Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19EKÎM2003.SAYI917 KADIN KAMER altı yılda 6 bin kadına ulaştı. "Namus cinayeti" ile tehdit edilen 15 kadın da KAMER'in korumasında. mm 11 vcKültürlerinKalesiMardin" sergisinde söyleşiyoruz. Sergiye konu olan Mardin'e sevdası Cumhuriyet Dergi'de okuduğu "Mardin 6. binyılanasılgirecek?" başlıklıyazıylabaşlamış. " 1994 'te Oktay Ekinci'nin bir yazısına ve resmine rastladım. Sapsan taş binalara, çok güzel bir akşam güneşi vuruyordu. Heyecanlanmış ve son derece etkilenmiştim. O anda içime bir ateşin düştüğünü fark ettim. Kendimesürekli, bu resmi nasıl soyutlarım acaba dıye soruyordum. Sonra Mardin hakkında ne kadar yazılmış eservarsahcpsiniokudum. Araştırmalar yaptım. 1015 gün kadar Mardin'dekaldım. Mardin'in farklı din ve kültürlerin Arap,Bizans,Selçukbarındığıbiryerolduğunu anladım." Melek Nuhoğlu Mardin'i farklı biçimlerdeanlatmayaçalışmış. "Mardin'inasıl anlatabilirdim.Görünmeyeninasılgörüniir kılabilirdim. Akrilikte Mardin nasıl olur acaba diyerek başladım. Ardından seramikJerlc vegravürlc Mardin çalışmaları geldi. Ayşcn Ertek'in atölyesinde2 yıl, 3 ay kadar da Güngör îplikçi'nin atölyesinde içimdeki Mardin i aramaya devam ettim. Ycterli olmadı, sonıında baskı makinesini eve taşımak zorunda kaldım ve kcndime bir atölye kurdum. Bir süre sonra heyecanlarımla çalışmaların da arttığım gördüm. Sergileyerek paylaşmalıydım. l lerkes görmeliydi." Atatürk Kiiltür Merkezi ve bankaların sergi salonlarında yer bulamayan NuhoğluDünyaAktüelKitabevi'nebaşvurmuş. "Scrgi salonlarında yer bulmak zordu. Dünya Aktüel Kitabcvi 'ne başvurdum ve kabul edildi. Nisan 'da bir anlaşma yaptık veEkim'desergilenmeyebaşlandı. Amacım Mardin'degörünmeyen birgüzelliği görünür kılmaktı." Nuhoğlu'nun bir yazıyla başladığı Mardin serüveni devam ediyor. " 1994'ten itibaren nasıl soyutlarım sorusunun yanıtını arıyorum, aramaya devam edeceğim." • hassahinmiha@mynet.com Mor Çatı'sı BERAT GÜNÇIKAN niki kadın. Hemgelenekleri, hem ön yargıları, hem resmi, hem gayri resmi otoriteleri karşılarına alarak yola çıktılar. Kendilerine biçtikleri rol saydamdı: Kadınlara dokunup, onların yaşadıkları durumu fark etmelerini, sorgulamaya başlamalarını ve değiştirmek içın mücadele etmelerini sağlamaya çalışmak... Geçen yılın kasunında, üstelik isteği dışında girdiği bir ilişki sonucu hamile kaldığı için recmle cezalandınlan Mardinli Şemse Allak bu vaatlerini tutmalarına bir örnekti. Bitkisel hayatta geçirdiği yedi ay boyunca Allak'ın başucunda beklemişler, öldüğündecenazesinisahiplenmiş.tabutunu da kendileri taşıyarak törelere boyun eğmeyeceklerini vurgulamışlardı. Tek tek hepsinin birer ismi var mutlaka, ama ortak bir isimle tanıdık onları: KAMER. Yani Diyarbakır Kadın Merkezi. Merkez, Şemse'nin henüz hastanede olduğu günlerde bir karar aldı, "törelere karşı çıktıkları" gerekçesiyle ölüm tehdidi altındaki kadınlara destek olacak ve cinayetlerin önünegeçeceklerdi. Onlar Şemse de dahil iiçkadının sorumluluğunu almayı öngörmüşlerdi ama kısa sürede 15 kadının ölümyaşam savaşının ortasında buldular kendılerini...KAMERyöneticilerinden Naime Kardaş "Bu kadınlardan Şemse dışında 14'ii yaşıyor" diyor "Kadınların kimi evli, kimi bekâr. Kimileri sığınma evlerineyerleştirildi, ktmilerinin aile meclisleriyle görüşmeler sürüyor". Yola " aile içindeki şiddet" i temel alarak çıktdar... Bunda hem bölgenın siyasal koşullarının etkisi vardı, hem de kişisel tarihlerinin... Acil Yardım Hattı kuruldu, şiddeti tanıtma ve ölçme programı uygulandı, Kadının tnsan Hakları için Bilinç Yükseltme Grup Çalışmaları Programlan yapıldı, travma tedavi grupları oluşturuldu. Psikologlar Jülide Aral ve Ufuk Sezgin'in desteğiyle deneyimler paylaşılırken yaşamlanlar da adlandırıldı. Başvurularöngörülenlerin çok üzerindeydi. Bunun nedenini KAMER kurucularından Ayşe Gülen, şöyle anlatıyordu: "Bizim kadınımız çok bilinçli, ama bu siyasi anlamda. Şiddet nedeniyle dışarıyla ilgileniyor, kendisine bakmıyordu. Gelenekler de etkiliydi. Dışandaki şiddet biraz sakinleşince herkes evinin içindeki şiddeti fark etmeye ve dilegetirmeyebaşladı. Boşanmalar artmadıysa da adli makamlara başvurular yoğunlaştı." KAMER adli bir makam değildi, ama şiddeti tanımlayıp bu şiddetten kurtulma yollarını arayan kadınlar için ilk başvurulacak merkez oldu. Ne vakıf olabilmek için gerekli para, ne de dernek açabilmek için gü venli ortamı bulunamadığı için şirketleşmeyolunagidildi. Resmi otoritelerin "BunlarPKK'lı" diyesuçladığı,gayri resmi otoritelerin ise " Şimdi buna ne gerek var" diye yargıladığı ortamda binlerce kadın KAMER'e sığındı ve destek istedi. Bülent Kahraman "TecritTeşhis", Canan Dağdelen "Şairnoktabahçenokta" ve Yıldız Şermet "Tilkinin bağbozumu seferi" ile "Hatırla" çalışmalarıyla katılıyor. Hasan Bülent Kahraman, serginin anıtımı için kaleme aldığı yazıda, serginin konusu olarak bahçeyi şöyle anımlıyor: Buradaki bahçe sözcüğü capalı bir alanı, içe dönük bir mekânı, iinırları ve işlevi belli bir kavramı değil, jana göre dışa dönük, ancak zihinsel ilarak kavranabilecek, somut olmaktan ;ok soyut kavramı işaret ediyor. Sakine yil'in "Nysa Ülkesi" isimli çalışmasıise ıdını Dionysos'un büyüdüğü ve ilk ısmayı diktiği gizemli yerdcn alıyor. ^il, Dionysos'u ise şöyle tanımlıyor: îitki büyütme, bereket ve tiyatro anrısı olan Dionysos, iç güdüselliği, 'aratıcı taşkınlığı, giz içindc saklı ;erçeği, yabanıl ve başına buyruk ;üzelliği ifade eder...# Galeri Apel: 0212 292 72 36 Işkence, gözaltında tecavüz gibi resmi makamJarı suçlayan başvurular da vardı ve bunlar ilgili kurum ya da kuruluşlara yönlendiriliyordu... Kadınlar, iki tarafın da suçlamalarını kulak ardı etmeyi yeğlediler. Zaman onların sadece kadınlardan yanatarafolduklarınıgösterdi. Artıkemniyet müdürlüğü kendilerine başvuran kadınları KAMER'egönderiyordu, hatta destek isteyen kadınlar arasında polis ve asker eşleri de vardı. Bir başkomiserin eşi yaşadığı aile içi şiddetten kurtuluşu grup çalışmalarında aramıştı. Naile Kardaş,"Bizsorunaher zaman kadın sorunıı diye baktık, yani bizim yaşadığımız ile polis ve asker eşlerinin yaşadığının farklı olmadığını gördük. Üç yıldır burada grup çahşması yapıyorum, kesinlikle aynmcılığa rastlamadun" diyordu. . .,...J. ,fll w l* 5 Devamı arka sayfada