Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR VOLEYBOL Yılın en başarılı pasörü seçilen Arslan Ekşi şampiyonluğu çok istediklerini ve ulaştıklarını söyledi. 17 HAZIRAN 2008 SALI GÖRÜŞ TARAFTARIN SO¨ZCU¨SU¨YU¨M Taraftarlarla çok konuşulan bir iletişiminiz var... A.E: Taraftarlarla saha içi ya da dışı olsun iyi bir iletişimim var dediğiniz gibi... Takımı ateşliyor olmam hoşlarına gidiyor. Diyebiliriz ki taraftarlarımızın takımdaki sözcüsü gibiyim. Onların ne zaman ne isteyeceklerini takıma yansıtıyorum. Hırsınızla birçok maçta takımı ateşlediğiniz söyleniyor. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz? A.E: Bölgem gereği takımla iletişimim çok önemli. Pasör olduğum için herkesle konuşuyorum. Yenilgiyi kabul etmeyen bir yapım var. Bunu da takımla paylaşıyorum. Olumlu tepkiler alıyorum bu konuda. Ulusal takım hedefleriniz neler? A.E: Bildiğiniz gibi önümüzdeki yıl Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapacağız. Amacım o takımın içinde bulunmak... Kimse inanmıyor ama biz 2009’da seyircimizle birlikte en az yarı final oynayacağız. Sporcularımızda bu kapasite var. Tanıtımda Sporun Yeri FEY Zİ AÇIKALIN ısır uygarlığında ‘eğlence’ anlamında kullanılan ‘swtwt’ yani spor kelimesi, Antik Yunan’da fiziksel antrenman, yarışma anlamlarını da içererek kullanılmaya başlanmış. Milattan önce 780 yılında Eski Yunan’da başlayan olimpiyatlarda spor, yıllar içinde bir güç gösterisine dönmüş. Çıkardıkları sporcuların adıyla anılan siteler, her ne pahasına olursa olsun kazanmak isteyince ilk sporcu dopingi de o devirde başlamış. Sporculara özel yetiştirilmiş danalar kesilmiş, şifalı otlardan besinler yedirilmiş. Antik Yunan’daki turizm hareketinin ne denli canlı olduğunu bilemeyiz, ama günümüzde çok moda bir söylem olan spor yoluyla kent tanıtımının o çağda başladığı kesin!.. 1900’de Paris’te düzenlenen modern olimpiyatların ikincisinde modern olimpiyat fikrinin babası Baron Pierre de Coubertin, sporu Fransa’nın tanıtımında da kullanmak istemiş. Olimpiyatları, o yıl düzenlenen Paris Dünya Fuarı’yla aynı organizasyonda birleştirmiş ve 4 aylık bir süreye yaymış. Sonuçta Fransız İhtilali’nin 100. yıldönümü kutlaması sırasında inşa edilen Eyfel Kulesi’nin gölgesinde kalan olimpiyatlar, başı sonu bilinmez bir organizasyona dönüşmüş. Aynı hata 1904 Saint Louis Olimpiyatları’nda da (ABD) yinelenmiş. ??? Günümüzün spor organizasyonları artık kaçınılmaz bir şekilde o yörenin tanıtımına yönelik olarak da kullanılıyor. En azından parasal desteği sağlarken zorlanmak istemeyen yarışma organizatörleri ya da yaptığı hizmetin büyüklüğünü halkına anlatmak isteyen yerel yöneticiler, federasyon başkanları bu savı ortaya sürüyor. Bir spor şöleni şeklinde geçen, başka aktivitelerle de desteklenip akıllıca ve profesyonelce düzenlenen spor organizasyonları, o yörenin tanıtımına katkı sağlıyor. Sporun sadece organizasyondan oluşmadığı gerçeğinden hareket eden Mallorca, Lanzarotte gibi bazı Akdeniz yerleşimleri, kentlerini spor yapmaya elverişli hale getiriyor. Yumuşak iklim, coğrafi uygunluk, kolay ulaşılırlık, yeterli konaklama olanağı gibi avantajlarını antrenman yapacak kaliteli yollar, spor tesisleri, spor malzemesi ve ekipmanı desteği verecek dükkânlarla tamamlayan bu şehirler, özellikle kış aylarında Avrupa anakarası sporcularının istilasına uğruyor. ??? Spor organizasyonlarının bir kentin tanıtımında rol oynayabilmesi için ismi geçen yarışmanın basın ve yayın organları kanalıyla en geniş şekilde duyurulabilmesinin gerekliliğine inanıyorum. Bir spor organizasyonundan memnun kalan sporcunun kendi çevresine aktaracaklarının tanıtım adına önemli olduğu açıktır. Ama özellikle doğal güzelliklerini öne çıkararak turizm pazarlamasında kullanmak isteyen bir şehrin, çok daha profesyonelce kotarılmış görsel yapımlarla hedef kitleye ulaşmasının daha önemli olduğunu görüyorum. Kent, hangi değerini tanıtımda kullanmak istiyorsa spor yarışmasının içine bunu ustalıkla yerleştirecek profesyonelleri bulmalı ve onları yönlendirebilmeli... Bir başka tehlike de spor yarışması organizatörünün, yarışmanın sadece o beldenin tanıtımını hedeflediğini açıklamasıdır. Sporu ‘araçsallaştıran’ bu davranış düpedüz spora ve sporcuya saygısızlıktır. O sporcunun emeği olmaksızın tanıtım adı verilen aktivitenin de gerçekleşmeyeceğini yönetici bilmelidir. Eşgüdümü tek merkezden sağlanan, modern spor algılaması gelişmiş kişilerle önceden ve titizlikle planlanmış, duyurusu iyi yapılmış, doğru medyada yer alan bir yarışma, istenen tanıtımı mutlaka sağlayacaktır. M << ‘F.Bahçe her şeyim’ C E N G İ Z H A N Ç E L İ K .Bahçe Erkek Voleybol Takımı’nın yıllar sonra yaşadığı şampiyonluk tüm camiayı sevince boğdu. Sarı Lacivertiler son 3 yıldır bu şampiyonluğun geleceğinin sinyallerini veriyordu. Bu 3 yıl içinde takımı ateşleyen, hırsıyla F.Bahçeli taraftarların sevgilisi haline gelen Arslan Ekşi, şampiyonlukla birlikte sezonun en iyi pasörü seçilerek çifte mutluluk yaşadı. Avrupa Ligi hazırlık kampı için ulusal takmda bulunan Ekşi’yle F.Bahçe’nin şampiyonluğunu ve kariyerini konuştuk. Geçen sezon yaşadığınız şampiyonluktan bahsedebilir misiniz? Arslan Ekşi: Bizim için çok büyük bir başarı oldu diyebiliriz. F.Bahçe’ye 3 yıl önce geldim ve bu süre içinde hep zirveye oynadık. Ancak küçük hatalardan dolayı kupaya uzanamıyorduk. Başkanımız ve yönetim kurulu sezon öncesi yaptığı transferlerle bu şampiyonluğu ne kadar çok istediklerini bizlere hissettirdi. Gelen kaliteli yabancılarla da bütünleşerek müthiş bir sezon geçirdik. Bir aile ortamı da oluştu. Sonuçta da başarı geldi. Sezon içinde “Bundan sonra şampiyon oluruz” dediğiniz bir an oldu mu? A.E: Söylediğim gibi hep kupanın ucundan dönüyorduk. Sezon başında artık bunu aşmamız gerektiğini konuşuyorduk F 14 arkadaşlarla. Bahsettiğiniz durum Türkiye Kupası finali sonrası yaşandı. Türkiye Kupası’nı kazanınca artık yıllar sonra Türkiye Erkekler Voleybol Ligi şampiyonluğunu almamız gerektiğini düşünmeye başladık. “Ve artık şampiyon olabiliriz. Bunun da tam zamanı” dedik. Yılın en iyi pasörü seçildiniz. Başarınızın ardındaki sır nedir? A.E: Biz sporcuların performansları dönem dönem inişli çıkışlı olabiliyor. Bazı maçlar gününüzde olup inanılmaz bir oyun sergiliyorsunuz bazen de karşılaşmada hiçbir varlık gösteremiyorsunuz. Önemli olan başarılı olduğunuz grafiği istikrarlı bir şekilde yukarı taşıyabilmek. Ben F.Bahçe gibi büyük bir kulübe geldiğim zaman daha çok çalışmam gerektiğini biliyordum. İlk andan beri çalışıyordum. Şampiyonlukla birlikte bunun ödülünü de aldım. Benim için şampiyonluk da önemliydi. Ama ödüle layık görülmek insanı sevindiriyor. Arçelik’te yıllarca mücadele ettiniz. F.Bahçe’de altın çağınızı yaşıyorsunuz diyebilir miyiz? A.E: Arçelik’te genç bir ekiple çalışıyorduk. Benim de genç olduğum dönemlerdi. Orada voleybol adına çok şey öğrendim. Benim için bir okuldu. Ben çocukluğumdan beri F.Bahçe taraftarıyım. F.Bahçe benim kimliğim diyebilirim. Bu nedenle burada kendimi buluyorum. Sarı Lacivertli formayla gerçek Arslan Ekşi oluyorum diyebilirim.