Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR MOTORSPOR KASIM SALI E D ’ C R W R E L Ş İ I T Ş I R KA F ormula 1’in son ayağı Brezilya Grand Prix’i öncesinde emin olunan bir şey vardı: Şampiyonluk Hamilton ya da Alonso arasında gidip gelecekti. Tüm hazırlıklar yapıldı. Casusluk skandalının ardından sinirleri gerilen McLaren, pilotlarından birine o kocaman şampanya şişesini vererek biraz olsun acılarını hafifletecekti. Ancak gözden kaçırdıkları bir şey vardı ki o da; matematik hesaplarında ‘Buz adam Raikonen’in de şampiyonluk umuduydu... Her ne kadar kimse Finlandiya’nın o soğuk rüzgarının okyanusu aşıp sıcak Güney Amerika ülkesini etkisi altına almasını beklemese de Fin pilot damalı bayrağı en önde gören isimdi. Diğer bir ifadeyle şampiyon Kimi Raikonen’di. Yarışa başlamadan önceki ilk üç tersine dönmüştü. Zirvenin favorisi Hamilton, ‘çocuk yaşta, çaylak şampiyon’ ünvanını gelecek yıllara bırakırken Alonso da koca sezon boyunca yaptığı kaprislerinin cezasını çok ağır ödeyecekti. Motorsporlarının tarihine geçen bu dev yarışın ardından Dünya Ralli Şampiyonası da Formula 1’e nazire SÜRÜCÜLER KLASMANI 1. M.Grönholm: 104 2. Sébastien Loeb: 100 3. Mikko Hirvonen: 84 4. Daniel Sordo: 53 5. Petter Solberg: 38 6. Henning Solberg: 34 7. Chris Atkinson: 29 8. Matti Latvala: 24 9. François Duval: 12 10. Manfred Stohl: 12 edercesine pilotlar arasında kıran kırana bir mücadele yaşanıyor. Japonya’da Mikko Hirvonen’in sürpriz çıkışının ardından işler iyice karıştı. Zirvenin ilk ikisi olan Marcus Grönholm ve Sebastian Loeb, Uzak Doğu’da idare etmesiyle İrlanda’ya aynen Formula 1 Brezilya GP.’si gibi bir rekabet taşınacak. İrlanda’da ilk kez bir Dünya Ralli Şampiyonası koşulacağı için sürprizler de birbiri ardına gelebilir. Çünkü geriden gelen Mikko’nun yükselen performansı karizmatik pilotların kabusu... Her ne kadar Mikko, takım arkadaşı Grönholm’e çalışacak olsa da Sebastian Loeb gözünü kararttı. Grönholm’un son sezonunu şampiyonlukla bitirme rüyası nasıl sonuçlanacak bunu İrlanda ve Galler’deki Ada turlarında göreceğiz. Japonya’daki tek sürpriz Mikko değildi. İlk günü birinci sırada bitiren Tatvala, Uzak Doğu’dan herkesi hayretler içinde bırakmıştı. Fakat son gün ise Tatvala tökezlemekten kurtulamadı. Hirvonen’in gerisinde kalmasının ardından şaşkına döndü. Japonya’da işler böyle karıştı. Son yılların en heyecanlı yarışlarından birine sahne olan Japonya’da pilotlar kasklarını çıkardıktan sonra ise çok ilginç şeyler söyledi: Hirvonen: Yarış çok zordu. Burada yapabileceğimiz tek şey, Marcus’un Loeb’e karşı savaşında yardımcı olmaktı. Biz de bunu yaptık. Marcus yarış dışı kaldıktan sonra çok zor bir gün geçirdim. Bana büyük bir bira ısmarlamasını bekliyorum. Loeb: Tam bir hayalkırıklığıydı. Hala şampiyonluk için iddialıyım. Ancak önümüzdeki 2 yarış çok zorlu geçecek. Latvala: Cuma günü rallici gibi hissediyordum. Şimdi ise taksici gibiyim. R A L L İ D Ü N YA S I / Ş E V K İ G Ö K E R M A N S ezonun sonuna yaklaşıyoruz; bir çok şampiyona bitti, biri de kısa bir süre sonra bitecek; evli evine gidecek, köylü köyüne… Murada erenler erecek, kerevete çıkanlar çıkacak… İlk biten Türkiye Ralli Şampiyonası oldu. Ercan Kazaz’ın akıllı bir strateji ile sürdürdüğü ve kazandığı sezona gençler imza attı; ağabeyleri Ercan’ı son dakikaya kadar kovalayan Emre Yurdakul, Adil Küçüksarı ve Dağhan Ünlüdoğan alkışı hak ettiler… Sonrasında Formula 1 bitti. Brezilya’da beklenenler gerçekleşmedi, tersine büyük bir sürpriz yaşandı. Gecelerin karanlıklarını gördükleri şampiyonluk rüyaları ile aydınlatmaya çalışanlardan Fernando Alonso, Felippe Massa ve Lewis Hamilton umduklarını bulamadılar. Sona Yaklaşırken Şampiyonluk olasılığı en düşük sürücü Kimi Raikonen aradan sıyrıldı ve vurdu hedefi tam 12’den… Markalar Şampiyonasına gelince, yaşananlar polisiye film gibi. “Birileri birilerinden teknoloji transfer etmiş ve kendi çıkarına kullanmış” gerekçesiyle marka puanları iptal, bireysel puanlar geçerli. Sormadan geçemiyoruz “sürücüler başka araçlarla mı yarıştılar, markalar iptal ise bireysel puanların geçerlilik nedeni ne?” diye… Avrupa Ralli Şampiyonasında sürpriz yoktu. Sezon başlangıcında şansız günler yaşayan Volkan Işık sonunda potaya girdi ise de yarıştığı ekipler çok daha deneyimli, geçmiş yıllarda kupa kaldırmış ve yapılan yarışların parkurlarını çok daha iyi bilen kişilerdi. Zordu işi Volkan’ın; aldığı ikinciliği kimse küçümsemeye kalkmasın; girdiği ilk yıl aralarında yer aldığı kurtlar arasından sıyrılıp son yarışta birinciliğe ortak olarak start almak az iş değil… Şimdi sırada Dünya Ralli Şampiyonası var. İki yarış kaldı sona; İrlanda ve İngiltere. Geçen hafta Japonya’da olanları önceden birileri söylese “senaryo yazmaya amma da meraklı” derdik söyleyen için... İlk gün Gronholm kaldı, ikinci gün Loeb. Hem de aynı nedenlerle, yol dışına çıkarak. Yarış sonrasında Loeb’ün yoldan çıkma sorumlusu olarak yardımcı sürücüsünü göstermesi yadırgatıcıydı… Kerevet muradına erecekleri bekliyor… 15