Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR BASKETBOL 2 ARALIK 2008 SALI Cesur yürek Aslanlar G alatasaray Lisesi’nde geleneksel pilav günü yapılıyor. Sarı Kırmızılılar şen, mutlu bir şekilde yan yana geldiği günün keyfini çıkarıyor. Bir anda başkan Adnan Polat’ın telefonu çalmaya başlıyor ve karşıdaki ses, “Başkanım, Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımımız Kıtalararası Şampiyona’da şampiyon oldu” diyor. Polat duyduğu büyük mutluluğu, verdiği desteğin meyvelerini toplamaktan duyduğu hazzı kürsüye çıkarak tüm G.Saraylılara duyuruyor... Gerçekten de çok büyük bir gurur yaşandı geçen pazar günü... Avrupa şampiyonu rütbesiyle katıldığı Kıtalararası Şampiyona’da Sarı Kırmızılılar, kimseye yenilmeden zirveye çıktı ve dünyanın en iyisi olduğunu gösterdi. Antrenör Sedat İncesu ve oyuncularının başardığı bu büyük gurur kulüpler bazında da kimsenin ulaşamadığı bir nokta oldu. Bir düşünün; daha önce bir şampiyonada dünyanın zirvesine çıkan bir ekip gördünüz mü? G.Saray, tekerlekli sandalye basketbol sporu gibi Türkiye’de ilginin oldukça mütevazı olduğu bir branşı önce bünyesine katarak ve ardından da ağırlığını koyarak yerleşik düşünceleri değiştirebileceğini gösterdi. Türkiye’de birçok ilkin başlatıcısı olan G.Saray, bu alanda da öncülüğü üstlendi. Tebrikler Cesur Yürekler... ÇİZME’DE TÜRK İZİ << C A N İ Ş B A K A N basketbol ortamından... Kendimi huzurlu hissediyorum. Ailem içim de iyi bir yaşam şartı var. Kızım orada okuyor. Her şey çok güzel gidiyor... İtalya’da Siena ve diğerleri gibi bir görüntü var. Bu doğru mu sizce? O.M: Siena geçen yıl çok üst düzeydi ama bu yıl pek öyle değiller. Evet öyle bir görüntü var gibi gözüküyor ama lig çok dengeli. Bunu sonuçlardan görebilirsiniz. Bu ayrı bir keyif. ‘ ike D’Antoni, Ettore Messina, Zelimir Obradovic, David Blatt... Ve şimdi Oktay Mahmuti... Avrupa basketbolunun en önemli organizasyonuna sahip kulüplerinden biri olan Benetton Treviso’nun başında bir Türk var... Efes Pilsen’le üst üste 4 Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşadıktan sonra yine zor bir görevde Mahmuti: Efsaneyi yeniden yaşatmak gibi... Bize göre çok doğru bir tercih yaptı Benetton. Çünkü Oktay Mahmuti bu tip mücadeleleri çok sever... Beşiktaş Cola Turka’yı Eurocup grup maçlarında deviren başarılı teknik adamla ayağının tozuyla bir araya geldik ve İtalya günlerini konuştuk. Avrupa basketbolunda bir efsaneyi yeniden canlandırmaya çalışıyorsunuz. Benetton’un son durumu nedir? OKTAY MAHMUTİ: Yeni bir yapılanmaya gittik eski günlere dönmek için. Genç oyuncularımızı takıma adapte etmeye çalışıyoruz. Yine genç yabancılar aldık. Uzun dönemli bir yapılanma içindeyiz. Nicevic ve Soragna gibi deneyimli oyuncular da var. Bunlardan bir birleşim yakalayıp dinamik bir takım kurmaya çalıştık. Eski günlere geri dönebilecek mi Benetton? O.M: Bu yıl bunu yapmak mümkün değil. 2 yıl önce bir Lorbek olayı oldu. Bu nedenle kulüp bütçeyi kıstı. Geçen yıl günlük bir takım kurulmuştu. Ben daha uzun vadeli bir ekip oluşturmak, bunun temellerini atmak istedim. Gelecek sezonlarda kalırım veya kalmam ama ciddi bir kulüp için böyle bir oluşuma ihtiyaç var. Eğer bu oluşum tutarsa daha iyi noktalara gelinebilir. Şampiyonluğa oynayan Efes Pilsen’den yeniden yapılanan bir Benetton’a gitmek sizi nasıl etkiledi? O.M: Açıkçası pek etkilemedi. Çünkü Efes’teyken de biz böyle şeyler yaptık. Çalıştığım zaman içinde birçok genç oyuncu yetiştirdik. Başladığımız yıllarda da oldukça düşük bütçeler vardı. Bu sonuçta bir mücadele... Bir takımı bir yerden bir yere getirmek önemli. Bu bana heyecan veriyor. Memnun musunuz İtalya’daki yaşantınızdan? O.M: Mutluyum... Hem yaşamdan hem de M ‘ Türkiye’nin saygın bir yeri var. Yapılan yatırımlar ve kulüplerin başarıları bunu sağladı. Türkiye’de insanların basketbolumuzu iyi bir yere koyması çok güzel. Çünkü biz zamanında hep kötüledik ve basketbolumuz aşağılara gitti. Hangisi daha doğru diye sorarsanız bence her şeyi iyi görmek diyebilirim... Kaliteli ve zor geçen bir lig. Her deplasman zor geçiyor. Beko Basketbol Ligi’yle ne gibi farkları var? Biz gerçekten Avrupa’nın en iyi 2. ligi miyiz? O.M: Öyle bir sıralamaya girmeyeceğim. Fark; ilgi ve gelenekten kaynaklanıyor. Oynadığınız her maçta salonlar doluyor. Kulüpler sadece basketbol takımı oluşturmuş. Bu da bir basketbol kültürünü ortaya koyuyor. Biz her zaman basketbolumuzun çok iyi bir yerde olduğunu savunuruz. Ama Avrupa, Türk basketbolunu nasıl görüyor? O.M: Türkiye’nin saygın bir yeri var. Yapılan yatırımlar ve kulüplerin başarıları bunu sağladı. Türkiye’de insanların basketbolumuzu iyi bir yere koyması çok güzel. Çünkü biz zamanında hep kötüledik ve basketbolumuz aşağılara gitti. Hangisi daha doğru diye sorarsanız bence her şeyi iyi görmek diyebilirim... Avrupa’da ne kadar kalmak istiyorsunuz, yeniden Türkiye’ye dönmek gibi bir planınız var mı? O.M: Plan yapmak bizim işte kolay değil. Bir çerçeve içinde ilerlemeye çalışıyorsunuz. Benim planlarım bana bağlı olmuyor, birçok faktör var. Ama Avrupa’da olmak beni mutlu ediyor. Elbet bir gün geri döneceğim ama şimdi bunu düşünüyorum desem yalan olur. İstanbul’u özlüyor musunuz? O.M: Şu anda o duyguyu yaşamıyorum. Çünkü Treviso’da mutluyum. Ama ben iyi bir yerde, Türkiye’nin en büyük kulüplerinden Efes Pilsen’de yeterince çalıştım. İyi şeyler yaptığımı düşünüyorum. Bunu da kulübümün bana verdiği destekle yaptım. Şimdi de yeni takımımda huzurluyum. Benim özlemem için orada mutsuz olmam lazım. Efes’i nasıl görüyorsunuz? O.M: Ergin Ataman bu yıl geldiği gibi yeni bir kadro kurdu. Sıkıntıların yaşanması normal. Bunlar olağan şeyler. Ergin ve kulüpteki insanlar takımı iyi bir yere getirecekler. Benim en büyük dileğim bu... Bir gün Türkiye’ye dönme kararı alırsanız; Efes Pilsen’e mi gelmek istersiniz yoksa bu konuda profesyonel mi davranırsınız? O.M: Bunu gerçekten bilmiyorum. Efes benim evim... Ama profesyonel hayatta ne olur bilemem. 11