Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
P C E 0 R T RE Z M E R S 0 Z Küçük Sahne've giriyorum. Haldun Dormen'in odasmın kapısmı tıklatıyorum. Haldun Dormen karşımda. "Haldun Bey sizinle çalışmak istiyorum" diyoruın. Haldun Dormen beni şöyle bir süzüyor, sinirlendiği belli oluyor, cevabını 2 saniyede ayakta yüzüne bakarken ahyorum. "İki sene koltuktan ücretsiz oyun seyredin" diyor Haldun Dormen bana. Ve Beyoğlu'ndan Tünel'e kadar yürürken ağlıyorum. Yine 14 yaşında yönetmen Miihif Hayri Egeli'nin yardımıyla Yeşilçam'ı tanıyor. Ama önce Baylan'ı, Tokatlıyan'ı, fuayeleri, kulisleri, Pera Palas'ı, Park Otel'i. Ve bu mekânlann vazgeçilmez kahramanlannı: Cahit Irgat, Turan Seyfıoğlu, Sami Ayanoğlu, tsnıet Ay, Suphi Kaner, Ümit Yaşar Oğuzcan, Erol Günaydın, Ümit Deniz, Neyzen Tevfik'i... Heyecanlı bir masal gibidir her şey. Degustasyon'da acılarla kavrulmuş yüzü, bembeyaz saçlanyla Neyzen Tevfik'i hayranhkla seyre dalmışken bir itirafla kendine gelir: "Bana öyle güzel bakma, ben çirkin bir adamım, ben çirkin bir adamım!'' Ne vardı sanki bu sözlere sabaha kadar ağlayacak... Evet nimimiz devam ediyor: "Bu genç kız artist olmak istiyor." İlk "San Zeybek" filminde oynuyor. Kadroda Fikret Hakan da vardır. Fikret Hakan sette hep uyuyor. Filmin yapımcısının eşi de buna çok içerliyor, ve onu kovmayı düşünüyor. Ferda Ferdağ, Fikret Hakan'ın yanına koşuyor: "Suzan lianım scni kovacak uyan Fikret". Bizimki gözlerini aralıyor, yorgun ama mesuttur: "Pavyonda Melahat isminde bir sevgilim var. Beni o uyutmııyor. Hindistan'a kaçacağım. Benimle sen de gelir misin?" O yıllann sanatçılan dört başı mağmur bir bohemya yaşamaktadır. Herkesin vazgeçilmez bir düşü vardır. Henüz hiç kimse İstanbul'a yenilmemiştir! Ve henüz Sait Faik yaşıyordur: Bir ilkbahar günü Büyükada'ya giden Ferda'yı ada vapurundan indirir ve Burgaz'ın en güzel çam ağacının altında birlikte şarap içerler. Evet filmimiz devam ediyor. Şimdiden hüzünlcnmeyin, henüz en güzel yerindeyiz fîlmimizin. Park Otel'deyiz şimdi de Ferda 18 yaşında, insanın içini yakan bir güzelliğe sahip. Bann bir ucunda kendisi, diöer ucunda ise Özdemir Asaf oturuyor. Ozdemir Asaf elindeki konyak kadehini, gözlerini Ferda'dan ayırmadan parçalamaya başlıyor; bar bir anda boşalıyor. Kan içindeki eliyle yanına geliyor Ferda'nın, yine gözlerini ondan ayırmadan: "Aramızdan zenginler gitti, artık baş başayız" diyor. Özdemir Asaf ın kanı bann tezgâhına yayıbyor, hayat devam ediyor. Ama herkes Özdemir Asaf gjbi yak ARTİST OLMAK İSTEYENKIZ yaşında artist olunur mu demeyiniz. Beyazperde her yaştaki ve her tipteki insana muhtaçtır." "Yaşımz 15. Henüz erken değil mi? dedik. "Niçin erken olsun?" diye gözlerimize baktı, "Şimdiden yetişmek istiyorum." Altın Kalemler Dergisi'nin yazan Oğuz Özdeş işte 15 yaşındaki Ferda Ferdağ ıçin bunlan yazıyor. Yazının başlığı: "Bu Genç Kız Artist Olmak İstiyor!" Ve nimimiz başlıyor; işte bir sahne hayatından: 12 yaşında, san şeritli ortaokul şapkasını başına takmış, aynada kcndini hayran hayran seyrediyor. Dalıp gitmiş su gibi güzelliğine. Müthiş bir tokatla uyanıyor bu düşten: "Sen aynaya bakacak yaşta mısın?" Babası. Oysa o aynasının içinden kendine çoktan bir hayat seçmiştir. Talihini seçmiştir. Ama hcyecanlan cesur olan bu kızın talihi ummadığı karanlıklarda ha7irlanmıştır sanki: Üsküdar, Paşakapısı orta l'den yurt bilgisi hocasının şu sorusu üzcrinc ayrılır: "Babasız, fakir çocuklar parmak kaldırsın!" Yeldeğirmeni'nde. Mösyö Koço'nun tuhafiye dükkânına çırak olarak girer. El makinesmde naylon çorap kaçıklannı dikmeye başlar. Balıkcsir'in Havran köyünden Edremit ilçesine, oradan da Üsküdar'a gelen bu asi kızın gelecekte neler yaşayacağını sezmeye başhyoruz i\7 çok: Kameramız çalışıyor, onun peşindeyi/: Kül kedisi Sinderella oyunu için Tepcbaşı Şehir Tiyatrosu çocuk oyuncu anyor. Nüfus kâğıdmı oyunun yönetmeni Ferih Egemen'c uzaüyor ve aylık 150 liraya kadrolu oluyor. Rolü, iyilik perisi! Pembe tüller içinde Sinderella'nın çevresinde dönüyor. Vc 15 gün sonra isyan ediyor: "Efendim ben hiç konuşmayaeak mıyım?", "Peri kızları konuşmaz çocuğum!" Nüfus kâğıdını alıp liyatrodan öfkeyle aynlıyor. Onurlu, hırçın, başına buyruk..." Bu aralarda Beyoğlu Atlas sinemasının içinde aynı girişi paylaşan Küçük Sahne'nin karşısında Kulis Bar'ın müdavimi oluyorum. Nereden buluyorum buraları biîmem, sahne kokusu ahyorum herhalde. Bir gün kulise hiç girmeden 15 nmF^m mKL Bu Genç Kız Artist Olmak İstiyor" adlı anı kitabmda çocukluğundan bugüne kadar başından geçen olayları anlatan sinema ve tiyatro sanatçısı Ferda Ferdağ Yeşilçam'a 1952 yılında "Sarı Zeybek" fîlmiyle girdi. Ferda Ferdağ Türk Sineması'nın yaşadığı ağır kriz nedeniyle İstanbul'u terk edip Balıkesir Edremit'e yerleşti. 12 52'd«n S2'ye geçen 40 yılın sonunda slnemanın; laşmıyor yanına. Bir gün İstiklal Caddesi'nde Memduh Ün yanına gelip: "Bu yaşta kaşlarını niye aldın" diyerek yüzüne tükürüyor. O gün bugündür kaşlanna hiç önem vermemiştir. Hep yoksul kalmıştır kaşlan... "Sarı Zeybek", "İstiklal Harbi", "Beyaz Şehir", "Kara Bela", "Fakir Kızın Kısmeti" filmlerinin başrol oyuncusu Ferda Ferdağ'm o tarihte en çok sevdiği film: "Aşk ve lhtiras"tır ve en çok geceyi seviyordur. Gözü karanlık gökyüzündeki semalardadır. Hayatı daha acılaşmamıştır. Daha başrol oyunculuğundan yardımcı oyunculuğa inmemişD E R G İ 2 2 M A R T 1 9 9 2 S A Y I 3 1 5 C U M H U R İ Y E T