Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2003 CUMA UGUR MUMCU OZEL EKI Heykeltıraş Ayhan Yılmaz'ın Faîlî Meçhuller Heykeli tPEK YEZDANİ eykeltraş Ayhan Yümaz, Ankara'da bombalı bir suikast sonucu katledilen Gazetemiz Yazan Uğur Mumcu'nun ölümünün 10. yılında, "Mumcu ve katkdikn tüm aydmlar" anısına "FaiMMeçhuIkrHeykeü" yaptı. "Bir kitap sayfasında katledinşin semboİize edildiğT anıtın kaidesi, Mumcu'nun o çok sevdiği şehrin, Ankara'nın taşından yapıldı. Anıtın üst ön yüzeyinde taş kaplamada ise şu yazı yer aldı: a Kimi ölüler bize ne kadar dayakm,yaşayanlannbirçoğu ne kadar da ölu" Daha önce birçok uluslararası sempozyuma ve karma sergiye kaülan, ulusal anıtlara imza atan Yılmaz, bugün açılışı yapılacak olan Faili Meçhuller Heykeli'nin çizimlerine Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfi'ndan gelen talep üzerine başlamış. Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu ve beraberindeki bir heyet tarafından tasanmlan arasından seçim yapıldığını belirten Yılmaz, anıtın üç buçuk metre yüksekliğinde ve yaklaşık bir buçuk ton ağırlığında olduğunu söyledi. Bu anıtın "Aydmhk, özgürhlk, banş, kardeşHk için farkh bir aıüamı olduğunu" ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "Yıuardan beri katkdikn biHm adanu ve aydınlara dair bir göstergeobn kitap veldtap sayfası üzerinden bir tasanm yaptım. Heykel, bir kitap sayf asınm belki bir patiamayla parçalararakyırtıhpnıgösterİYor.Bir sayfanm iki parçaya aynhna UĞUR MUMCU'NUN ALBÜMÜNDEN H sı, aynhrken orta noktada de fıgürü sembonze eden bir çizgüenme söz konusu oluyor. Anıtfldana parçadan oluştuğu için de ortadaki boşluk, gökyüzüne doğru bir uzam oluştumyor ve bu uzam da ashnda sonsuzhığa gkttşi sembofize edhw. Heykekkki figur geriye doğru bükülmüş durumda. Bu geriye doğru bükülüşde bir tur katkdffişi de simgeüyor. Dolayısıyla bu, 'Uğur Mumcu' adı altmda yapdan ama onun öncesinde ve sonrasmda katkdikn tüm aydınlan, tüm faili meçhufleri işaret eden bir anıt" Kendisı gibı genç heykeltraşlann "çağuı esprisini yan sıtan tasanmlar yapması gerektigni" düşünen Yılmaz'ın Mersin'de, Antalya'da ve îstanbul'da da şehir girişlerinde anıtlan bulunuyor. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü öğreüm görevlisi Ayhan Yılmaz'm yedinci kişisel sergisi de lstanbul'daki İş Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi'nde açıldı. Yılmaz, son 67 yıl içinde üretnği heykellerden bir seçkinin yer aldığı sergide. malzeme kullanımı açısından da yeni esprilerin arayışı ve deneysel çalışmalann yer aldığını söylüyor. Yaklaşık 70 heykelin yer aldığı sergıdeki yapıtlannda daha çok Anadolu kultürüne göndermelerde bulunan Yılmaz, "Gdzfigürüveboğakültüyk ilgüi göstergeleri ağırhkb olarak kuDandun. Duvariardaki küçük röry ef t a r a ve kolaj t a r a işkrim de ashnda bir tür büyü nesnekri gibi düşündüğüm yahyrnylar" diyor. Heykeh "bir ışık, bir ses ve enerü" olarak tanımlayan Yılmaz, "Bence heykel bulunduğu mekânı değiştirebihneK, etkikyebUmelL Oranm atmosferine kendi gücünü yayabilmelL Çünkü heykel ashnda görsel ama görsel olduğu kadar o enerjisinin ıştğau da yayabflmeü" diye konuşuyor. Mumcu Parkı'nda bir anıt A NKARAHeyketoraşAyhanYümazmFaaMeçhuDer Anıü" bugün Çankaya Beledıyesı tarafindan Uğur Mumcu'nun Sokağı'nda yapılan "Uğur Mumcu Paria"nda açılacak. Heykeltıraş Yılmaz, anıtın Uğur Mumcu ve onun gibi katledilen insanlan semboİize ettiğini belirtti. Bir kitap sayfası şeklinde düşünülen genel kompozisyonda orta boşluğun sınır çizgilerinde somutlaşan fıgürün biçimsel olarak geri doğru yönlendirildiğini kaydeden Ayhan Yılmaz, "Bu figür, bu anhunda sonsuzhığu, yüksetip gidişi ifade etmektedir. konuya dair imgekrin bir sayfa üzerindego^seOe^betimlenmesiyk birtikte simgesel anlamda bir bütünHik yakalanmaya çahşdmıştn*" diye konuştu. Mumcu'nun teröre bakışını konu alan belgesel izleyiciyle buluşuyor A NKARA Uğur Mumcu'nun teröre bakış açısı, ölümünün 10. yılında bir film ile belgelendi. Adalet ve Demokrasi Haftası'nın son günü olan 31 Ocak günü Şinasi Sahnesi'nde düzenlecek olan etkinlikte ilk kez gösterime girecek olan belgeselin metni tümüyle Uğur Mumcu'nun yazı ve konuşmalanndan derlendi. TüHn Eraslan'ın yönetmenliğinı, MetihFehmiTathcan'ın yönetmen yardımcılığım üstlendiği belgeselin görüntü yönetmenliğini Can Ankarah üstlendi. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfi'nın, Kültür Bakanlığı ve TRT'nin katkılarıyla gerçekleştırdığı belgeseli ErdalKüçükkömürcü ve Tülay Bursa seslendirdiler. Filmdeki canlandırmalarda ise MehmetUlay oynadı. Belgesel, Uğur Mumcu'nun düşünsel gelişimini büyük ölçüde etkileyen 1960'lardan başlayarak Türkiye'de gelişen terör olaylannı adım adım işliyor. 12 Mart, Türkiye'de binlerce kişinin ölümüne neden olan 1970'li yıllar boyunca gelişen olaylar, 12 Eylül, silah ve uyuşturucu kaçakçıhğı, Asala ve PKK terörünün de ele alındığı belgesel yaklaşık 30 yıllık bir yakın geçmişi konu ediniyor. Fihnin yönetmeni TüKn Erslan, belgeselin Uğur Mumcu'nun 10. yılında kendisini anmak için hazırlanan bir film olduğunun altını çizerek, şunlan söyledi: "Belgesel, aynı zamanda Uğur Mumcu'nun yazüan ışığmda yakm geçmişhnizi anlatan bir dönem fihnidir. Yaşanan acılar \t terör olaylarmdan kesiüer veren bu film, hazuianmakta olan belgesel dizininükbölümüdür. Bu proje, ülkemizde yaşanan terör olaylarmı irdekmek ve yakm tarihimize ışık rutmak amacıyhı hazuianmaktadır. Bu dizi belgeseDe; geçmişte vaşanan acüan tazekmeyi değil, toplumsal beDeğimizi, beigesefler araahğıyla diri tutmayı sağlayarak önümüzdeld günkre daha sağhkh ve sağduyuhı kararbuiar verebikcek düşünme zeminkri oluşturabumeyi amaçhyonız. Bu fOm için MilH Kütüphane'de yaklaşık 40 yılhk bir gazete taramaa ve çekünkri yapudL Küttür Bakanhğı \« TRT arşjvkrinden çok sayıda arşrv görüntüsü tarandı ve kuflanıkh." Ben Atatürkçüyüm. Ben cumhuriyetçiyim. Ben laikim. Ben anîiemperyalisüm. Ben bağımsız Türkiye 'den yanayım. Ben özgürlükçüyüm. Ben insan hakları savunucusuyum. Ben terörün karşısındayım. Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Öyleyse, vurun parçalayın! Herparçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır. DOSTLARI UĞUR MUMCU'YU ANLATIYOR ATATÜRK ARKADAŞIM KERİM AFŞAR (Tiyatro sanatçısı) Kimiokul arkadaşıdır, ldmi asker arkadaşı. Mumcu, benim Atatürkarkadaşınıdı. Sanınm dostiuğumuz 1960'h yıllann başlanna davanıyor. Ben 27 Mayıs devrimmden sonra Atarürk'ün büyük nutkunu günümüz Türkçesi>1e Ankara Radyosu'nda okurken, o, daha öncekri Yön, sonra Devrim dergishıde tşıma\a başlanuşü. Sık sık Yön dergisini çıkaran rahmetö Doğan Avcıoğlu'nun bürosunda karşılaşıyorduk. Sonra Cumhuriyet'teki yülar. Ben, bOmem neden Uğur Mumcu Ha hep Mumcu diye hitap ettim. Acaba bu Mumcu'nun mumu bildiğimiz mumlardan değil 4e ondan mı? Bu mum, yauuz kendi dibini değil, çev^ resini a\ dınlaüyordu. Erimiyor, bükülmüyor, tükenmiyor, üffedikçe parhyon söndürmeye yeK tendikçe gözkri kamaşbnyor, karanhkta çahşanlan öfkekndirryor, karanhk güçleri çileden çıkarryordu. Ama mumun ışık gücii artıkça arnyordu. Öyk Id, artık Mumcu bik bunu önle\emiyordu.Kendisi için ne kadar tehfikeh* olduğunu bik bik Muhsin Ertugrul, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlah, Nadir Nadi'den sonra kaybettiğimiz ödünsüz Atatürk arkadaşım sevgiH Mumcu, kbn suçhı? KatiDer maşa, kirahk elkr asıl suçlular. Atatürk Uke ve devrimlerinden özeüikle laikük ilkesinden durmadan ödün veren gelmiş geçmiş tüm iktidarlar partikr, h'derler, bireykr hepimiz. Giderek toplumumuzun gözü kulağı beyni vkdanı olan bu ışığı taşıyamadık. Mumcu'yu ağıt yakışmıyor. Yazıkianmak acımızı eksütmrvor. Sadece cenazesuün ardmdan değil, ödünsüz Atatürkçü Mumcu'nun onurhı yolunda hep birtikte vürüyetim. SUSMA KONUŞ PAŞA KONUŞ M. EMİN DEĞER (Hukukçu) 24 Ocak'ta gerçekleşen suikasttan sonra, Mumcu'yu sevenlenn, seslerini ve öfkelerini yükselttikleri günlerde, zamanın devlet büyükleri de birbirlenyle yanşırcasına övgü ve anılarını dile seslendirirken failin bulunmasını namus borcu saydıklan kamu oyunca bilinmektedir. Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş de, "Onu çok severdim, küçükken komşuyduk, kucağıma oturur konuşurduk" sözleriyle o kervana katılanlardandı.. Suikasttan on gün kadar önce Harp Akademilennde, kendısımn ricasıyla verdiği konferans sonrası ayakta 5 dakikadan fazla alkışlanan Uğur Mumcu için, anılarını bu sözlerle konuşturan Org. Güreş emekliye aynldığmda kendisiyle Cumhuriyet gazetesi adına bir söyleşı yapılır. E\xen Değer, söyleşinin sonunda, Mumcu suıkastına değinir ve olayın failınin yakalanmasım namus borcu sayanlardan biri olduğunu da vurgulayarak Güreş'ın, o denlı sevdiği Uğur Mumcu suikastı üzerinde düşüncelerinı de almak ister, ve sorar: "Uğur Mumcu suikasü hakkmda ne dersniz?" "Rahmeth' Uğur Mumcu'yu çok severdim. Bir lafi vardı onu hiç unutmam: Bilgi sahibi ohnadan fildr sahibi ohınmaz. Ben onu küçüldüğünden tanmm. Ben Teğmen iken gefir kucağuna otururda Çok se\ erdim. Onun ötümü benim için gerçekten onanhnaz bir >^radır" Emeklı orgeneralin yanıtı, yeni sorulara kapı açacak türdendır. Aslında sorunun yanıh da değildir. E\Ten Değer, devletin tepelerinden birisindeki. bu Uğur Mumcu sevgisıni coşkuyla dile getiren eski komutanla yaptığı söyleşiyi yeni sorularla sürdürmek ister. Bunu yaparken de, ondan çözüme açılacak bir yanıt geleceği umudundadır. Öyle ya o sevgi dolu sözlerin boş olması düşünülebilır mı? "Katifleri neden buhınmadı?»" Doğan Paşa bu soruyu ilgisiz sözlerle geçıştirmek ıster ve geçıştirir de: " O konuya girmek hiç girmek istemiyorum. Onun ölümü büyük bir yaradu." Nasıl demezsiniz, Hoppala! Kimi kez halkın o sağduyusuyla söyleyiverdiği o sözön tam yen değil mı? Sen hem küçüklüğünde kucağuıa alıp sev, Harp Akademilennde Kurmay Subaylannı coşturan ders verdir; dahası "içini yakan bir aa"dan söz et; sonra da "o konuya girmek istemiyorum" diye yan çiz. Oldu mu Paşa! Bu yanıtı Uğur Mumcu'nun eşi GüldalMumcu. Adalet Bakanlığı'na verdiği bir dilekçesınde şöyle değerlendirir: "Bu yanıt bu konuyu bih'yorum ama söykmek istemiyorum anlaımnı Jçermektedir." Biz de soralım, Paşa Paşa, bu denli sevdigin insanın uğradığı vahşet karşısında nasıl susarsın9 Yoksa senin de dılıru bağlayan bağcılar mı \ar? Eğer sen söylersen o bağlar çözülür, ortaya acı da olsa gerçekler çıkar. Senin görevin de bu değil mıdir! Susma susma. konuş Paşa. konuş! BAŞARDILAR MI? PROF. DR. ALPASLÛJSI IŞIKLI Ne "sakmcah pi> ade" olmak, ne şu, ne bu, hıçbır şey Uğur Mumcu'yu yolundan çe\ıremedi. Acaba, tahrip gücü yüksek bir bombanın patlaması, her şeyin sonu olabilır mi? r Önemli olan, öncelikle, genç kuşaklannvegelecek kuşaklann ne düşündüğü, ne düşüneceğidır. Şıddetin her şeyi belırlediğiveölümün herşeyi bitirdiğı yargısı egemen olursa, "sakıncah piyade" yenik düştü demektir. Ancak. "sakmcah pi\ade"yi tanıyanlar, böyle olmayacağını bılirler. "Sakmcah piyade" yakamızı bırakmayacaktır. Ölümsüzlerden olduğunu gösterecektir. Erdemin, yurtseverliğin, insan sevgisinin gücünü. her sabah okuduğumuz günlük yazılanndaki canlıhğıyla, yeniden ve daha büyük bir güçle kanıtlayacaktır. Kapanan bır tarih sayfasının yerine, daha parlak bir yenısi böyle açılacaktır. Çöken bir değerler sıstemınin yerinı, daha sağlam bir yenısi böyle alacaktır.