05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

FUTBOLUMUZDA C SPOR FUTBOL KASIM SALI Çocukları kazanalım UFUK TANIŞAN DEVŞİRME ÇÖZÜM DEĞİL Son zamanlarda devşirme oyuncular çoğaldı. Hatta ulusal takımda oynayanlar da var. Sizin bu duruma bakış açınızı öğrenebilir miyiz? G.T.O.: Ben karşıyım... Kafatasçı değiliz, ırkçı değiliz ama genç oyuncularla yaşayan, onların dünyasından olan insan olarak buna karşıyım. Fatih Terim, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık haklarından yararlanıyorlarsa, ben de onları milli takımda oynatacağım” diyor. FIFA’nın en önemli maddesi de ırkçılık. Kişilerin görüşleridir. Ben ne olursa olsun Türk oyuncusuna güvenilmesinden yanayım. Siz de bir teknik adam olarak, şu andaki çalıştırıcıları nasıl değerlendiriyorsunuz? G.T.O.: Şimdi diyoruz ki, Ümit Davala yetenekli bir antrenör olabilir. 4 dil bilmesi bir avantaj ancak bu bir kriter değil. 4 lisan onun araştırmalarına yardımcı olacak bir faktör ama Davala’nın çok yetenekli bir antrenör olacağına bir işaret değil. Şimdiki teknik adamlar bir bakıyorsunuz sahada, bir bakıyorsunuz televizyonda... Bunun yanı sıra bu biraz da olanak meselesi. Bizim zamanımızdaki imkânlarla şimdikiler karşılaştırılamaz bile... H Genç oyuncuya güvenen kazanır Yeni dönemde sizin 34 yıldır emek verdiğiniz altyapı, ürününü en çok nereden alır? G.T.O.: 10 yıl öncesine göre tablo tamamen değişti. O yıllarda Bursa, Trabzon, Galatasaray birçok oyuncu çıkarıyordu altyapıdan. Sonra Galatasaray bu alanda tek başına yürümeye başladı. Trabzon tökezledi. Bursa istikrarını korudu ama eski çıkışını yapamadı. Her yıl Bursa’dan 1920 oyuncu kazanırken bu rakam 5’e düştü. Galatasaray en üst seviyeye çıktı. Fenerbahçe bizim verdiğimiz oyuncularla bir süre ayakta kaldı. Zaten Fenerbahçe, milli takımı çok fazla besleyen bir kulüp değil. Anadolu’da G.Birliği GENÇ biraz daha önde... BEĞENİ İzmir takımları uzun zamandan bu yana neden başarılı olamıyor? G.T.O.: Ege Bölgesi’nden yetenekli oyuncular çıksa dahi kulüpler heyecan vermiyor onlara. Süper Lig’de takım olmaması kötü... Her çocuk bunun hayalini kurar. Göztepe’nin, Altay’ın, Karşıyaka’nın durumları onları heyecanlandırmıyor. İzmir’deki amatör takımlardan bile milli oyuncu çıkartıyoruz. Caner’ler, Fatih Egedik’ler hep oradan çıktı. Ancak A Milli Takım seviyesinde oyuncu yetiştiremediler. Kulüplerin şu andaki bakış açısı genç oyunclar üzerinde odaklansa ve sabretseler başarıya ulaşırlar. Transfer asla çözüm değil. Her zaman gençlerle çalışmayı seçtiniz. G.T.O.: 1969’da genç milli takımın antrenörü oldum. A Milli Takım’da da Abdullah Gegic’in yardımcısıydım. Gençlerle maceram böyle başladı. Ancak o zamanlarda gençlerin dünyasında aradığımı bulamadım çünkü sistem iyi değildi.. O zaman genç karma maçları vardı Türkiye’de... Ve de çoğu futbolcu sahte kimlikle oynuyordu. Ben bunu değiştireceğim dedim. Bu dönemde bir futbol şurası yapıldı. Ben de SERDAR orada bu karma maçların TOPLUYOR kaldırıp yerine kulüplere genç takım kurma zorunluluğunun getirilmesi önerisini sundum. Bu kabul edildi. Ondan sonra ben kulüplere gidince hemen genç takımlar kurmaya başladım. Her gittiğim yerde kurduğum takımlar model oldu. En büyük örneği de Beşiktaş oldu. Genç oyuncuya kim inanırsa kazanır. emen hemen her sporda altyapının önemi gün geçtikçe daha da belli oluyor. FIFA da bunu anlamış olacak ki, Grassroots Projesi’ni ortaya attı ve bunun için çalışmalarını hızlandırdı. Türkiye’de ise teknik direktörlük hayatı boyunca genç oyuncuların önemini anlatmaya çalışan Gündüz Tekin Onay, hala yorulmadan gençlerle ilgileniyor. Gündüz hoca ile hem Türk futbolundaki son durumu hem altyapıyı hem de Grassroots Projesi’ni konuştuk. Van Köyü Projesi’nde amacınıza ulaştınız mı? GÜNDÜZ TEKİN ONAY: Hem amacımıza ulaştık hem de beklentilerimizin üzerinde bir ilgiyle karşılaştık. Gerek toplumdan gerek medyadan gerek çevreden ve hatta en önemlisi ailelerden büyük destek gördük. Onun dışında da en doğru mesajı çocuklar verdi. Biz 500 çocuğa anılarını yazmaları için defter verdik. Şimdi bu anıları seçip kitap haline getireceğiz. Bunu gerekirse Avrupa ülkelerine göndereceğiz. Duyguları, istekleri, heyecanları nasıl yansımış bunu göreceğiz. Zaten en önemlisi de buydu. Amaca çok uygun bir köy projesi gerçekleşti. Ben çok mutluyum. Gelecek bu çocuklarda Peki bunun devamını getirecek misiniz? G.T.O.: Bunun için çok talep var. Türkiye’nin dört bir yanından teklif geliyor. Van’da yaptığımız bir denemeydi. Doğu’daki tehdit, terör, şiddet gibi olayları bir nebze olsa azaltmak adına futbolun cazibesini kullandık. Bir köy açılacak, herkes orada kalacak zannediliyor. Ancak durum öyle değil elbette. Yeri iyi seçmek gerek. Biz köyden ayrıldıktan sonra kullandığımız malzemeler orada kalmalı ve o yörenin insanları orada sabahtan akşama kadar futbol oynamalı. Geçen haftalarda İstanbul’da UEFA bir toplantı yaptı. Ve bir anda Grassroots Projesi konuşulmaya başlandı. Bu projeyi bize anlatabilir misiniz? G.T.O.: Grassroots’u Avrupalılar ve Türkler birbirine soruyor. Hiç kimse daha hala Grassroots’un ruhunu öğrenemedi. Biz ona futbolun kökü diye ekleme yaptık. Hatta bir slogan geliştirdik: “Çime uzanan yol”. Biz dedik ki çimleri sulayın, yıldızlara ulaşın. Avrupa futbolunun altyapısını oluşturmak Grassroots etkinliklerinin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu görürüz. 8 yaşından 60 yaşında kadar insanlar bu oyunu oynasın. Her ülke bunun için yarış halinde... Projenin UEFA tarafından kulüplere zorunlu hale getirilmesini istedim. Herhalde onu da en geç 1 yıl sonra gündeme alacaklar. Futboldaki kaos ortamı malum. Ancak bir de sizin gibi gençlere önem veren insanlar var. Bu tezatı nasıl değerlendiriyorsunuz? G.T.O.: Bu soru benim Türkiye’de verdiğim kavganın da bir parçasını oluşturuyor. Kavgam, 1972’de Adana’da başladı. 75’de Beşiktaş’ta yerini buldu. Altyapının başına da Serpil hocayı, Adnan Dinçer’i, Sanlı’yı, Yusuf’u getirmek de bunun parçası. Oradan çıkan bütün futbolcular Beşiktaş’a şampiyonluklar getirdi. Bunu Adana da denedi. Oradan da çok iyi futbolcular çıktı. Demek ki bu fışkırma göze çarpmış. Yani altyapıya önem veren her takım başarıyı yakalar diyebilir miyiz? G.T.O.: Evet, her takım yakalar. Altyapıyla ilgilenen, ki 20 yıl öncenin şartlarında saha, forma, malzeme ve kimsenin altyapıya inancı olmamasına karşın bu çocuklar orada kavruldu. Buna en çok Beşiktaş inanmıştır. Bu sezon PAF maçlarının normal karşılaşmalardan önce oynanmasını da sağladık. Bugün Futbol Federasyonu, bu uygulamayı yapanlara para ödüyor. Federasyonun kasasından 2 milyon YTL çıkıyor. Her maç 75 bin YTL demek. Kulüplerin düşünmesi gerekeni federasyon düşünüyor. Şu anda oynatan kulüpler de var oynatmayanlar da... İlhan Cavcav hâlâ yabancı sayısının sınırsız olmasını ve Rezerv Lig kurulmasını istiyor. İki tane takımı zaten Süper Lig’de oynuyor. Türkiye’de altyapılardan oyuncu çıkmadığı gibi bir kanı oluştu. Alınan her kötü sonuçtan sonra bunlar ortaya atılıyor. Şu anda milli takımın havuzunda 75 tane futbolcu bulunuyor. 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle