24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 8 Kapak Ekonominin içi de 'açık' dışı daL ESRA YEINER Yüksek oranlı devalüasyon ve yüzde 100'ün üzerinde enflasyon kapıyı çalıyor D ış borç stoku 76 milyar dolara kadar yükselen, 6 milyar doların üzerinde cari işlemler, 20 milyar doların üzerine dış ticaret açığıyla karşı karşıya kalan ekonomi, 1994 bunalımı öncesindeki dış açık tehlikesini yeniden yaşıyor. Yüksek faizdüşük kur artışıyla şekilenen "sıcak para" politikasıyla 19 milyar dolara ulaşan düzeyde kısa vadeli dış borç yükümlülüğü bulunan, ancak uzun vadeli dış kredi olanakları sınırlı olan ekonomide, olası bir siyasi istikrarsızlığın yeniden "Yüksek oranlı devalüasyon, yüzde 100'ü aşan oranlarda enflasyonla" sonuçlanacak ikinci bir bunalım yaşanabilyeceği vurgulanıyor. Ne oiduvsa 89'da oldu Türkiye'de mali piyasalar 1989 yılında alınan konvertibilite kararının ardından iç ve dış sermaye hareketlerinin serbest bırakılmasıyla yeni bir döneme girdi. 1990 yılında hazırlanan ilk para programı ile finans piyasalarında döviz ve faize dayalı yeni bir süreç de başlatıldı. Bu dönemde para programının temelini, yurtiçi tasarrufları yetersiz olan Türkiye'ye yeni kaynak getilmesi için kısa vadeli dış sermayeyi çekmeye yönelik "sıcak para" politikası oluşturdu. Yüksek kısa vadeli dış borçlanma, para piyasalarına yeni kaynak pompalarken kamunun finansman gereksiniminin karşılanmasına da temel oluşturdu. Piyasalarda en yüksek işlem Hazine'nin iç borçlanma için çıkardığı devlet kağıtları üzerinde gerçekleşirken, sıcak para da bu dolaşımın en büyük kaynağı haline getirildi. Kamunun borçlanma gereksinimiyle de artan yüksek faiz dönemi tasarrufların üretim ve yatınm yerine ranta kaymasına neden oldu. Ranta dayalı ekonomide gelir dağılımındaki bozulma da, büyük sermaye lehine olan bu dönemde arttı. 1992'de yüzde 10, 1993'de de yüzde 12.7 düzeyine yükseldi. Aynı dönemlerde iç borç faiz oranlan yüzde 72 düzeyinden yüzde 86 oranlarına kadar yükseldi. Kamu kesimi borçlanma gereğin GSMH'ye oranı Dış açık tehlike sınırında Sıcak para politikalarının yoğun biçimde sürdürüldüğü bu yıllarda dış 190 milyon dolar, 1993 yılında borç sotuku ile dış ticaret ve da 14 milyar 160 milyon cari işlemler açığındaki artış da dolara çıktı. dikkat çekici boyutlara geldi. 1991 yılında 50 milyar 489 1994 bunalımı milyon dolar olan dış borç patlak verdi stoku 1992 yılında 55 milyar 592 milyon dolara, 1993 yılında Ekonomi kısa vadeli dış borç da 67 milyar 356 milyon dolara ve ithalatı dayalı bu genişleme çıktı. Bu dönemde, dış borç dönemi, 1994 yılında önce stoku içinode 1991 yılında 9 para piyasalannda, daha sonra milyar 117 milyon dolar olan da mali piyasalar ve kısa vadeli dış borç miktarı ekonominin tüm alanında 1992 yılında 12 milyar 660 milyon dolara, 1993 yılında İç borçlanma faiz oranı da 18 milyar 533 milyon (yıllık) 1990 dolara yükseldi. %51.94 Dış borç stokundakı artış doğrultusunda, 1991 yılında 250 milyon dolar fazla veren cari işlemler dengesi, 1992 yılında 974 milyon dolar, 1993 yılında da 6 milyar 433 milyon dolar düzeyinde açık verdi. Dış ticaret açığı da 1991 yılında 7 milyar 340 milyon dolar, 1992 yılında 8 milyar büyüyen bunalımla sonuçlandı. Uluslarası risk değerlendirme kuruluşlarının 1994 ocak ayında yüksek dış açıkla karşı karşıya kalan Türkiye'nin kredi notunu düşürmeleriyle patlak veren bunalım sonucunda, büyük kaynak gereksinimini karşılayamayan Hazine, iç borç faiz oranlannı yıllık net yüzde 204 düzeyine kadar yükseltmek zorunda kaldı. Fatura yine sabit gelirlive çıktı Ekonomi 1994 yılını, yüzde 139'ı aşan düzeyde devalüasyon, tüketici fiyatlarında yüzde 125.5 oranına ulaşan enflasyon, üretimde yüzde 11.3, yatırımlarda da yüzde 15.2 düzeyine çıkan düşüş ve ekonomide yüzde 6.1 oranında daralmayla büyük yara alarak kapattı. Ancak en büyük fatura, yüksek enflasyon ve devalüasyonla, sabit geliriyle mücadele etmek zorunda kalan çalışanlara çıktı. Çalışanların ulusal gelirinden 1991 yılında yüzde 31.9 oranında aldığı pay 1992'de yüzde 31.7, 1993 yılında yüzde 30.9 oranına düştü. Ekonomik bunalımın yaşandığı 1994 yılında bu oran yüzde 25.5, 1995'de de yüzde 22.2 düzeyine kadar indi. Aynı dönemler itibarıyla rant, kira, kâr geliri elde eden sermaye grubunun ulusal gelirden 1991 yılında yüzde 53.3 düzeyinde aldığı pay, 1992'de yüzde yüzde 53.5, 1993'de yüzde 54.2, 1994'de yüzde 59,1995'de de yüzde 61.4 düzeyine kadar yükseldi. 1993 yılında 3 bin 4 dolar olan kişi başına düşen ulusal gelir 1994 yılında 2 bin 196 dolara kadar düştü. Yine avnı cember DYPCHPhükümeti1994 yılında yaşanan ekonomik bunalımla birlikte Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) masaya oturdu. Çalışanların ücret ve maaş artışlarının sınırlanması, KİT ürün fiyatlarına yüzde 100 oranında zam yapılması, tüketim harcamalarının kısıtlanması, para piyasalarında daraltıcı politıkaiarın uygulanmasını öngören 5 Nisan kararlarının ardından IMF'yle standby kredi anlaşması imzalandı. Yüzde 139 gibi yüksek oranlı devalüasyon ve tüketimi daraltıcı önlemler sonucunda, kısa vadeli dış borçlanmanın durduğu, ithalatın azaldığı 1994 yılı sonunda, cari işlemler dengesi 2 milyar 631 milyon iç borç arttıfaizler vükseldi Kamunun iç borçlanma politikasını artırdığı bu yıllarda, 1991 'de yüzde 6.8 düzeyinde olan iç borç stokunun gayri safi ulusal gelire (GSMH) oranı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle