Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR BASKETBOL ŞUBAT SALI ŞAMPİYONLUĞA İNANIYORUZ Önemli bir rol üstlendiniz takımda... Eksik olan yönleriniz var mı? I.A: Evet var... Liderlik anlamında daha çok sorumluluk almalıyım. Ama geçen yıla oranla bunu geliştirdiğimi görüyorum. Antrenörünüz Cem Akdağ’ın kariyerinizde önemli bir yeri olmalı çünkü size çok güveniyor... I.A: Ben Cem Ağabey ile 1718 yaşımdan itibaren milli takımda çalışmaya başladım. Ne kadar şanslıyım ki kariyerim boyunca iki çok başaralı antrenörle çalıştım; Ceyhun Yıldızoğlu ve Cem Akdağ... Bir oyuncu olarak sahada koçların inancını ve güvenini hissetmekten güzel bir şey olamaz. Şampiyonluk için neler söyleyeceksiniz? I.A: Biz her geçen gün daha iyi oynuyoruz. Savunma yapmaktan keyif alıyoruz. Yüreğini koyan takım şampiyon olacak. Biz de bu anlamda diğer takımlardan bir kaç adım öndeyiz. FIBA Avrupa Kupası’nda son oynadığımız Tarbes maçında 20 sayı fark yapmışken Macar oyuncumuz Petra Ujhelyi yere atlayıp top kapma savaşı verebiliyor. Bunu gerçekten herkesin görmesini isterdim. Biz şampiyonluğa inanıyoruz. Çok iyi bir taraftar grubunuz var. Maçlara daha çok gelmeleri gerekmez mi? I.A: Galatasaray’a gelirken taraftar açısından daha büyük bir destek bekliyordum. Ama bu yıl şampiyonluğa oynuyoruz ve taraftar da yavaş yavaş geliyor. Biz maç kazanmaya başladıkça tribünlerimiz daha da dolacaktır. Buna inanıyorum.... Son olarak ulusal takımımızın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? I.A: Son 9 yıldır Cem Akdağ ile beraber bayan basketbolu müthiş bir atılım yaptı. Daha önce Avrupa Şampiyonası’na hiç katılmamışken iki yıl üst üste buraya ulaştık.Son dönemde ekol olmuş takımlarla kafa kafaya oynuyoruz. Avrupa’da söz sahibi hale geldik. BAYAN BASKETBOL PANORAMA S.SERDAR GÜREL Yeni Açılımlar Ü G.Saray’ın Işıl’tısı C A N İ Ş B A K A N P arkeler üstündeki yürekli kız Işıl Alben, kendi dünyasında çekingin mi çekingen... Röportaj yapmaya başladığımız andan itibaren elinde küçük notlarıyla soracağımız soruları beklemeye koyuldu. Biraz hayretler içinde kalmadık değil. O Ayhan Şahenk’i rakiplere dar eden, Ay Yıldızlı formayla zirve yürüyüşüne çıkan Işıl kendi halinde, mütevazı ama geleceği için çok inançlı... Basketbolla da ilginç bir buluşması olmuş Işıl’ın... Anneannesi, annesinden gizli olarak Işıl’ı ilkokul çağında antrenmanlara götürmüş. Derken futbol oynamak isteyen küçük kız, ailesiyle birlikte ablasını liseye kaydettirirken sıkılıp, kendini basketbol sahasına atmış... Gerisini Işıl Alben’den dinleyelim... İçinizdeki basketbol sevgisini nasıl keşfettiniz? IŞIL ALBEN: Ben çocukluğumdan beri sporla iç içe büyüdüm. Önceleri hep futbola meraklıydım. Bir gün okulun bahçesinde yine arkadaşlarımla futbol oynarken beden eğitimi öğretmenim benim basketbolcu olabileceğimi düşünerek takıma çağırdı. Ancak annem benim oynamamı istemiyordu. Üşütüp, hasta olacağımdan korkuyordu. Anneannem ise tam tersini düşünerek benim basketbol oynamamı destekledi. Annemden gizlice antrenmanlara gittik. Anneannem bir havluyu çantasına atıp, idmanlardan sonra sırtıma koyardı ve eve öyle gelirdik. Sonra basketbolu bıraktım. Neden bıraktınız? I.A: Çünkü futbol oynamak istiyordum. Evde bir top görmeyeyim hemen peşinden koşturmaya başlardım. Ailem de artık bu baskıya dayanamadı ve beni Dinarsu’ya götürdü. Ama anladım ki futbol sakatlanma riski olan bir spordu. Bunun üzerine yeniden baskete döndüm. Bir gün yine şans yüzüme güldü. Ablamı liseye yazdıracağımız gün ben sıkıldım ve kendimi bir basketbol salonunda buldum. Böylece basketbola ilk adımımı attım. Önce İstanbul Üniversitesi, ardından Botaş ve şimdi de Galatasaray’dasınız. Adım adım bir yükselişiniz var... I.A: Bu aslında benim planladığım bir gelişimdi. Menajerim Gözde Türkmen’le de ilk görüşmemizde ben ona bir form doldurmuştum. Gelecekte neler yapmak istediğimden sözetmiştim. Benim ilk olarak hedefim Galatasaray formasıyla şampiyonluk yaşamak... Bunu yaşadıktan sonra Avrupa’ya Euroleague’de ciddi süreler oynayabileceğim bir ekipte oynamak amacındayım. Daha sonra WNBA’ye gitmek istiyorum. O zaman öncelikle Galatasaray’ı konuşalım. İlk teklif gelince neler hissettin? I.A: Çok heyecanlandım. Şampiyonluk hedefinin de olduğunu duyunca bi hissim katlanarak büyüdü. Ben küçüklüğümden beri sokaklarda Galatasaray forması giyip öyle oynardım. Bir gün bu Sarı Kırmızı renklere hizmet etmek benim hayalimdi. Teklif gelince çok mutlu oldum. lkemizde Bayan Basketbol Ligi bazılarının ısrarla göstermeye çalıştığı gibi kalitesiz, zevksiz ve çekişmesiz değil, aksine son yılların en fazla yatırım yapılan sezonu olarak dikkat çekiyor. Keşke ligin üst sıralarındaki takımlarıyla, alt sıradaki takımlar arasındaki güç farkı bu kadar keskin olmasa... Ancak Avrupa’nın en çekişmeli liglerinde bile bu durum çok da farklılık göstermiyor. Ülkemizde Avrupa Kupaları’nda alınnan neticeler en büyük öğünç kaynağıyken bayan basketbolunda elde edilen dereceler ne hikmetse görmezden gelinmeye devam ediliyor. G.Saray’ın 1999 yılnda, bayanlarda Avrupa’nın en büyük organizasyonu olan FİBA Euroleague 3.’sü olmasını, Botaşspor’un 2001 yılında Ronchetti Kupası’nda final oynayıp 2.’lik elde etmesini, Fenerbahçe bayan takımının FİBA Eurocup’ta 2004 yılında 4., 2005 yılında ise 2. olmasını önemsemediğimiz gibi, Sarı Lacivertliler bu sezon Euroleague’de, Galatasaray’ın ise FİBA Eurocup’taki şapka çıkartılacak performanslarını es geçiyoruz. Küçümsediğimiz TBBL’de WNBA’in en önemli oyuncuları forma giyerken, Avrupa’nın sayılı basketbolcuları takımlarımızın kadrolarında yer alırken, bizler elimizdeki bu değeri küçültmeyi tercih ediyoruz. Oysa aykırı olmak, kendimizden bahsettirmek adına biz bunları yaparken bir çok yabancı otorite TBBL’yi Avrupa’nın en önemli organizasyonlarından biri olarak görüyor. Ancak tüm bunlara karşın ülkemizde bayan basketbolunun hak ettiği ilgiyi gördüğünü söylemek mümkün değil, bunda da en büyük pay sahibi, elindeki bu markayı görmezden gelip BBL’nin gölgesinde yaşamasını adeta teşvik eden bir politika izleyen TBF’dir. Naklen yayınların kulüpler için ciddi bir gelir kalemi olmasını sağlayamamak, lige hala bir sponsor bulamamak üzerinde tartışılması gereken konulardır. Federasyon bünyesinde çalışan bir kaç idealist bayan basketbol gönüllüsünün kişisel çabalarından ziyade, bayan basketbolunun gelişimi için en azından bir süre pozitif ayrımcılık uygulayacak, yeni açılımlar ortaya koyacak ciddi bir genel politikaya ihtiyaç var. Üzerine basa basa defalarca tekrarladığımız gibi bayan basketbolu bu ülkenin “Aydınlık yüzü”dür. HAFTANIN TAKIMI: Beşiktaş Cola Turka. HAFTANIN KOÇU: Aziz Akkaya (Beşiktaş Cola Turka) HAFTANIN OYUNCUSU: Şaziye Karslı (Beşiktaş Cola Turka) (17 sayı, 3 ribaunt, 1 asist) HAFTANIN 5’i: Crystal Smith (Ceyhan Bld.), Sviatlana Volyana (F.Bahçe), Şaziye Karslı (Beşiktaş Cola Turka), Bahar Çağlar (Ceyhan Bld.), J.Anita Moore (Panküp Ted Kayseri) TOPLU SONUÇLAR: MigrosÇankaya Üniv. :6169, FenerbahçeMersin B. :7566, Ceyhan B.Burhaniye B. :9779, Panküp Ted Kayseriİstanbul Üniv. : 8778, Beşiktaş Cola TurkaGalatasaray: 6562, Edremit B.Botaş:200. email:serdar.efeser?gmail.com 10