Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kupkuru, kirli ve sevinısiz bir şehir. lnsan orada ne yapar. Haydar bu sorumu şöyle cevapla dı: "Ben daha önce Libya'da çalışıyordunı. Ama bildiğiııiz j»ibi paralarımı/ ödcnınedi \c sıkınlılaru düştük. Orada çalı^ırkcn lanıdığım Tunuslular aracılığıyla huraya gcldim. elimdeki para ile bu dükkanı satın aldım. Para ka/.anınadan rürkivo've dnnınek islomiyoruın. Bunlar döneri ilk defa beninı diikkânda gördüler. İlk başlarda pek ilgi göstcrmcdiler. Şimdi işim gayct iyi. Giinde yirıni kilo et satıvorum." bu yasayı deliyorlar. Ne kadar delinmiş bilmiyoru/ ama, bu yasa sayesinde dolaştığımız bülün Tunus sahıllcrindc gözü rahatlatan bir inşaat dii/cni gözledik. Haydar, durumundan şikayetçi değil. Ailesini ve çocuklannı Tunus'un cğitimini geri bulduğu için gctirmediğini söylüyor. Çöl'da bir Erztncanlı Bir Arap ülkesine gelince, bol bol kebap, döncr, baklava, börek vemeyi, zengin Arap mutfağını ı.ıtmayı bekliyorduk. Umudumuz boşa çıktı. Tunuslular ne haklavayı ne de kebabi biliyorlar. Oteldeki garsona hani sizin kebabınız, baklavanız diye sorduğumuzda, onlar Almanya'da olur cevabını verdi. Türkiye'dcn Avrupa'ya gelen yurttaşlanmız bu kıtanın dört bir yanını baklavacı, kebapçi ve dönerci ile donattıklan için, Tunuslular da baklavayı bir Alman yemeği olarak kabullenmişler. Avrupa'ya kebabı öğreten bi/ımkiler, Tunus'daki bu eksiği fark edip oraya da uzanmışlar. Gabes, Tunus'un büyük şehirlerinden birisi. 90 bin nüfuslu Gabes'e, Cerba'dan bir sabah yola çıktık. Şehrin garajına geldiğimizde oradakiler bize gelin sizi Türk'e götürelim diyerek önümüze düştüler. Haydar Gülen, Erzincanlı, Gabes'e küçük bir dönerci dükkânı açmış. Şehirdeki tek Tü'rkiyeli. Çölün ortasında yalnız başına bir dönerci dükkânı ve bir Erzincanlı. Şaşırıp kaldık. Eşi ve çocuklan tstanbul'da oturuyormuş. Kendisi dc satın aldığı bu küçük dükkandan kazandığı parayla hcm Gabes'de yaşıyor, hem de ailesine para gönderiyor. Inanılır gibi değil. Gabes, SAYI S l t Konyalı ressam Beşir Cerba'nın merke/indckı Houmt Souk kasabasını gezerken, Cerba'nın çok güzel suluboya tablolarıyla süslü bir galcri gördük. Galeri'nin kapısında Gallerie Kounıalı ya/ıyordu. Içeriye girdiğimizde iki kişi satranç oynuyordu. önce tablolann fıyatlarını sorduk, daha sonra da adanıın Konyalı olup olmadığını. Adam " Evet Konyalıyım, adım da Beşir Konyalı", dedi. Türkçe bilmediğini de ilave etti. Dedeleri yüzlerce yıl önce denizci olarak gelip buraya yerleşmişler. Beşir, Fransa'da resim eğitimi gördükten ve ç^k sayıda sergiler uçtıktan sonra Cerba'ya dönmüş, burada oturuyor. Konyalılara ö/el selâmlarını yollayıp, satrancını oynamaya dcvum etti. Sahilde deve üstündc üstsüz Avrupalı turistleri, Ada içinde her yeri örtiilü tezat giyimli kadınlan. At üstündc plajları koruyan .polislcri ve binlcrcc yıldır Cerba'da yaşayan 3(KX) civarında Yahudi'nin ibadct merkezi El Gariba'yı gezip, cana yakın Tunuslularla kucaklaşarak vedalaştık. 4 çekti. 5001000 yataklı oteller hiç gözü ve çevreyi rahatsız etmeyccck şekilde yatay inşa edilmiş, palmiyelerin arasında gözden kaybolmuş. Nedenini şöyle açıkladılar: Tunus yasalanna görc turistik alanlarda hiçbir binanın boyu bahçesindeki Palmiyc'nin boyunu geçemezmiş. Ah keşke bizde de böyle olsun diyerek ve hayiflanarak çevremize bakındık. Ama diye eklediler, bunun da istisnalan vardır, bazılan rüşvct yoluyla C U M H U R İ Y E T DERBİ 18 T E M M U Z 1993 19