07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PAZARIN PENCERESİNDEN Hamdullah Suphi'nin solundaki figür ürkiye Büyük Millet Meclisi Hulklu tlişkilcr Müdürü uçtığı zarftan çıkan dilekçcyi okuyunca irkildi. Aynı /.amanda birer kopyalarının Cumhurbaşkanlığı'na ve Beyoğlu ile İstanbul Büyükşchir Belcdiye Başkanlıkları'na gönderilmiş olduğu belirtilen dilekçede şunlar yazılıydı: TBMM Başkanlığı'na, Konıı: Babam Ali Hamid Kakmacıoğlu'nun ve babamın mirasçılarının müsaadelcri alınmadan babamın suretinin Taksim Abidesi'nde kullanılmasıyla ilgili tazminat talebi. Ben Ali Suat Kakmacıoğlu, tstanbul'da Taksim Meydanfnda yeralan anıtın güneye bakan cephesinde bulunan Atatürk heykclinin sol omuzuna isabet edcn yerdekı Hamdullah Suphi Tannövcr'i tcmsil cden heykclin hemen ardında duran figürün babama ait olduğunu geçenlerde Taksim Abidesi'nin önünde resim çektirmiş olan bir dostumun ihban sonııcu yeni tesbit etmiij bulunmaktayım. Babam A. Hamdi Kakmacıoğlu Istiklal Savaşı kahramanlarındandır. Bahis konusu hcykelin babama ait olduğu, notcr hu/urunda anıtın dört bir yanından dürbünlü makinelcrle çckilmiş resimlcrin kriminoloji u/manlarınca rahmcllinin çeşitli fotoğraflarıyla " karşılaştınlması sonucu kesinlcşmiştir. Atatürk'ün silah arkadaşlanndan olaıı babamın tek mirasçısı olduğumu yansıtan bclgclcr (nüt'us kuyıtlan, veraset ilamı ve diğer dclillör) ekte sunıılmaktadır. Babamın suretinin ne kendinden ne de mirasçılarından izin alınmadan bu anıtta kullanılmış olmasının hiçbir makul gerekçesı yoktur. Bundan yirmi yıl önce beş liralık banknotlar üzerinde yeralan birkaç köylü kızına bile ta/minat ödenmişken istiklal Harbi'nde Gelibolu'da Akbaş cephaneliğini Fransızlar'ın elinden alan kahramanlar arasında bulunan rahmetli babama ya da mirasçılarına ödenmesi gereken belli bir miktar tazminatın çok görülmemesi gerekir. T pck emin olmamakla rfcraber ocak ayından bu yana zamanının belli bir bölümünü bu işe ayırarak yeterli sayıda belge oluşturmuş, bu ara Insan Hakları Cemiyeti'nin ve Bcyoğlunu İhya Vakfı'nın da desteğini kazanmıştı. Resimli Tarih Dergisi'nde babası ile ilgili bir söyleşinin yer alması, sabah yayınlanan gazetelerin birinde bir köşe yazannın belediye başkanına hitabeden "Belediye Başkanı millî kahramanlanmızdan birinin oğlu hakkını aradığında istidasına cevap dahi vermeye tenezzül etmiyor musun? Sakın 'vallahi billahı bu işten haberim yok' falan demeye kalkma; yemem! Ben yurttaşımın hakkını da yedirmem..." diye yazması Kakmacıoğlu ailesi üyelerini yürcklcndirmişti. TBMM Başkanhğfna verilmiş olan dilekçe görüşü alınmak için Tarih Kurumu'na scvkcdilmişSevki yapan memurun "Bundan sonuç çıkar. llakkını/ı nıuhakkak alırsıııı/!" denıcsi dc ümıt verıcıydi... Kakmacıoğlu ailesinin mutluluğu temmu/un ilk pa/arına kadar sürdü. O gün kahvaltıda gazeteleri kanştıran oğlu, "Bak bak", dedi, "Namussuzun biri babamızın heykeliyle ilgili bir basın toplantısı yapmış! ". Ne demiş? Gazeteden okuyorum: "lstanbul'da, Taksim Meydanı'nda yeralan abidede Atatürk'ün ve Inönü'nün azıcık gerisinde kalan Hamdullah Suphi Bey'in solundaki heykel rahmetli babam Nusret Rivayet'ten başkasına ait değildir." Eyvah! Dur kendini sıkı tut bak daha neler demiş "Babam Nusret Rivayet 1922'de Ankara'da Evkaf Sarayf nda açılmış olan yerli mallar scrgisine Safranbolu'dan katılan tek zanaatkârdı. Orada sergilediği bronz saplı bastonu sonra Gazi Hazretlerine hediye etmiş, Gazi de NeOcel tatap: 1 Kendisinin vc mirasçılarımn izni alınmadan kullanılan Ali Hamid Kakmacıoğlu'nun heykelinin nzamız olmadan kullanılmasına derhal son verilmesini, 2 Bugüne kadar tnüsaadesiz kullanılmasından ötürü yıllık on milyon liradan 68 yıl için (68 bin dolar karşılığı) 680 mil yon'TL.'nin ödenmesını, 3 Bugüne kadar nzamız dışı kullanılmış olan babamın suretinin kullanılmaya devam edilmesi halinde bundan böyle, yılda sekiz bin dolar karşılığı Türk lirasının ödenmesini, 4 Bu abidcyi ziyaret edenlerden ve önündc fotoğraf çektirenlerden ücret alınıp sureti mevcut heykel hacminin yüzde beşini oluşturan babamın mirasçılarına özcllıkle güney cephesi önünde ve babamın heykeli iyice görünecek şekildc resim çektirenlerden alınanın daha büyük bir kısmının tarafımıza ödenmesinin, Kabulünü, aksi takdirde aile haysiyet ve haklarımızın korunması için yargı yoluna başvuracağımızı bildiririz." Yılbaşından beri işleri iyi gitmeycn yedek parçacı dükkânının donanımı için almış olduğu banka kredisini bile ödeyemcyen Ali Suat Kakmacıoğlu ümidini bu dilekçeye bağlamıştı. Abide'deki kimsenin babası olup olmadığj konusunda ona bir teşckkür mektubu yollayarak şöylc demişti: 'Nusret Üsta, eseri sanatını/ olan bastonu yalnı/ Safranbolu'lu bir ustanın yadigân olarak değil sanata karşı olan millî kabiliyetimizin burhanı gibi saklayacağım. Sizi önümüzdeki yıllar içinde en büyük ustalar arasında görmek isterim.' Babam birkaç yıl sonra tstanbul'a taşınmıştı. Ortaköy'de Muvakkit sokağında bir eve yerleşmiştik. Aynı mesleği sürdürüyordu. 1925 yılında CHP müfettişi Hakkı Şinasi Paşa'nın başkanlığındaki komisyon Taksim Meydanfnda bir Cumhuriyet Anıtı yaptırmaya karar verip bunu Pietro Kanonika'ya ısmarlayınca babamı da bu sanatçıya salık vermişlerdi. Biz babamın adını verenin Gazi olduğuna inanıyoruz. Babam, Kanonika'ya o kadar yardım etmişti ki Kanonika onu bir ara Venedik'teki atölyesine bile götürmüştü. Dönüşünde bize heykelin ölçekli maketlerini nasıl hazırladıklarını, maketi parçalara ayınp her parçanın alçıdan büyütülmüşünü yaptıklannı anlatırdı. Sonra bu parçalan döküp önceden hazırlanmış iskelete monte etmişlerdi. Babam, Kanonika'ya bu anıtın yapılışında o kadar yardım etmişti ki Kanonika bir yıl sonra I/mir'deki anıtın yapımında da ondan yararlanmış, Türkiye'deki işleri bitince de babama "Kalk gel, bundan sonra Venedik'tc beraber çalışalım!" demişti. Ama babam vatansever, yurduna bağlı bir insandı, bizim de millî terbiye ile büyümcmizi isterdi. Bu nedenle gitmedi, gidemedi. Kanonika bu ara Taksim Anıtf nda Hamdullah Suphi'nin yanındaki figür için babamı model olarak kullanmış, böylece onu ölümsüzleştirmişti. Böyle sahtekârlar çıkıp 'Hamdullah Suphi'nin solundaki babamdır, amcamdır; ben de para istcrim!' gibi yüz kızartıcı taleplerde bulununca deli oluyorum. Babamın da kemikleri sızlamıştır. Bu abidcde yer almış olmanın şerefi karşılığında babam hiçbir şey istememişti, biz de herhangi bir tazminat talebinde bulunmuyoruz... Mütevazı bir bakkal dükkânım vardır. Beyoğlu Belediye Başkanlığına, bu hcykelin yıkanması için on kutu deterjan gönderdim. Bundan böyle de istendiği takdirde bu amaçla kullanılacak bütün tcmizlik malzenıesini hayatia kaldıkça bedava sağlayacağımı taahhütederim!" < S A Y I 312 20 C U M H U R İ Y E T DER6İ 18 T E M M U Z 1993
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle