Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• Dosva akliyeci firmalar, özel uruluşlar ve kamu kuruluşları ıracılığıyla geliyor. >EKA yetkilileri, Türkiye'de ıski kâğıt toplama »ilincinin gelişmediğini urguluyorlar. îEKA'ya gelen toplama .âğıtlar arasında iade ve lormal gazete kâğıtları, natbaa artıkları, mukavva ;utular, kitaplar, mecmualar, Jergiler ve eski evrak )ulunuyor. Yetkililer, şletmelerine her türlü ;uruluştan belge ve evrak jeldiğini belirtiyorlar. Kâğıtlar, îEKA'da kâğıt eksperleri ve jzmanlar tarafından eleniyor ıe bunların arasından leğerlileri seçiliyor. 3urada akla şu soru takılıyor: 'SEKA'da yapılan seçme şlemi ne kadar isabetli ve ioğru? Bu kadar kâğıt arasından değerlileri gözden kaçmadan seçilebilir mi?" 3u konuda görüş bildiren stanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi iığretim görevlisi Tülin Aren, jöyle diyor: 'Kâğıt fabrikalarına yüzler, Dinlerce kilo kâğıt geliyor. Bunların tümünü incelemek, nangi belgelerin atılıp hangilerinin saklanacağını belirlemek olanaksız. Üstelik, bu işlemlerin arşivcilik prensibiyle gerçekleştirilmesi gerekir. Değerli belgeler anında denetim altına alınmalıdır. Kurumlarımızda bu bilinç oluşmadığı için sorunlar çıkıyor." Değerli evrakın gözden kaçmasının bir nedeni de, yeni cumhuriyet kuşağının Osmanlıca bitmemesi. Şu anda Osmanlıca bilenlerin çok az olduğu ve evlerde bulunan eserlerin okunamadığı ve bunun için evde fazlalık görülerek satıldıklarına dikkat çekiliyor. Sahaf Mustafa Tükek, Istanbul'daki kimi hurdacıların değerli kitapları, evrakı ötekilerden ayırabildiğini belirterek hurdacılarla kurdukları bire bir ilişki sonucunda bu kişilerin elindeki değerli eserleri yakalayabildiklerini anlatıyor. Ne var ki, Türkiye'nin her yerindeki hurdacılara ulaşmanın da mümkün olmadığını vurguluyor. Sayfa 5 sahipleri de bu evrakı ya satıyor ya da kâğıt fabrikalarına gönderiyorlar. Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin arşivlerine bakıldığında fazla geriye gidemezsiniz. Taşınmalar sırasında bilerek veya bilmeyerek imha edilmiş ve satılmış." Öğretim görevlisi Tülin Aren de üniversitelerin bu bölümlerinden mezun olan kişilerin işe alınmasıyla çözümün gerçekleşeceğine inanıyor. "Üniversitelerimizde, arşivcilik bölümleri bu soruna çözüm bulmak için kurulmuştur. Kamu kurum ve kuruluşlarında bu bölüm mezunlarının yer alması gerekir. Kurumlarımızda bu bilinç oluşmadığı için sorunlar çıkıyor." Osmanlı Arşivleri Daıre Başkanlığı Analitik Tasnif Şube Müdürü Seyid Ali Kahraman ise eğitimi yeterli görüyor, üstelik kamu kuruluşlarına yeni personel alınamadığını, üniversitelerin arşivcilik bölümleri mezunlarının arşivlere yerleştırilseler bile konularında uzman olabilmeleri için zamana ihtiyaçları olduğunu belirtiyor. Kahraman, Türkiye'de değerli evrakın kâğıt hamuruna dönüşmediğini de savunuyor. Ona göre ailelerin sahaflara veya kâğıt toplayıcılarına sattıkları evrakın çoğunun devlet arşivlerinde örnekleri var. "Osmanlı dönemine veya Cumhuriyet dönemine ait her belgenin birden fazla nüshası Devlet Arşivleri'nde bulunuyor." Seyid Ali Kahraman ilgınç bir bilgi de veriyor: "Şu anda arşiv depolarında saklanan 150 milyon evraktan 2530 milyonu tasnif edilebildi. Bu hızla devam edilecek olursa geriye kalan bölümün de 25 yıla kadar arşivlenebileceği düşünülüyor." Istanbul'daki kimi hurdacılaı; değerli kitaplar ile değerli evrakı diğerlerinden ayırtedehiliyorlar. arşiv malzemesi, arşivlik malzeme, ayıklama ve imhanın tarifleri yapılmış. Kanun kapsamında yer alan kurum ve kuruluşlara getirilen sorumluluklar sayılmış, ayıklama ve imha işlemlerinin, kurum ve kuruluşlar bünyesinde kurulacak komisyonlar aracılığıyla Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nün denetiminde yapılacağı hükme bağlanmıştır. Bu yetki nedeniyle "Devlet Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmelik" Başbakanlık'ça hazırlanarak 16 Mayıs 1988 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yasaya göre arşiv malzemesi ve arşivlik malzeme tahrip ve tahrif edilemez ve yurtdışına çıkarılamaz. Genel Müdür Binark, 1988'e kadar ülkede sahip olunan çok zengin arşiv malzemesinin miktar ve içerik olarak değerinden tam tasnifinde ortak standarda • Değerli evrakın gözden kaçmasının gidilememiştir." bir nedeni de, yeni Türkiye'de arşivcilik önemsenmivor kuşağın Osmanlıca bilmemesi. Şu anda bir güçlüğü de Osmanlıca bilenlerin Arşivlemenin değerine objektif evrakın tarihi çok az olduğu ve bir kriter getirmek. Bu hiç de kolay değil. "Arşiv evlerde bulunan sorumluları günümüzdeki eserlerin toplumsal olaylara bakarak okunamadığı ve ileride ne tür belgelerin bunun için fazlalık tarihi değer taşıyacağına karar veriyor. Bir belgenin görüldüklerine mali, yasal değerini dikkat çekiliyor. belirlersiniz, ama tarihi öneminin saptanması bir yerde değerlendirmeyi yapan kişinin inisiyatifine bağlı" böyle diyor Yard. Doç. Hamza Kandur: "Bir başka sıkıntı ise kamu kurum ve kuruluşlarının arşivlerinde bu işin eğitimini görmüş kişilerin görev almamaları. Kurumlar, başka bir binaya taşındıklarında eski binada bırakıyorlar. Binaların yeni Özel sektör bilincli Arşivcilik uzmanları, Cumhuriyetin ilanından sonra arşivcilik anlayışının yerleştiğini, kamudaki yöneticilerin ise hâlâ bir arşivin önemini anlayamadıkları konusunda birleşiyorlar. Uzmanlar, özel sektörün bu konuya çok özen gösterdiğini eklemeden edemiyorlar. "Kamudaki bir yöneticiye 'Muhasebe bölümünüz hiç de iyi çalışmıyor' derseniz fena halde bozulur, ama 'Arşiviniz düzenli değil' derseniz güler geçer. Özel sektör arşive önem vermek zorunda. Çünkü arşiv para demek. Bir yerde, arşivdeki bilgi birikimi onların sermayesi oluyor." £a 3473 sayıjı vasa cözüm mü? Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürü Ismet Binark, 3473 sayılı "Muhafazasına Lüzum Kalmayan Evrak ve Malzemenin Yok Edilmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun"a dikkat çekiyor. Bu kanunla anlamıyla haber olunamadığı için bunlar üzerinde bir koruma ve denetim sistemi kurulmadığından, çeşitli daire ve kuruluşlardaki arşiv malzemesinin kurtarılamadığını vurguluyor. "Bu malzeme, faydalı ve kullanılır hale getirilememiş. Yeniden üretilen arşiv malzemesi, bir düzen altına alınamadığından, tertip ve