Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL EKİM SALI BAKINCA İki Uzman Aynı Ders SERDAR KIZIK MAHALLE TAKIMLIĞINDAN ASIRLIK ÇINARLIĞA Türk futbolundaki yabancı futbolcu sayısının fazla olmasının ulusal takımı olumsuz yönde etkilediğine ilişkin görüşlere tepkiler ortada. Futbolun içindeki çeşitli unsurlarla beraber birçok futbol yorumcusu, bu alandaki 6 yabancı kontenjanını bile yetersiz görüp sınırlandırmanın kaldırılmasını istiyor. Neymiş? Futbolumuzdaki kalite artarmış. Neymiş? Büyük kulüpler Avrupa kupalarında daha iyi sonuçlar alırlarmış... Yabancı egemenliği nedeniyle Türk futbol kimliğine yönelik ciddi sıkıntıların yaşandığı bir süreçte geçen hafta yurdumuza gelen UEFA Başkanı Michel Platini, “yabancı hayranlarına” bence önemli dersler verdi. Yabancı sayısının artırılmasının ülke futbolundaki milli kimliği yok edebileceğini söyledi. Sporda da sürekli küresel gerçekleri dile getirenler Avrupa futbolu patronunun bu yaklaşımını nasıl değerlendirecekler acaba? Biraz daha ayrıntıya girelim isterseniz. Futbolda da kimliğin önemine dikkat çeken Platini diyor ki: “Türkiye’de futbolun tarihi Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor arasındaki rekabete dayalıdır. Fenerbahçe’de 11 Brezilyalı, Beşiktaş’ta 11 Arjantinli, Galatasaray’da da 11 Perulu oyuncu olursa Türk kimliği ne olacak? Futbol, kimliği de yansıtmalıdır. Beşiktaş mahallesinin gençleri Beşiktaş’ta oynasın, Ankaralılar Ankara kulüplerinde oynasın. Altyapılar da futbol için çok önemli. Bugün siyasiler ‘Herkese her şey açık olsun’ diyor, bu düşünceye katılmasak bile mecburen idare ediyoruz.’’ Gördünüz mü? Platini üstelik altyapının da önemine dikkat çekiyor, hani şu bizim takımlarımızın unuttuğu ya da önemsemediği konunun... Altyapıya ilişkin geçen ay yazdığımız bir yazıya bu alanda ülkenin en deneyimli isimleri arasında yer alan Hamdi Serpil Tüzün’den bir eposta geldi. Sizlerle paylaşmak istiyorum: “... İnsanımıza, gençlerimize güveni ön plana çıkaran, onlara daha çok şans verilmesini talep eden görüşlerinize katılmamak mümkün değil. Vurguladığınız gibi ‘özkaynaklar’ın iyi değerlendirilmesi hem maddi hem de manevi açıdan en akıllı yol. Rahmetli Mehmet Üstünkaya yönetimine sunduğum ‘sürdürülebilir başarı için köklü bir çözüm’ önerimin kabul edilmesiyle başlayan ‘özkaynak düzeni’ daha sonraki başkanlarımız Gazi Akınal ve Süleyman Seba dönemlerinde de belli ölçülerde sürdürüldü. Tüzün felsefesinde ‘oyunu akıllı oynamak’ hep ön planda geldi. Aramıza daha sonra katılmasına karşın öne çıkan yardımcılarımdan biri olan Adnan Dinçer iyi hatırlar. Yapılan taktik çalışmalar zamanının 2530 yıl ilerisindeydi. Oyunda aklımızı kullanamazsak fark yaratamayacağımızı bütün oyuncular bilirdi. Akıl, hep öndeydi. Gencimize, insanımıza olan inanç, onların kendilerine olan inancı akıllı ve yoğun bir çalışmayla birleşince iyi oyuncular, iyi takımlar yaratıldı. Zaman içinde profesyonel takıma geçişte bazı sorunlar yaşandı. Profesyonel takım yönetiminin ‘özkaynak düzeni’ne bakış açısı her zaman sıcak olmadı. Genç takımın maçlarının profesyonel takım maçları önünde oynanmasına son verilmesi, bazı yetenekli oyuncuların yönetici, taraftar ve medya tarafından tanınmasını engelledi. Ancak ‘özkaynak düzeni’ uygulamasının tartışılmaz yararı giderek Türkiye’de daha iyi anlaşılıyor...” İletisinin altına şu notu da eklemiş Sayın Tüzün: “Siz, Tüzün’den olumlu söz etmekle büyük bir risk aldınız!.. BJK ve TFF’de yaptıklarından çok rahatsız olan, yapılanları küçültmeye, çarpıtmaya, hatta yok saymaya uğraşan ‘grup’ umarım size bir zarar vermez!..” Ne diyelim!.. Düşünsenize, Türk futbolunun efsane altyapı çalıştırıcısı Tüzün, ne büyük sıkıntılar çekmiş demek ki... BESIKTAS B Bey 15, Galip (Kulaksızoğlu) Bey 18 eşiktaş kulübünün yaşındadır. Beşiktaş kulübünü kurucuları, Ahmet Fetgeri kurarken, Mehmet Şamil Bey 16, (Aşeni), Mehmet Fetgeri, Hüseyin Bereket Bey 14, Ahmet Fetgeri Mehmet Şamil (Şhaplı), Hüseyin Bey 15, Mehmet Fetgeri Bey 13 Bereket, Nazım Nazif (Ander) yaşındadır. Şeref Bey, Beşiktaş futbol beylerdir. Galatasaray kulübünün TUĞRUL YENİDOĞAN şubesini 17 yaşındayken kurmuştur. Bu kurucularını bir araya getiren kulüpler, ‘’Hadi gelin birer kulüp etkenin, her birinin Galatasaray lisesi öğrencisi olmaları; Fenerbahçe kuralım. Önemli bir girişimde bulunalım. kulübünün kurucularını bir araya getiren etkenin, her Kurduğumuz bu kulüplerin ileride milyonlarca taraftarı birinin Kadıköylü ve ağırlıklı olarak Saint Joseph Liseli olsun. Adımız tarihe geçsin. Yüzlerce yıl yaşasın..’’ diye olmaları gibi, Beşiktaş kulübünün kurucularını bir önceden kararlaştırılarak kurulmuş kulüpler değildir araya getiren etken, tümünün Çerkez asıllı olmaları ve elbette. Geçmişimizde, mahalle arasında birbirleriyle bulunan akrabalık ilişkileridir. Her üç arkadaşlarımızla oynarken, çocukluk, delikanlılık kulübümüzün kurucuları da, genç kuşağın heyecanıyla kurduğumuz, türlü isimler verdiğimiz temsilcileridir. Yaşça en büyük olanları 2122 takımlarla, bu kulüplerin kuruluşlarının temelde yaşındadır. Örneğin, Galatasaray bir farkı yoktur. Beşiktaş kulübünün ilk lokali, kulübünün kurucuları 1619 yaşları Osman Paşa Konağı bahçesinde yer alan arasındadır. Aynı kuşağın, benzer hizmetlilere ait kulübedir. Mektebi tarzda yetiştirilmiş, eğitimli, aydın Sultani’nin 5. sınıfında, bir sınıf takımı gençleridir. Gerek Beşiktaş, gerek kimliğinde kurulan Galatasaray Galatasaray, gerek Fenerbahçe kulübünün ilk lokali, semtteki sütçü kulüplerimizin kuruluşlarını dükkânıdır. Fenerbahçe kulübü ilk zihnimizde canlandırırken genel lokaline, 1911 yılında Kemal (Aşkıner) bir yanılgıya düştüğümüzü Bey, ailesine ait evin bahçıvan sanıyorum. Üç kulübümüzün de kulübesini Fenerbahçeli sporcuların yayımlanan tarihçelerinde kullanımına tahsis ettiğinde sahip kullanılan kurucu fotoğraflarının, olmuştur. Yani Fenerbahçe’nin ilk algılamada düştüğümüz kulüp binası basit bir bahçıvan yanılgının ana sebebi olduğunu kulübesidir. Bu kulüplerimiz, her türlü düşünüyorum. Öyle ya, kelli felli, yoksunluğa rağmen, çoğu öğrenci olan sakallı bıyıklı, gösterişli üniformalar, kurucularının, spor yapma, oyun şık giysiler giymiş o kurucu oynama sevgileri ve aralarındaki güçlü fotoğraflarını görünce; bu kulüplerimizi arkadaşlık bağlarıyla ayakta durabilmiştir. o devrin, makam mevkii sahibi, belirli O dönemde İstanbul’da, bu kulüplerimiz çevreleri ve güçleri olan, sözü dinlenen gibi, kimbilir kaç kulüp kurulmuş, kim bilir kişilerince kurulduğunu zannediyoruz. kaç gencin hayallerini, kurdukları takımları Biraz da kulüplerimizin günümüzdeki şan şöhret sahibi büyütmek, adlarını duyurmak, ünlü bir sporcu olmak yönetim kurullarını düşünerek ve onlarla kıyaslayarak, süslemiştir? Kim bilir kaç takım büyük hayallerle o zamanın kurucuları, yöneticileri de böyle olmalı diye kurulup, yoksulluk ve yoksunluk nedeniyle adını hayalimizde canlandırıyor, yanılgıya düşüyoruz. duyuramadan tarihin derinliklerinde unutulmuş, Hâlbuki bu kulüplerimiz her biri çocuk yaşta gençler küçük bir fidanken, kuruyup yok olmuştur? Keşke tarafından kurulmuştur. Galatasaray kulübünü elimizde, bir asırdır ayakta kalmayı başarmış bu üç kuranlar, henüz okul sıralarında öğrenimlerini sürdüren büyük kulübümüzün kurucularının tamamının o 1718 yaşında gençlerdir. Futbol toplarını yağlayıp, kuruluş yıllarına ait fotoğrafları olsa, o fotoğraflara temizleyip iyi baktığı için başkan seçtikleri Ali Sami bakarak, heyecanlarını, ümitlerini, sevgilerini, (Yen) Bey, 1905 yılında henüz 19 yaşındadır. 1907’de kıvançlarını daha derinden hissedebilsek. Ne kadar Fenerbahçe doğarken, kurucu başkan Ziya (Songülen) önemli bir iş başarmış olduklarını, daha iyi Bey 21, ikinci başkan Ayetullah Bey 19, Necip (Okaner) anlayabilsek. FUTBOL N O S TA L J I ŞEREF BEY 4