Gömdüm”(1982), “Tutku” (1985) gibi filmlerin yönetmeni Feyzi Tuna, 198090’lı yıllarda TV dizilerine yoğunlaştı. Mithat Cemal Kuntay’ın romanından uyarlayarak TRT’ye çektiği “Üç İstanbul” (1983), gerek belli bir dönemi canlandırmadaki başarısı, gerekse oyuncu yönetimiyle belki de en iyi eseridir. ğiyle başlayıp 1970’li yıllarda sinemaya bulaşan, 1944 doğumlu Fransız yönetmen, senarist ve oyuncu Patrice Chereau’nun 2009 yapımı filmi “PersecutionZulüm”, sarsıntılar geçirmiş, uzun, zorlu bir ilişkiyi sürdüren SoniaDaniel çiftiyle (Charlotte Gainsbourg, Romain Duris), kafayı körkütük aşıkmışcasına taktığı Daniel’i sürekli izleyen, gizemli bir adamdan (JeanHugues Anglade) oluşan, ‘sado mazo’ bir aşk üçgeni üstüne. Kötü Polis 1967 yapımı ilk filmi “Hayat Belirtileri”nden beri hayranları arasında yer aldığımız, Altın Ayı‘yı “Bal”a veren Berlin jürisinin başkanı, bir dönem gözde oyuncusu (ve kankası) olan Klaus Kinski’yle inişliçıkışlı dostluğu dillere destan, öteden beri deneysel ve belgeselle beslenen, 1942 doğumlu Alman sinemacı Werner Herzog’un, Nicolas Cage, Val Kilmer, Eva Mendes gibi şöhretlerle ABD’de çevirdiği, Katrina afeti sonrası New Orleans’da geçen “Bad Lieutenant: Port of Call New OrleansKötü Polis”, kafa kırmaya ve kumara düşkün, başına buyruk bir dedektifin (N.Cage), Senegal göçmeni bir ailenin öldürülmesini araştırmasını aktarıyor. ÇOCUK MENÜSÜ Bu neşeli Hollanda filminin yönetmeni Simone van Dusseldorp, oyuncuları ise Nino den Brave, Whitney Franker ve Thijs Goedknegt. Film, 5 yaş üzeri çocuklar için uygun. Coco, her gece evden kaçıp şehri keşfe çıkar. Tek dileği bir gün uçabilmektir. Bir gece biri onu davet eder. Penguen paltosu giyen küçük Coco’yu daha önce hiç görmediği bir dünyada nefes kesen maceralar, tehlike ve mucizeler bekler. Film, 5 yaş üzeri çocuklar için uygun. Oscar’a aday olmuş Fransız yönetmen Dominique Monféry, 10 yaş üzeri çocuklara uygun olan bu harika animasyon filmde yedi yaşındaki Nathaniel’in fantastik maceralarını anlatıyor. Sevimli Penguen