26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 ARALIK 2003. SAYI926 KAPAK 11 Hikâyelermi görüyordunuz? Evet, hikâyeler görüyordum. Çoğu saçmasapanşeylerdiama... Paris'te sinema eğitimi aldınız, gazetecilik ve sosyoloji de okudunuz. Türkiye'ye döndüğünüzde nasıl bir sinema ortamına girdiniz? Yeşilçam sizi ürküttii mü? Türkiye'ye 71 'de, tabii ki biraz idealist bir düşünceyledöndüm ve Fransa'dakisinema kültür ortamından çok farklı bir ortamıniçinedüştüm. Biraz eğitimliolmam, hatta dışarıda eğitim görmem bizim sinema çevresinde bana mesafeli bakılmasına nedenoldu. Ukala mı göriildünüz? Ukala bir insan hiçbir zaman olmadım, o görünümü de yansıttığımı sanmıyorum amabirönyargıdiyebilirim. Mektepliolanlara,eğitimliolanlara karşı bir önyargı... Eğitimli sinemacı azdı herhalde... 1 liç yoktu. Büyük bir kurıımıın reklam kuruluşundaçalışmayabaşladımgelırgel mez. Tanıtım filmleri yapıyorduk. Yeşilçam'dantamamenbağımsızbirkuruluştu, vebana Yatık Kmine'yı senaryolaştırmayı teklifettiler. Senaryoyuyazdım.sansürgeri çcvirdi Bir daha yazdım, sansür yine geri çevirdi. Kurum "Sen bu işi beceremeye ceksin"dedi"TurgutOzakman'laçalış"... Kurumu söylemenizde sakınca var mı ? Yok, Yapı Kredi'nin yan kuruluşu, Sinevizyondiye bir kurum. TurgutBeyyazılan senaryoyu yumuşattı ve sansürdcn şartlı olarak çıkti. Yeşilçam'dan bir yönetmen almayı pek düşünmüyorlardı, benden filmi de çekmemi istediler. Siz Yeşilçam'a nasıl bakıyordunuz ? Ycşilçam'da o zaman iki tür film yapılıyordu,biri Yeşilçam tarzı diyebileceğimiz insanları biraz afyonlaştıran gerçekle hiçbir bağlantısı olmayan popüler bir sinema türüydü ki, ben o filmlere çok uzak, hatta birazaşağılayarakbakıyordum. Bugünobakışa sahip değilim onu söyleyebilirim, daha hoşgörülü bakabiliyorum. Bir de Metin Bey'in, Lütfü Bey'in, Atıf Bey'in bazı filmlerinde gördüğünüz daha farklı bir sinema ve Yılmaz Güney'in başlattığıbırakımvardı. Açıkçasıiki sinema da bana uzaktı. Ikinci saydı ğıma çok daha büyük bir saygı ile bakıyordum, ama kendimden bir sinema olarak görmüyordum. Çünkü çoğu kez kırsalı anlatan ya da kırsal kesimde geçen filtnlerdi ve ben bir şehir çocuğu, burjuva diyebileceğimiz bir aileden gelmebirinsandım.Oradaki meselelereyabancıkalıyordum. Yatık Emine, Yeşilçam'la aranıza bir köprii kurabildi mi? Hayı r, Yeşilçam bana öyle çok yalan durmadı. Ben de onlarla iş yapamayacağımı an ladım. Biraz reklam filmleri çekeyim, biraz sermayebiriktireyim, kendi filmlerimiyapayım dedim. Beş yıl çalıştım, Yusuf ile Kenan adlı, Onat Kutlar'la birlikte yazdığım ikinci filmimin ortak yapımcılığmı yaptım. Ondan beri de yapımcılık yapıyorum. 20'ye yakın filmin yapımcılığını üstlendim, yani sadece kendi filmlerimin yapımcılığını yapmadım... Yusuf ile Kenan da sansiiretakılmıştı... lamamen yasaklandı ve 1979yılında Antalya Film Festivali bu yasak yüzünden yapılamadı. Birkaç ay sonra Danıştay kararı ile oynatılma imkânıoldu. Filmi, yedi sinemadabirden filmi gösterimesoktuk.Hiçunutmam, daha ikinci seansta, Kocamustafapaşa'da veBakırköy'deki bir sinemada sağcılarbastı. Birsürü işletmeye tehdit telefonlangeldi ve filmi kaldırdılar. Düşünün, yedi sinemada birden... Bütiin reklamları yapılmış, kopyalarbasılmış... Opazartesiçokkara bir gündü,hiçunutmam. Film ancak bir yıl sonra, yani 12 Eylülhareketinden sonra seyirci karşısına çıkabilme imkânı bulabildi veçokiyiişyaptık. Hep edebiyatçılarla çalıştınız, Anayurt Oteli, Ah Giizel tstanbul, Kırık Bir Aşk Hikâyesi, Göl, Körebe... Aklınızda keşke şunun filmini çeksem dediğiniz roman var mı? Yeni dönem edebiyatı izleyebiliyor musunuz? tmkânımolduğu ölçüde i /. 1 i y o rum, ama açıkçası "Ben bunu film yapmak istiyorum" diyebileceğim yazınsal metinlekarşılaşmadım. Bunda edebiyatın bir karakter yaratmaktan çok, olayla yetinmesinin payı var mı? Hayır yok. Edebiyat uyarlaması çok hassas bir ilişkiyi gerektirir. Bir ruh örtüşmesinden söz edebiliriz. Bence ancak o zaman uyarlanan film belli bir başarıya ulaşabilir. O edebi eser ilginç ya da çok satıyor diye işe girişildiğinde bıınun dünyada da çok ör neği var çok başarısızoluyor. Edebiyat mı daha zengin kalıyor, film mi? Öyle bir kıyaslamaya girmemek la/ım, benceöneınli olan sizin yazarla olan örtiişmeniz. Aksi halde bi r manası yok edebiyat uyarlaması yapmanın. Çok değerli edebiyatçılarla çalıştım, Yusuf Atılgan, Orhan Pamuk,Füruzan,Onat Kutlar, BarışPirhasan, Selim lleri... Hepsi sinemanın farklı bir alan olduğunun kabulü içindcydiler. Bir defa metinlerinde birtakım değişıklikler olacağını peşinen kabul ediyorlardı. Bazen metne ihanet etme adına yapılan m üdahaleler sinema için bazen okımltı sonuçlar verir. Çünkü iki tane değişik anlatım alanından söz ediyoruz. O bakımdan hiçbir sıkıntı yaşamadım, tersine çok iyi iletişimimizin olduğunu söylemek mümkün ve hepsi sinemaya karşı çok duyarlı insanlardı, tutkulu insanlardı. Artık Yeşilçam yok. Son on yılda çekilenfilmlerebaktığınızda hangi yönetmenler sizin ilgilinizi çekiyor? Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan ve Derviş Zaim'i ayrı tutuyorum. Devamı arka sayfada Yalnızlıkduygusununşiddetlebağlantısı nedir, onu biraz kestirmek zor. Çünkü şiddet kişinin kendi içinde olduğu kadar kültürün de beslediği, size dayattığı bir şeydir. I Ioşgörüsüzlük, birtakım durumları sadece sert bir otorite ile düzeltmeye çalışmak kendi içinde bir şiddet doğuruyor zaten. Filmde erkek karakterler, bazen ölümle, bazen hastalıkla, bazen babaya ulaştnakla, ama hep dağılıyor... Kadın kahramanlarınız ise bir bütiin olma hallerini koruyorlar... Bu ayrımı nasıl çizdiniz? Böyle bir ayırımçizmekistemedim, ama söylediğinize katılmamak mümkün değil. Kadınlargüçlü varlıklar, bunainanıyorum. Karşılaşma 13. filminiz. Geriye döniip baktığınızda kendi seyrinizi nasıl göriiyorsunuz? Bu değerlendirmeyi yapmak bana düşmezdiyedüşünüyorum. Açıkçası yapamıyorıım da. Çünkü böyle bir değerlendirmeyi yaparken nesnel olmak ve duygudan biraz arınmak gerekir. Benimse, doğrudan doğruya müdahalem vebiitün filmlerimle duygusal bağlarım var. Kimi filmlerim başarılı,kimideğildir. Kimibanayakındır, kimidahaazyakındır... Size en yakın duran filminiz? Gece Yolculuğu'nu daha kişisel, duygu olarak daha yakın bulurum. C) film gerçekten işimle, yaptıklarımla ilgili birkriz sonucıı ortaya çıkmıştı. Yani, o güne kadar yapmışolduklarımakarşı bir başkaldırı olarak nitelendirebilirim. AnayurtOteligenellikle başkaları tarafından en başarılı filmim olarak nitelendirilir. Ben de çok büyük bir coşku ve sevgi ile yaptım, dolayıstyla Anayurt Oteli'ne karşı da böyle bir yakınlığım var. Karşılaşma'yı da çok seviyorum, onu da kendime çok yakın buluyorum. Karşılaşma'da diğer bütiin filmlerinizden bir şeyler var mı? Orneğin, Akrebin Yolculuğu'ndaki saat tamircisi, bu filminizde de saat tamir ediyor... Var. Sanıyorum bunlarbenim tarzımda film yapanların çoğunda görebileceğimiz tekrarlar. Bu sahneler bilinçli mi, yoksa size rağmen mi filmlerinizeyerleşiyor? Buna biraz terapi gözü ile bakmak lazım. Birsenaryoyazmanın,bir film çekmenin sizin içinizde bastırılmış olan duyguların ortaya çıkışı ile çok bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Sizin hayatla ilgili birtakım meseleleriniz, birtakım dertleriniz,saplantılarınız, tutkularınız varsa onlar ister istemez kendilerini ortaya koyuyorlar. Çok bilinçli olduğunu söyleyemem, ama bir şekildebir dürtü, sizin onlardanbahsetmenizeneden oluyor. Sinema sizin için bir çocukluk saplantısı gibi... Sinemaya karşı çocukluğumdan beri olağanüstü, yani normaJ olmayan bir ilgim vardı. Sinemaya gitmek için her imkânı kullanırdım,cebimdenezaman biraz harçlıkolsa, sinemaya giderdim. Lise çağlarında ya benbirsinemanın içinde yeralmakistiyorum diyecek kadar... O zaman fotoğrafa meraklı idim. Büyükbirihtimallegörüntü yönetmenliği, kameramanlık f alan yapabilirimdiyedüşünüyordum.Üniversiteyıllarında yavaş yavaş yönetmen olabilir miyim, demcyebaşladım. Biryandan dahikâyeler tasarlıyordum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle