Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 8 Kapak Gümrük Birliği'ne rağmen Türkiye'de yoğun bir marka taklitçiliği gözleniyor İmaj dünyasının fîgüranlan T HAYRIYE MENGÜÇ üketim toplumlannın vazgeçilmez satış unsuru marka, tüketiciler kadar üreticilerin de başına bela oluyor. Nasıl olmasın? İmaj yaratmanın en önemli parçası haline gelen global tüketim dünyasının "yaftalı" ürünleri, "uyanık" üreticilerin ağzının suyunu akıtıyor. Tüm dünyanın yakındantanıdığı markaları ucuza maleden ve esas ürüne yakın fiyatla pazarlayan bu taklit mal üreticileri, geçim derdindeki kitlelere direkt hıtap ettikleri gibi üst gelir gruplannın tüketici kategorisine dahi girebiliyorlar. Işte bu noktada taklitçiler, o markanın üretici ve satıcıları tarafından yakın takibe alınıyorlar. Ama yine de Türkiye'de çok yoğun bir marka takliti sözkonusu. Çünkü hemen her tür yerli ve yabancı markanın taklidini bulmak mümkün. Örneğin Almanya'da Türkiye'nin Vakko'su olan bir marka Almanya'da 50 marka satılıyorsa, Alman turist aynı malı Antalya'dan 1 marka alabiliyor. Tabii ürün aynısı olmasa dahi aynı markayı taşıyor ve o markayı, 1 mark karşılığı memleketindeki bir dostuna hediye olarak rahatlıkla götürebiliyor. Savcılığa başvuruyoruz. Mali Şube'den polis alıyoruz. Gidiyoruz, kepenklerin kapatılmış olduğunu görüyoruz. Tabii burada bize ihbar olduğu kadar taklit üretim yapanlara da ihbarlar sözkonusu oluyor. Rüşvet alryoriar, bu işi iş edinmiş insanlar bulunuyor. Bu durum Türkiye'deki ahlak yapısının buralara yansımasıdır." Taklit takibi için sirketler kuruluvor Gün geçtikçe gelişen hizmet sektörü, Türkiye'deki taklit mallann takibi konusuna da el atmış durumda. Çünkü Avrupa'da ömeklerine sık rastlanan taklit malları takip şirketleri Türkiye'de de kurulmaya başlandı. Istanbul Mali Şube eski müdürü Salih Güngör'ün Vehbi Kahveci ile birlikte kurduğu Alfa ümited bu şirketlerden bırisi. Şırket, yaklaşık 10 markanın takibini üstlenmiş durumda. Bünyesindekı araştırma ekıpleri ve avukatlarla birlikte çalışan şirket, taklit mallann hukuki işlemlenni tamamlayarak piyasadan toplanmasını ve • < ilgililerin cezalandınJmasını sağlıyor. Şirketin Antalya, Adana, Izmir, Ankara, Samsun ve Istanbul'da bölge müdürlükleri bulunuyor. Buralarda hem araştırma ekipleri hem de şirkete bağlı avukatlar bulunuyor. Araştırma ekipleri Alfa Limited'in herhangi bir yerde takliti takip yetkisi aldığı firmaların eğitimini görüyorlar, herhangi bir yerde bu taklit mallara rastladıklannda bunu şirketin hukuk bürolanna bildiriyorlar. Hukuk bürolan o sirketler adına savcılığa başvurarak evrakın polise havale edilmesini sağlıyorlar. Ve polisle birlikte gıdilip operasyon yapılıyor. Sahte mallar iptal ediliyor ve ilgili tahkikat yapılmak üzere mahkemelere sevkediliyor. Türkiye'de kayıt dışı ekonomiyi besleyen en biiyiik faktöıierinden birisini taklit üretim oluşturuyor. Türkiye taklit ürün cenneti Sahip olduğu kayıt dışı ekonomisi ve hemen her konuda kolayca kaçan "yaratıcı(!)" insan faktörüyle Türkiye, neredeyse bir taklit cenneti... Gümrük Birliği ile birlikte Avrupa Birliği'ne adım atmış olmasına rağmen halen Türkiye'de deterjan piyasasında ünlü markaların yüzde 15'e yakınının sahte olduğu ifade ediliyor. Ayrıca müzik piyasasındaki korsan mamüllerin yan yarıya olduğu ve tekstil piyasasında ise bu oranın yüzde 20 olduğu fakat bazı markalarda yüzde 70'lere kadar çıktığı söyleniyor. örneğin Amerika'dan Türkiye'ye gelen Calvin Claın marka blue jean pantolonlann yıllık adeti, 150 bin. Ancak piyasadaki satışı 1 milyon adetin üzerinde. Yani piyasada satışa sunulan en az 850 bin adet Calvin Clain marka pantolon, taklit yollarla üretilip, alıcısına sunuluyor. Bu arada Türkiye'nin çevre ülkeleri korsan mamüller bakımından besleme durumu da bulunuyor. Yetkililer Bulgaristan, Romanya, Arap ülkeleri, Sovyet Cumhuriyetleri'ne giden bütün korsan malların Türkiye'den geçtiğini ifade ediyorlar. Özellikle bavul ticaretinin büyük bir bölümünün ise korsan mallarla yapıldığı belirtiliyor. Çünkü bu korsan ürünler resmen bir marka olarak ihraç edilemiyor. Ancak herhangi bir tekstil fırmasının adının kullanılması gerekiyor. ortaya çıkıyor. Telaffuz konulmasının dışında taklit edilmekten kaçınılan bu paranın mallar konusunda "Devletin sadece çok "külliyetli" bir ülkedeki gizli işsiz orduna iş miktar olduğu ifade ediliyor. yaratmak amacıyla göz Ayrıca konunun uzmanlan şöyle yumduğu" şeklınde de bir kıyaslama da yapıyoriar: "Bir yorumlar yapılıyor. çanta eroiniO milyar liraysa Dünyaca ünlü bir markanın bir kamyon sahte mal da 10 Türkiye'deki satış milyar liradır. Bir çanta eroinin organızasyonunda üst düzey bir cezası 18 yıl hapistir. yönetıcı "Zannedirim bunlara Aynı değerdeki sahte malın biraz hoşgörülü yaklaşılıyor. cezası ise 3 ay hapistir. Yadsınmaz bir gizli işsiz Dolayısıyla çok büyük ordusuna iş kazandınlmış miktardaki bu kara para, her oluyor" diyor. sektörde üst seviyede belli Taklitçilik, Dolayısıyla ülkede herşeyde ellerde toplanmaktadır. olduğu gibi bu işlerde bir kara paravı beslivor Bu paranın nereye gittiği, "mafya" oluştuğunu ifade kimler tarafından kullanıldığı Türkiye'de kayıt dışı ekonomiyi ediyor. Adidas'ın Türkiye'de ise devlet tarafından takip besleyen en büyük satışını gerçekleştiren Esem edilememektedir..." faktörîennden birisini taklit Spor Giyim Grubu Başkan Ayrıca kayıt dışı ekonomiyi üretim oluşturuyor. Korsan ış Yardımcısı Doğan Ertuğrul ise beslemesi ve kazanılan paranın "mafya" konusunda şunlan yapanlar vergiye tabi olmadığı için ekonomıde kara para olarak kara para kategorisine anlatıyor: "Alanya'daki taklit Adîdas üretimi yapan atölyeleri takip için giden ekiplerimiz ilçe sınırlanndan içeriye giremiyor. Hatta 16000 avukatmızı dövmeye Yerlı I ^ H B Yabancı tm kalkıyorlar. 14000 Polisle veya çevik kuvvetle 12000 filan girmek gerekiyor. Işin içinde rant olduğu için adam, 10000 o rant kaptırmak istemiyor. Oraya büyük ihtimalle bu 8000 sorunu çözümlemek için 6000 çevik kuvvetle gitmeyi düşünüyoruz." Aynca Doğan 40O3 Ertuğrul, taklıtçılere yönelik operasyonlarda karşılaştıklan bir başka boyutu da şöyle açıklıyor: "Antalya'da bir 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 operasyon yapıyoruz. Türkiye'deki marka b&şvurulan Bu işi düşük gelir grubundan insanlar vaoıvor Alfa Limited şirketinin ortağı Vehbi Kahveci, yaptıklan işte caydıncılık unsuru olduğunu belirtiyor. Kahveci şöyle konuşuyor: "Genellikle bu tür işlernleri yapan düşük gelir grubunda olan insanlar. Bir malı aldığınız zaman veya imalatta kullandığı malı