26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 24 Eylül 2013 Salı u ETİ Burçak ve WWFTürkiye, İklime Uyum Seferberliği Projesi’nin altıncı yılında ‘Örnek Kasaba’ uygulaması başlattı. Konya’da yeraltı suları bakımından halen varlıklı olan Oğuzeli kasabasını pilot bölge seçen ETİ Burçak ve WWFTürkiye, modern sulama yöntemi ile Oğuzeli’ndeki pilot tarlalarda yüzde 40 daha az sulama ile yüzde 25 verim artışı elde etti. Modern sulama teknikleriyle verim artıyor varlığının yüzde 14 gibi oldukça yüksek bir payına sahip. Sahip olduğu 3 milyonluk nüfusun başlıca gelir kaynağını da tarım ve sanayi oluşturuyor. Ancak geleneksel sulama yöntemleri nedeniyle bu bölgede su kaynakları hızla tükeniyor. Konya Havzası’nda 33 yıllık dönemde yer altı suyu seviyesinde 14.3 metrelik düşüş T ürkiye’nin “Tahıl Ambarı” Konya Kapalı Havzası’nda su kaynaklarının akılcı kullanımını teşvik etmek amacıyla 2008 yılından bu yana sürdürülen ‘İklime Uyum Seferberliği Projesi’nin altıncı yılında ‘Örnek Kasaba’ uygulamasını başlatan ETİ Burçak ve WWFTürkiye, Oğuzeli Kasabası’nı tüm Konya Kapalı Havzası ve hatta Türk tarımı için örnek bir bölge haline getirmeyi hedefliyor. Oğuzeli’nde kısa sürede 5 mısır ve ayçiçeği tarlasında damla sulama ve 1 buğday tarlasında yağmurlama sulama olmak üzere toplam 6 tarlada modern sulama tekniklerine geçen ETİ Burçak ve WWFTürkiye, Oğuzeli’ndeki örnek tarlalarda yüzde 40 daha az sulama ile yüzde 25 verim artışı elde etti. Bu amaçla Oğuzeli’nde 2013 yılı sonuna kadar yaklaşık 200 çiftçiye modern sulama konusunda teorik ve uygulamalı eğitim verilmesi hedefleniyor. Türkiye’de üretilen şeker pancarının yaklaşık yüzde 36’sının, buğdayın yüzde 9’unun, arpanın yüzde 8’inin Konya Kapalı Havzası’nda yetiştiriliyor. “Ekosistemdeki bozulma hepimizi ilgilendiriyor” Dünyada doğal kaynakların giderek yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğu bir dönemin yaşandığını anlatan ETİ İcra Kurulu Başkanı Hakan Polatoğlu, “Kuraklık, susuzluk ve ekosistem dengesinin bozulması ile oluşan felaketler dünyanın her yerinde sıkça yaşanıyor. Hem bizleri hem de gelecek nesillerimizi yakından ilgilendiren bu tehlike karşısında, 2008 yılında ETİ Burçak markamız ve WWF–Türkiye işbirliği ile bir proje hayata geçirdik. Bizim için büyük önem arz eden, uzun soluklu ve sürdürülebilir olmasına özen gösterdiğimiz bu proje Konya Kapalı Havzası özelinde mevcut su kaynaklarının akılcı kullanımını teşvik etmeyi amaçlıyor” diyor. Konya Kapalı Havzası’nın sulak alanlar ve biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en önemli 200 ekolojik bölgelerinden biri olduğuna dikkat çeken Polatoğlu, “Konya Havzası, Türkiye’nin tarım yapılabilir arazi yaşandığı tespit edildi. Bu düşüşün yüzde 80’inin son 10 yıl içinde gerçekleşmesi de endişe verici. 2030’ların sonundan itibaren Konya Havzası’na yüzde 2030 daha az yağış düşmesi bekleniyor. Önümüzdeki 50 içinde de havzadaki toplam kullanılabilir su miktarında yüzde 56 azalma bekleniyor. Bu tehlikeler de göz önüne alındığında, kullanım alışkanlıkları değiştirilmezse Konya Havzası’nda su kullanımı sürdürülebilir görünmüyor” diye de ekliyor. Polatoğlu, Türkiye genelinde tarımsal sulamanın yüzde 92’sinin geleneksel yöntemlerle yapıldığı için suyun yüzde 50’den fazlası daha tarladaki ürüne ulaşamadan yok olduğuna da dikkat çekiyor. İklime Uyum Seferberliği Projesi’nin devam ettiği 5 yıl boyunca 700 futbol sahasına eşdeğer olan 2 bin 800 dekarlık alandaki pilot uygulama yapıldığını anlatan Polatoğlu, “Bu sayede toplam 407 bin m3’lük su tasarrufu sağlandı. Bu da 65 olimpik yüzme havuzuna karşılık geliyor. Beş yılda 41 bin km yol kat ettik. Bu mesafe dünyanın etrafını bir kez dolaşmakla eşdeğer.” diyor. Oğuzeli’nin yeraltı su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımının sağlanmasına örnek teşkil etmesi açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Polatoğlu, “Oğuzeli’nde elde edilecek olumlu sonuçların çarpan etkisi oluşturmasını, böylece bölgedeki diğer çiftçilerin de modern sulamaya geçmelerini teşvik etmeyi planlıyoruz. Oğuzeli’ni Konya Kapalı Havzası ve hatta Türk tarımı için örnek bir bölge haline getirmeyi hedefliyoruz” diyor. Türkiye’de üretilen şeker pancarının yaklaşık %36’sının, buğdayın yüzde 9’unun, arpanın yüzde 8’inin Konya Kapalı Havzası’nda yetiştirildiğini anlatan WWFTürkiye Genel Müdürü Tolga Baştak da ekliyor: “Bölgeye son 5 yılda gerçekleştirilen kamu yatırımlarının yüzde 29’u tarım sektörüne yapılmış durumda. Ancak ekolojik ve ekonomik açıdan böylesine önemli bir Havza’da su kaynaklarının kullanımıyla ilgili ciddi sorunlar olduğunu görüyoruz. Havza’da her yıl su bütçesinin üzerinde su kullanılıyor ve bu bütçe açığı yeraltı sularının aşırı çekimi ile kapatılmaya çalışılıyor. Yani sadece tarımsal sulama için Konya Havzası’nda her yıl kullanılabilir su kaynağına ek olarak 22,5 milyar m3 su, yeraltı suyu rezervlerinden çekiliyor. Bu nedenle yeraltı su depoları hızla tüketiliyor” Türkiye’nin Canı’ndan ikinci hibe çağrısı “K üresel sorunlara yerel çözümler” düşüncesinden yola çıkarak Türkiye’nin sahip olduğu doğal zenginliğin korunması için yerel sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi amacıyla WWFTürkiye tarafından başlatılan Türkiye’nin Canı Hibe Programı’nın ilk dönemi tamamlandı. Yeni dönem için oluşturulan kaynakla WWFTürkiye, şimdi ikinci kez yerel doğa koruma girişimlerine önemli bir fırsat sunuyor. www.turkiyenincani.org adresinde yer alan Türkiye’nin Canı Hibe Rehberi’ne göre hazırlanacak başvurular; öncelikli ihtiyaç, katılımcılık, uygulanabilirlik, sürdürülebilirlik ve kalıcı etki gibi ölçütler ışığında değerlendirilecek. Hibe desteği almaya hak kazanan projeler, yapılacak ön değerlendirmenin ardından Seçici Kurul tarafından belirlenecek. Yerel sivil toplum kuruluşları tarafından geliştirilen ve yürütülen doğa koruma projeleri, Türkiye’nin doğal zenginliğini oluşturan değerli parçaların bir arada tutulmasına yardımcı oluyor. Türkiye’nin Canı Hibe Programı ile desteklenen projeler, yöre halkının ve yerel sivil toplum kuruluşlarının el ele vererek kendi doğal değerlerine sahip çıkmasını sağlıyor. Geçen yıl başlatılan kampanya kapsamında, Anadolu’nun dört bir yanındaki yerel sivil toplum kuruluşları tarafından Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğini korumayı amaçlayan altı projeye kaynak sağlanmıştı. Bir süre önce tamamlanan Türkiye’nin Canı Hibe Programı’nın ilk döneminde desteklenen projelerle, Hatay’ın kutsal sayılan dağ ceylanları, Samandağı’nın tehlike altındaki deniz kaplumbağaları, Antalya’nın endemik bitkileri, Küre Dağları’nda yetişen doğal mantarlar, Akdeniz’de keşfedilen yarasa kolonileri ve sadece Trakya’da yaşayan yer yediuyurlarının güncel durumları ve doğal yaşam alanları değerlendirildi; karşı karşıya bulundukları tehditler ve sorunların giderilmesi yönünde çalışmalar yapıldı, korunmaları için somut adımlar atıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle