Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR OLIMPIYAT 26 AG^USTOS 2008 SALI BAKINCA İthaller Mithaller S ER D AR KIZIK Çin’in gücünü öne çıkardığı Olimpiyatlar tam bir spor şöleni. Özellikle yüzmede ABD’li Michael Phelps’le atletizmde Jamaikalı Usain Bolt, olağanüstü başarılarıyla tarihe geçti. İki sporcu da yeryüzünün en tanınan isimleri arasına girdi. Türkiye açısından alınan sonuçlar ortada. Toplamda 8 madalya kazandık. 1948’de Londra’da 12, 1960’ta Roma’da 9, 2004’te Atina’da 10 madalyamız var oysa. Türk sporu atılım içindeymiş!.. Tablo ortada. Sporumuzda da egemen olmaya başlayan dinci yaklaşım kendini ithal madalyalarla kurtaramaz. Olimpiyat kürsüsünde AyYıldızlı formayı giyen bir sporcunun İstiklal Marşı’nı bile söyleyemeyenini ben ne yapayım? TV kameralarına tek bir cümle Türkçe konuşamayan Ramazan Şahin’den bana ne... Altın madalya almışız, geçiniz!.. Kimse kusura bakmasın, bir Türk yurttaşı olarak ithal madalyalara sevinemiyorum. 70 milyonluk bir ülke ismini ithal sporcularla duyuracaksa varsın duyurmasın... Bir ülkenin yıllardır doğru dürüst bir spor anlayışı, sporcu yetiştirme planı ve programı yoksa, bastırsın parayı istediği kadar üst düzey sporcu ithal etsin, madalya kazansın, sonuç nafiledir. Gelelim futbola... Özledik doğrusu. Ne de olsa futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz. Efendim burada da Olimpiyatlar’daki manzaradan farklı bir görünüm yok. Maşallah özellikle 3 büyüklerimiz hatta Anadolu kulüpleri bile kurtuluşu ithallerde arıyor. Aynı değerde, aynı kumaşta 2 sporcudan yabancı olanı kadroya giriyor, yerlisi dışarıda. Liglerin gol kralı olmak bile yetmiyor. Baksanıza Fenerbahçeli Semih yıllardır yedek kulübesinde tutuldu. Başarısı, yaptıkları, golcülüğü ortadayken bazı spor yazarları bile utanmadan “yedek golcü” sıfatını taktılar ona. Parası kadar konuşan kulüp başkanlarının yabancı hayranlığına ne demeli? Bazı spor yazarları(!) 70 milyonluk ülkede niçin kaleci yetişmediğini sorgulayacaklarına her takıma, özellikle şampiyonluğa oynayanlara “ithal kaleci” öneriyor. Yabancı kaleci olmazsa şampiyonluk gelmezmiş. Türk sporu ithallerle bir yere varamaz... 4 Filede kardeş payı ALEV ANAKÖK 008 Pekin Olimpiyat Oyunları beklenildiği gibi açılışıyla, rekorlarıyla, kazananların sevinç gösterileriyle, kaybedenlerin üzüntüsüyle fırtına gibi geçip giderken sporun güzelliklerini yaşamayı ve onlardan keyif almayı bilen bizler için belleklerimizde çok güzel görüntüler bıraktı. Voleybola bakıldığında Brezilya ve Amerika altın madalyaları paylaşırken ilginç sonuçlarla kapanan bir olimpiyat izledik. Özellikle de bayanlarda voleybolun kulelerini barındıran (İlk altının boyları: Gamova 2.02, Merkulova 2.02, Sokolova diğer adlarıyla Kılıç veya Shashkova 1.92, Alimova 1.92, Estes bilinen ismiyle Artamonova 1.91 ve pasör Sheshenina 1.81) Rusya’nın çok kötü bir performansla yarı finale kalamaması, Polonya’nın grupta ilk 4’e giremeyerek elenmesi, tecrübeli İtalya’nın çeyrek finalin 5. setinde ABD bloğuna teslim olması, ‘Avrupa voleybolu çöküyor mu’ sorusunu gündeme getirdi. Bu arada bekleneni veremeyen Rusya, İtalya ve Polonya’nın antrenörlerinin İtalyan olması da işin bir başka yönüydü. 2004 Atina’da 1. Çin, 2. Rusya, 3. Küba, 4. Brezilya olmuştu. 2008’de bu 4’lüyü ABD deldi ve bileğinin hakkıyla Rusya’nın yerini aldı. Aslında birçok kişi gibi ben de Amerika’nın final oynamasını beklemiyordum. Ama etkili servis atan, file üstünde çok başarılı olan (iyi blok ve hücum yaptılar) ABD, büyük bir başarıya imza attı. Böylece Brezilya ilk kez olimpiyat şampiyonluğu sevincini yaşarken; 2. ABD, 3. Çin, 4. Küba oldu. Erkeklerde her şey beklenildiği gibiydi. 2004 Atina’nın ilk 4 ekibi (1. Brezilya, 2. İtalya, 3. Rusya, 4. ABD) 2008 Pekin de de araya hiçbir ülkeyi sokmadı. Sadece yerler değişti (1. ABD, 2. Brezilya, 3. Rusya, 4. İtalya). Ancak Amerika’nın bu büyük başarıyı yakalaması hiç de kolay olmadı. A Grubu birincisi olarak çıktığı çeyrek finalde B Grubu 4.’sü Sırbistan’dan 5. sette sıyrılabildi. Sonra yarı finalde Rusya’yı yine 32’yle aştı ve finalde ilk seti kaybetmesine karşın son 2olimpiyat şampiyonu Brezilya’yı 31 yenerek 1988’den sonra bir kez daha altına uzandı. 2 BİRBİRİNİN KOPYASI MAÇLAR İşin kısaca tekniğine gelince; bayanlarda da erkeklerde de genelde takımların oyun sistemleri aynıydı. Sadece Küba 2 pasörünün de aynı zamanda çok iyi hücum etmesi nedeniyle farklı ve güzel bir görüntü verdi. Böyle olunca da maçların çoğu birbirinin kopyası gibiydi. Farkı yaratan ise ekiplerin tekniği kuvvetli bazı star oyuncularının performansıydı. Özellikle erkeklerin mücadelesi adeta güç gösterisine dönüştü. Çok zor karşılanan servislerin dışında kolay sayı getiren smaçların sertliği seyirciyi heyecanlandıran ralli sayılarını oldukça azalttı. Bu da voleybolda topun oyunda daha çok kalması için bazı değişikliklerin acilen yapılması gerektiğini iyice ortaya koydu. Ayrıca pasörlerin orta oyuncuları köşe smaçörler kadar topla buluşturarak skora katkı yaptırma çabalarını keyifle izledik. Bu arada bayanlarda setlerin farklı sonuçlarla bitmesinin en büyük nedeninin çok etkili servisler ve bloktan alınan sayıların fazlalığı olarak ilave edelim. Öte yandan 1 altın, 1 gümüş alan ABD’li oyunculardan David Lee (Halkbank), Salmon Riley (Arkas Bu sezon Ziraat Bankası’nda oynayacak), Gabriel Gardner (İstanbul B.), Tayyiba Haneef (Eczacıbaşı Zentiva), Glass Kimberly ve Nicole Davis’in (Fenerbahçe) ülkemizde forma giydiklerini bir not olarak düşelim. Pekin’de düdük çalan Ümit Sokullu’yu da unutmamak gerekiyor. Dünyanın en iyi ilk 5 hakemi içinde yer alan Sokullu yine birçok maça imza attı. İşte görev yaptığı maçlar... Gruplarda ABDVenezüella (E): 32, ABDKüba (B): 03, PolonyaSırbıstan (E): 31, ABD Çin (B): 32, İtalyaBulgaristan (E): 30, çeyrek final: İtalyaPolonla (E): 32, final: BrezilyaABD (B): 31. EPİRDEN Beach Volley bu hafta İzmir’de sahne alıyor. 23 Ağustos’ta başlayan turnuvada birbirinden zorlu maçlar oynanıyor. 11 yabancı ve 3 Türk takımının katıldığı, ayrıca 9 bin YTL ödüllü turnuva sonunda EPİRDEN Beach Volley’in ‘Prenses’i de belli olacak. Şampiyona sonunda ‘Yılın Oyuncusu’, ‘Yılın En İyi Hücumcusu’, ‘Yılın En İyi Defansçısı’ seçilecek ve ‘Büyük Fair Play Ödülü’ sahibini bulacak.