Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR VOLEYBOL EKİM SALI AVRUPA’DA DÜŞ KIRIKLIĞI A L E V A N A K Ö K B elçika’nın Charleroi kentindeki Avrupa Bayanlar Voleybol Şampiyonası’nda mücadele eden ulusal bayan takımımız beklenenin uzağına düşerek 10. sırada kaldı. 2003’te Ankara’da Avrupa ikinciliğini yakalayarak voleybol tarihinin en büyük başarısına imza atıp “Filenin Sultanları” unvanını alan, bu çıkışla ülkemiz insanlarının da bu branşı sevmesini sağlayan ekibimiz 2 yıl sonra 2005’te de beklentilerin aksine Hırvatistan’da 6. oldu, şimdi de 10.’cu... Oysa Belçika’ya giderken hedef ilk 4, eğer işler iyi gitmezse bile en azından ilk 6 içinde kalıp 2 yıl sonraki finallere direkt katılma hakkının yakalanması olarak belirlenmişti. Ama beklenen performansı bir türlü ortaya koyamayan bayanlarımız sporseverleri hayal kırıklığına uğratarak 10. sırayı elde edebildi. KÖTÜ ORGANİZASYON Tabii ki bunun çeşitli nedenleri var. Öncelikle Belçika’nın yaptığı grup ayarlamaları yüzünden daha iyi takımlarla zorlu maçlar oynamak zorunda kaldık. Ev sahibi aslında bu becerisini organizasyonda göstermeliydi. Kötü otellerde iyi olmayan yemekler, ulaşımda yaşanan sorunlar, iletişim (Özellikle biz gazetecilerin belini büktü). Bunlar takımımız adına geçerli nedenler olmamalıydı. Çünkü iyi bir ekiptik, star oyuncularımız vardı. Yeni antrenörümüz dünyanın en iyi voleybol oynanan ülkesi İtalya’dan gelmişti. Ona yardım eden 4’ü yine İtalyan, 7 kişilik geniş bir kadro desteği vardı. Bu arada 11 gün önce Ankara’daki Grad Prix Avrupa Kıtası Elemeleri’nde 3. olarak tarihinde ilk kez 2008 finallerine katılma şansını yakalamış, bunu başarırken de son dünya şampiyonu Rusya’yı yine dünya üçüncüsü Sırbistan’ı, voleybolda ekol olan İtalya’yı (Gerçi asıl kadrodan 4 oyuncu yoktu) yenmiştik. ÜST ÜSTE 2 YENİLGİ İşte bu durum ekibimizin Avrupa Şampiyonası’nda da iyi sonuçlara imza atacağı inancını getirmişti. Ama bayanlarımız beklentiler doğrultusunda bir performans ortaya koyamadı. Grubun ilk maçında 2 hafta önce yendiğimiz Rusya’ya 30 (2225, 2628, 2225) boyun eğdik. Üstelikte ikinci sette 2422 öndeyken skoru 11 yapma şansını kullanamadık. Bu yenilginin en önemli nedenlerinin başında maçı yüzde 35 gibi düşük hücum yüzdesiyle ve 3 sette toplam 6 blok sayısıyla bitirmemiz gösterilebilir. İkinci maçta rakibimiz son yıllarda ulusal takım bazında pek ortalarda görünmeyen ve devşirme oyuncularla ayakta kalmaya çalışan Fransa’ydı. Karşılaşma öncesi kolay alt edeceğimizi düşündüğümüz rakibimiz karşısında özellikle ilk 2 set (1925,1425) ortalarda hiç görünmedik. Salinas’ın topları dinlendirerek smaçörlere attığı paslar adeta kâbusumuz oldu. 4 numaradan oynayan sporcularımız bu ataklar karşısında 3 set boyunca 1 blok sayısı bile takımımıza kazandıramadı. Sadece blokta Eda (5) ayakta kalabildi. 3. setteki dengeli oyun ve alınan sayılar da seti (2325) almamıza yetmedi. Böylece Rusya maçında olduğu gibi düşük bir yüzdeyle (39) atak yapan bayanlarımız sahadan 30 yenik ayrıldı. SON ADIM Ulusal takım antrenörü Chappini. R usya ve Fransa’yla birlikte (A) Grubu’nun ilk 3 takımı İtalya, Almanya ve Azerbaycan’la (E) Grubu’nda birleştik. Önce Grün ve Fürst dışında kapasiteli oyuncusu olmayan ama çok disiplinli ve az hatalı oynayan Almanya karşısında ilk 2 seti 2125, 2125 verdik. İlginç bir 3. set oynadık. Bir ara 168, 1812 geriye düştük. Maçı bırakmadık ve kapatılması çok zor bu farkı eritip 2019 da öne geçtik. 2423’ten sonra 6 kez set sayısı şansını kullanamayınca 3032’yle mücadeleyi 30 yitirdik. Bir gün sonra da İtalyanlara 30 (2325, 1425, 2225) kaybettik. Bu 2 karşılaşmada da yine en büyük eksiklik olarak ataklardaki düşük yüzdeler (Almanya maçında yüzde 32, İtalya mücadelesinde yüzde 29’la oynadık) belimizi büktü. Grubun son maçında Azerbaycan’ı yenerek 10. olmamız tabii ki hiç kimseyi tatmin etmedi. Mutlaka bu alınan sonucun nedenleri masaya yatırılıp tartışılacak ve önümüzdeki ilk organizasyon olan Olimpiyat Elemeleri’ne dek de hatalar giderilmeye çalışılacak. Ancak bizi endişeye iten ulusal takımımızın önemli meziyetlerinden bazılarını gerek Grand Prix Elemeleri’nde (Hedef yakalanmış olsa da) gerekse Avrupa Şampiyonası’nda yitirmiş olması... Bu 2 turnuvaya dek rakiplerimiz bizi çok iyi servis atan, servise karşı iyi manşet alan ve ataklarda da başta Neslihan olmak üzere belirli bir çizginin altına düşmeyen, defansı yani mücadeleyi seven bir ekip olarak gösterirdi. Ne var ki bu özelliklerimizin sahaya yansıtılamaması bizi Avrupa 10.’luğuna itti. İşte teknik kadro tarafından asıl sorgulanması ve düzeltilmesi gereken bunlar olmalı. TAMAM MI DEVAM MI? Bir üst tura çıkabilmek için yapılması gereken tek şey Hırvatları mutlaka devirmekti. Aslında kâğıt üzerinde büyük farkla favoriydik ve maçı kolay kazanacağımız genel kanıydı. Ancak karşılaşma başladığında işlerin kâğıt üzerindeki kadar kolay olmadığı gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıverdi. İlk 2 set 2225, 2225 gidince bir anda 20 geriye düşüverdik. Yola devam edebilmek için bu kâbusa mutlaka son vermeliydik ama 3. setin başlarında değişen bir şey yoktu. Rakibimizi 3 sayı geriden takip ediyorduk: 36, 58. Ama birden hızlandık ve 1010’da Hırvatları yakaladık. Blokta kalan atak ardından servise karşı üst üste 3 manşet hatasıyla 2. teknik molaya 1216 girilmesi umutları yine azaltmıştı. Artık bavulları toplamak zamanı mı gelmişti? “Bu kadar erken mi Avrupa Şampiyonası’na veda edecektik?” düşüncesi içindeyken oyuna giren Çiğdem takımı ateşleyiverdi. Bir de buna Bahar’ın etkili servisleri eklenince her şey değişti. 2522 kazanılan set, Filenin Sultanları’nın geriye dönüşünün ilk adımı oldu ve 2520, 156’yla maç (Hücumda yine yüzde 50’nin altında kalmamıza karşın) 32 kazanılırken, grup üçüncüsü olarak 2. etabın yolu da açıldı. 12