15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MUSTAFA KEMAL’İN YENİ TÜRKİYE’Sİ 1919 yılında manda sorunu ile ilgili olarak araştırmalar yapan KingCrane Komisyonu’nun üyesi olan Arnold J. Toynbee, 1921 yılında yeniden Türkiye’ye gelerek izlenimlerini yazmıştı. Yazar bu arada Mustafa Kemal ile yapmış olduğu bir görüşmeyi Asia adlı dergide şöyle aktarıyordu: “Mustafa Kemal kalpağını çıkartarak yanına koydu. Bu haliyle tamamen bir Avrupalıyı andırıyordu. Oldukça kısa kesilmiş kumral saçları, sert bakışlı mavigri gözleri vardı. Bana doğru dönerek nazikçe ziyaretimin nedenini sordu. Kendisine, Milliyetçilerin gerçek emelleri ve çabaları hakkında, bu konuda en yetkili kişiden bilgi almak amacıyla Ankara’ya gelmiş olduğumu ve Anadolu’daki gerçek durumu Amerika halkına duyurmak istediğimi belirttim. ‘Amerikalılar daima Türkleri tanımak ve anlamak fırsatını bulamadıklarından söz ederler’ dedi Kemal Paşa, biraz da sitemle. ‘Halbuki sizin vatandaşlarınız dünyayı gezip gezip görmekle ün yapmış kişilerdir. Bu arada birçok Amerikalı bizim ülkemizi de ziyaret etmiştir. Ayrıca misyonerleriniz, öğretmenleriniz ve barış gönüllüleriniz yıllardan beri içimizde yaşamaktadırlar. Bugüne dek bizi daha iyi anlamalarını beklerdik. Dış dünya bizim gerçek amaçlarımızı bilmiyorsa bunun sorumlusu biz değiliz. Batı dünyası iki yılı aşkın bir süredir bizi askeri bir çember içine alarak dış dünya ile ilişiğimizi kesmiş, davamızı ortaya koyarak kendimizi tanıtmamıza engel olmuştur. Bize bu fırsat tanınmış olsaydı savaş ve yenilginin yaratmış olduğu yeni duruma çok daha normal şartlar altında geçmemiz mümkün olabilirdi.’ ‘Sizin barış taraftarı olmadığınızı söylüyorlar,’ diye kestim sözünü. ‘Biz barış taraftarıyız,’ diye şiddetle itiraz etti Paşa. ‘Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Batı’daki barış konferanslarına delegeler göndermiş olup gerçekçi bir barış teklifini geri çevirmeyecektir. İtilaf Devletleri, Suriye, Filistin, Mısır ve Mezopotamya’yı elimizden almışlardır. Bunlarla yetinmeyip her şeyiyle Türk olan vatan topraklarımız üzerinde hak iddia etmeleri hiçbir şekilde kabul edilemez. İtilaf Devletleri büyük savaşta ileri sürmüş oldukları sözleri hiçe saymışlardır. Bu sözleri hiçe sayan ve halkımızı esir durumuna sokan bir antlaşmayı nasıl imzalayabiliriz? Barış Konferansı’nda başkanınız Wilson’un ilkeleri bile unutulmuştur. Milletimizin, ‘yeni adalet ruhu’na inandırılarak kandırılmış olduğu kanısındayım.’ ‘Pekiyi, sizin şartlarınızın ne olduğunu sorabilir miyim?’ ‘Biz hakkımız olandan fazlasını istemiyoruz. Biz, bir yandan insaniyet ve fedakârlıktan söz ederken diğer yandan dünyanın dört bir köşesine el atmaya uğraşan büyük devletler gibi emperyalist amaçlar gütmüyoruz. Panİslamizm ve PanTürkizm, İngiliz emperyalistlerinin dünyayı bize karşı kışkırtmak için yaratmış oldukları cereyanlardır. Biz diğer Müslüman halklar üzerinde hak iddia etmiyoruz. Yalnızca onlar için ve kendimiz için ve dünyadaki bü Cumhuriyetin ilanından sonraki ilk Milli Egemenlik Bayramı (23 Nisan 1924). 344
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle