22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR FUTBOL 31 MART 2009 SALI BAKINCA İSPANYA’NIN ŞAKASI YOK! VOLKAN AĞIR İmparator!.. S ER D AR KIZIK Bu denli kötü bir gününde yakaladığımız İspanya karşısında puan alınamaz mıydı? Maçın ilk dakikalarında özellikle Nihat’la ele geçen olanaklar değerlendirilseydi, ilk yarıda başabaş mücadelenin ardından ikinci bölümde benzer bir tablo sergilenseydi durum farklı olabilir miydi? Olabilirdi? Spor yorumcularının bütünsel olarak değerlendirmesine bakılırsa karşılaşmanın hakkı beraberlikti. Buraya dek yaptığımız değerlendirmeler futbolcularla ilgili. Oysa biz maçın ‘patronuna’ bakmak istiyoruz, yani teknik direktör Fatih Terim’e. Çünkü dünya futbolu gerçeğinin çok ötesinde bir olgudur söz konusu olan... Dünya futbolunda teknik direktörlerin maç sonuçlarına etkisi yüzde 1520 dolayında değerlendirilir genel olarak. Ya biz de? Dünya ölçeğindeki ortalamaları altüst etmekle tanınmış bir yanımız var, birçok alanda. Milli takımın durumu da böyledir kuşkusuz. Terim’in karakteri, bakış açısı ve değerlendirmesinden ötürü Türkiye Milli Takımı’nın aldığı sonuçlarda teknik direktörün etkisi dünya ortalamasının üstündedir, hiç kuşkunuz olmasın. Peki niçin? Konunun iki boyutu var. Biri Terim’den kaynaklanan, diğeri Terim’in dışında kalan. İlkinden başlayalım. Terim’in eleştirileri, değerlendirmeleri dikkate almayan, bildiğini okuyan bir yanı var. Egosu, bu düzeyde görev alan meslektaşlarına göre çok yüksek. Öyle ki aklına yatsa bile salt genel bir eleştiriyle karşılaşmasından ötürü tersini yapabiliyor. Bu durumda kamuoyu diyor ki: İnatçı... Bildiğini okuyan... Sürprizleri seven... Cesur... Risk alan... İddialı... Şaşırtıcı... Kışkırtıcı... Büyük düşünen... Bu özellikler piyasaya yeni çıkan bir ürün için dikkatli ve geçerli sayılabilir. Ya milli takım direktörü için? Sorunun yanıtı en azından çelişkili soru işaretleriyle bezelidir. Saydığımız ya da saymadıklarımız özelliklerinden ötürü kendisine bazıları ‘imparator’ diyor. Benzer bir değerlendirme Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için de dile getiriliyor, onun için anımsayın ‘son padişah’ pankartları açılıyor. Sosyolojik olarak Terim ve Erdoğan’ın benzerlikleri bir inceleme konusu olsa ilginç sonuçlar alınacağı kanısındayım. İki liderin de toplumsal olarak bir karşılığı var ama iş uluslararası arenaya gelince durum değişiyor, gerçeklik belirleyici oluyor. Gelelim ikinci konuya. Dikkat ettiniz mi? Gerek kadro seçimi olsun gerek oyun taktiği olsun Türkiye’de Terim’i eleştirme cesareti gösteren hiçbir teknik direktör yok. Peki niçin? Kendi alanı olmasına karşın birçok teknik direktör Terim’i eleştirmekten kaçınıyor. Ne söylüyorlar? “Terim’in mutlaka bir bildiği vardır...” Oysa Terim de her insan, her teknik direktör gibi bazı yanlışlıklar yapabilir. Örneğin bana göre hem kurduğu kadro hem de İspanya karşısındaki taktik anlayışı yanlıştı Terim’in. Emre gibi artık tükenmiş, İspanya maçında da hiçbir varlık gösteremeyen, boğaz kesmeye, kafa koparmaya meraklı bir oyuncuyu kadroya almasından da belli. İspanya karşısında alınan sonuçta Terim’in etkisi büyüktür. Sonuç olarak dünyanın geldiği nokta, çağın gerekleri imparatorları ve padişahları dışlıyor... Gerçeklerin üstü ancak bir dönem örtülebilir... İ Guardiola ve Kiko gibi genç ve yetenekli jenerasyonla katıldığı ilk turnuva olan 1992 Barcelona Olimpiyatları’nda altın madalyaya çinde bulunduğumuz yıl içinde 100. yaşını uzandı. Clemente’le 31 maç üstsüte kutlayan İspanya Futbol Federasyonu ‘yenilmezlik’ serisi yakalayan takımı 90’larda önderliğindeki İspanya Ulusal Takımı, 2008 oynadıkları büyük turnuvalarda da şanssızlıklar yazında İsviçre ve Avusturya’nın ortaklaşa yakasını bırakmadı. 1994,1996, 2000 ve 2002 düzenlediği Avrupa Şampiyonası’nda kupayı şampiyonalarına çeyrek finallerdeki tartışmalı kazanarak tarihinde ilk kez FIFA dünya maçlarla veda eden ‘Kırmızılar’, 2004’te ilk sıralamasında 1. sıraya yükseldi. Hiç Dünya turda ve 2006’da ise 2. turda finalist Fransa’ya Kupası kazanmadan FIFA dünya sıralamasında 31 mağlup olarak kupaya veda etti. Takıma zirveye çıkan İspanya Ulusal Takımı’nın futbol en başarılı yıllarını yaşatan Luis Aragones’le tarihi hep hayal kırıklıklarıyla dolu... İlk resmi son Avrupa Şampiyonası’nı kazanan İspanya, maçını 1920’de Belçika’da düzenlenen 1992 ve 1998’de yakalanan Olimpiyat Oyunları’nda jenerasyonlardan sonra en başarılı Danimarka’yla oynayıp 10 kazanan futbolcu topluluğunu 2006’dan beri BİR KEZ ‘Kırmızılar’, oyunları gümüş yakalamış durumda. Takıma kısa, madalyayla tamamladı. Uruguay’da DEVİRDİK hızlı, çabuk ve derinlemesine paslarla 1930’daki ilk Dünya Kupası’na 1954 2009 yılları oynama felsefesini oturtan katılmayan ‘Boğalar’, 4 yıl sonra arasında 9 kez Aragones’in yerine getirilen Vicente İtalya’daki Dünya Kupası’nda çeyrek karşılaştığımız del Bosque ise aynı oyun düşüncesi finalde ev sahibine boyun eğdi. İspanya’yı sadece ve oyuncu kadrosunu bozmamayı Sonraki uluslarası turnuvalarda bir kez yenebildik; tercih etti. Takım del Bosque’yle 1950’ye dek İspanya İç Savaşı ve 2. 4 maçı çıktığı maçlarda 8’de 8 yaparken 16 Dünya Savaşı nedeniyle boy kaybederken, 4 gol atıp sadece 1 gol yedi. 2008’deki göstermeyen İspanyollar, 1950’de maç da Avrupa Şampiyonası’nda İspanya’nın Brezilya’daki Dünya Kupası’nı 4. beraberlikle kadrosunda yer alan Puyol, sırada bitirdi. Ancak 1962’ye dek sonuçlandı. Fabregas ve Iniesta gibi kilit düzenlenen hiçbir turnuvaya oyuncuların şu anki takımda katılamayarak başarılarını devam bulunmamasına karşın geçen cumartesi ulusal ettiremedi. İlk büyük başarısını 1964’te ev takımımıza karşı oynadıkları maçta oyuncuya sahibi olduğu Avrupa Kupası’nı kazanarak elde değil, sisteme bağlı bir ekip olduğunu eden İspanya, 1984’te Fransa’da düzenlenen gösterdi ‘Kırmızılar.’ İspanya, 2010 Dünya Avrupa Şampiyonası’nda ikinciliği elde edene Kupası Elemeleri’nde topladığı 15 puanla dek 3 Avrupa, 2 de Dünya Kupası’na şimdiden ‘finallere ismini yazdırdı’ diyebiliriz. katılamadı. 1966, 1978 ve 1982’deki dünya Bu durumun İspanyollar üzerinde yaratacağı kupalarına da şanssız bir şekilde veda ettiler. rahatlamayı lehimize çevirip ilk maçın ilk Meksika’daki Dünya Kupası’nda ise Eric yarım saatindeki performansımızı Gerets’li Belçika’ya çeyrek finalde penaltılar sergileyebilirsek, 1 Nisan’da Ali Sami Yen’de sonucu elendi. İspanya, takımın başına oynanacak mücadeleyi neden 1992’de geçen İspanyol Javier Clemente’le kazanmayalım? eldeki Luis Enrique, Albert Ferrer, Abelardo, 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle