18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Diğer Arap ülkeleri de Türkiye’de yaşanan gelişmeleri yakından izliyor, bildiriler yayınlıyor, Mustafa Kemal ile iletişim kurmanın yollarını arıyor, yeni yönetim biçimine ilişkin övgülerini her fırsatta dile getiriyorlardı. Afrika kıtası da bu gelişmelerin dışında kalmıyor, çeşitli ülkelerde Türk Kurtuluş Savaşı’nın etkisiyle yeni girişimler başlıyor, halklar bağımsızlıklarını sağlamak üzere harekete geçiyordu. Örneğin Mısır, İngiliz emperyalizmine karşı bir ulusal hareket örgütlüyor, ülkede yayımlanan gazetelerde Mustafa Kemal’in Doğu için bir ışık olduğu, eşi bulunmaz devrimler gerçekleştirdiği, halkları gaflet uykusundan uyandırdığı yazılıyordu. Mısır devlet adamı Enver Sedat, bir açıklamasında Türkiye’deki Kurtuluş Savaşı’nın emperyalizme direnen her ulus için bir örnek teşkil ettiğini, Mısır’da devrim yapan genç subayların bu örnek üzerinden hareket ettiklerini bildiriyordu. Yine Tunus ve Cezayir de Türkiye devrimlerinden izler taşıyor, Tunus Devlet Başkanı Habib Burgiba, Anadolu’da kazanılan zaferlerin ardından kendisinin de kendi ulusunu seferber etme, mücadeleye çağırma isteğiyle dolduğunu anlatıyordu. İslam ülkeleri dışındaki ülkelerde de Mustafa Kemal’in ve Anadolu’nun başarısı en nihayetinde övgüyle karşılanıyor, hatta kimi liderler bazı itiraflarda bulunuyorlardı. Bir gün Dolmabahçe Sarayı’na gelen Yugoslavya Kralı Aleksandr, her türlü protokol formalitesini bir kenara bırakıp Paşa’yla görüşmek istediğini bildirmiş, yapılan görüşmede hemen bir dostluk kurulmuştu. Hatta bir ara kral yavaşça “Size bir sır ifşa edeyim ekselans. Eğer bazı Avrupa devletlerinin vaatlerine aldanmış olsaydım, Yunanlıların yerine Anadolu’ya biz çıkacaktık” deyince, şakayla karışık “Geçmiş olsun majesteleri!” cevabını almıştı. Daha savaşın ilk yıllarından beri Ankara Hükümeti ile bir yardımlaşma ilişkisine giren Bolşevik liderler de Kurtuluş Savaşı’nı övgüyle karşılıyor, her fırsatta bu övgülerini dile getiriyorlardı. Örneğin 27 Eylül 1922 tarihli toplantısında Komünist Enternasyonal Yürütme Kurulu yayınladığı “Türkiye Halkına Barış, Avrupa Emperyalizmine Savaş” başlıklı bildiride, Türkiye halkının peşpeşe savaşlardan bitkin düşmüş olduğu halde silaha sarılarak sürdürdüğü mücadele sonucunda canını kurtarmasını bildiğini, Anadolu’yu yabancılardan temizlediğini vurguluyor, “Türkiye halkına özgürlük ve barış” sloganı atıyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın daha genç bir asker olarak Anadolu’ya adım atarken hedeflediği kurtuluş mücadelesi sonunda hayal olmaktan çıkıp gerçeğe büründüğü gibi, sadece Anadolu’da değil, bağımsızlığı elinden alınmaya çalışılan dünya halklarının önünde önemli bir örnek olarak yerini koruyacaktı. Ramazan Bayramı dolayısıyla TBMM önünde dua (28 Mayıs 1922). 348
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle