Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A D I M A D I M CAN İŞBAKAN E U R OL E AG UE F.Bahçe Ülker’e neler oluyor? S on günlerde Fenerbahçe Ülker’e bir şeyler oldu. Sarı Lacivertliler kesinlikle daha ‘takım gibi’ oynuyor. Herkes daha olumlu katkı veriyor ve bazı ‘takıntılar’ kenara bırakılınca büyük galibiyetler de peşi sıra geliyor. Mesela... Cibona Zagreb gibi evinde müthiş performans gösteren, burada Maccabi, Olympiakos, Siena gibi takımları yenen bir takımı onca Hırvat seyirci önünde devirmek her yiğidin harcı değil. Evet, F.Bahçe Ülker’de iyi giden bir şeyler var. Bu kesinlikle Green’in biraz daha verimli olması, Giricek’in sakatlığının izlerini üzerinden atması, Mrsic’in savunma direncini arttırması ve Mirsad’ın olağanüstü perfromansıyla alâkalı... F.Bahçe Ülker genç bir takım. Ancak hep beraber oynadığı zaman etkili olabiliyor. Ve seyirci, enerji gerekiyor bu yüreğiyle oynayan takıma. Bu nedenle Cibona Zagreb’le Abdi İpekçi’de oynanacak maç çok önemli. Eğer kazanırsa Sarı Lacivertli temsilcimiz CSKA Moskova maçı ‘final’ havasına bürünecek. Yeter ki seyirci doldursun Zeytinburnu’ndaki basketbol mabedini. Çünkü buna çok ihtiyacı var F.Bahçe Ülker’in... Yabancıya verilen değer G eçen hafta bu sayfalarda Pamesa Valencia’da forma giyen ulusal oyuncu Ermal Kurtoğlu’nun röportajına yer verdik. Ermal’in yakındığı konu çok ilginçti. Yabancı oyuncuların zaman zaman koçlarına kötü sözler kullandığını ama buna karşın oynadığını, taraftarın verdiği ‘aşırı’ ilginin Türk oyuncunun değerini düşürdüğünü ortaya koydu başarılı oyuncu. Buna çok benzer bir örnek yaşandı İsrail’de... Maccabi Tel Aviv’in Porto Rikolu yıldızı Carlos Arroyo, takımının lig maçında yedek bankında otururken güldüğü, karşılaşmayla ilgilenmediği ve ardından kendisini uyaran takım menajerine, “Sen kimsin? Ben NBA oyuncusuyum. Benle konuşurken sözlerine dikkat et” deyince kıyamet koptu. Arroyo hemen kadro dışı bırakıldı. İsterse gökteki yıldızdan daha parlak olsun. Umursamadı İsrailliler... Hemen verdiler gözdağını. Örnek olsun bizimkilere. Bazı koçlarımız ise küfür eden oyuncularına ceza verilmesine haksızlık gözüyle bakıyor hâlâ... Uyanalım artık. Esiri olmayalım yabancı oyuncunun. BAYAN BASKETBOL SERDAR GÜREL 10 TBMM’ye sevk edilme aşamasına gelen ‘Gençlik ve Spor Kulüpleri Kanun’ tasarısının 16. maddesi belediyelerin başta futbol olmak üzere profesyonel branşlara para aktarmasının önüne geçiyormuş! Futbolda böyle bir kaynağa ihtyaç var mı bilmiyorum ancak basketbolda, özellikle bayan basketbol liglerinde yer alan belediye takımları bu ligler için en azından kısa vadede vazgeçilemez durumdalar. TBBL’de yer alan 4 belediye takımının (Mersin Bşb., Tarsus Bld., Ceyhan Bld. ve Burhaniye Bld.) bu yasa kapsamında kapandığını ve zaten 11 takımla oynanan ligin 7 takıma düştüğünü düşünelim bir an için. Ne olur ki yerlerine TBB2L’den takım çıkar dediğinizi duyar gibiyim, ancak TBB2L’de 4 belediye takımı bulunduğunu ve bunlardan 2 Yasaklar tanesinin (Kocaeli Belediyesi ve İzmir Bşb.) şampiyonluğun en güçlü adaylarından olduğunu hatırlatmak isterim. Üstelik bölgesel ligde yer alan takımlardan da 4 tanesinin belediye kulübü olması sanırım belediye takımlarının bayan basketbolumuz için ne denli önemli olduklarının bir ispatı niteliğinde. Umarım bu tasarı bu haliyle yasalaşmaz ve emekleme devresini atlatarak kendi ayakları üzerinde durma mücadelesi veren bayan basketbolumuza çelme takmaz, zira kanun tasarısı yasalaştıktan sonra belediye kulüplerinin 1 sene içinde kararı uygulamak zorunda olmaları geçiş döneminin sağlıklı atlatılmasının önündeki en büyük engel durumunda. Dileğim odur ki; bu kanunun sonuda büyük bir kararlılıkla bir gecede meclisten geçirdikleri ancak geçiş sürecinin iyi hesaplanmaması ve kanunda yer alan bazı abartılardan ötürü iş uygulamaya gelince aynı kararlılığı gösteremedikleri ‘sigara yasakları’ na benzemez. Zira hâlâ hastane bahçelerinde bile sigara içenlere kimse müdahalede bulunmuyor, kanundan doğan herhangi bir yaptırım uygulamıyor. 14 Şubat günü yitirdiğimiz babam Mehmet Taner Gürel’in vefatı nedeniyle üzüntülerini ve başsağlığı dileklerini bildiren tüm okurlarımıza ve dostlara sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Tüm yazdıklarımı ve yaptıklarımı ona adamaya devam edeceğim.