Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR ALTERNATİF MAYIS SALI Varsıllıktan Yoksulluğa Uzanan Çizgide: İzmirspor Ç Yaş 70, iş bitmemiş E M R E D Ö K E R H ikmet Kandeğdi, atletizmde kazandığı madalyaların sayısını bilmiyor. Türkiye ulusal atletizm takımının da formasını uzun yıllar giyen 76 yaşındaki Kandeğdi şimdi de 20 yıldır aralıksız katıldığı Dünya ve Avrupa Masterlar şampiyonalarında kazandığı 74 madalyayla sporun yaşı olmadığı gösteriyor. 10 yaşında spora başlayan Kandeğdi, atletizm, futbol, basketbol, voleybol, kayak sporlarıyla ilgilendi. Türk ulusal atletizm takımının yıllarca formasını giyen ve bir çok başarılara imza atan sporcu, artık masterlarda mücadele ediyor. Beden eğitimi bölümünü bitiren ve Köln Spor Akademisi’nde ihtisasını tamamlayan Kandeğdi’nin Türkiye’de masterler alanında henüz kırılmamış 60 rekoru bulunuyor. Bunun yanında Avrupa ve dünya rekorlarını da elinde bulunduran Kandeğdi, neredeyse tek başına Türk takımını sırtlıyor. Bir çok ülke yüzlerce sporcuyla şampiyonalara katılırken, Türkiye ortalama 12 sporcuyla yarışlarda yer alıyor. Kandeğdi, Fransa’da yapılan son Dünya Masterler Salon Şampiyonası’nda Sırıkla Atlamada 2.50 ile Dünya Şampiyonu olurken, iki ikincilik, iki de üçüncülük olmak üzere toplam 5 madalya kazandı. Şampiyonada Kandeğdi, bir Dünya Şampiyonluğu olmak üzere 5 madalya elde etti. Kandeğdi, daha önceki yıllarda da Dünya ve Avrupa şampiyonluklarına adını yazdırırken, geçen hafta tamamlanan şampiyonada, elde ettiği 5 madalyayla başarılarına bir yenisini ekledi. İzmir Masterlar Spor Kulübü sporcusu olan Kandeğdi, şampiyonada 75 – 79 yaş grubunda mücadele etti. Kandeğdi, sırıkla atlamada 2.50 atlayarak rakiplerini geride bıraktı ve Dünya Şampiyonu olarak kürsünün zirvesinde yer aldı. 75 – 79 yaş grubu yüksel atlamada 1.24 atlayarak ikinci olan Kandeğdi, 3 adım atlamada da 8.25 yine gümüş madalyaya ulaştı. 76 yaşındaki ulusal atlet, 75 – 79 yaş grubu pentatlonda (beşli yarış) ise 3 bin 503 puan toplayarak bronz madalya aldı. Kandeğdi, 60 metre engelli de 11.68’lik derecesiyle de bronz madalyaya uzanarak şampiyonayı beş madalyayla tamamladı. Sakat olarak turnuvaya katıldığını bu nedenle bir tek altın madalya alabildiğini söyleyen Kandeğdi, “İki üç tane madalya sarı olabilirdi ama olmadı. Sakat olduğum için ancak bu kadar yapabildim” diye konuşuyor. Masterlar turnuvasının dünyada yapılmaya başladığı yıl olan 1988’de katılmaya başlayan ve bugüne kadar tek yıllarda dünya, çift yıllarda Avrupa şampiyonalarını hiç kaçırmayan İzmirli sporcu, şimdiye dek kazandığı madalyaların sayısını bilmediğini söylüyor. Masterlar şampiyonaları için 5 kıtada yarıştığını ve hepsinden madalya kazandığını vurgulayan Kandeğdi, “65 yıldır spor yapıyorum. Afrika, İngiltere, Japonya, Asya’da yarıştım ve hepsinde de madalya aldım. Sakatlıklar yaşıyorum, ancak yine de yılmıyorum ve turnuvalara katılıyorum. Geçen yıl İtalya’da eylül ayında yapıldı yarışlar. Oraya gitmeden önce ayağım alçıdaydı. Alçıdan yeni çıktım ve İtalya’ya gittim” diyor. Türkiye’de masterlar alanında kırılmamış 60 rekoru olduğunu söyleyen Kandeğdi, şunları vurguluyor: “Avrupa ve dünya rekorlarımın yanında Türkiye’de 60 kırılamayan rekorum var. Ben atıcı olmamama karşın gülle, disk, cirit, engel, sırık, yüksek atlama rekorları bana aittir. 30 kapalı, 30 açık kırılmamış rekorum hala duruyor.” ocukluk yıllarımda babamın elimden tutup “Haydi evlat maça gidiyoruz” dediğinde, “Yine İzmirspor’a mı?” sorusunu yönelttiğimi hiç unutmam... Belleğimde lacivert beyaz renkler ve ‘Şimşekler’ tanımı hiçbir zaman kaybolmadı. Hele Bahçelievler’deki Leskay sahasında duvarın üstüne tırmanıp izlediğim antrenmanları hiç mi hiç unutamam. O zamanlar bambaşka duygularla yüklü çocukluğumuz vardı bizim ve futbolu sevdiren, futbolun spor olduğunu, bir gösteri olduğunu anlatan, beyinleriyle, yürekleriyle, ayak ustalıklarıyla sunan insanlar vardı... İzmir’de futbolun okulu olarak adlandırılan yer de İzmirspor’du... Metin Oktay’ı, Tarık Gencay’ı, Seyfi Talay’ı, Doğan Akı’yı, Aykut Akkor’u,Turgay Meto’yu, Bülent Buda’yı,Vahap’ı, Sezen Kadıoğlu’nu, Mustafa Türel’i, Kınalı Mustafa’yı, Hasan Elidemir’i ve daha nicelerini hep o okulun bahçesinden çıkan futbol ustaları olarak tanıdı Türk futbolu ve İzmirliler... Hele 1970’li yılların ikinci yarısında Doğan Üskanat’la başlayan ve Cavit Ölçer yönetimiyle süren ‘Devrim’ niteliğindeki yapılanma Türk futbolu için büyük bir örnek olmuştu. Neydi bu yapılanma? Türkiye’de üç büyükler dahil hiç bir kulübün barınacağı kendilerine ait kulüp binaları bile yokken, İzmirspor Bahçelievler’deki arazinin üstüne spor salonu, otoparkı, idari bölümleri ve kulübe gelir getirecek düğün salonları da bulunan tesislere sahip oluyor; İnciraltı’nda bugün değeri 7 milyon YTL’yi (7 trilyon) aşan antrenman ve kamp tesislerine kavuşuyor; yanlış anımsamıyorsam 25’in üzerinde de daire sahibi oluyordu. Bu o günün koşullarında büyük bir kazanımdı. Nüvit TOKDEMİR Gerçekten de örnek yapılanma ve bir devrimdi. Kulüplerin yönetici bulamadığı dönemlerde, İzmirspor bu yapılanmasıyla insanların göreve gelmek için yarıştığı günler yaşıyordu. Takım başarı grafiğini hiçbir zaman yükseltemedi ama örnek yönetim biçimi hep alkışlanır oldu. Ne zamana kadar? Son 10 yıla kadar tabii ki... Daireler birer birer satıldı ya da futbolculara transfer alacağına karşılık verildi. Salonlar işletilmek yerine kiralandı. Yap satçı yönetim anlayışı; birbirini karalama; büyük vefasızlık gösterilerek eski başkanların, yöneticilerin ve futbolcuların üyelikleri silindi; “Ben bilirim, ben yönetirim, kimse karışamaz” anlayışı egemen oldu. Uzun yıllar borçsuz olmakla övünen İzmirspor kulübü bügün 2.5 milyon YTL (trilyon) borçlu duruma düştü. Rant uğruna kulübün malvarlıklarının satılması tartışılır oldu. 2.Lig’de amaçsız, hedefsiz bir ekip konumundayken, kulübü yönetmekten çok birbirleriyle dalaşmayı önde tutan yöneticiler yüzünden takım vefalı yandaşlarının hüzünlü bakışları, gizil tuttukları buğulu gözlerinin önünde 3.Lig’in yolunu tuttu... Şimdi o örnek olan, Türk futbolunda devrim yaratan kulübü kim yönetiyor biliyor musunuz? Mahkemenin atadığı kayyum... Bu İzmirspor için utanç değil de nedir? İzmirspor geçmişteki başarılı günlerini arıyor. 15