Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
LOU REED M E T İ N S O L M A Z Fransız Kültür Bakanı Jack Lange bu ay aralarında Jack Nicholson, Sylvester Stallone ve Robert De Niro 'nun da bulunduğu dört Amehkalı sanatçıya Sanat ve Edebiyat Nişanı verecek. Dördüncü isim ise yıllarca uyuşturucu, transvestizm ve şiddet üzerine yazıp söyleyen ünlü şarkıcı Lou Reed: "underground" ın radikal peygamberi. üzisyenler vardır olmadık şeylere "takar". Çünkü bunlar yaşamın "sunulan"dan ibaret olmadığının farkındadırlar ve derler ki: "Tıpkı yaşam gibi rock'n'roll da eğienccden ibaret değildir!"tşte bu ayrımın tam farkında olan sıradışı müzisyenler arasında ilk akla gelen isim hiç kuşkusuzLouReed'dir. Lou Reed; gitarist... aktör... gazeteci eskisi... ama hepsinden fazla ozan ve besteci. 2 Mart 1943'te doğduğu New York'a yaşamı boyunca sadık kalır. Delikanlılık dönemini yani 60'ların ilk yıllannı çeşitli garaj gruplarında geçiren Reed, bu yıllarda fazla garip şarkılar ürettiği suçlamasıyla plak şirketleri tarafından hep geri çevrilir. O da bir süre için herkesin alışık olduğu ve anladığı türden aşk şarkıları yazmaya başlar. Tabii bu duruma bir yere kadar dayanabilir ve 66 yılında kendi gibi birini; keman, gitar ve bas gitar ustası John Calc'i bularak Velvet Underground'ı kurar. Grup sinir bozucu müziğiyle sinir bozmaya 67 yıhndaki ilk albümü M "The Velvet Underground and Nico" ile başlar.. Albüm Amerika listelerine 171 numaraya kadar yükselerek bütün piyasayı alt üst eder. İnsanların barış, aşk ve çicek nöbetleri geçirdikleri bu yıllarda vahşet, kargaşa ve intikam gibi temalarla müzik yapan Velvet'ın liste başansının 200'lerde gezinmesi doğal sonuçtur. Ancak 70'lerin ikinci yansında grup geç de olsa farkedilir ve "punk'ın babası" unvanını alarak hakettiği yere yaklaşır. Velvet Underground sayesinde en azından New York müzik çevrelerinde ün yapan Reed, 1970 yüında gruptan aynlır ve 1971'de solo çalışmak uzere Ingiltere'ye taşınır. Kendisiyle aynı adı taşıyan ilk albümü kötü prodüksiyon yüzünden neredeyse hiç kimse tarafından farkedilmez. Yalnız çok önemli bir zat bu albümle birlikte Reed'le ilgilenmeye başlayacaktır. David Bowie'den başkası değildir bu zat. îşin ticari kısmını Reed'den çok daha iyi bilen Bowie'nin işe kanşmasıyla Reed'in şansı döner. tkinci albüm "Transformer" Bovvie'nin başanlı prodüksiyonuyla oldukça iyi "iş" yaşar. Reed bu tarihten itibaren bol inişli az çıkışlı müzik yaşamını sürdürür. Sanatçının satış grafiği de kendisi gibi gariptir. örneğin pekçoğuna göre 70'lerin en iyi Reed albümü olan "Berlin" üstadın en az satan albümleri arasmdadır. Yalnız kesin olan şudur ki ne kadar az satarsa satsın Lou Reed bir albüm çıkardı mı bütün müzik basını onunla ilgilenir. Herkes onunla ilgili ahkâm kesmeye başlar ve Reed de buna illet olur. 13 ocakta yayımlanan (yanİış anlamayın ülkemizde değil) son albümü "Magic And Loss"da da aynı şey oldu. Basınla arası olmayan Reed, Melody Maker'da yayımlanan söyleşisindc derginin adını kullanmamak için bariz bir çaba sarfetmiş ve hep "Senin bu röportajı yaptığın dergi" diyerek geçiştirmiş. "Magic And Loss" her açıdan mükemmel bir albüm ve birçok açıdan Reed'in 88 albümü New York'un bir devamı gibi görünüyor. Ancak Reed gibi bir adam için bu tür saptamalar yapmaya girişirsek durum içerisinden çıkılmaz bir hal alabilir. Çünkü New York'taki temalara şöyle bir bakılırsa bu sefer de taa Berlin albümüne kadar dönmek gereklidir. Reed bu albümü yakın zamanda yitirdiği iki arkadaşı için yapmış. Bu iki "dosf'tan birisi Doc Pomus. Reed'in çağdaşlanndan bir şarkı yazan. 60'ların ortalannda birlikte birçok iş çevirmişler. Diğeri ise sadece "Rita." Bu iki insan, uzun süre çektikleri "caresiz" bir hastalık sonucunda ölür ve Reed de bu "insafsız" hastalığm gelişimini, arkadaşlannı nasıl yiyip bitirdiğini adım adım izleme şansı bulur. Reed işte bu süreci yeni albümüne konu olarak seçmiş. Bir insan belirli aşamalarla ölüme giderken ve minicik olsun savaşma şansı bırakmayacak bir hastalığın pençesindeyken neler düşünüp neler isteyebilir; yarım bırakılan işler, açığa daha kolay çıkabilecek intikam duygusu, acı gibi unsurlar Reed'e konu olmuş. Reed'in olaydan bu kadar etkilenmesinin en büyük nedeni hiç kuşkusuz ta DISCOGRAPHY 25 yılda 25 albüm 4.J, VUJ The Velvet Underground & Nico1967 Whlte Ught, Whlte Heat 1968 The Velvet Underground Loaded 1969 1970 Lou Reed Uve 1975 Metal Machlne Music 1976 Coney Island Baby 1976 RockAndRollHeart 1976 Street Hassle 1978 Take No Prlsoners 1979 TheBells 1979 1992 SAYI 311 16 C U M H U R İ Y E T OERBİ 23 Ş U B A T