02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

m istavrit savurup alabildiğince uzağa atmak, baliğın vurmasını beklemek, çekmek boş ya da dolu... Üç beş balık birden çekenin yüzünü görmelisiniz... Gözlerindeki o parıltıyı, sevinci, cakayı görmelisiniz. Hani bazı balık akıllı olur, yemi kapıp gider; oltaya vurur, tuttum sanırsıruz. Uzülenler olur, uzülmeyin şans işte. Oltalar birer ikişer çekilirken, kovaları da doldurur taze, dipdiri, oynaşan balıklar. Akşamın yemeği yavaş yavaş hazırdır artık. Kı mi sofrada ızgara, kimi sofrada buğulama olarak, salatayla birlikte yenecektir. Belki rakı mâsasına meze olacaktır. Bir uğraşın, çabanın, sabrın ürünü olan balık, amatör balıkçıya, yediği tüm balıklardan daha lezzetli, daha taze gelecektir... Konuştuğumuz amatörlerin büyük çoğunluğu, bu işin zevkli bir uğraş olduğunu ve zamanla bir tutku haline dönüştüğünü belirtiyor. Balıkçılığın onlar için artık, "boş zamanlarını" değerlendirmenin ötesinde, günlerin yorgunluğunu, stresini atmanın bir yolu olduğunu söylüyorlar. Açık, güzel bir havada, kışın da olsa denizle iç içe yaşamanın verdiği /indeliği anlata anlata bitiremiyorlar. Istanbul Boğazı'nı dolduran yüzlerce amatör balıkçı, bu işin ne yaşa ne de clnsiyete dayanmadığını gösteriyor. Kimi öğrenci, kimi banka memuru, kimi bir emekli, kimi de ev kadını; "Biraz hava alırım" düşüncesiyle eşine yarenlik etmeye gelmiş. "Ciimbür cemaat" gelmiş kimileri. Gelin, kaynana, kayınpeder, damat ve çocuklar. Kimi sevgilisiyle, nişanlısıyla "hoş zaman" geçirmek için burada... Tütulacak balık, onlar için pek önemli değil anlaşılan. Kimi ise gece vardiyasından dönerken yanına almış oltasını. Birkaç saat şansını denedikten sonra evin yolunu tutmak üzere gelmişler... Bu tür 'vardiyacı'lara özellikle Galata Köprüsü üzerinde, hemen her sabah, saat 06.00 ile 08.00 arası rastlayabilirsiniz. Bunlardan birkaçı da mutlaka Babıâli'den, gece vardiyası makınecilerindendir. Gazetelerin ınakine dairesindeki gürültünün ardından, burada sabahın sessizliğinde hem yorgunluk atar hem de denizden biraz nasiplenirler.se iyi ıbul'da bir uyku öncesi, bir iki kadeh rakılarına meze yaparlar istavritlerini... Balık tutmanın zamanla bir tutku haline geldiğini, alışkanlık yaptığını söyleyen yıllann amatör balıkçısı Sadettin Usla'ya kulak veriyoruz: "Denizden ilk yakaladığım balıga acıdım ve tekrar denize bırektım. Ama o anki duygularımı anlatamam. Ollanın ucunda sıçrayıp duruyordu. Fakal zamanla bu iş bende alışkanlık yaptı, o gun bu gündiir tatil günlerinde solugu Bogaz'da alıyorum. Burada tanımadığınız insanlarla karşılaşıyorsunuz, dostluk kuruyorsunıız. Bu sayede tatil giınlerinde kahvede ya da lelevi/yonun basında zamanımı öldiirmemiş oluyorum. Açıkhavada olmanın, saglıgım açısından da çok yararlarını gördüm." Usta balıkçıdan Boğaz'daki balıklar ve amatör balıkçılık hakkında bilgi alıyoruz: "Herkes bir olta ya da kamışla balık tutabilir. Bir ustalık gerektirmiyor. Çıinku Bogaz'da her mt'vsim gorulen istavrit, 'çapari' denen tiiylü ignelerle tutuluyor. Kıyıda da çoğunlukla istavrit tutuluyor zaten. Mevsimine gore dc çinakop, sarıkanat, lıifer, kofana avına çıkıyonız. Eskiden Bogaz'da daha çok balık avlamak mümkündu. Şicidi gittikçe azalıyor balıklar." Evet, olta balıkçılığının merkezi lstanbul Boğazı'dır. Bogaz'da, ilkbaharda lüfer, palamut, torik gibi balıklar Karadeniz'e geçerken, sonbaharda da geri dönerken (Anavasi ve Katavasi) olta balıkçılığıyla beraber, kütle avcılığı da yapılır. Lüfer balığı avcılığı, eylül ayındabaşlar. Yem olarak fleto şeklinde oltaya takılan 'taze1 izmarit, uskumru, zargana kullamlır. Lüferciler genellikle Kandilli, Bebek, Sarayburnu ve Şemsipaşa bölgelerinde avlanırlar. Lufercilerle beraber balığa çıkan istavritçilerin her nıevsim avlanma olanakları vardır. Beyaz eti çok makbul olan izmarit ise özellikle yaz aylarında tutulur. lz Cınsıyetı ve yaşı ne olursa olsun, her Istanbullu, kısa bir süre ıçın de olsa şöyle denize olta sallayıp kısmetını beklemeyı mutlaka hayal etmıştır Av malzemesi satan dükkânlarm önünde, heveslı meraklılara hep rastlayabilirsiniz. marit, taze midye ve diğer canh yemlere bayılır. Kolyoz ve uskumru, olta ile Marmara Denizi'nde avlanır. Ege Denizi'nde bahkçılar paraketa denilen uzun bir misina uzerine bağlanmış oltalardan oluşan malzemeyi kullanırlar. Paraketa ile sinagrit, karagöz, levrek yakalanabilir. Akdeniz'de ise olta balıkçıhğı zayıftır. Yazın karagöz ve levrek gibi balıklar tutulur. Olta balığı avlayabilmek için, en başta bir kamışa ihtiyaç vardır. Bir de tutulacak balığa göre değişen ığne takımına. Çapari ile istavrit tutulurken kefal için "çarpma", çinekop için "kaşık" ya da "zoka" denen iğneler gereklidir. Piyasada satılan Kore malı kamışlar altmış bin liradan başlayıp, Uç yüz bin liraya kadar çıkabiliyor. Bunlar uzunluklarına ve makaralarına göre de sınıflandırıhyor. Usta bahkçılar açık denizde avlandıklannda lüfer ve kofananın kaç kulaçta bulunduğunu birbirlerine "çaktırmazlarmış". Halta sonunda Bogaz'da yaptığımız gezınti sırasında, en çok istavritin Galata Köprusü'nde yakalandığını gözledik. Bogaz'da ise bu iş biraz daha sabır gerektirecek cınstendi. Buradaki balıklar daha mı bir akıllı ne?.. Bu hafta sonu da guzel olacağa benziyor. Pencereden dışarı şöyle bir bakın. Oltayı kapmak için daha ne bekliyorsunuz? Haydi sıze de "Rasgele!" n 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle