Katalog

BASKENT M Ü Ş E R R E F GUIUERI H E K İ M O f i L U sahnesinde genç öğrencileri izlerken Çok sevindim, kulaklarım da çok sevindi. Açık seçik konuşuyorlar. Şaşırmadım doğrusu, Cüneyt Gökçer'in, Çetin Tekindor'un öğrencisi onlar. Durrenmatt'ın oyununu da güzel oynadılar. Vaktiyle Yeni Sahne'de Gülgün Kutlu, Bozkurt Kuruç vc Haldun Marlalı'dan müzikali kaç kez seyrettik bilmem? Güseyrettim bu oyunu. Asuman Korat sahzel operacımız Ayhan Aydan uzun bir neye koydu. Bu kez Cüneyt Gökçer. aynlıktan sonra ilk kez bu müzikalle sahneye çıktığıiçin belki de. Seyircilik Yorumu da hayli değişik, Korat'ın yoten oyunculuğa' geçtik nerdeyse! tstan rumu biraz yüzeyseldi galiba, Gökçer bul'a giderken arabada Hırçın • Kız'm Durrenmatt'a yaraşır bir yorum yapıyor. Strindberg'in ölüm Dansı, Strindşarkılannı söylerdik. Tiyatro için sınır yok hiçbir zaman. berg Oyunu'na dönüşünce havası çok Kentler, ülkeler birleşiyor sahnelerde. değişiyor. Kara mizah oluyor. Burjuva evliliğinin trajedisi denebilir. Tek düze, Batı sahnelerindeki bir oyunu, özel ya hatta durmadan yinelenen sözcüklerin, da, devlet tiyatrolannda görüyoruz çok geçmeden. Çağa'aşhğı sahnelerde yaşı giderek tükenen bir sözlüğün derinleri ilkent Üniversitesi'nin güzel bir tiyatrosu var, yuvarlak bir salon, küçük bir sahne. Kimi günler caz konserleri veriliyor burada. Başta Polonyah öğretim üyeleri, üniversitenin hayli hızlı, coşkulu caz grubu güzel konserler veriyor. Tiyatro bölümündeki öğrenciler de ilk oyunlannı burada sergiliyorlar. O oyunlardan biri de Durrenmatt'm "Strindberg Oyunıı." Bir evliliğin dramı. Yıllar önce oyunu ben cevirdim dilimize. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü son sınıf öğrencileri, Dünya Tiyatro Günü'nü bu oyunla kutlamak istemişler. Galiba bir Cumhuriyet yazannın çevirisi olduğu için. İlk oyuna çağırdılar, çok sevindim, sevgiyle, umutla izledim. Yirmi yıl önceden çağnşımlarla. Tiyatromuzun çağdaş düzeyine sevinerek özel ya da Devlet TiyatrolarTndaki oyuncu dostlanmı sev"giyle, teşekkürle selamlayarak. Yıllar boyunca ne güzel oyunlar sergilediler, ne güzel eğittiler bizi. Ne güzel aydınlattılar, özümüzü tanıdık, özümüzü aşarak başka kişilerle özleştik sonra. Siyahbeyazlann tersliğinde gerçek renkleri saptamaya yöneldik. Tiyatroya kaç yaşında gjttim hatırlamıyorum. Tutkum babamdan kaynaklanıyor. Hakkı Bey her şeyi göstermek ister kızlanna. Elimizden tuttu, Şehzadebaşfna gittik bir gün, orta oyununa. Eve dönünce biz de bir oyun oynadık, sofanın ortasında. Annemle babamın bir Macar grubundan Çağdaş operetine gitmesini hatırlıyorum sonra. Göztepe'deki evimize hayli geç döndüler, Çağdaş'tan şarkılar dinledik uykumuzun arasında. Silva seni seviyorum. Muhsin Ertuğnıl'u Hayat dergisinde Vedat Nedim Tör'ün odasında tanıdım. Bir tiyalro adamı olarak saygı duydum her zaman. Açıklamak zorundayım, oyunculuğu beni çok etkilemedi. Muammcr Karaca'nın bir sözünü hiç unutmam. Tiyatro perdesinin vaktinde açılınası Muhsin Bey'le başlar, diyordu. "Cibali Karakolu" oyununun sevimli komiseri ile çok hoş söyleşilerimiz var tiyatro üzerine. Hayat dergisinde bir röportajım yayunlandı Cibali Karakoİu'ndan. Sahnedeki ve Cibali'deki karakollann, komiserlenn resimleri, kınk harfli yazı makineleri, kınk bacaklı sandalyeler. Sonra onanldı, karakolun yüzü güldü birden. Bupjuva evliliğinin trajedisi B Küçük Sahne tiyatro sevgimi geliştiren bir sanat kuruluşu. Istiklal caddesinde, Atlas sinemasının üzerinde, yanda kulis, barda göğsünde karanfili Umit Deniz, masalar arasında Jorj, istiridyeler, midyeler sunuyor. Balık pazan, Çiçek Pasajı kokuyor tabağımızda. Ulvi Uraz görünüyor kapıda. Sonra güzel bir kadına çevriliyor gözler. Nökhct Borovalı. Kimi günler de Aziz Borovalı, san votkalarla söyleşiler yapıyoruz. Küçük Sahne'de sergilenen oyunlan konuşuyoruz. Halun Dormen başka bir rüzgâr estiriyor Istiklal caddesinde, sahneye başka bir hız, bir tempo getiriyor. O tempo sürüyor hâlâ, hiç yavaşlamadan. Dormencilerle çok yoğun birlikteliğimiz var, kitap rafımda da güzel bir plaket duruyor. Tiyatroseverliğime, sanatçı dostlanmı destekleyen yazıla: nma bir ödül Dormencilerden. Muhsin ErtuğruTun Devlet Tiyatrolan'ndan aynlmasma Akşam'daki köşemde hayli sert tepki gösterdim ben. Vatan gazetesinde de Tunç Yalman. Milü Eğitim *«•»••" «rtuftruu Bakanı Celal Yarduncı'ya veryansın! Tunç Yalman mahkemeye, bana bir şey yok. Celal Yardımcı açıkladı sonra. Benim yazımı da içine sindiremiyor, ama suçlanacak biçimde yazmamışım! O olay ilginç bir uyan mesleğimde, eleştiri için onur kına sözcükler gerekmiyor. Çok ağır eleştiriler saygıh sözcüklerle, hatta satır aralannda yapılabiliyor. Gazeteciliğimin ilk on yılmda Devlet Tiyatrolan sanatçılannı İstanbul'da alkışladım ancak. Kral Oküpus'u Kuvvct ile birlikte seyrettik. Tiyatroya zorla götürdüm, perde kapanınca ayağa kalkarak alkışladı, sonra çok sevdi tiyatroyu. Devlet Tiyatrolan'nda sahnelenen ilk ," (Istanbul Belodiyesi Kültür Işleri Dairesi Başkanlığı Yayınlanj yoruz bence. Kimi oyuncularla mutlanıyor, onurlanıyoruz. Sanatlanna, halklanna saygıyla oynuyor, çağdaş düzeylerini hiç yitirmiyorlar. Hiç unutmam, Elia Kazan sahnede birkaç oyun seyrettikten sonra, yazık Türkçe oynuyorlar, yoksa uluslararası üne kavuşurlar, dedi bana. Ancak Kazan'ın bilmediği bir şey var. Kimi oyunculan izlerken Türkçemizi çok seviyoruz biz! Dahası Türkçe öğrctmenlerinden daha güzel ders veriyorlar. Dilimizi güzel konuşmayan oyuncular da kulağımızı hayli tırmalıyor doğrusu! Tiyatroseverlerin hoşgöremeyeceği bir durum bu. Bilkent Tiyatro Bölümü'nün güzel ne de iniyor seyirciler. Dara Tan, Sükun Gfiner ve Kutay Kırşehirlioğlu bu yıl bitiriyorlar okullannı. Sonra sahnede bir yaşam. Yıldızlan nasıl parlayacak kimbilir? Sahnelerde çok parlak yıldızlar da sönüyor kimi zaman. Sönmeyen yıldız olmak için yeteneğin ötesine ulaşmak gerekiyor. Uluşanlann başansı sevgiden kaynaklanıyor bence. Coşkulannı yitirmemelerinden, düzeylerini korumak isteğinden. Yıllar geçse de yaşlanmıyor, eskimiyor onlar, dimdik duruyorlar sahnede. Seyrettiğimiz zaman tiyatro bayramını tepeden tırnağa kutluyoruz, çağımızı yakalamanın mutluluğunu duyuyoruz. ^ DEROj 12 N İ S A N 1 9 9 İ SAYI 317 CUMHURİYET