Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SECIM0703 4/7/07 19:28 Page 3 Baştarafı 2. sayfada ğu’ya ağırlık vermesi, Kürtİslam sentezi çizgisinde biçimlendirilmeye çalışılan bölgede Kürt kökenlilerin oylarını çelmek isterken bu olgudan haberdar olmadığını düşünmek saflık olur... Erdoğan, her ne denli açıktan açığa Kürt kökenli bağımsız adaylara oy verilmemesini istese de, Mersin’den bağımsız aday olan DTP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Miroğlu’nun seçileceğine hemen hemen kesin gözüyle bakılıyor; AKP adına adaylıktan çekilmesi ya da seçmenlerinin böyle bir eğilime girmesi olasılık dışı bulunuyor. Sandığa hâkimiyetleri bilinen ve 70 bin oyu olan bir kitlenin, çok çok bağımsız adayı seçecek miktarı sandığa attıktan sonra artan oyları AKP’ye yönlendireceği olasılığından söz ediliyor. Bu, her durumda Kürtİslam sentezi çizgisindeki oy bloğunun bölünmesi anlamına geliyor. OSMANİYE AKP 3 vekil hedefliyor Buna karşın, AKP’nin listesine bakarak yapılacak ilk değerlendirmede 3 milletvekilliğini hedeflediği görülür. Bunda Yörük kökenli Ali Er’in etkisi büyük. Er, TBMM’nin ANAP’tan bu yana gediklilerinden... AKP’nin birinci sıra adayı ise ilginç bir kimlik; Kürşat Tüzmen... Medyatik popülaritesinin dışında Mersin’le hiçbir bağı yok. Ülkü ocaklarından yetişme, sportmen bir mukaddesatçı sadece...Tüzmen’in adaylığı iki yönden dikkat çekici... Bunlardan biri MHP’nin oyunu bölmek... Çünkü, MHP bu seçimde Mersin’de birinciliğe aday bir parti görünümünde... İkincisi, yazımızın girişinde sözünü ettiğimiz yapıyla ilgili... Dış ticaretten sorumlu bir bakanın uluslararası kaçakçılık savlarının yoğun olduğu bir ilde birinci sıradan aday gösterilmesi bu açıdan çok anlamlı... AKP’nin ikinci sıra adayı da yıllardır sözümona solcu geçinen Profesör Zafer Üskül. İkinci Cumhuriyetçi olarak tanınan çıkışlarının sayesinde medya aracılığıyla popülerleşince, son 367 tartışmalarıyla da Erdoğan’ın gözüne girerek AKP vitrinine çıkmayı başardı. Ulusalcısol kesimde kendini meşrulaştırma çabasındaki AKP’nin aday göstererek kullandığı Üskül’ün seçim bölgesinde hiçbir etkisinin olmadığı bildiriliyor. CHP’den 99 seçimlerinde aday adayı olduğu, ama başarılı olamadığı belirtilen Üskül’ün kariyeriyle en etkin olduğu dönemde bile seçim çevresinde aradığı sempatiyi göremediği anlatılıyor. Üskül’ün popülaritesinin daha çok tarikatları sivil toplum örgütü olarak tanımlamasından geldiğine işaret ediliyor. AKP’nin Mersin’deki defosu sadece adaylarının kimliğinden kaynaklanmıyor. Mersin, her şeyden önce bir tarım bölgesi... Tayyip Erdoğan, o ünlü “Ananı da al git” vecizesini burada söyledi. Herhalde dört yıllık mağduriyetin ardından üretici çiftçinin söyleyeceği birşeyler olacak... Mersinli seçmenlerin genel eğilimlerine bakınca artık rahatlıkla halkın AKP’nin teslimiyetçi politikasının farkına vardığı söylenebilir... AKP’nin milliyetçi ve liberal oylarından beklediğinin tersine meydana gelen düşüş biraz da seçmenin bu eğiliminden kaynaklanıyor... Siyasal iktidar, kürsü profesörü genel başkanının kubbe çatlatan çığlıklarıyla her ne denli hayal zıplatsa da iflahı kesilmiş Mersinli seçmenlerin keseceği ağır faturayı ödeyeceğe benziyor... MHP ise bozgunda hâlâ zafer havası çalan AKP’ye kaptırdığı seçmenlerini şimdiden toparlamış görünüyor. Eskiden tedirginlik verdiği çevreler üzerinde olumlu etki yaratmayı becerdiği gözlenen MHP, AKP rüzgârını Mersin’de çoktan kırdı. Hiçbir partiyle ittifak arayışına girmemesi, eski sokak MHP’siyle ilişkisini kesmesi merkez sağda sempati yarattı. Bu durum, DYP ve ANAP oylarının MHP’ye yönelmesi anlamına geliyor, aynı zamanda... Edindiğimiz izlenimlere göre AKP’de 3. sıra adayı Ali Er “ben yokum” dese AKP’nin oyları da MHP’ye gider. AKP’nin ilk iki adayı Tüzmen dahil popüler gibi görünse de Mersin kaldırımlarında yürüse tanıyan da çıkmaz, etkileyeceği kimse de... MHP’de ise adayların partinin uzun süredir göstermek istediği çağdaş bir kimliği simgeleyen tiplerden seçilmesi, seçmen bazında “MHP 5 çıkartırsa sürpriz olmaz” yorumlarına yol açıyor... i Osmaniye İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: 1.206 Toplam Seçmen: 239.922 Toplam Kullanılan Oy: 204.420 Toplam Geçerli Oy: 197.571 Gümrük K. Geçerli Oyundaki Payı: 408 Katılım Oranı: % 85,20 Milletvekili Sayısı: 4 Osmaniye İli Seçim Genel Sonuçları: Toplam Sandık: 1.053 Toplam Seçmen: 264.169 Toplam Kullanılan Oy: 206.218 Toplam Geçerli Oy: 200.853 Gümrük K. Geçerli Oyundaki Payı: 769 Katılım Oranı: % 78,06 Milletvekili Sayısı: 4 ktidarın başı, hâlâ bozgunda zafer kaftanı giymiş siyaset esnafı pozlarıyla alaturka ağız kabadayısı gibi ilkel nutuklar fırdöndüsünde gezedururken, “acı soğan kuru yavan” uyutulduğu düşünülen çiftçiler işte böyle kusuyorlardı öfkelerini Osmaniye’de... Osmaniye “se çim ili” yapıldığında DYPANAP iktidarı vardı. Ardından DYPRP iktidarı geldi... RPFP sürecinde tanınan ve Osmaniyelilerin “Cin Memet” dediği Mehmet Gürbüz, bu dönemde Aziz Nesin için “Katli vacip” fetvası vermişti. 80 OSMANİYE Nüfus: ranı: Seçmen/Nüfus O : yı GSYİM Pa İM (USD): Kişi Başına GSY 458.782 % 57,58 % 0,36 1.560 ladığı büyük devlet yatırımlarıyla anılmaya başladı. Gerçekten de bir il merkezi için gerekli fiziksel yatırımların hemen hepsi MHP’li koalisyon iktidarının eseriydi; bugün, devlet hastanesi, adliye, okullar, sağlık ocağı binaları Devlet Bahçeli’nin eserleri olarak anılıyor; AKP ise çiftçiyi ezici, yok edici tarım politikası ve OSİMPAŞ ve benzeri olaylar nedeniyle tepki görüyor. Bu tepkiyi AKP’nin birinci sıradan gösterdiği aday da büyütüyor. Abdullah Gül’ün sınıf arkadaşı, yeni iktidarın bakanlarından ve Osmaniyeli diye lanse edilen Prof. Dr. Mete Doğruer’i Osmaniyelilerin tanımaması bir başka handikapı iktidar partisinin... AKP’ye dönük tek olumlu yorum, sadaka gibi verilen yardımlarla baskı altına alınarak oyları çelinen daha çok Güneydoğu kökenli seçmenlerin yönelimine ilişkin... Son söz çiftçinin Kentin Ali Dibo’su OSİMPAŞ iktidarda olan AKP’yi yıprattı ÇETİN YİĞENOĞLU OSMANİYE Çukurova sıcağının kendisini hissettirmeye başladığı bir öğle sonrasında seçime ilişkin görüşlerini sorduğumuz bir çiftçi, “Ben sadece bu iktidarın gitmesini istiyorum” diye söze başladı ve “Neden” diye sormamızı beklemeden “Çiftçiyi, il merkezini, ilçeyi bırakınız, artık köy kahvesine bile çıkamaz duruma getirdiler” diye sürdürdü ve gözleri çakmak çakmak “Bu iktidara oy verene değil, oy vermeyi aklından geçirenin yeddi ceddine...” diye isyan etti... Tepkisini düşürmek için, “Çiftçilerin hepsi sizin kadar kızgın mı” diye sorunca, önündeki kahvehane sehpasına öfkeyle vurdu ve kükrer gibi, “Çiftçinin üzerine Allahsızca gittiler” dedi. İktidarın başı, hâlâ bozgunda zafer kaftanı giymiş siyaset esnafı pozlarıyla alaturka ağız kabadayısı gibi ilkel nutuklar fırdöndüsünde gezedururken, “acı soğan kuru yavan” uyutulduğu düşünülen çiftçiler işte böyle kusuyorlardı öfkelerini Osmaniye’de... Yaklaşık 200 bin nüfusu karşılayan 45 bin çiftçi ailesinin yaşadığı Osmaniye’de çiftçiler böylesine bir iktidar aleyhtarı propagandayı acaba neden yapıyorlardı? Bunun nedenlerini araştırırken Osmaniyeli Baha Başlamışlı, “Çiftçinin bu iktidarla hesabı var” diye boşuna konuşmadı... “Namuslu insanın kini olur” diyerek de çiftçi oylarının Osmaniye için önemini vurguladı... Oysa biz, bu seçim öncesi gezimizde AKP’ye değil, son iktidarında bıraktığı kötü anılar nedeniyle MHP’ye ilişkin renkli tepkilerle karşılaşacağımızı düşünerek gelmiştik Osmaniye’ye... Ne de olsa Osmaniye bir genel başkanın hem doğduğu kent, hem seçim bölgesiydi... Aklımızda kaldığınca Osmaniye on bir yıl önce il olduğunda MHP’lilerin çoğu rant peşinde koşuyordu. Çoğu militandı, ama müteahhit pozlarında geziyorlardı. Bahçelievler katliamı sanıklarından Haluk Kırcı’nın arkadaşı, eski ilçe başkanı, eski milletvekili Mehmet Kundakçı’nın önderliğinde bürolar açıyorlardı. Osmaniye “seçim ili” yapıldığında DYPANAP iktidarı vardı. Ardından DYPRP iktidarı geldi... Kökten dinci yapılanma işte bu dönemde şeriatın taşlarını Osmaniye’den döşemeye başladı. RPFP sürecinde tanınan ve Osmaniyelilerin “Cin Memet” dediği Mehmet Gürbüz, bu dönemde Aziz Nesin için “Katli vacip” fetvası vermişti. Belirli güç odaklarınca yükseltilen mukaddesatçı siyasi yapılanmanın sonunda, Osmaniye belediyesi RP’nin eline geçti. 70’li, 80’li yıllarda CHP’nin kalesi olan kent, MHP tırmanırken “il statüsü”ne geçilmesiyle birlikte yerel yönetimler de RP’nin eline geçti ve sosyal yaşam birdenbire 3040 yıl geriye gitti... Şeriatçı belediye başkanının etkisiyle çağdaş sosyal yaşam bitirilirken siyasal yapı nitelik değiştirdi, kültürel yapı ise düzey kaybetti... Bu gelişmelerin sonucunda kent, şeriatçı ve tutucu bir kimlik kazandı. Daha sonra yapılan genel seçimlerde milletvekili adaylarının merkez yoklamasıyla belirlenmesi tutucu kimliğin ivme kazanmasına yol açtı. O dönemde ADD Genel Başkanı olan Yekta Güngör Özden’e imamlar tarafından Osmaniye’de hakaret edildi; Aziz Nesin için “katli vacip” pankartları açıldı. Gümüşhane Baro Başkanı Av. Ali Günday’ı Osmaniyeli İzzet Kıraç katletti. Kıraç’ın oğlu o sıra çalıştığı TV’de “Babam bir komünisti öldürdü” diye altyazı geçti. İşte, bu gelişmelerin sonucunda şeriatçı yapılanma büyüdü, görece güç kazandı... Gerici kesim ekonomik açıdan sınıf atladı. Osmaniye ise sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal açıdan küme düştü... Bugün toplam gazete tirajının beş bin dolayında olduğu Os 1999 2002 DP umutsuz DP’nin Osmaniye’deki konumu ise her şeye karşın umutsuz... İbraEldeki him Karayiğit gibi çok sevilen, her partinin kendi safında görmek isverilerle bir tediği, halkın “İbrahim Ağa” diseçim ye andığı bir halk adamı olan değerlenbu saf Osmaniyelinin bile fazdirmesi la bir şey yapamayacağı düyapmamız şünülüyor. Bunda, Ağar’ın “düzova” gafının yanı sıgerekirse ra aday listesinin açıklanMHP’nin masıyla birlikte Osmanibirinci parti ye’de yaşanan depreolduğu min rolü büyük... Üçünkonusunda cü sıraya konulan eski Bakan Ahmet Şanal’ın hakkını partiden çekilmesi, 2. vermemiz Başkan Zeki Çenet’in gerekiyor... MHP’ye geçmesi gibi Bu, MHP 2, gelişmeler üzerine CHP 1 ve DP’nin bir hafta kadar kapalı kalması, KarayiAKP 1 ya da ğit’in sadık bendeleri dı3 MHP diye şında kimseden oy alabir tabloyu mayacağı, il barajını geçişaret se bile ülke barajına taediyor... 3 kılacağı yorumları yapılıyor Osmaniye’de... MHP CHP’ye gelince... CHP varsayımında Milletvekili Necati Uzdil, bir 1 milletvedönem yaptığı milletvekillikilliği için ğinin hakkını çok iyi vermiş AKP’yle CHP görünüyor. Özellikle fıstık üreticileri ve çiftçiler arasında kençekişecek dini sevdirmeyi başarmış... CHP gibi görürüzgârı Uzdil sevgisiyle seçimde nüyor... önemli bir pay sahibi yapmış durumda... Bu yapıya ilginç bir örnek, ANAVATAN Toprakkale İlçe Başkanı İsmet Karabacak, “Oyum CHP”ye diyor. Bu çalışma için Osmaniye’yi gezdiğimizde gördüğümüz bazı şeyler çok ilgincimize gitti. Bu, CHP’yle MHP’nin birkaç gün önce açtığı seçim bürolarının şölen yeri gibi olmasına karşın AKP’nin henüz seçim bürosunu bile açmamış olmasıydı. CHP’nin gücü tartışılmaz CHP’ye gelince... CHP’nin iki ilçe, bir anakent belediyesiyle Mersin merkez ilçelerindeki gücü tartışılmaz... Buna karşın eski İçel diye bilinen ikinci bölge belediye seçimlerinde partinin merkezdeki başarıyı gösterememesi gücüyle orantılı yorumlarda dikkate alınıyor... 2002 seçimlerinde AKP 3. ve MHP de ikinci olurken CHP’nin birinci çıktığı unutulmadan yapılacak yorumda bir süre önce yapılan önseçimin partinin ayağına dolaştığı görülür. Bilindiği gibi CHP’nin önseçim yaptığı 6 merkezden biri Mersin. Önseçim öncesinde alınan haberlere göre Baykal’ın bizzat kullanacağı iki kontenjan adayı Mersin listesinden seçime girecekti. Bunlar Baykal’a yakınlığıyla bilinen Mustafa Özyürek’le yirmi yıllık özel kalem müdiresi Nesrin Baytok’tu. Ancak, Mersin’de öyle bir önseçim yapıldı ki CHP’de öngörülen bütün olasılık hesaplarını altüst etti. Alınan haberlere bakılırsa delege ağalarının manipülasyonu önseçime gölge düşürdü... Bunun üzerine, partili seçmen tabanı önseçime büyük tepki göserince CHP kurmayları panik halinde olaya el koydular. Öncelikle Anadolu Alevileri diye tanımlanan kitlenin gönlü hoş tutulmaya çalışıldı. Özyürek’le Baytok hemen başka listelere kaydırıldılar. Onların yerine de iki yerli aday gösterildi. Kontenjandan birinci sırada aday gösterilen İsa Gök, önseçimden 15., üçüncü sıra kontenjan adayı Ali Rıza Öztürk ise önseçimden 9. çıkabilmişti. İki kontenjan adayının da ortak noktası hukukçu olmaları. Başta İsa Gök, Ali Rıza Öztürk de çevrelerinde isimleri sevgi ve saygıyla anılan isimler... Ancak, Gök’ün bazı ayrıcalıkları var... Gülnar’lı olan Gök, Baro Başkanı ve Mersin Anakent Belediye Başkanı Macit Özcan’ın yakın dostu. Bizim de tanık olduğumuz bu dostlukta Gök Özcan’a, Özcan’ın “Mutlu musun?”, “Yok Gülnarlıyım” replikleriyle bilinen fıkraya kahraman olarak Gök’ü gösterebilecek kadar yakın... Mersinliler Gök’ün birinci sıra adaylığını Özcan’a borçlu olduğunu konuşuyor... Hepsi bir yana, önseçime Genel Merkezin müdahalesi CHP listesini rahatlatmışa benziyor. 2002 seçimlerinin lideri CHP, ülkede esen politik rüzgâr ve merkez belediyelerinin desteğiyle yine ipi göğüsleyecek ilk parti görünümünde. MHP ise hemen yanı başında... Atbaşı durumundalar denilse yanlış olmaz... Bu arada Genç Parti (GP) Mersin’de kesinlikle unutulmamalı... Lümpeninden apolitiğine, işsizinden kalıcı işi olmayanlara, günübirlik yaşayanından savrulmuşlara değin farkedilmeyen bir seçmen kitlesi var Genç Parti’nin... Geçen seçimde yüzde 7’lik bir oranı tutturarak 47 bin oy alan GP’nin de ibresi yükselmiş durumda... Bu saptamalardan sonra Mersin’de tablo şöyle görünüyor: CHP’yle MHP birincilik için çekişiyor. Birinci 4, ikinci 3 çıkarır... AKP üçüncü öncelikte, ama onun da 3 çıkaracağı sanılıyor. Geriye kalan iki milletvekilliğinden birini GP, öbürünü de bağımsız Orhan Miroğlu’nun alması bekleniyor. Erdoğan son güne bıraktı Öğrendiğimiz kadarıyla Recep Tayyip Erdoğan, Osmaniye çıkarmasını daha etkili olur düşüncesiyle son güne bırakmış... Bize göre hata etmiş... O hâlâ örgütünü ampul, siyasi teorisini ampulün yanmasını sağlayan elektrik akımı sanarak altındaki kağnıdan yarış otomobili hızı beklemenin yanılgısını yaşıyor... Osmaniye’deki gözlemlerimiz de gösterdi ki, komaya girmiş bir toplumun muhalefet cephesinde devasa boyuta gelmiş tepkiyi görmüyor bile... Örselene örselene turşu küpüne dönmüş Osmaniyeli çiftçiler, onun üstünde oturduğu eyerin kolanını keserek attan düşmüşe döndürmek için diş gıcırdatıyorlar. maniye’de, sadece bir şeriatçı gazetenin tirajı 3 bin 500 geçti... Böylece gerici siyasal ahtapotun kollarında kıvranmaya başlayan Osmaniye’de 2002’den sonra peşpeşe vurgun ve yolsuzluk olayları gündeme gelmeye başladı. Bunların içinde en belirleyici olanı OSİMPAŞ (Osmaniye Alışveriş Merkezi) vurgunuydu... Önce, Yimpaş örneği uygulanarak 800 Osmaniyeli ortak edildi. Ortaklara ne bir senet imza latıldı, ne de resmi bir işlem yapıldı. Ortak sayısı çok geçmeden “Allah’ın kefaleti”yle 1200’e çıkartıldı. Siyasal iktidar bu ve benzeri olaylardan sonra vurgun ve talanla anılırken Bahçeli’nin uyguladığı politika sonucu lümpen MHP’lilerden uzak durma siyasası Osmaniye’de de meyvesini verdi. Dün MHP’ye dönük tepkiler bugün AKP’ye yönelirken MHP kısa süreli iktidarı sırasında Osmaniye’ye yönelmesini sağ 3