29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

luca görmek ne iyi bir fırsat (!)... Kalabalık iyice artıyor, ortalıktaki polis, polis arabası, ambülans bolluğu da tchlikcyi haber veriyor. Ama beklcnen çatışma olmuyor, bu yıl olaysız gcçiyor. Öğrcnciler bol bol bira içip aralarında şakalaşmakla, birbirlerine boya sıkıp karsilik.li palyaçolara dönüşmekle yetiniyorlar. Yılda bir gün bu kitle boşalımı, bu sınırsız ve kayıtsız özgürlük gösterisi, aslında ne hoş, ne sevimli bir olay!.. Prado Müzesi denen Avrupa'nın en öncmli müzclcrindcn birinde 3 ressamı şeçiyoruz: El Greco, Velasquez ve Goya. İspanyol resminin o denli özgün ve farklı bu 3 büyük ressamını tanımak gerçek bir zevk. El Greco'nun o incc, uzun, sanki kendi yüzünün bir aksi olan hüzünlü bakışlı adamları, Velasquez'in manılmaz perspeküf ve açı oyunları. Goya'nın yaşamınm başında tablolarına yansıyan o neşc ve yaşama sevinci dolu tavrının ömrünün sonlarındaki o kedere, karabasana, "siyah resinıler"indeki çılgınlığa dönüşmesindeki gi7em... Madrid'e yolunuz düşersc, Prado müzesini ihmaletmeyin... Madrid'de flamenco geceleri Nedir kuzum bu 'flamenco"' Ünü çoktan ülkesini aşmış, Ispanya ile eşanlamlı olmuş, evrenselliğin doruklanna çıkmış bu dans ve müzik şöleni, Ispanya gecelerinin bu vazgeçilmez eğlencesi nedir? Flamenco'nun tarihsel araştırmasını uzmanlarına bırakarak, biz sadece bir gece boyunca Madrid'in ünlü gece kulübü Cafe de Chinitas'ta gördüklerimiz aracılığıyla flamencoyu kavramaya çalışıyoruz İspanyol Çingenelerinin ruhu yansıyor sanki bu müzikte.. Yüzyıllar boyu çile çekmiş, bir yerlere yerleşememiş, hep aşkı, öfkeyi, düşkırıklığını çağırıp durmuş bir halkın yürekten gelen cığlığı bu sanki... içine "miktarı münasip" Arap / Doğu hüznü ve İspanyol neşesı de eklenmiş bir kültür olayı, bir bireşim, bir karma... Flamenco'cular, sahnenin dibindeki sandalyelere dizilmiş. Sanki bizim eski fasıllar gibi. Kadınlar önde oturmuş, aletleri çalan erkekler ilke olarak arkada ve ayakta. Türlü çeşitli gözalıcı renklere bürünmüş kadınlar, ikişer ikişer veya tek başlanna kalkıyor, marifetlerini döküyorlar. Etekler savruiuyor, omuzlar kalkıyor, topuklar vuruluyor, ortada fır dönülüyor. Erkeklerin kadınlara bakışında, artık iyice profesyonelleşmiş, ama aslında ve başlarda kuşkusuz sahici olan bir istek, bir şehvet pırıltısı... Kadınlar ise gitgide daha kışkırtıcı, daha baştan çıkanpı. Ama tüm bu "oyunlara", tüm bu küçük gösterilere yine de tek şey egemen: Hiizün. Hüzün, çıplak ayaklı ve yaşı bir çırpıda söylenemeyecek kadar belirsizleşmiş bir kadının, La Chunga'nın çıkışıyla daha da yoğunlaşıyor. Çıplak ayaklı görmuş geçirmiş kadın, neler, neler anlatmıyor ki bizlere!.. Erkeklerin vefasızlığını, yaşamın zorluğunu, çabucak geçip giden gençliğin ve güzelliğin sızısını... Gitarlar gitgide daha ateşli bir tempoya kayarken, kadının dansıyla ifade ettiği çığlıkları da sanki keskinleşiyor Erkekler de.uzunboylu, esmer, biraz yıpranmış, seksi tavırlarıyla kadının yanıbaşında dansa katılıyor, tümüyle stilize bir dansla, ona geçmiş aşkları ve ayrılıkları anımsatıyorlar Evet, turistik bir gösteri bu, 1850'lerden beri önce Malaga'da, sonra Madrid'de 'ıcrayı sanaf eyleyen bu ünlü kuruluş için... Ama ruhunda, temelinde, aslında var olan yaşama dönük mesajlan. yaşamla J birebir bağlantılı keder ve se f " vinci de yine seyircisine duyumsatabilen... 19 Ama dışarıda yaşam siirüyor. Madridliler eğlenmeyi, alışverişi ve dc kalıveleri seviyorlar. Puerta del Sol veya Plaza Major'un çevresi sayısız dükkân, galeri, kahve ve lokantayla kaynıyor. Madrid kahvelerinin en ünliisü olan Cafe Guion'u (gırtlaktan "Hihon" diye okumak gerekiyor) unutmuyoruz. Hemingvvay'dan Bunucl'c herkesin oturduğu, Rccolctos Bulvarı üzerindeki ünlü kahvede insanlar kuyrukta bekliyor. Yalıya Kcmal "Madrid'de Kahvehane" adı şiirini burda mı yazdı? "Madrid'dc kahvehancyi gördiim ki havradır / Bir yerdeyiz ki söz denilcn şcy palavradır" dizelerini ona da bu kahvenin gürültüsü mü esinledi? Madrid, gecelcri bambaşka. Bir gece, 70 küsur yaşında olduğu halde hâlâ her akşam sesi ve özellikle esprileriyle Madridlileri büyüleyen Olga Ramos'un şarkı söylediği "Las Nochcs del Cuple"ye gidiyoruz. Ve "Türk masası" olarak ortalığı birbirine katarken. İspanyolların gercekten de biz Türklere sempaliyle bakan bir halk olduğunu görüyoruz. Bir diğer akşam, Scalâ Melia adlı ünlü varyete merkczinin Paris'in Lido'suna bile fark alan görkeminc, show'unun kalitesine hayran oluyoruz. (Gcnçliğimizin unutulmaz gruplarından The Platlcrs da burda karşımı/a çıknıa? mı?) Bir başka gece de, kaemılmaz olan şeyi yapıyor, "flamenco" izliyoruz. Ve bir diğer kaçınılmaz şey başımiza geliyor, sadece Madrid ve Toledo'yu gördüğümüz halde, bu bize benzeyen sıcak insanlarla dolu güzel ve konuksever kente veülkeyeâşıkoluyoruz. ^ C U M H U R İ Y E T D E R G İ 1 9O C A K ADRİD KAHVESİ 1 9 9 2S A Y I 3 0 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle