Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SECIM0804 7/7/07 20:33 Page 4 A D A N A 01 Adana İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: 5.892 Toplam Seçmen: 1.056.015 Toplam Kullanılan Oy: 884.597 Toplam Geçerli Oy: 847.489 Gümrük K. Geçerli Oy Payı: 1.783 Katılım Oranı: % 83,77 Milletvekili Sayısı: 14 Adana İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: 4.631 Toplam Seçmen: 1.194.078 Toplam Kullanılan Oy: 887.142 Toplam Geçerli Oy: 856.469 Gümrük K. Geçerli Oy Payı: 3.052 Katılım Oranı: % 74,30 Milletvekili Sayısı: 14 AKP büyük oy kaybederken MHP ise büyük ölçüde toparlandı CHP seçimin favorisi 1999 e Kentte Cumhuriyet mitingleriyle gündeme oturan laikanti laik çekişmesinin getirdiği saflaşma CHP’nin işine yaradı. b ü u seçime katılım geçen seçimden daha yüksek olacak... Bazı yorumlarla üstüne basa basa gündemde tutulduğu gibi oy kullanmak için yazlıklardan gelmek çoğu seçmen için sorun olmayacak... Çünkü, bu seçimde rejimin oylanacağının herkes farkında... Seçmenlerin büyük çoğunluğu gelip oyunu kullandıktan sonra tekrar yazlığına dönecek. Artık ne de olsa en uzak yazlıktan (yayla evideniz evi) Adana’ya gelmek eskisi gibi sorun değil, topu topu 1.52 saat... Dolayısıyla seçime katılımın yüksekliği AKP oylarını aşağı çekecek bir başka önemli bir etmen olacak... lke barajını geçtiği takdirde GP de Adana’dan bir milletvekili çıkartabilir. Birini DTP’li bağımsızın, öbürünü GP’nin aldığı bir seçimde, kalan 12 milletvekili üç parti arasında şöyle paylaşılabilir: Birinci olasılık; CHP 5, MHP 5, AKP 2. İkinci olasılık; CHP 5, MHP 4, AKP 3. GP’yle Bağımsızın kazanamaması durumunda CHP 6, MHP 4, AKP 4 ya da CHP 6, MHP 5, AKP 3 görünüyor. ldeki veriler, CHP’yi Adana’da seçimin favorisi gösteriyor. Bunda en önemli etmen Tandoğan’dan başlayan Cumhuriyet mitingleriyle gündeme oturan laikanti laik çekişmesinin getirdiği saflaşmanın CHP’nin işine yaraması. Halk arasında “Bu halk kavgacıyı sevmez” görüşü egemen. MHP’ye a gelince, MHP’nin listesi de sorunsuz. Siyasi gelişmelerin yarattığı rüzgâr denli, diri örgütsel yapılanmasıyla uzun süredir hane bazlı çalışmalar yürüten MHP’nin Adana’da da zirveyi zorlayacağı sanılıyor. dana’da seçimin sürprizini Genç Parti yaparsa kimse şaşırmasın! Unutulmasın ki 2002 seçimlerinde ülke genelinde yüzde 7.5 oy alırken Adana oranı yüzde 9 olmuştu. Sadece dürüm dağıtarak bu oranda oy alan bir siyasal oluşum, liderinin siyasi liyakâtiyle belagâtindeki gelişmeyi, AKP tarafından çektirilen acılarla birleştirdiğinizde son otuz yılın üçüncü “mazlummağdur lideri”ni görürsünüz karşınızda... Un, bulgur ve yağ olarak, icabında otomobilin gecikmiş birkaç taksidinin ödenmesi anlamına gelen AMF (Aile Para Fonu) yardımı tarihe karıştı. Dahası, çiftçi anababalar şimdi çocuklarının yardımına muhtaç duruma düştü... Ama o onurlu insanlara, evlatları tarafından bile yardım etmek öyle zor ki... ÇETİN YİĞENOĞLU ADANA Bir tanıdık, “Camilerde AKP yok” deyince, doğrusu önce pek inanasım gelmemişti. Sonra, Allah’a inanç konusundaki ironik yapısıyla ünlü bir kentin sakinleri için bunun pek şaşırtıcı bir saptama olmayacağını düşününce üzerinde durmadım... Bir süre sonra, cami yakınında iş yapan başka bir tanıdığın benzer gözleminden söz etmesi üzerine yaptığımız inceleme, cami cemaatine AKP’lilerden çok “Milli Görüşçüler” in egemen olduğunu gösterdi... Böylece, Milli Görüşçülerin sadece camilere değil, AKP’nin oy kaynağı mukaddesatçı kitle tabanını da çelmeye başladığı öğrenildi... Bu olgu, öbür verilerle birlikte değerlendirilince büyük oranda oy yitirdiği anlaşılan AKP, üç büyük kitle partisi arasında sonuncu göründü... Bu savı genel siyasi yapılanma da besledi... Bilindiği gibi, “ErbilEdirne hattı”nda Adana önemli bir merkez, istasyon... Türkiye’nin başını ağrıtan beş kötülük, “dinci gericilik”, “etnik bölücülük”, “terör”, “uyuşturucu ve akaryakıt ka çakçılığı” için önemli bir üs, geçit noktası... Sadece bu gerekçeyle değil, çok yönlü yapılanmalar nedeniyle Adana bölgeyle çok sıkı ilişki içinde... Altyapısını kayıt dışı ekonominin oluşturduğu bu ilişkinin üstyapısını kuran demografik içerikli bağlantının temelinde Adana’nın tarihsel varsıllığı yatıyor... Süreç içerisinde çeşitli göçlerle gelen Adana’nın bu yeni sakinleri, kent ekonomisinde çöküş sürecinin yaşandığı günümüzde bu beş kötülüğün etkisiyle kendilerini farklı düzlemlerde ifade etmeye çalışıyorlar... Dün tek kimlik olarak “Adanalı”lığı amaçlayan yığınlar bugün, dış kışkırtmaların da etkisiyle inanç ve etnisite düzleminde bir kimlik oluşturmaya çalışıyorlar; bunun sonucunda ortaya kimliksel üstkurmaca olarak Kürtİslam sentezi bir yapı çıkıyor... Ancak, her şeye karşın dincigericilik yukarıda sözünü ettiğimiz ironik bakış açısının etkisiyle bu kentte bir türlü etkili olamıyor... Yeşil sermayenin yükseliş trendine geçtiği böyle bir süreçte, Adana ekonomisindeki köklü sarsıntılar ister istemez demografik yapılanmalarla birlikte siyasi olguları ve seçim sonuçlarını da etkiliyor... Yaklaşık otuz yıl önce GSMH’deki payı yüzde yetmişlerde olan bir kent düşünün... Bu pay 80’lerin sonunda yüzde 50’lere, 2002’de yüzde 20’lere, beş yıllık AKP iktidarının sonunda ise daha aşağılara düşmüş olsun... Sermaye grupları birer birer bu kenti terk etsin... Sabancılar, Karamehmetler, Sapmazlar/Başerler, Topraklar, yatırımlarını, şirket merkezlerini, sermayelerini Marmara Bölgesi’ne taşısın... Kamusal nitelikli kurumlar da birer birer ya çökertilsin ya da el değiştirsin (Çukobirlik, Sümerbank, çimento fabrikaları)... Tarımla birlikte tarıma dayalı sanayinin köküne kibrit suyu dökülsün... Halen üretim yapmasına karşın enerji sektörü (ÇEAŞ) bile TMSF aracılığıylabeslenip büyüdüğü bu kenti gelirinden, katma değerinden yoksun bıraksın... Böyle bir sürecin sonunda sanayi maliyetinde Türkiye’nin en pahalı kenti durumuna gelsin... Son darbenin son siyasal iktidar tarafından vurulduğu bu kentte, bu güzel Adana’da ekonomik anlamda yaprak bile kıpırdamasın... Bir çekiç sesi bile duyulmasın... Esnaf maliyenin kıskacında, banka hesapları ya hacizli olsun ya da haciz beklesin...Tarım ve tarıma dayalı sanayiyle birlikte yan sanayi de çöksün, esnaf da... İşte böyle bir kentte dün çiftçi traktörünü satıyor haberleri yapıyordu gazeteciler... Artık satacak traktör kalmadığı için o traktörlerin bakımonarımıyla geçinen esnaflar dükkân kapatıyor haberleri yapıyorlar bugün... Çünkü, dün GSMH’ye en büyük katkı sağlayan orta tabaka, Türkiye’de en büyük darbeyi AKP iktidarıyla birlikte Adana’da yedi... Sanayi tesislerinin yoğunluğuna göre KOSGEP kapsamında da en düşük payı Adana aldı... 2002’de yüzde 10 düzeyinde olan işsizlik AKP iktidarının sonunda yüzde 16’yı geçti. İşsizlikte tarım dışı oran yüzde 20’yi buldu... Şimdi, çizilen bu tabloya bakarak bir siyasi değerlendirme yapıldığında ekonomideki çöküşe sanayicinin, üretici köylünün, esnafın, işçinin, işsizin, hatta memurun tepkili olduğu söylenemez mi? Bunların içinden belki bir tek memurun tepkisi anlamlı bulunmayabilir... Ama hemen belirtelim ki, Çukurova’da memurların, sabit gelirlilerin büyük bölümü kırsal kökenlidir... Bu nedenle tarımdaki çöküntünün onları vurması kaçınılmazdır. En azından, köyden, ata ocağından gelen ekonomik desteğin durmasıyla yara aldı onlar da... AKP üçüncü parti durumunda İşte, bu tablodan bihaber siyasal iktidar, nalıncı keseri gibi seçmeni Vefa bozası koyuluğunda yandaşı görüp göstererek küp doldurma yarışını sürdürürken demokratik metabolizmanın AKP’yi kabullenmediğini fark etmemekte ısrarlı... Kuşkusuz, bu durum gerçeği değiştirmez... AKP Adana’da üçüncü, sonuncu parti durumunda... 2002 seçimlerinde birinci parti çıkan AKP, Türkiye genelinde sandığa giden seçmenlerin yüzde 34’ünün oyunu alırken Adana’dan bunun 7 puan gerisinde, yüzde 27 oranında oy almıştı. Bilindiği gibi toplam seçmen sayısına göre ülke genelinde aldığı oy yüzde 25’ti. Bu demektir ki AKP’nin Adana’daki oy oranı yüzde 1718’dir... AKP’nin önemli handikaplarından biri ArapAlevi oyları... Bu kesimin seçmeni en azından 2002 seçimlerindeki aldatılmış olmanın sıkıntısını yaşaması nedeniyle AKP’ye oy vermeyecek... Çünkü, kökten dinci gelişmelere çok tepkililer... MHP’ye de vermezler... Bilindiği gibi “sağ birlik” çözüldü... ANAVATAN deseniz, seçimde yok... DYP, DP oldu ama DP’nin, hem yerel politikalarında onlara yakın durmaması, hem Ağar’ın “düz ovada siyaset” söylemi bu kesim üzerindeki şansını yok etti... Genel siyasi yapıları gereği üniter devleti savunan, ulusalcı seçmenlerden oluşan bu insanların Adana’da bu seçimde blok halinde CHP’ye yönelmeleri bekleniyor... Bunun dışında, daha önce DYP ve ANAP’a oy veren seçmenlerin önemli bir bölümününün sağ birlikteki çözülme üzerine AKP yerine MHP’ye yöneleceğine kesin gözüyle bakılıyor... Kürt kökenli oyların AKP’ye gideceği öngörüsüne ilişkin söylentilerin yaygınlaşması ise tepkisel bir yönelimle daha önce AKP’ye giden “milliyetçi” oyların MHP’ye akacağı yönündeki yorumları güçlendiriyor. Adana kırsalında etkin olan Süleymancıların Milli Görüş şemsiyesi altında Saadet Partisi’ne yönelmesi ve MHP oylarının markaj dışı kalması, AKP’nin elini zayıflatıyor... AKP’nin gözünü diktiği, Kürtİslam DURAK ŞİMDİLİK AKP’Lİ S eçim öncelerinde favori partiyi saptayıp kıblesini ona göre ayarlama yeteneğiyle tanınan şimdilik AKP’li Anakent Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın seçim kampanyasında ağırdan alması da AKP’nin Adana’da güç yitirmesine kanıt gösteriliyor ve çeşitli yorumlara yol açıyor... Vitrinde AKP’ye çalışıyor görünüp kuliste vurması, onu tanıyanlara göre “Geçen yerel seçimdeki 179 bin oyu AKP değil, ben aldım” demek istemesinden kaynaklanıyor. Bu tasarımında haklı çıkar ve AKP Adana’da oy yitirirse “Bakın AKP yok, Durak var” diyecek ve yeni favori partiye kendisini kolay pazarlayacak... Böylece, seçimin galibi partiye yaklaşmak için kendisine yol açacak... Ayrıca, seçime dek durumu idare ederek “Memurin muhakemat” zırhıyla şimdilik rafa kaldırılan yüzlerce dosyanın giderayak açılmasını önlemek amacıyla AKP’nin tepkisini de çekmemiş olacak... İşte, bu nedenlerle Durak’ın AKP’den yana bu gevşek tutumu bile AKP’nin favori parti olmadığının göstergesi sayılıyor. sentezi çizgisinde biçimlendirilmeye çalışılan Kürt kökenli seçmen kitlesi öyle sanıldığı gibi AKP lehine homojen bir yapıya sahip değil. Bunun temel nedeni, seçilmesine kesin gözüyle bakılan bir bağımsız adayın aynı seçmen tabanından oy alacak olması... AKP’nin en büyük sancısı DTP’nin bağımsız adayı Nazmi Gür... Barzanici olarak tanınan ve AKP tarafından 1. sırada aday gösterilen Dengir Mir Mehmet Fırat’ın joker sıfatıyla homojeniteyi sağlamaya gücünün yetmeyeceğine kesin gözüyle bakılıyor... Gür seçilemese bile Barajlı Dhont sistemi aritmetiğinin azizli ğiyle AKP’yi bir iki milletvekilliğinden edeceğe benziyor... Bir tek bu olgu bile AKP’den 7080 bin oyun düşmesine ve üçüncü parti olmasına neden olacak bir etmen. Listeler açıklandığında bazı yerel gazeteler veryansın etti; “Listeyi ben yaptım” diyen Fırat’a, “Siz kimsiniz, Adana’nın sahibi siz misiniz, biz seçmenler miyiz” diye... Görünen o ki Fırat’ın adaylığı Kürt kökenli seçmen oylarını almaya yetmeyecek... Çünkü, Barzanici seçmenlere göre Fırat Kürtlerin bir böleni... Tayyip Erdoğan’ın prenslerinden Ömer Çelik’e de tepkili seçmen... Çelik’in mahallesine astığı bez afişlerin, “Beş yıldır neredeydin” diyen mahallelisi tarafından yırtılması en büyük kanıt... Erdoğan’ın miting afişlerinin yırtılması ve polis korumasıyla yeniden asılabildiği hâlâ konuşuluyor... AKP’nin bir başka dezavantajı ise yerel yönetimler... Üç belediye de birbiriyle sorunlu... Kiminin üst düzey yöneticileri çıkar amaçlı suç örgütü kurmaktan yargılanıyor, kiminin billboard ve güvenlikçi, kiminin park ve bahçe ihaleleri şaibeli... AKP il örgütü de birkaç başlı, birkaç parçaya bölünmüş durumda. Söz konusu olgular ve suçlamalar nedeniyle partiyi kimse savunamıyor. Eldeki veriler, CHP’yi Adana’da seçimin favorisi gösteriyor. Bunda en önemli etmen Tandoğan’dan başlayan Cumhuriyet mitingleriyle gündeme oturan laikanti laik çekişmesinin getirdiği saflaşmanın CHP’nin işine yaraması. Halk arasında “Bu halk kavgacıyı sevmez” görüşü egemen. Tayyip Erdoğan’ın kavgacı kimliğiyle tanınması, halkın gözünde Deniz Baykal’ın ibra edilmesi anlamına geliyor... CHP listesinin de görece sorunsuz olması, adaylarının belirli yapılanmalar gözetilerek hazırlanması oy patlaması yapacak yorumlarına yol açıyor. MHP’nin listesi sorunsuz. Diri örgütsel yapılanmasıyla uzun süredir hane bazlı çalışmalar yürüten MHP’nin Adana’da da zirveyi zorlayacağı sanılıyor. ADANA AKP’nin handikapı: ArapAlevi oyları Nüfus: ranı: Seçmen/Nüfus O : yı Pa GSYİM İM (USD): Kişi Başına GSY 1.849.478 % 64,56 % 0,05 3.286 2002 4