04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C Baba Sami Elvan: Vicdanları yok mu? 3 Fotoğraf: VEDAT ARIK Çocuklarına kan parası yediriyorlar SİBEL BAHÇETEPE Gezi Parkı Direnişi’nin simgesi haline gelen, polisin attığı biber gazı kapsülünün başına gelmesi sonucu 269 gün Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdikten sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın (15) babası Sami Elvan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetini sert bir dille eleştirdi. “Benim çocuğumu hem vurdular, hem bizi söylemleri ile yaraladılar, hem de çocuğumuzu terörist ilan ettiler” diyen baba Elvan, oğlunun vurulma anındaki görüntülerle ilgili de “Tavşan avlar gibi çocuğumu avlamışlar. O polisler, çocuklarına kan parası yediriyorlar. Vicdanları yok mu?” diye seslendi. edeceğim bilmiyorum” diyerek yaşadıkları acıları bir kez daha dile getirdi. Adaletin yerine geleceğine inanmak istediğini söyleyen Sami Elvan, “Bugün yalnız bize değil, yarın onlara da lazım olacak bu adalet” dedi. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan bakan çocukları ile işadamlarını anımsatan Elvan, “Onlar serbest bırakılırlar, çünkü onlar çok masumlar, çok berraklar (!)” diye sitem etti. Elvan, oğlunu vuran polislere seslenerek “O polislerin aldığı para kan parasıdır. Çoluklarına çocuklarına kan parası götürüyorlar, Gezi’de ölen çocukların kanının parasını yediriyorlar” diye konuştu. Öldürme hakkın var mı? Berkin’in sapanlı fotoğrafı ile ilgili de konuşan baba Elvan, “Başbakan, Okçular Tekkesi’nin açılışına geldiği zaman mahallede çok sayıda eylem olmuş. O zaman Berkin arkadaşları ile şakalaşmış, hatta arabanın önünde birbirlerinin fotoğrafını çekmiş. O fotoğrafı çeken de bir gazeteci. Arkadaşlarına poz verirken bunu görmüş ve çekmiş. O fotoğrafın Gezi eylemleri ile bir ilgisi yok. Diyelim ki o çocuğun elinde sapan değil de tabanca var. O çocuğu öldürme hakkın var mı?” diye sordu. Berkin’in vurulma anı ile ilgili çıkan kamera kayıtlarına da dikkat çeken baba Elvan, “Polis, siper alarak, saklanarak adeta bilgisayarda oynanan Counter Strike oyunu çocuğu vuruyor. Olayın olduğu sokakta ne barikat, ne bir eylem, ne bir biber gazı, ne bir insan var, hiçbir şey yok. Tavşan avlar gibi çocuğumu avlamışlar” dedi. Hastanenin 1. gününden 269. gününe kadar hep takip edildiklerini iddia eden baba Elvan, “Bizi siviller veya başka birileri, sanki çocuğumuzu kendimiz vurmuşuz, sanki bu ülkenin parasını, pulunu biz kaçırmışız, hırsızlık, haydutluk gibi bizi takip ettiler” diye konuştu. Ailesi ile ilgili çeşitli iddiaların da ortaya atıldığını anlatan baba Elvan, “Hem vurdular, hem yaraladılar, hem de çocuğumuzu terörist ilan ettiler. Her türlü şeye maruz kaldık” dedi. Berkin’in vurulma anı ve hastaneye götürülmesi sırasında yanında 34 kişinin olduğunu ve tanıkların olmasına karşın iftiraların atıldığını söyleyen baba Elvan, “TC kimliğimi vereyim, beni de, ailemi de araştırsınlar. Berkin’in vurulmasından sonra hayatımız o kadar değişti ki, bunu nasıl tarif ‘Olayın birinci gününden itibaren izlendik’ l Ayvalıtaş ailesi 2 Haziran’da Mehmet’i, 6 ay sonra ise anneleri Fadime’yi kaybetti. Baba Ali Ayvalıtaş “Haziran’dan sonrasını sorma” diyor. Mehmet’in ağabeyi Muharrem ise art arda yaşadığı iki acıyla baş etmeye çalışıyor. ÖZLEM GÜVEMLİ Hayatımız cehenneme döndü normalleşti Başbakan nemalanıyor Başbakan Erdoğan’ın meydanlarda eşini yuhalatmasını eleştiren baba Elvan, şöyle konuştu: “Türkiye’nin her yerinden insanlar Berkin’i yolculadılar. Biz şu anda yalnızca Berkin’in annebabasıyız. Berkin, şu an vicdanı olan herkesin çocuğu, o artık unutulmayacak. Başbakan bu durumdan nemalanıyor. Berkin’i toprağa verdiğimiz gün, burada başka bir vaka daha yaşandı, Burakcan bilerek katledildi. Babası Halil Ağabey ile görüştüm. Biz Halil Abi ile onların amaçlarının önünü kestik, kardeşi kardeşe katlettirmeyiz. O aileyi biz anlarız. Başbakan anlamaz.” Gezi eylemlerinin ilk günlerinde kaybettiğimiz 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümünün üzerinde geçen bir yılda ailenin acısına acı eklendi. Geçen yıl Ümraniye Site Mahallesi’ndeki mütevazı evlerine gittiğimizde oğlunun fotoğrafına sarılarak bize poz veren anne Fadime Ayvalıtaş da artık aramızda değil. Şimdi baba Ali Ayvalıtaş ve oğlu Muharrem Ayvalıtaş, Fadime Ana’yla Mehmet’in fotoğraflarına sarılıyor. 6 ay arayla hem oğlunu hem hayat arkadaşını kaybeden Ali Ayvalıtaş, hayatlarının bir yıl içinde cehenneme döndüğünü söylüyor. 2 Haziran gecesi Ümraniye’de TEM Otoyolu’nu kapatan eylemcilerin üzerine aracını süren kişi, 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş’ı hayattan kopardı. Bugüne dek sadece 3 duruşması görülen davada hiç tutuklu sanık yok. Anne Fadime Ayvalıtaş da oğlunun ancak iki duruşmasını izleyebildi. 13 Aralık 2013’te geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Fadime Ayvalıtaş acısına dayanamadığı oğlunun yanına gömüldü. Yaşadığı iki büyük kaybın acısına dayanmaya çalışan baba Ali Ayvalıtaş, son bir yılda yaşadıklarını gazetemize anlattı. Ayvalıtaş, hayatlarını altüst eden olaya kadar kendi hallerinde bir hayat sürdürdüklerini dile getirerek “Herkes gibi güle oynaya yaşıyorduk, çoğu kişiyi imrendiren bir hayatımız vardı. Kendi halinde kimseye zararı olmayan insanlardık. Çocuklarım bir saat gecikse nerede olduğunu, neden geciktiğini bilirdim. Bir kuru ekmek yiyorduk ama hayatın tadı vardı. Hayatım sürekli film şeridi gibi gözümün önünde...” diyor. Okulu bırakıp pazarda kendisine yardım eden oğlundan gururla bahseden Ayvalıtaş, “Mehmet ablasından da ağabeyinden de daha iyi bilirdi evin sorumluluğunu. O benimle pazara çıktığı için paranın nasıl zor kazanıldığını biliyordu. Sadece bana değil pazardaki herkese yardım ederdi. Çok güzeldi hayatımız geçen yıla kadar. Ama hazirandan sonrasını sorma... Bizim hayatımız allak bullak oldu, hayatımızı cehenneme çevirdiler” sözleriyle özetliyor geçen son bir yılını. Nefret l Mehmet’in üniversite öğrencisi ağabeyi Muharrem Ayvalıtaş da art arda yaşadığı iki büyük kaybın acısıyla baş etmeye çalışıyor. Ayvalıtaş duygularını şöyle dile getiriyor: “Yaşadığımız büyük bir nefret ve baskı var. Sınıf arkadaşlarımda bile görüyorum bu nefreti. İnsan ölmüş çocuklara neden saldırır? AKP’li güruhta bizim kardeşlerimize yönelik bir nefret var. Benim sınıf arkadaşım ‘Geberdilerse geberdiler’ diyebiliyor. Artık kötülük, nefret normalleşti. Acılarımız bizi birleştirmiyor daha da parçalıyor. Geçen zaman bize daha fazla acıdan başka bir şey getirmedi. Katiller hâlâ dışarıda. Adaletin yerini bulacağına dair küçük de olsa bir umudum var ama çok zor.” ailesi çok fazla istememiş. Ali Ayvalıtaş, “Mehmet ‘Ben gidip askerliğimi yapacağım, memleketim için şehit olacağım’ diyordu. Annesiyle benim dilim bağlanır, bir şey diyemezdik. İçinden mi gelirdi bilmiyorum. Annesinin de benim de gönlüm yoktu askere gitmesinde. Ama gönüllü gitti yazıldı” diyor. Oğlundan 6 ay sonra hayat arkadaşını kaybetmenin acısını yaşayan Ayvalıtaş, eşinin o güne kadar hiçbir sağlık sorunu yaşamadığını belirtiyor. Ali Ayvalıtaş, “Ben kalp hastasıyım. Fadime çok korkuyordu. ‘Mehmet’ten sonra sen de ölürsen perişan oluruz, git ameliyat ol’ diye baskı yapıyordu. Ben kararımı vermiştim, ameliyat olacaktım. Ama tersi oldu. Eşimi kalp krizinden kaybettim. Sonra ben de ameliyat oldum, 4 damarım değişti” diyor. l Son Anneler Günü hediyesi Mehmet’in ölümünden 3 ay önce bir lokantada komi olarak çalışmaya başladığını belirten Ayvalıtaş, oğlunun son günlerini şöyle anlatıyor: “İşlerimiz AVM’ler yüzünden bozulmuştu, gittikçe içeri giriyorduk. Mehmet ‘2 öğrenci okutuyorsun, tezgâh dönmüyor. Ben askere yazıldım. İşe gireyim, askerdeyken sana da yük olmam’ dedi. Yalnız olduğum için bırakmak istemiyordum ama sürekli borçlarımız artıyordu. Mehmet bunu gördüğü için işe girdi. Başta kızdım ama doğrusunu yapmıştı. İlk kazandığı parayla annesine Anneler Günü’nde elektrikli süpürge aldı. O da son hediyesi oldu.” Mehmet daha muayenesine 3 ay varken gönüllü olarak askere gitmek için başvuruda bulunmuş ama l İnsan yerine koymuyorlar Yargılama sürecinde yaşananları da eleştiren Ayvalıtaş tepkisini şöyle dile getiriyor: “Hâkim, bizimle, Türkiye’yle, dünyayla dalga geçiyor. Bizim adaletten başka sığınacağımız bir yer mi var? Yok. Bugüne kadar bir arpa boyu yol alamadık. Ali İsmail Korkmaz’ın davasına gittim en son, hâkim ve savcı dört dörtlük. Salon büyük, insanlara baskı yok. Bizim davada heyet bize çok kötü davranıyor. Bizi ciddiye almıyor. Suçlu biziz sanki... Sonunda bizi asacaklar galiba. Keşke assalar da kurtulsam, bu tramvaları yaşamam en azından. Her duruşmada biz tekrar tekrar ölüyoruz. Biz onlardan medet bekliyoruz, onlar bizim yangınımıza sürekli benzin atıyor.” ‘Rüyalarımda Berkin’i görüyorum’ Berkin’in mezarına haftada en az 3 defa gittiğini söyleyen baba Elvan, sık sık da rüyasında gördüğünü söyledi. Gezi’de yaralanan ve bedeller ödeyenler için Gezi’nin farklı bir anlam taşıdığını kaydeden Elvan, “Dileğimiz başbakanımızın da özgürlükçü ve demokrat bir kişi olmasıdır. Umarım bu yıl biber gazsız bir anma olur. Bundan sonra hiçbir çocuğun, hiç kimsenin burnunun kanamasını istemiyorum. Demokrasinin olmasını istiyorum” dedi. ‘Direnişin simgesi kadınlar oldu’ ALİ AÇAR Taksim Dayanışması bileşenlerinden olan CHP’nin İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, Gezi Parkı gösterilerinin ardından toplumun muhalif kesimlerinin kendine olan güveninin arttığını, Türkiye’de gerçek anlamda demokrasinin yerleşebileceği noktasında da umut ışığının doğduğunu söyledi. Kadınların bu direnişte ön saflarda yer alarak simge olduğunu anlatan Salıcı,“Geriye dönüp baktığımızda 9 kişi yaşamını yitirdi. Bu direnişin simgesi ise kadınlar oldu. Toplumun her kesimi iktidara yaşam tarzına müdahale ettirmeyeceğini açıkça söyledi. Gezi’nin 1. yılında çok dikkatli davranılmalı ve iktidarın çatışmacı ortamına düşülmemesi için dikkatli davranılmalı” dedi. İktidarın toplumun her türlü itirazına karşı “Ben yaparım” diye dayatması sonucu toplumsal tepkinin ortaya çıktığını belirten Oğuz Kaan Salıcı, “Emek Sineması’nda sanatçıların dövülmesi, 1 Mayıs’ta Taksim’in yasaklanması, insanların yaşam tarzına açıktan müdahale edilmesi ve en son Gezi Parkı’na Topçu Kışlası projesi toplumun patlamasına neden oldu. CHP’de bu tepkinin ortaya konmasında yer alan Taksim Dayanışması bileşenlerinden sadece birisi oldu. Ama hiçbir zaman sürecin önüne geçen, kendi protestolarını dile getirmek isteyen insanlara ‘CHP size abilik yapacak’ diyen noktada olmadık. CHP yurttaşlarımızın içinde ve yanında yer aldı. muhalefet partilerinin de o süreçte alması gereken bir ders ortaya çıktı ve CHP bu dersi kendi payına almış oldu” dedi. Başbakan kutuplaşmayı arttırdı Gezi’de bir araya gelmesi mümkün gibi gözükmeyen grupların bir araya gelerek iktidarı rahatsız ettiğini kaydeden Salıcı, “Hiçbir araya geleceği düşünülmeyen grupların bir arada olması iktidarı ürküttü. Bunun ardından hep yalana başvurarak camide içki içildiği, türbanlı bir yurttaşımıza saldırıldığı yalanları ortaya atıldı. Aradan 1 yıl geçti hani camide içki içenler nerede? Saldırı görüntüleri ne oldu. Başbakan bunu inanç bazlı ve kimlik yönünden kutuplaşmaya götürdü. CHP’nin Gezi’den çıkardığı notlardan biri de toplumun bütün kesimlerinin bir arada yaşayacağı Türkiye’nin kurulmasında yurttaşların es geçilemeyeceğidir” diye konuştu. Gezi Parkı gösterileri ile birçok şeyin de değiştiğinin altını çizen Oğuz Kaan Salıcı özetle şunları söyledi: “Toplumun çeşitli muhalefetinin kendisine olan güveni arttı. Türkiye’de gerçek anlamda demokrasinin yerleşebileceği noktasında da umut ışığı doğdu. Apolitik olmakla suçlanan gençler, kendilerinin de bir politik duruşu olduğunu ve anna babalarından ayrı olarak bu düşüncelerini ortaya koydu. Aynı işyerinde çalışan üst düzey yönetici ve çalışan hiçbir örgütlülük olmadan aynı talepler için ortak alanda buluştular. Açıkçası Türkiye’de bir ilkler yaşandı. Geriye dönüp baktığımızda 9 kişi yaşamını yitirdi ama toplumun her kesimi iktidara yaşam tarzına müdahale ettirmeyeceğini açıkça söyledi. Bu direnişin simgesi ise kadınlar oldu. Gezi’nin topluma artıları da bu yönde oldu.” Salıcı, Gezi’nin 1. yılındaki anma etkinliğinde çok dikkatli davranılması gerektiğini, iktidarın yeni çatışma ortamından kaçınılması gerektiğini vurguladı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle